Evlatlık edinmede hak düşürücü süre

Anayasa Mahkemesinin, evlatlık ilişkisinin kaldırılmasında dava hakkının evlat edinme işleminin üzerinden 5 yıl geçmesiyle düşeceğine ilişkin kanun hükmünü iptal gerekçesi Resmi Gazete'de yayımlandı.

Evlatlık edinmede hak düşürücü süre
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.07.2013 - 17:36

Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi, Türk Medeni Kanunu'nun 319. maddesinde yer alan "ve her halde evlat edinme işleminin üzerinden beş yıl" ibaresinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu.

Davayı esastan görüşen Anayasa Mahkemesi, söz konusu ibareyi Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti. Yüksek Mahkeme, iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak 6 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verdi.

İptal gerekçesinde, itiraz konusu kuralın yer aldığı kanun maddesi uyarınca, evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına ilişkin dava hakkının, ilişkinin kaldırılmasını gerektiren sebebin öğrenilmesinden itibaren bir yıl ve her halde evlat edinme işleminin üzerinden 5 yıl geçmekle düştüğü, 5 yıllık sürenin, evlat edinme kararının kesinleştiği tarihten itibaren başladığı hatırlatıldı.

Kanunların kamu yararının sağlanması amacına yönelik olmasının, genel, objektif, adil kurallar içermesi ve hakkaniyet ölçütlerini gözetmesinin hukuk devletinin gereği olduğu vurgulanan gerekçede, bu nedenle kanun koyucunun hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerektiği belirtildi.

Anayasa'nın 36. maddesinde, hak arama özgürlüğünün güvence altına alındığı anımsatılan gerekçede, Anayasa'nın 13. maddesine göre temel hak ve özgürlüklere yönelik sınırlamaların, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı, hak ve özgürlüklerin özlerine de dokunamacağının altı çizildi.

Anayasa'nın 41. maddesinde, Türk toplumunun temeli olarak tanımlanan aile ve çocukların yüksek çıkarının korunması için tedbirler alınması devlete verilmiş bir ödev olduğu belirtilen gerekçede, "Çocuğun korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça biyolojik anne ve babası ile kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahip olduğu düşünüldüğünde, bu hakkı ve işlevselliğini koruyan hak arama özgürlüğünü zedeleyecek nitelikteki kuralın, gözetilmesi gereken birey ve kamu yararı arasındaki adil dengeyi koruduğu söylenemeyecektir" denildi.

İtiraz konusu kuralda, evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasının belli sürelerle sınırlandırılmasındaki amacın, çocuğun ve ailenin devamlı olarak dava tehdidi altında bulundurulmasını engelleyerek evlat edinme ilişkisine istikrar kazandırmak, aileyi ve çocuğu korumak, ailenin ve toplumun huzurunun bozulmasını önlemek olduğu belirtilen gerekçede, şu ifadelere yer verildi:

"Kanun'da kişinin kusuru olmaksızın, onu, vaktinde dava açmaktan alıkoyan haklı nedenlerin varlığından dolayı evlat edinme işleminin ortadan kaldırılması davasının süresinde açılamaması durumu için herhangi bir düzenleme öngörülmemiştir. Kanun'a göre evlat edinme kararının kesinleştiği tarihten itibaren beş yıllık süre geçtikten sonra, gecikmeyi haklı kılan bir neden olsa bile evlat edinme işleminin kaldırılmasına ilişkin dava, süre yönünden reddedilecektir. Haklı nedenlerle evlatlık ilişkisinin kaldırılması ile ilgili sebebi, evlat edinme kararının kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıllık süre dolduktan sonra öğrenen kişinin, durumu geç öğrenmesine yol açan haklı nedenin varlığı değerlendirilmeden dava hakkını beş yıllık hak düşürücü süreye bağlayan itiraz konusu kural ile kişinin dava açma hakkı ölçüsüz bir şekilde sınırlanmakta ve hak arama hürriyetinin özü zedelenmektedir."
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon