Füle Türkiye'nin Ortadoğu açılımını değerlendirdi

Füle, Avrupa Parlamentosu'nun aşırı sağ kanada mensup Hollandalı Üyesi Barry Madlener'in Türkiye'nin Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilere "yüksek öncelik" vermesinin AB müzakerelerini nasıl etkileyeceğine ilişkin yazılı soru önergesini yanıtladı.

Belçika'nın AB dönem başkanlığında Türkiye'nin üyeliği konusunda hangi adımların atılacağını soran Madlener, "Belçika'nın önereceği politika, İslamcı Erdoğan tarafından yönetilen Türk hükümetinin, İran ve Suriye benzeri hileci devletler gibi Orta Doğu ülkeleriyle ilişkilere yüksek öncelik verilmesi yeni yaklaşımıyla ne şekilde uyumlu olacak?" dedi. Türkiye'nin Mavi Marmara olayı sonrası İsrail karşıtı sert açıklamalarının müzakerelerinin kesilmesini gerektirip gerektirmeyeceğini de soran Maldener, önergesini "Komisyon Türkiye'nin AB'ye katılmasına asla izin verilmemesi gerektiğini ne zaman açıklayacak?" diye bitirdi.

Füle'den vekil'e: Türkiye Ortadoğu'ya açılmakla AB'yi ihmal etmiyor

Stefan Füle ise yanıtında müzakerelerin ilerlemesinin Türkiye'nin atacağı adımlara bağlı olduğunu belirterek, geçici kapalı başlıkların açılması için Türkiye'nin kriterleri karşılamasının umulduğunu kaydetti. Türkiye'nin üçüncü ülke ve uluslararası örgütlerle ilişkilerinin AB ile uyumlu biçimde yürütülmesi gerektiğini belirten Füle, "Türkiye pozisyonunu son yıllarda devamlı olarak Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası sınırları içindeki beyan, deklarasyon ve açıklamalara uyarlamıştır" dedi.

Füle, AB Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi'nin Aralık 2009'da Türkiye'nin, Orta Doğu ve Güney Kafkaslarda güvenlik, kültürlerarası diyalogun geliştirilmesi ve enerji arzı alanlarında önemli role sahip bölgesel bir oyuncu olduğunu açıkladığına değindi. Stefan Füle, Hollandalı vekile "Bu pozisyon Mayıs 2010'daki Ortaklık Konseyi tarafından da onaylandı. Bu nedenle komisyonun Türkiye'nin dış politikasının katılım müzakerelerinin devamının alacağı şekil için bir sorun oluşturduğu yönünde bir gerekçesi yok. Komisyon Türkiye'nin ortak dış ve güvenlik politikasına ilişkin yükümlülüklerini ihlal etmediğini düşünüyor. AB politikası, Mayıs 2010'da Türkiye ile onaylandığı biçimiyle haliyle, katılım sürecinin geliştirilmesini hedefliyor" dedi.