G-20'de küresel ekonominin riskleri tartışıldı

G-20 ülkeleri, 2007-2009 finansal krizinin tekrarını önlemeye dönük planın parçası olarak, ülkelerin ekonomi politikalarının, küresel ekonomiye getirdiği potansiyel riskleri ölçecek bir ''çerçeve'' üzerinde anlaşmaya vardı.

Yayınlanma: 16.04.2011 - 09:13
Abone Ol google-news

IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları kapsamında, G-20 ülkeleri Maliye Bakanları ve Merkez Bankaları Başkanları Toplantısı, ABD'nin başkenti Washington'da yapıldı. Toplantıda Türkiye'yi, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı ve Merkez Bankası Başkan Yardımcısı İbrahim Turhan temsil etti. Toplantı sürerken, dışarıda da IMF'yi protesto eden göstericiler her yıl olduğu gibi caddelerdeki yerlerini aldı.

Tüm gün süren toplantının ardından yayımlanan sonuç bildirisine göre G-20 ülkeleri, 2007-2009 finansal krizinin tekrarını önlemeye dönük planın parçası olarak ülkelerin ekonomi politikalarının, küresel ekonomiye getirdiği potansiyel riskleri ölçecek bir ''çerçeve'' üzerinde anlaşma sağladı.

Buna göre, politikaları küresel istikrara tehdit oluşturan ülkeleri tanımlamak için bir tarama süreci prosedürü izlenecek. Bu kapsamda, G-20 ülkelerinin tamamı, daha önceden üzerinde uzlaşılan parametreler temelinde ekonomilerinin ''sağlığı'' konusunda testlerden geçecek.

Ayrıntılara bakıldığında, iki aşamadan oluşacak tarama sürecinin birinci bölümünde, tüm G-20 ülkeleri, ''kamu borcu ve bütçe açığı, özel tasarruflar ve özel kesim borçluluğu'' ile ''dış dengeyi teşkil eden ticaret dengesi, net sermaye girişleri ve transferler'' olmak üzere iki tür gösterge üzerinden dört farklı yaklaşımla incelenecek. Birinci aşamanın ardından, belirlenen dört yaklaşımdan en az ikisinde ısrarlı şekilde büyük dengesizlikler gösteren ülkeler, ikinci kez daha derin bir analize tabi tutulacak. Burada da bu dengesizliklerin nedeni ortaya çıkarılmaya çalışılacak.

Diğer bir deyişle, IMF, ülkelerin borç düzeyleri, bütçe açıkları ve ticaret dengelerine bakarak, politikalarının küresel ekonomiyi riske atıp atmadığının ve bu politikaların değişip değişmemesi gerektiğinin tespitini yapacak. Bu tarama süreciyle, ''güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyümeyi'' sağlamaya yönelik 2011 Eylem Planı'nı biçimlendirecek düzeltici ve koruyucu önlemler, Fransa'nın Cannes kentinde düzenlenecek zirvede liderler tarafından tartışılacak.

G-20'nin toplam üretiminin yüzde 5 veya daha fazlasına tekabül eden 7 ülkenin otomatik olarak 2. aşamaya geçeceği kaydediliyor. Bu ülkelerin Çin, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Japonya ve Hindistan olacağı belirtiliyor. Bunun yanında, bu sistemin bağlayıcı olmadığı, ancak ülkeleri politikalarını gönüllü olarak değiştirmeye ikna etmek için grup baskısı oluşturmanın amaçlandığı ifade ediliyor.

Toplantının sonuç bildirgesiyle ilgili düzenlenen basın toplantısında da G-20 Dönem Başkanı Fransa'nın Maliye Bakanı Christine Lagarde, anlaşmayı, gelecekteki finansal krizleri önlemek ve küresel ekonomiyi yeniden canlandırmak için ivmeyi devam ettirecek önemli bir başarı olarak tanımladı.
 

''Dengesizliklere bakılacak"

Bildiriyi değerlendiren Merkez Bankası Başkan Yardımcısı İbrahim Turhan, toplantıda, güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümenin sağlanması için ülkelerin karşılıklı tarama süreçleriyle politikalarının uyumlaştırılmasını sağlamaya yönelik konunun en önemli gündem maddesini oluşturduğunu söyledi.

Bu konu için iki aşamalı bir analiz yapılacağını belirten Turhan, ''Birinci adımda bütün G-20 ülkeleri belirlenen kriterlere göre incelenecek ve buna göre sürdürülebilirlikle ilgili problemi olan, dış fazla veya açık veren tüm ülkeler ikinci aşamada daha derin bir incelemeye konu olacaklar. Burada da açıkların yapısal unsurlardan oluşup oluşmadığı, politikalarda bir değişikliğe gidilmesine gerek olup olmadığı, sonuçların dünyadaki dengeli büyüme açısından risk teşkil edip etmediği incelenecek'' dedi. Turhan, tüm bunların sonucunda dengesizliğe yol açan politikalar ortaya çıkarsa, bunların Cannes zirvesinde liderler tarafından ele alınacağını anlattı.
 

''Güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyüme"

Sonuç bildirgesinde belirtilen ''güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyüme'' noktasına dikkati çeken Turhan, büyümenin güçlülüğü konusundaki endişelerin büyük ölçüde ortadan kalktığını söyledi. Sürdürülebilirlikle ilgili konunun da daha çok kamu kesimi açıkları ve bankacılık sisteminden kaynaklanan risklere ilişkin olduğunu ifade eden Turhan, ''Hem kamu kesiminin açıklarının düzeltilmesi hem de finansal sektöre ilişkin düzenlemeler zaman alacak konular'' diye konuştu.

Yine de bu konularda verilen taahhütleri hatırlatan Turhan, dengesizliklerle ilgili olarak da şunları kaydetti:

''Küresel dengesizlikler adı verilen problemin düzeltilebilmesi için dengesizliklerin nereden kaynaklandığının tespit edilmesi lazım. Bunun için de bildiride bahsedilen temel gösterge setleri (kamu açıkları, özel sektör kesim açıkları ve borçluğu ile dış açık) 4 ayrı yönteme göre incelenecek. Bunun sonucuna, belirlenen eşikleri aşan ülkeler ikinci aşamada daha derin bir incelemeye tabi tutulacaklar''.

Geçen yıl Güney Kore'de düzenlenen zirvede güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümeyi sağlamak için ülkelerin politikalarının karşılıklı olarak incelemeye tabi tutulacağı konusunda yaklaşım benimsendiğini hatırlatan Turhan, bunun da Kore'de ortaya çıkan çerçeve kararının devamı niteliğinde olduğunu kaydetti.
 

''Toplantının diğer önemli konusu uluslararası para sistemi oldu"

Turhan, toplantıda ikinci önemli konunun uluslararası para sistemi olduğunu söyledi.
Bu konuyu Fransa'nın gündeme getirdiğini belirten Turhan, ''Bu konuda da özellikle uluslararası para sistemiyle ilgili IMF'in gözetimini güçlendirme yönünde bir eğilim ortaya çıktı'' dedi.

Toplantıda konular bu aşamaya gelinceye kadar, üç ayrı çalışma grubunda teknik düzeyde çalışmalar yapıldığını ifade eden Turhan, şunları söyledi:

''Geçen toplantıda bizim bir uyarımız oldu, şimdiye kadar genellikle bu çalışma grupları, çok fazla bir araya gelmeden, çoğunlukla telekonferans yöntemiyle hazırlıkları yapıyor, konuları başkan yardımcılarının ve müsteşarların önüne getiriyorlardı ve orada da çok büyük tartışmalar çıkıyordu. Geçen yıl özellikle çalışma gruplarının daha etkin şekilde kullanılması yönünde uyarıda bulunduk. Onu da dikkate aldılar. İki ay içinde arkadaşlarımız, telekonferanslar hariç 2 yüzyüze toplantı yaptı ve daha da yapacaklar.

Hem Merkez Bankası hem de Hazine Müsteşarlığındaki arkadaşlarımız son derece başarılı çalışma yürüttüler. IMF ile son derece aktif bir çalışma içine girdik. Örneğin, bu çalışmada bizim birtakım katılmadığımız hususlar vardı, onları da karşılıklı tartışmak üzere bir mutabakata varıldı. Dolasıyla ortaya çıkan sonuç, tabii ki bizim açımızdan olumlu.''

Turhan, bu çalışmaların başarıya ulaşmasında en önemli payın Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankasındaki teknik ekiplere ait olduğunu vurguladı. Turhan şu bilgileri verdi:

''Özellikle geçen yıl Türkiye'de sağlanmış olan yüksek büyüme ve buna karşılık enflasyon görünümünün şu an itibariyle diğer bazı gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığı zaman nispeten daha olumlu bir görünüm arz etmesi, herkesin dikkatini çeken hususlar oldu. Enflasyonda risk faktörleri yukarı yönlü, bunun farkında ve bilincindeyiz, ancak yine de bütün bunlara rağmen diğer gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırıldığında nispeten olumlu bir görüntü var.''

Turhan, görüşmelerinde daha çok, Türkiye'nin ekonomik performansıyla ilgili müzakerelerde bulunduklarını kaydetti.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler