Gayri ahlaki kampanyaya dönüştürülüyor

TBMM Çevre Komisyonu Başkanı ve AKP Ankara Milletvekili Haluk Özdalga yaptığı yazılı açıklamada, Ergenekon soruşturması kapsamında son gözaltıları eleştiren ve bu yönde AKP iktidarına suçlamalarda bulunan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a tepki gösterdi. Özdalga, yaklaşık 50 kişinin gözaltına alınmasını, bazı evlerde ve mahallelerde arama yapılmasını kapsayan son Ergenekon operasyonuna dönük eleştirilerin, ana muhalefet partisi ve bir kısım medya tarafından kampanyalarla abartıldığını öne sürdü.

Özdalga, "Bu yakışıksız kampanya, demokratik hukuk devletimizin esenliği ve geleceği açısından hayati önem taşıyan Ergenekon davasını gölgeleyebileceği ve engelleyebileceği için, aynı zamanda zararlı ve tehlikelidir" dedi.

Uğursuz lanetli uygulamalar

Ergenekon davasının hedefinin belli olduğunu kaydeden Özdalga, "Demokratik rejimimize ağır hasalar vermiş bulunan ve o doğrultuda gayretlerini son zamanlara kadar sürdüren darbeci gelenek ile özellikle Doğu ve Güneydoğu'da en az 4 bin yurttaşımızın hunharca katledilmesinin, pek çok cinayet ve sabotajın sorumlusu çeteler, hepimizin bildiği gibi, yakın tarihimizin karanlık sayfaları arasındadır. Ergenekon, bu uğursuz ve lanetli uygulamaların sorumluları yargı önünde hesap vermesinin önünü açan bir ilk adımdır" diye konuştu.


Baykal ölçüyü kaçırdı, suçluluk duygusuyla hareket ediyor

Son Ergenekon operasyonuna dönük eleştirileri Özdalga şu sözlerle yanıt verdi:
"Başta ana muhalefet partisi Lideri Deniz Baykal ve bir kısım medya tarafından, kaba çarpıtmalar üzerine kurulu, dürüstlükten uzak gayri ahlaki bir kampanyaya dönüştürülmek istenmektedir.Ne var ki, yargıyı, 'yargısız infaz' yapmakla suçlayabilecek son operasyonun hedefinin 'çağdaş ve laik eğitimi engellemek' hatta '31 Mart'ın rövanşını almak' diye dahi tasvir edebilecek kadar ölçüyü kaçırmış bulunan Sayın Baykal'ın, siyasi kavga ve gerginlik için, demokratik rejim açısından büyük önem taşıyan Ergenekon davasını engellemeyi bile içine sindirebildiği görülmektedir. Sayın Baykal bu ölçüsüz tepkileriyle, belki de, yakın geçmişteki darbe yanlısı tutumunun mesela 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında demokratik rejime karşı TSK'ya dönük açık tahriklerinin ve müdahale çağrılarının üstünü örtmek istemektedir. Belki de yardımcısı Onur Öymen'i askeri karargahlara göndererek TSK komutanlarını kışkırtmış olamanın verdiği vicdani suçluluk duygusu ile böyle hareket etmektedir."