"Gerekirse her iki devlette fedakarlık yapmalı"

London School of Economics'de Kıbrıs konulu bir seminerde konuşan İngiltere Dışişleri Bakanının Avrupa ile ilişkilerden sorumlu yardımcısı Caroline Flint, Kıbrıs'ta çözüme ulaşmanın Yunanistan-Türkiye ve AB ilişkilerine de yarar getireceğini belirtti. Flint, çözüme ulaşmak için gerekirse her iki devletinde fedakarlık yapma cesareti göstermesi gerektiğini söyledi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.02.2009 - 09:09

İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband'ın Avrupa ile ilişkilerden sorumlu yardımcısı Caroline Flint, London School of Economics'de Kıbrıs konulu bir seminerde yaptığı konuşmada, Bakan Yardımcısı olarak ay başında Kıbrıs'a yaptığı ziyaretten, başarı beklentilerini ve kalıcı, güçlü bir barışın temellerini güçlendirmek için her şeyi yapmak gerektiği duygusuyla döndüğünü belirtti.

Caroline Flint, Kıbrıs'ta çözüme yönelik müzakerelerin sürdüğünü, şu ana kadar pek çok başarının kaydedildiğini, bu başarıların da siyasi irade sürdükçe nelerin yapılabileceğini gösterdiğini kaydetti.

Sürecin devamında hala önemli güçlüklerin bulunduğunu da hatırlatan Flint, bunların üstesinden gelinebilmesi için siyasi iradenin sürmesi ve her iki toplumun da gerektiğinde fedakarlık yapma cesaretini bulabilmeleri gerektiğini ifade etti.

Harekete geçme zamanını belirlemenin iki lidere bağlı olduğunu da kaydeden Flint, ancak ortaya çıkan ivmenin korunabilmesi ve beklentilerin başarıya dönüştürülebilmesi için güçlü adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Tarafların önünde güç kararların bulunduğuna işaret eden Flint, herkesin sürecin getireceği yararları göz önünde tutması gerektiğini bildirdi.

Anlaşmanın getireceği yararları tekrarlamakta ve böylece "Birleşik Kıbrıs"ı görmek isteyenlerin desteğini taze tutmakta yarar gördüğünü ifade eden Flint, özellikle İngiltere'de yaşayan Kıbrıs diyasporasına "Sizin sayısal ağırlık ve gücünüz, bu müzakerelerin başarı ya da başarısızlıkla sonuçlanması noktasında fark yaratmakta etkili olur" dedi.


İngiltere'nin Kıbrıs'ta gizli amaçları olduğu iddiası

Flint, bazı kesimlerde İngiltere'nin Kıbrıs ile ilgili gizli bir gündemi olduğuna dair şüphelerin bulunduğunu da hatırlatırken, bunların yersiz şüpheler olduğunu, Kıbrıs ile İngiltere arasında güvensizlik ve ihtilaf barındırmayan tarihe dayalı ilişkiler bulunduğunu söyledi.

İngiltere olarak adada BM'nin iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federasyon çözümünü desteklediklerini kaydeden Flint, kalıcı bir çözümün istikrarlı, müreffeh ve birleşik bir Kıbrıs yaratacağını belirtti.

Flint, adada anlaşmanın sağlanmasının İngiltere'nin de çıkarına olduğunu ifade ederek, bunun nedenlerini sıraladı. İngiltere'de 300 bini aşkın Kıbrıslı Rum ve Türk'ün yaşadığını, her yıl 9 bin Kıbrıslı öğrencinin okumak üzere ülkeye geldiğini, her geçen yıl daha çok sayıdaki İngilizin emeklilik yıllarını geçirmek için Kıbrıs'ı seçtiğini söyleyen Flint, iki ülke arasında ticari ilişkilerin de iyi olduğunu, İngiltere'nin önceki yıl Rum kesimine 400 milyon sterlinlik ihracat yaptığını bildirdi.

Kuzey Kıbrıs'ta da Kıbrıslı Türkleri bir anlaşmaya hazırladıklarını, Avrupa Komisyonu ile birlikte KKTC'lilere yasalarını AB'ye uyumlu hale getirme çabalarında destek olduklarını kaydeden Flint, "Kıbrıs'ta bir anlaşmaya varılsa da varılmasa da birlikte yaptığımız ve başarmaya çalıştığımız şeyler sürecek. Ancak bir çözümün ortaya çıkması halinde, bu ilişki çok daha güçlü ve yapıcı hale gelecek" dedi.

Çözümün sağlanmasının Türkiye'nin İngiltere tarafından da desteklenen AB'ye üyelik arzularına da etkisi olacağını ifade eden Flint, "Biz bu arada Türkiye'yi Ankara Protokolü'nden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi ve adada kapsamlı bir çözüme verdiği desteği sürdürmesi konusunda uyarmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

İngiltere'nin Kıbrıs'ta çözüm istemesinin en önemli sebebinin ise "AB içindeki birleşik bir adanın halkı için uzun vadeli istikrar, barış ve güvenliğin sağlanması konusunda daha iyi bir garanti görmemeleri olduğunu" belirten Flint, çözümün getireceği uzun vadeli güvenliğin adanın her iki tarafındaki halkta var olan güven duygusu eksikliğini gidereceğini ifade etti.

 

"Yeşil hat bir yara izi gibi"

BM'nin Yeşil Hattı'nın adayı bir "yara izi" gibi böldüğünü ve bölünmüşlüğün gereğinden uzun sürdüğünü belirten Flint, "Gelecek nesillerin sadece bölünmüşlük, tampon bölge, barış gücü gibi terimleri öğrenerek büyümemesi herkesin çıkarınadır" diye konuştu.

Çözümün adada iş ve gelir imkanlarını arttıracağını ve geçmişin psikolojik yaralarını saracağını da kaydeden Flint, ''Kalıcı bir barışın yarattığı güven duygusu Türk askerinin adadan çekilmesine ve Türkiye ile barış ve ortak çıkarlara dayalı yeni bir ilişkinin kurulmasına yol açacaktır'' görüşünü dile getirdi.

Çözümle birlikte pek çok göçmenin evine dönebileceğini, dönmek istemeyenlerin ise tazminat alma ya da emlak değişimi yoluna gidebileceğini söyleyen Flint, anlaşmanın sağlanmasıyla adadaki siyasetçilerin de dışarıya bakmak ve küresel sorunlara destek vermek gibi bir şansları olabileceğini bildirdi.

Kalıcı barışın etkilerinin komşu ülkeler ve AB gibi müttefiklerce de hissedileceğini kaydeden Flint, ''Bu sadece Kıbrıs'ın bölgesinde pozitif etki yaratma potansiyelinden değil, Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu'nun ortasında bir istikrar istasyonu oluşturmasından kaynaklanacak'' dedi.

Anlaşmanın kazanan ve kaybedeni olmayacağını, bunun iki tarafın da kazanmasına dayanan bir anlaşma olacağını söyleyen Flint, İngiltere'deki Kıbrıs diyasporasına, sürece destek olmaları ve olumlu fark yaratmak için ellerinden gelen çabayı harcamaları çağrısında bulundu.

Flint soruları yanıtlarken de 2009 yılının Kıbrıs için önemli bir yıl olacağını belirtti.

 

Türkiye'nin rolü

Sürecin başarısız olma ihtimali konusundaki soruları "Başarısızlığa değil, başarıya odaklanılması gerektiği" şeklinde yanıtlayan Flint, Türkiye'nin AB üyeliği konusunda attığı adımların bu konuya ne kadar odaklandığını gösterdiğini ifade etti. Flint, bunun yetmeyeceğini, Kıbrıs'ta çözümü destekleyen adımların da devamının gerektiğini söyledi.

Türk askerinin adadaki varlığı konusundaki bir soru üzerine, "Bir noktadan sonra istikrarın sağlanması için, adada yabancı askerin olmaması gerekiyor" diyen Flint, bu noktada sadece Türk askeri değil, BM barış gücü askerinin varlığının da tartılaşacağını ifade etti.

Adanın yabancı askerden nasıl arındırılacağının ise adada yaşayan iki toplumun güvenlik kaygılarının giderilmesine bağlı olduğunu anlatan Flint, bir başka soru üzerine de Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde ilerleme sağlaması gereken alanlar bulunduğunu, reformlar açısından 2009 yılının önemli bir yıl olacağını belirtti.

Türkiye'nin uluslararası alanda oynadığı ve oynaması gereken role de dikkati çeken Flint, ''Türkiye önemli bir ülke. Bölgesinde de önemli bir oyuncu. Bu rol Kıbrıs'ta barış sürecinin desteklenmesiyle daha da güçlendirilebilir'' dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler