Eski Dünya Bankası Baş Ekonomisti Prof. van Winjbergen: Türkiye 1980'lerin Latin Amerika ülkelerine benziyor

Dünya Bankası Eski Baş Ekonomisti ve Amsterdam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Sweder van Wijnbergen, Latin Amerika'nın 1980'lerdeki popülist yönetimlere benzettiği Türkiye'nin, son çare olarak IMF'ye başvurmak zorunda kalacağını söyledi. Uluslararası ekonomi profesörü Steven Brakman ise "Damadın işine derhal son verilmeli ama bunun gerçekleşme ihtimali düşük" diyor.

Eski Dünya Bankası Baş Ekonomisti Prof. van Winjbergen: Türkiye 1980'lerin Latin Amerika ülkelerine benziyor
Abone Ol google-news
BBC Türkçe
Yayınlanma: 19.08.2018 - 19:01

Getty Images

Dünya Bankası Eski Baş Ekonomisti ve Amsterdam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Sweder van Wijnbergen, Latin Amerika'nın 1980'lerdeki popülist yönetimlere benzettiği Türkiye'nin, son çare olarak IMF'ye başvurmak zorunda kalacağını söyledi.

Türk lirasındaki değer kaybıyla birlikte sıkıntılı bir süreç yaşayan Türkiye ekonomisi, iPhone boykotu, Amerikan ürünlerine yönelik ithalat vergisi artırımı ve Katar'dan sağlanan finansal destekle, darboğazdan çıkmaya çalışıyor.

Peki bu önlemler, Türkiye'yi sıkıntılı süreçten kurtarabilir mi? Hollanda'nın en çok izlenen haber portalı nu.nl, bu soruya yanıt aradı. Ekonomi uzmanlarına göre yanıt "hayır".

Prof. Sweder van Wijnbergen, boykot kararının Türk ekonomisine katkı sağlayacağını düşünmüyor.

"Sorun Erdoğan'ın politikaları"

ABD Başkanı Donald Trump ile yaşanan kavganın ekonomik kriz açısından önemli olmadığına işaret eden Hollandalı profesöre göre, asıl sorun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimi:

"Türkiye, Erdoğan'ın politikalarından dolayı zaten çok zayıf durumda. En ufak bir dokunuş, büyük düşüşlere neden olabilir. Alınan önlemler tavadaki yangını söndürebilir ama liradaki düşüşü tersine çeviremez."

Van Wijnberger, Erdoğan'ın 2000'lerin başında yaşanan ekonomik durgunluk sonrası iyi işler yaptığını anımsatıyor. Ancak, iktidarı tam olarak ele geçirdikten sonra Cumhurbaşkanı'nın "raydan çıktığını ve herkesi düşman olarak başladığını" söylüyor.

Van Wijnbergen'e göre, bu yabancı yatırımcıya uygun bir iklim değil. Türkiye'nin şu bugünki durumunu 1980'lerde Latin Amerika'daki popülist yönetimlere benzeten Hollandalı uzman, "Dünya Bankası'ndaki deneyimlerimden biliyorum; tüm otokratik rejimler bir süreliğine çok iyi görünüyor" diyor.

Latin Amerika ülkelerinin de, ekonomiyi dış borçla finanse ettiklerini ve sonunda sermaye kaçışına neden olduklarını söyleyen eski Dünya Bankası yetkilisi, bu nedenle "suyun üzerinde kalabilmek için garip kararlar aldıklarını" söyledi.

Arjantin'in, emeklilik fonlarına el koymasını buna örnek gösteren van Wijnbergen, "Erdoğan'ın yapacağı da buna benzer şeyler" dedi.

Latin Amerika ülkelerinin son çare olarak Uluslararası Para Fonu'na (IMF) başvurmak zorunda kaldıklarını anımsatan Sweder van Wijnbergen, Türkiye'nin de bu yolu izleyeceği görüşünde.

Ankara'nın "IMF seçeneğinin gündemde olmadığı" yönündeki açıklamalarını anımsatan Hollandalı profesör, "Latin Amerikalılar da bunu söyler, bayrak sallayıp 'teslim olmayacağız' derdi. Ama zamanı geldiğinde bunu yapmaları gerekecek" görüşünü dile getirdi.

Groningen Üniversitesi'nden uluslararası ekonomi profesörü Steven Brakman da, ABD mallarına yönelik boykot ve alınan diğer önlemlerin Türkiye'nin sorunlarını çözeceğine inanmıyor.

Brakman'a göre Erdoğan, ABD Başkanı Trump ile yaşanan çekişmeden memnun bile olabilir. Çünkü bu kavga, dikkatleri ekonomideki birçok temel sorundan uzaklaştırıyor.

"Damadın işine derhal son verilmeli"

Prof. Brakman, bu çalkantılı süreçte Türkiye'nin Asya krizinden ders çıkartarak, oldukça sert önlemler alması gerektiğine inanıyor.

Steven Brakman, Türk ekonomisindeki sorunları aşmak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

"Türkiye, yatırımcının güvenini yeniden kazanmak zorunda. Merkez Bankası'nın onurunu geri vererek, bağımsızlığını yeniden tesis etmeli. Damadın işine son vererek, onun yerine bağımsız bir ekonomi uzmanı getirmeli. Ancak bunların gerçekleşme şansı çok düşük."

Hollanda medyasına göre, dış borçla elde edilen sermaye inşaat projelerinde eridi ve bir "emlak balonu" yaratıldı. Liradaki büyük düşüş, üretim artışının azalmasına ve enflasyonun büyümesine yol açtı.

Yüksek enflasyon nedeniyle yatırımcılar paralarını çekerken, ithal ürünler daha pahalı hale geldi ve sadece sert önlemlerle desteklenebilecek bir ekonomik kısır döngü ortaya çıktı.


BBC Türkçe
Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler