Goethe'den 'Göç ve Edebiyat' konferansı
Goethe Enstitüsü, Türkiye ve Almanya'nın 30 Ekim 1961 tarihinde imzaladığı İşçi Alımı Anlaşması'nın 50. yılı nedeniyle Selim Özdoğan, Zafer Şenocak, Yüksel Pazarkaya, Prof. Nilüfer Kuruyazıcı, Prof. Mahmut Karakuş ve Dr. Pınar Uyan'ın katılımıyla, Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü'nde bugün 'Göç ve Edebiyat' başlıklı konferans düzenliyor.
Goethe Enstitüsü, İstanbul Bilgi Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen “Göç ve Edebiyat” konferansında yazarlar Selim Özdoğan, Zafer Şenocak ve Yüksel Pazarkaya, Prof. Nilüfer Kuruyazıcı ve Prof. Mahmut Karakuş’la birlikte, göç deneyiminin edebiyatlarını nasıl etkilediğini ve göç edebiyatının Almanya’da nasıl algılandığını ele alacaklar.
Prof. Nilüfer Kuruyazıcı ve Dr. Pınar Uyan’ın göç edebiyatının başlangıcı ve gelişmesi üzerine genel bilgi de verecekleri konferans, bugün saat 16:00’da Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü’nde gerçekleşecek.
1961 yılında başlayan göç serüveni, sosyolojik sonuçlarının yanı sıra göç yaşantısı temelinde, yeni bir edebiyatın da gelişmesine neden oldu. 70’li yıllarda oluşan ilk örneklerin, genelde yabancı işçi sorunlarını temel alması ve (bir kısmı daha önce Türkiye’de yazarlığa başlamış da olsalar) çalışmak için Almanya’ya gelenler tarafından kaleme alınması, yazılanlara “Konuk İşçi Edebiyatı” denmesine neden oldu.
Seksenli yıllarda ise ikinci kuşak olarak adlandırılan ve Almanca yazan yeni bir yazar kuşağı yetişti. Orada doğmuş ya da küçük yaşta Almanya’ya gelmiş bu genç yazarların ele aldıkları konular da birinci kuşaktan farklıydı. Kimlik arayışı, iki kültür arasında kalmışlık gibi konular yazdıklarının temelini oluşturuyor, anavatan ve anadil sözcükleri ilk kuşağa göre farklı bir anlam kazanıyordu. Bu genç yazarlarla birlikte artık Alman dilinde oluşan yeni bir edebiyat grubundan söz edilir oldu ve zaman içinde buna “Yabancılar Edebiyatı”, “Azınlık Edebiyatı”, “Göç/Göçmen Edebiyatı”, “Kültürlerarası Edebiyat” ve nihayet “Almanyalı Türklerin Edebiyatı” gibi adlar verildi. 90’lı yıllardan başlayarak da kuşak ayırımı ortadan kalktı ve Almanca yazan Türkiye kökenli yazarlar tek tek adlarıyla anılır oldu. Çünkü artık hepsi özgün bir edebiyat dili oluşturmuşlar ve Almanca edebiyat içinde kendilerinden söz ettirmeye başlamışlardı.Bu nedenle de Almanya’ya işçi göçüyle başlayan bir edebiyatın o günden bu güne nasıl bir gelişim gösterdiğini, önde gelen yazarlarını ve ele alınan konuların zaman içinde nasıl değiştiğini izlemek önem taşıyor.
Yüksel Pazarkaya
Yüksel Pazarkaya, 1940 yılında İzmir’de doğdu. 1958 yılında Stuttgart’a gitti ve burada kimya ve Alman dili ve edebiyatı okudu. 1972 yılında eğitimini tamamladıktan sonra Stuttgart Halk Eğitim Merkezi’nde bölüm başkanı olarak çalıştı. 1986-2002 yılları arasında WDR (Köln) televizyonunda yayın kurulu başkanı oldu. 1994’te “Writer in Residence” olarak Washington University St. Louis’de (ABD) bulundu. 1960 yılından bu yana Türkçe ve Almanca şiirler yazan Pazarkaya, 1980-1982 yıllarında Anadil adlı derginin yayıncısıydı. Türkiye’de birçok edebiyat ödülü alan Pazarkaya, 1987 yılında Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Liyakat Nişanı’nı, 1989’da Adalbert-von-Chamisso Ödülü'nü ve 1994 Berlin Senatosu Çocuk Yazını Ödülü'nü aldı. 2000 yılı yaz yarıyılında Dresden Teknik Üniversitesi’nde “Chamisso Poetika” dersleri verdi. 2003 yılından beri Bergisch-Gladbach’ta yaşayan Pazarkaya’ya, 2006 yılında Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi tarafından onursal doktor unvanı verildi.
Zafer Şenocak
1961’de Ankara’da doğdu. Çocukluk yılları İstanbul ve Münih’te geçti. 1989’dan bu yana Berlin’de yazarlık yaparak yaşamını sürdürmektedir. Alman dili ve edebiyatı, politika ve felsefe eğitimi aldıktan sonra birçok şiir kitabı yayımladı. 1988’de Chamisso Teşvik Ödülü’nü aldı. Romanları arasında 1997’de yazdığı Die Praerie ve 1999’da yazdığı Der Erottomane vardır. Makaleleri ve yorumları Die Welt, Frankfurter Allgemeine, Süddeutsche Zeitung, Neue Züricher Zeitung gibi gazetelerde ve çeşitli Alman radyolarında yayınlanmaktadır. Türkçe Kaleme Alınmış YapıtlarıKara Kutu (Şiirler), 2004 Alman Terbiyesi („Deutsche Erziehung“, Roman), 2007 Yolculuk Nereye („Wohin geht die Reise“, Roman), 2007 Köşk („Pavillion“, Roman), 2008
Selim Özdoğan
1971 yılında doğan Selim Özdoğan iki dilli olarak yetişti. Halen Köln'de yaşayan yazarın birçok romanı yayınlanmıştır. 1996 yılında Nordrhein-Westfalen Eyaleti Teşvik Ödül'ünü alan Özdoğan, 1999 yılında Adalbert von Chamisso Ödülü'ne layık görüldü. 1995'ten bu yana eserler veren yazar, senaryosunu Fatih Akın'ın yazmış olduğu Im Juli (Temmuz’da) filminin kitabını yazmıştır (2000).www.goethe.de/istanbul
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi