"Fransa, Ortaçağ'a geri götürdü"

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Fransa meclisinin dün kabul ettiği 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının inkarını suç sayan yasa tasarısına ilişkin, "Fransa ulusal meclisinin aldığı kararla Ortadoğu'daki diktatörler arasında hiçbir fark yoktur" dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 23.12.2011 - 12:34

Bakan Davutoğlu, 4. Büyükelçiler Konferansı'nın açılışında yaptığı konuşmada, Fransa Meclisi'nde kabul edilen tasarıya da yer verdi.

Davutoğlu, "Fransa Meclisi'nin dünkü aldığı kararla felsefi ve düşünsel olarak Avrupa Orta Çağ'a dönmüştür" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Nasıl Kaddafi rejimi, Bin Ali rejimi, Esad rejimi kendi halklarına ne düşünlemeleri gerektiğini, neyin düşünülmesinin yasak olduğunu veya neyi düşünmenin doğru olduğunu dikte ettilerse, dün de Fransa ulusal meclisi ve arkasındaki siyasi liderler Avrupalılara neyi düşünmeleri gerektiğini ve neyi tartışmamaları gerektiğini dikte etmişlerdir ve bu anlamda Fransa ulusal meclisinin aldığı kararla Ortadoğu'daki diktatörler arasında hiçbir fark yoktur."

Bakan Davutoğlu, eleştirmeye ve tartışmaya hazır olmayanlara gidip 18. yüzyıl Fransız aydınlanmasının öncülerini okumaları tavsiyesinde bulunarak, 16 ve 19. yüzyılda yaşanan büyük din, mezhep ve etnisite çatışmalarındaki dogmaları tekrar okumaları gerektiğini belirtti. Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Eğer demokrasi, seçimler yaklaştığında oyları alabilmek adına bütün Avrupa değerlerini ayaklar altına almaksa, işte o zaman AB'nin geleceği ve Avrupa demokrasisinin geleceği gerçek bir tehdit altında demektir. Ben buradan Fransız entellektüelleri başta olmak üzere bütün Avrupa entellektüellerine seslenmek istiyorum: Bu değerlere sahip çıkın. 19. yüzyılı Avrupa yüzyılı yapan o değerlerin sahipçileri olsunlar.

Onlar da seslerini yükseltsinler. Biz zaten sesimizi yükselteceğiz. Bizim böyle bir haksızlık karşısında sesimizin kısılacağını, (zamana yayalım bunu) diyeceğimizi düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Dün Sayın Başbakanımızın da çok net söylediği gibi dünyanın her yerinde sesimizi yükselteceğiz. Tek bir yerde sizlerin sesinizin kısık olmasını istemiyorum. Hiçbir yerde boynumuzu eğmeyeceğiz. Bize yapılan baskılara karşı hiçbir yerde sessiz kalmayacağız. Onların yasak olduğu yerlerde gideceğiz ve açık ve gür sesle (biz bu iddiaları tanımıyoruz) diyeceğiz."

Büyükelçilere seslendi

Davutoğlu, özellikle Fransa'daki büyükelçilere seslendiğini, Fransa'da sadece Paris'te büyükelçi olmadığını söyleyerek, şunları bildirdi:

"Engin Bey (Türkiye'nin Avrupa Konseyi Daimi Temsilcisi Engin Soysal) bakıyor oradan (Strasbourg'da ne olacak?) diye. Avrupa Konseyi, insan hakları mahkemesinin baş şehri, fikir özgürlüğünün baş şehri Strasbourg Fransa sınırları içinde. Özellikle de Avrupa Konseyi'nde sesimizi yükselteceğiz. Eğer Avrupalılar kendi değerlerini sahip çıkmıyorlarsa, biz o değerlere sahip çıkacağız."

"Sınavda olan Fransa Senatosu"

Bakan Davutoğlu, Fransız Senatosu'na da seslenerek, "Şimdi bu değerlerin nihai koruma mevzini size dönüştürdüler. 577 kişilik Meclis'te, 50 kadar yani yüzde 10'dan az milletvekilinin katılımıyla oluşturdukları bir bombayı, fünyesi çekilmiş şekilde Senato'nun önüne koydular. Bize de hep (merak etmeyin, Fransa'da ortak akıl vardır, ileri aşamalarda bu durdurulur" mesajı yolluyorlar. Bundan sonra sınavda olan biz değiliz, Fransa Senatosu, Fransız toplumu ve halkıdır. Bakacağız ve göreceğiz bu sınavı nasıl geçecekler veya geçemeyecekler? Dünyada hiçbir yasakçı zihniyet yaşamamıştır, bu yasakçı zihniyetin yaşaması da mümkün değildir."

Uygulanacak tedbirlere ilişkin

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün uygulanacak tedbirleri açıkladığını hatırlatan Davutoğlu, bu tedbirlerin ilk aşama olduğunu belirterek, "Her aşamasında Fransa'nın atacağı adımlara göre bu tedbirler daha da şiddetlenecek veya daha hafifleyecektir. Her aşamasında Ankara'da bunu değerlendireceğiz. Bundan sonra alacağımız kararlar bu çerçevede kesin ve kararlı bir tutum olacak" dedi. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çünkü artık onların daha önce yaptıkları gibi dikte ettiklerinde o dikteyi kabul etmek zorunda kalan bir Türkiye yok. IMF kapısı önünde borç bekleyen bir Türkiye yok. Bölünür müyüm korkusu, Sevr paranoyası ile defansif alanlara çekilmiş bir Türkiye yok. Dünyanın her yerinde diplomasi yapan, gücünü her yerde gösteren bir Türkiye var, Türk başbakanı gittiğinde bütün Libya'nın, Mısır'ın, Tunus'un ayağa kalktığı bir Türkiye var. Kalplere konuşan bir Türkiye var."


 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon