"Genelkurmay asla yalan söylemez"

Balyoz davasında bugün tarihi bir duruşma yaşandı. Eski Genelkurmay Başkanlarından emekli orgeneral Yaşar Büyükanıt, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu ve tutuklu bulunan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ifade verdi. Başbuğ ifadesinde, "Genelkurmay asla yalan söylemez" diye konuştu.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.03.2012 - 07:36

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın 81. duruşması davada tarihi tanıklıklarla sahne oldu. Eski Genelkurmay Başkanlarından emekli orgeneral Yaşar Büyükanıt, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Bekir Kalyoncu, saat 09.30 sıralarında gelerek duruşmada tanıklara ayrılan masalı ve mikrofonlu bölüme oturdu.

Büyükanıt yerine geçerken elini sallayarak sanıklara selam verdi. Daha sonra dinlenecek olan Hasan Durak, Mehmet Pınar, Levent Göznak da tanık sıralarına oturdu. Tanık sıralarının hemen yanındaki sıralara ise davaya müdahil Özgür-Der Başkanı Rıdvan Kaya ve avukatları oturdu. Başkan Ömer Diken ilk olarak “Plan Semineri Gözlemci Sonuç Raporu’nda Daire Başkanı Tümgeneral” olarak imzası bulunan  Bekir Kalyoncu’nun tanık olarak dinleneceğini açıklayarak diğer sanıkların salondan çıkarılmasını istedi.

“Seminerlerde harp oyunu oynanır”

Başkan Ömer Diken, Orgeneral Bekir Kalyoncu’ya “Doğruyu söyleyeceğinizden endişemiz yok, ancak yasayı hatırlatmak zorundayız” diyerek tanıkların yasal yükümlüklüklerini anımsatı ve yemin ettirdi. Diken, iddianamede, 5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu’da yapılan Plan Semineri’nde perde arkasında “darbe planı”nın yapıldığı iddiası bulunduğunu anlatarak “Sizin gözlemci sonuç raporunda imzanız var. Sizde bu seminerde darbe planı yapıldığına ilişkin, rutin dışına çıkıldığına, olağan dışı bir görüşme yapıldığına ilişkin bir şüphe oluştu mu?” diye sordu. Başkan Diken, “Seminerle ilgili Mesaj Formu var. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo’nun (OYTS) görüşülmesi teklif edilmiş. Kara Kuvvetleri Komutanlığı da sonra görülmesi konusunda bir emir vermiş. Emre rağmen OYTS’nin oynandığı iddia ediliyor” diyerek bu konularda tanıklığına başvurulacağını söyledi. Raporda, “olağanüstü bir durum görmediğini” ifade eden Orgeneral Kalyoncu, “Seminerlerde harp oyunu oynanır. Tabiri caizse bir tiyatro oyunudur. Çeşitli enjekteler ile durum kötüleştirilerek çözüm arayışları yapılır” diye konuştu.

“Olağanüstü duruma rastlamadım”

O dönemin ABD’nin Irak’a operasyonunun konuşulduğunu ve bu nedenle Genelkurmay’da yoğun bir çalışma olduğunu anlatan Kalyoncu, şöyle devam etti: “Hatta gözlemci sonuç raporuna 21 Mart’ta imza attım. 20 Mart tarihinde Amerika Irak’a savaş başlatmıştı. Çok yoğun dönemdi. Ben raporda sadece semineri düzenleyen ordunun bir isteği olup olmadığına baktım. Rapora baktığımda herhangi bir olağanüstü duruma rastlamadım, görmedim.”

Üye Hakim Ali Efendi Peksak’ın soruları üzerine Orgeneral Kalyoncu, “O tarihlerde Irak Harekatı söz konusuydu bize gelen tek rapor bu değildi. O zaman raporu ayrıntılı incelemedim” dedi. Hakim Peksak’ın  “Sonuç raporunda planın dışına çıkıldığına dair ve darbe hazırlığı gibi bir duyum aldınız mı veya hissetiniz mi?” sorusunu da Orgeneral Kalyoncu, şu şekilde yanıtladı: “Anadolu’da bir tabir vardır. ‘Fol yok yumurta yok’ diye. Hükümet kurulalı daha 3 ay olmuş, aklıma böyle bir şey gelmedi. Ayrıca Amerika’nın Irak’a harekatı vardı ve Afganistan’daki güçleri devralma gibi bir durumumuz vardı. Darbe bu kadar yoğunlukta aklıma bile gelmezdi.”

Tutuklu sanık Çetin Doğan’ın soruları üzerine “Ne oynandığını sadece önümdeki kağıttan biliyorum” dedi. Başkan Ömer Diken’in Tanık Kalyoncu’ya “Gözlemci sonuç raporuna” ilişkin soru sorulacağı uyarısına karşın sanık askerler çok sayıda soru yönelttiler. Bunun üzerine Kalyoncu  “Kendimi bilirkişi gibi hissettim” diye konuştu.

Savcı Kırbaş’ın soruları

Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş ise “O dönemde irticai ayaklanma olmadığını söylediniz. 1. Ordu OYTS’nin oynanmasında ısrar ediyor ve oynuyor. İç tehdidin öncelikli olduğu raporda yazılmış. O dönemde de Irak konusu gündemde ve savaş durumu varken iç tehditten bahsediliyor. Siz ‘buna kargalar bile güler’ demediniz mi?” diye sordu. Savcı Kırbaş bu soru üzerine sanık ve avukatlarının büyük tepkisiyle karşılaştı. Başkan Ömer Diken, ortamı sakinleştirmeye çalışırken Savcı Kırbaş, “Soruyu netleştirelim. ‘Biz Genelkurmay Başkanlığı olarak neyle uğraşıyoruz? 1. Ordu Komutanlığı neyle uğraşıyor?’ diye düşünmediniz mi” diye sorusunu yineledi. Orgeneral Kalyoncu ise “Bu bir oyundur” yanıtını verdi. Emekli Korgeneral Köksal Karabay da, raporda şüphe uyandıracak bir konu görmediğini söyledi. Savcı Hüseyin Kaplan’ın “Irak ve Yunanistan ile ilgili hususlar gibi en yakın tehlike varken, ordu en yakınında bir senaryo varken afaki işlerle mi uğraşır” sorusu da tepkiyle karşılaştı. Tanık Karabay, “Bu afaki bir çalışma değil. TSK hiçbir zaman afaki çalışma yapmaz. Harp durumunda her şeyi incelemek durumundasınız” diye konuştu.

Yaşar Büyükanıt

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda Yaşar Büyükanıt tanık olarak salondaki yerini aldı. Başkan Ömer Diken, Yaşar Büyükanıt’a dava konusu seminerin sonuç gözlemci raporunda Genelkurmay 2. Başkanı olarak imzasının bulunduğunu belirterek “1. Ordu 2003 seminerinde yasal olmayan bir konular görüşüldüğüne ilişkin bir düşünceye kapıldınız mı?” diye sordu. Büyükanıt, “Önce plan seminerlerine ilişkin bazı konularlı anlatayım” diyerek “Seminerler harp oyunlarıdır. Seminerlerin sonunda hazırlanan gözlemci raporları silsile halinde komutanlara gönderilir” dedi. Büyükanıt, darbe planı yapıldığı iddia edilen seminere ilişkin şunları söyledi: “Mart 2003’teki sonuç raporu Genelkurmay 2. Başkanı olarak bana onay için sunuldu. Ancak bu raporda benim onayımın olması içeriğini onayladığım anlamına gelmiyor. Yazının askeri usulleri uygunu olarak hazırlandığı konusunda onaylanır. Bu raporlar için yapılan rutin bir uygulamadır.”

“İçeriğine ilişkin bazı şeyler de söyleyeyim” diyen Büyükanıt, “Raporu komutana arz etmeden önce temel daire başkanlarından görüş aldık. Hukukçulara da incelettik. İçeriğine bakınca da hukuk dışı bir husus olmadığı kanaatına vardık. Savaş için senaryolar yaratır, oynarsınız, ama o ülkeye taarruz edeceksiniz anlamına gelmez. Alınan tedbirler olabilir. Bu raporu bu kapsamda bir belge olarak görebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Büyükanıt: Darbe planı duymadım da görmedim de

Üye hakim Murat Üründü Büyükaınıt’a “2002 ile 2003 tarihlerinde Türkiye'de öncelikli tehdidin ne olduğunu” sordu. Birinci öncelikli tehditin her dönem değişiceğini ifade eden Büyükanıt “Günümüz için sorarsanız yıllardan beri Türkiye'nin başının belası olan ve olmaya devam eden terörü birinci sıraya koymamız gerekir” dedi. Üründü’nün, 2002-2003 yıllarında irticanın birinci öncelikli olarak iç tehdit olup olmadığı sorusunu Büyükanıt şöyle yanıtladı: “O dönemi bilmiyorum. İrtica, Silahlı Kuvvetler tarafından her zaman bir tehdit olarak görülmüştür. Bu kaçınılmaz bir gerçektir. İrtica, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel esaslarına tehdittir. Laikliğe karşı bir tehdit görülüyorsa bu bir tehdittir. Anayasamızın temel değerlerine karşı bir tehdit varsa bu bir tehdittir tabii. İrtica geniş kapsamlıdır. Herkes kendine göre değerlendirebilir.”

Savcı Hüseyin Kaplan “Genelkurmay Başkanımız, Çetin Doğan’ın İstanbul'da istenilmeyen işler yaptığını öğrenmiş ve bu durum ciddi sıkıntılar doğurmuş. Çetin Doğan’ın 4 Tugay daha istemesine rağmen 1. Orduya bağlı bulunan bazı birimler, farklı Komutanlıklar emrine kaydırılarak olası bir darbeyi engellediği rivayet ediliyor” diyerek bu konudu bir şey duyup duymadığını sordu. Büyükanıt ise “Böyle bir bilgim yok. Kusura bakmayın. Ancak, ben de İstanbul’da 1. Ordu Komutanlığı yaptım. İstanbul, idare edilmesi güç şehirlerden biridir” diye yanıt verdi.  Savcı Savaş Kırbaş’ın “Gözlem sonuç raporunda milli mutabakat hükümetinin kurulacağı sonucuna varılmış. Kim kuracak? 1. Ordu mu?” sorusu yine salonda dalgalanmalara neden oldu. Yaşar Büyükanıt ise “Tabii ki olmaz” diye yanıt verdi. Çetin Doğan’ın “En kötü senaryoda meclisin onaylayacağı milli mutabakarat hükümeti gündeme gelebilir mi?” sorusu üzerine Büyükanıt “Olayın siyasi boyutu var”dedi.

Eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç’ın Balyoz planına ilişkin bir şey duyup duymadığı sorusu üzerine “Konuşulduğunu, duymadım da görmedim de” diye konuştu. Büyükanıt, darbeye teşebbüs ettiği düşünülen askerlerin terfi ettirilip ettirilmediği sorusu üzerine “Terfi ettirmek değil haklarında yasal işlem yapılması gerekir” diye konuştu. Şule Nazlıoğlu Erol’un “2003 yılında 1. Ordu komutanı olarak atandığınızda darbe planı duydunuz mu?” sorusunu Büyükanıt “Duymadım” diye yanıtladı.

 

Başbuğ: Genelkurmay yalan söylemez

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, saat 17.00 sıralarında salona alındı. Halen İrtica ile Mücadele Eylem Planı davası kapsamında tutuklu olan emekli Orgeneral İlker Başbuğ, kimlik tespiti sırasında adresi sorulunca “Adresim belli Silivri” diye yanıt verdi.

Başkan Ömer Diken, İlker Başbuğ’a tanıklık konusunu açıklayarak “5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığı’nda düzenlenen plan seminerinden önce sizin de imzanızın bulunduğu Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın 1. Ordu’ya gönderdiği 3 Ocak 2003 tarihli bir mesaj formu var. Bunda Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo (OEYTS) oynanmaması yer alıyor.  Seminerde OEYTS’nin  oynandığı anlaşılıyor” dedi.

 

Irak konusu

Başbuğ şu ifadelerler konuşmasını sürdürdü:
“Genelkurmay Başkanlığı raporlarına şüpheyle bakılması bizleri çok üzüyor. Genelkurmay Başkanlığı  yalan söylemez. Genelkurmay Başkanı da dahil karargah yalan söylemez.  Eksik bilgi olabilir ama asla yalanı söylemez  sayın hakim. Seminer evraklarının neden imha edildiği sorusuna da tüm seminer evrakları 5 yıl sonra emir gereği güvenlik nedeniyle imha edilir. Başka bir sebepten değil. Gözlemci heyeti bu tatbikatlarda en ufak olağandışılık görürse bize rapor eder. Görevleri budur, böyle bir şey olmadı.”

2002-2003 tarihlerinde Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı olduğunu ifade eden Başbuğ, o dönemde Irak konusunda Kara Kuvvetleri Komutanlığı olarak ABD ile Ankara arasında yürütülen ikili görüşmelere katıldıklarını, yoğun çalışmalar içinde bulunduklarına dikkat çekti.

Başbuğ şu açıklamaları yaptı:
“1. Ordu Komutanlığı’nın icra etmiş olduğu seminer Kara Kuvvetleri Komanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın tatbikat programının bir gereğidir. 1. Ordu Komutanlığı seminere ilişkin planla ilgili 12 Aralık 2002 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na yazı yazarak bilgi vermiştir. Sonra da buna mukabil 3 Ocak 2003 tarihinde mesaj emri çektik.  Mesaj emrinin birinci maddesinde ‘1. Ordu’nun öngördüğü OEYTS’yi Kara Kuvvetleri reddediyor’ deniliyor. ‘Oynamayacaksın’ dedi deniliyor. Hayır yok öyle bir durum. Sadece ‘OEYTS’yi modifiye edin bazı maddelerini tadil edin’ deniliyor. Mesaj emri OEYTS’yi reddetmemektedir. ‘Oynamayın’ denilmesi başta bahsettiğim kurallara karşı ters düşer. Ama ‘ilerde OEYTS’yi modifiye ederek oynayabilirsin’ deniliyor. ‘Modifiye ettikten sonra da oynayacağın tarihi bildir’ deniliyor.”

TÜMAS’a dayanıyor

1. Ordu Komutanlığı’nın  programını planlama ve çalışması yapmakla görevli olduğunu belirten Başbuğ “Olasılığı en yüksek tehlikeli senaryo 2003 tarihinde 2000 tarihli Milli Askeri Stratejik (TÜMAS) dokumanına göre düzenlenmiştir. Bu belgenin üzerinde ise Milli Güvenlik Stratejisi vardır” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Aralık 2002’den itibaren Türkiye’nin çevresinde savaş ortamı geliştiğine dikkat çeken Başbuğ “Bu planların ortaya çıkmasından sonra gizlilikleri ortadan kalktı. Kimse merak etmesin planları değiştirdik” diyerek iddianamede bu planların ortaya döküldüğüne ilişkin üzeri kapalı eleştirisinde bulundu.

Bize sormalısınız

Başbuğ’un  “Senaryonun içeriğinde eğer bir suç unsuru varsa bize sormanız lazım. Neden  oynanmasına müsade ettiniz diye sormalısınız” şeklinde “suç varsa üstlenirim” anlamındaki tavrını  sanıklar memnuniyetle karşıladı.  31 Ocak 2003’te 1. Ordu Komutanlığı’nın plan seminerine ilişkin yazısını gönderdiğini ifade ederek “Bu yazı Genelkurmay Başkanlığı dahil 56 adrese gitmiştir. Bu yazıda OEYTS oynacaklarını, alternatif planlara da bakılacağını  söylüyorlar, Ancak Egemen Harekat Planı’nın öncelikle oynanacağı söyleniyor. Bir boyutuyla Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın isteklerini büyük ölçüde karşıladığı değerlendirdik. 31 Ocak 2003 tarihli yazıya uygun olarak icra edildiğini değerlendirdik” dedi.

Seminere katılan gözlemcilerin komuta katına sözlü ya da yazılı bir bilgi sunduklarını anımsamadığını belirten Başbuğ, “Eğer sıradışı olağan üstü bir durum olsa mutlaka bize anlatırlardı. Bugün burada hatırlamamız söz konusu olamazdı” dedi.

Sonuç raporunun kendilerine sunulup sunulmadığını hatırlamadığını ifade eden Başbuğ “Bugün net olarak bize sunulduğunu hatırlamıyorum. Eğer sunulmuş olsaydı ve olağanüstü durum belirtilseydi bunu unutmamız söz konusu olmazdı” diye konuştu.

Savcı Savaş Kırbaş’ın “Kara Kuvvetleri Komutanı adına gönderdiğiniz mesajda ‘oynamayın’ emri verdiğiniz anlaşılıyor” sözlerine Başbuğ’un daha önce bu konuyu açıkladığı gerekçesiyle avukatlar tepki gösterdi. İlker Başbuğ ise “Şartlar değişirse emir değişir” diye yanıt verdi.

Savcı Kırbaş’ın “Askerlikte böyle midir? Emir nasıl değiştirilir” sözleri daha da büyük tepkiyle karşılandı. Savcı Hüseyin Kaplan ise “OEYTS’nin hangi koşullara göre değiştirildiğini” sorması tepkilere neden oldu. İlker Başbuğ, OEYTS’nin Türk Milli ve Askeri Stratejik Konsept Belgesi’ne dayanılarak hazırlandığını anlattı.

Başkan Diken’e övgü

Başkan Ömer Diken, savcıların soruları sırasında Başbuğ’un ifadelerini açıklaması üzerine sanıklar tarafından alkışlandı. Başbuğ da Başkan Diken’e “Askerliğinizi iyi yapmışsınız” diye övgüde bulundu. Başkan Ömer Diken de “Biz soruları sormadan bir bütünlük içerisinde açıklamalar yaptınız” dedi.

Başbuğ’un tanıklık ifadesi saat 18.30 sıralarında tamamlandı.

Tanal’ın müdahalesi

Savcı Savaş Kırbaş’a salonda tepki gösterilirken duruşmayı tutuksuz sanıklara ayrılan bölümden izleyen CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da ayağa kalkarak tepki gösterdi. Tanal’ın milletvekili olduğunu söylemesi üzerine Savcı Kırbaş “Milletvekili nasıl olur da benim sözümü keser” diye tepki gösterdi.

Başkan Ömer Diken ise “Bir yanlışlık var Sizin burada müdahale ve söz hakkınız yok. Sizin burada oturmanıza kim izin verdi” dedi. Tanal ise “Buradaki görevli personele sorun” diye konuştu. Diken “Biz yargı görevimizi yapıyoruz. Siz yasama görevinizi yapıyorsunuz. Milletvekilisiniz saygımız var, oturun” dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler