Evren'den 'yeniçeri' örneği
12 Eylül davası dosyasına giren Sıkıyönetim Koordinasyon Toplantıları'nın tutanakları 32 yıl sonra ortaya çıktı.
Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde yapılan toplantıda konuşan Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, olaylar karşısında yetersiz kalan Emniyet için Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması önerisinde bulunmuş. Umudu ABD’lilerde arayan Evren, Amerikalıların kendilerine verdiği uzmanlarla Emniyet teşkilatında okullar açılmasını, yeni teknikler öğretilmesini teklif etmiş. Ecevit’ten sonra başbakanlığı devralan Süleyman Demirel ise bir toplantıda sıkıyönetim başlayalı 16 ay olmasına karşın bir tane idam kararının Meclis’e intikal etmemesinden yakınarak “Bir tane karar elime geçse Meclislerin karşısına gidip dikileceğim” ifadesi kullanmış.
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’na gelen ve 12 Eylül davasına bakan mahkemeye gönderilen “gizli” belgelere Cumhuriyet ulaştı. Belgeler arasında Genelkurmay Başkanlığı tarafından gönderilen Sıkıyönetim Koordinasyon Toplantıları tutanakları dikkat çekti. Başbakan Ecevit, Genelkurmay Başkanı Evren’in de katıldığı 19 Ocak 1979 tarihindeki toplantıda konuşmacılar emniyetin olayları önlemekteki yetersizlinden yakınıyor. Kenan Evren, II. Mahmut zamanında Yeniçeri Ocağı’nın lağvedildiğine dikkat çekerek şöyle diyor: “Yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye kurulmuştur ve yeniden uzmanlar getirilmiş ve uzmanlar orduyu yetiştirmiştir. O halde ben derim ki emniyet müdürlüğü teşkilatına, vilayetlere Amerikalıların bize verdiği uzmanlarla ekipler gelecek. Bir süre 3 ay, 6 ay, 1 sene bunları yetiştirecekler, kurslar açacaklar, yeni okullar açacaklar, yeni teknikleri öğretecekler. Ancak biz bu teşkilatı böyle yola koyabiliriz ve onların işe yaramaz dedikleri adamları atmak lazım.”
Ecevit: Polis hınç alıyor
Toplantıda polis teşkilatındaki Pol-Der ve Pol- Bir adı altında yapılan farklı gruplara ilişkin olarak Evren, derneklerin kapatılması önerisinde bulunuyor. Aynı toplantıda Ecevit ise Emniyet görevlilerin kişisel hınçla hareket ettiğini belirterek, şunları kaydediyor: “Sıkıyönetim bölgelerinde polis sırtını sıkıyönetime dayayarak yetkilerini çok aşan tabiri mazur görürseniz şımarıkça davranmaktadır. Sıkıyönetim yarattığı ortamdan yararlanarak eylemlere giriyorlar. Aynı zamanda sıkıyönetim komutanlarının da emniyet mensuplarını bu konuda uyarmalarında büyük yarar vardır. Kişisel hınç almak heveslerini, filen bu dönemi uygulama yoluna gidiyorlar”
‘Hastalık devletin içinde’
Ecevit’ten sonra Başbakanlığı devralan Süleyman Demirel, 16 Nisan 1980 tarihinde yapılan sıkıyönetim toplantısında dikkat çeken sözler kullanıyor. Demirel, hassas ilçeler içerisinde sıkıyönetim bölgesinde olmayan önemli yerin Fatsa olduğunu, buraya yapılan birinci operasyonun duyulmasının sonucu tesirsiz kıldığını belirterek, şöyle yakınıyor:
“Eğer yapılacak bir operasyon duyulabiliyorsa o zaman hastalık devletin kendi içindedir. Öyleyse devletin kendi içindeki temizlikten başlayarak bu işin üstüne varmak gerektirmiştir ki kimsenin gözyaşına bakmadan o istikamette yol almaya devam edecektir.”
Asker vekilin kellesini istemiş
Ankara Sıkıyönetim Komutanı Korgeneral Nihat Özer ise konuşmasında bir senatörün dokunulmazlığının kaldırılmamasından dolayı sitem ederken, “Haziran ayından beri dokunulmazlığının kaldırılmasını istediğimiz bir senatör hakkında mart ayında senatörün dokunulmazlığına lüzum olmadığı kararı bize intikal etmiş” diyor.
İdam talebi
Toplantıda son sözü alan Demirel, sıkıyönetim mahkemelerinin zamanında karar vermemesini eleştiriyor. Bir tane idam kararının 16 ay zaptında mahkemelerden ve Yargıtay’dan geçip Meclis’e intikal etmediğini dile getiren Demirel, bu konuda şu değerlendirmeyi yapıyor: “Her gün soruyorum ne zaman bu geçebilir diye? Sıkıyönetim başlayalı 16 aydır bir tane idam kararı meclislere intikal etmemiştir. Sıkıyönetim suçlarından dolayı bir tane karar elime geçse Meclislerin karşısına gidip dikileceğim.”
Toplantının önemli bir gündemini bir ay sonra yapılacak 1 Mayıs kutlamaları da oluşturmuş. Demirel, 1 Mayıs konusunda komutanların rahatlatacak şu sözleri kullanıyor: “1 Mayıs meselesi sizleri tedirgin edecektir. Her ne şekilde olursa olsun yani orak-çekiç bayraklarla Lenin’i-Stalin’i bir takım adamları bu sokaklarda dolaştırmayız. Yani herkes komünist ise cehennemin dibine kadar yolu var. Gerek sıkıyönetim olan bölgelerimizde gerek sıkıyönetim olmayan bölgelerimizde gayet dikkatli davranacağız.”
Yılmaz sahiplenmedi
Komisyon, hazırladığı raporu ve tüm eklerini 12 Eylül davasına bakan mahkemeye gönderdi. Belgeler arasında Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın (ÖKK) tarihçesini anlatan “gizli” ibareli bir “bilgi notu” yer aldı. ÖKK’nin 1952’de Bakanlar Kurulu kararıyla kurulduğunu anlatan Yılmaz, bilgi notunda “Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda kontrgerilla yapılanması yoktur” dedi. Savcı Doğan Öz, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e sunduğu raporda, “Kontrgerilla, Genelkurmay Özel Harp Dairesi’ne bağlıdır” demiş, kısa süre sonra öldürülmüştü.
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Sette kavga çıkmıştı: Siyah Kalp dizisinde flaş ayrılık