Göller yöresinde susuzluk tehlikesi

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Antalya Şubesi, göller yöresindeki 65'ten fazla gölden 35'ten fazlasının susuz olduğunu, susuzluk sorununa karşı zararın en aza indirilebilmesi için susuz göllerin ivedi olarak suya kavuşturulması gerektiğini bildirdi.

Göller yöresinde susuzluk tehlikesi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.02.2010 - 15:57

TTKD Antalya Şubesi'nden yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin göl ve sulak alanlar açısından son derece zengin bir ülke iken 20. yüzyıl boyunca 1 milyon 400 bin hektar sulak alan ve gölün kurutulduğu, en büyük zararı göller yöresindeki göllerin gördüğü, en çok kurutulan göllerin de göller yöresinde olduğu belirtildi.

Göller yöresinde 65'ten fazla göl bulunduğu, bunların 35'ten fazlasının susuz olduğu ifade edilen açıklamada, küresel ısınmanın ortaya çıkaracağı susuzluk sorununa karşı zararın en aza indirilmesi amacıyla susuz göllere ivedi olarak çözüm bulunması ve suya kavuşmalarının sağlanması istendi.

Göllerin geri kazanılması için yapılacak işlemlere yer verilen açıklamada şunlar kaydedildi:
''Göller yöresi göllerinin birbirleriyle havza olarak yer altı su hareketi, rüzgar ve nem hareketi bağlantısı vardır ve bunlar bir bütündür. Bu nedenle konunun bütünlüklü olarak değerlendirilmesi genel olarak ülkemizin geleceği açısından çok önemli ve çok gereklidir. Kurutulan göllerin geri kazanılması için acilen kanun çıkarılmalı ve işlemlere hemen başlanmalıdır.
Göl alanında tarım yapan çiftçilere alternatif geçim kaynakları bulunarak göl alanlarının gönüllü oluşturulmasına zemin hazırlanmalıdır. Alternatif geçim kaynakları bulunması konusunda üniversitelerimiz bünyesinde bulanan tarım ekonomisi bölümlerinin bilgi ve birikimlerinin çözümler konusunda yol gösterici çalışmalar yapması ve öneriler geliştirmesi çok önemlidir.''

Var olan göllerin korunması, kurutulmuş olanların geri kazanılması için özellikle Çevre ve Orman Bakanlığı, Başbakanlık ve DSİ'nin harekete geçmesinin beklendiği ifade edilen açıklamada, ''Ayrıca Türkiye'nin bu kadar gölü kurutarak tarihe yazdığı kara sayfa hala dururken mevcut hükümeti, HES adı altında yapmak istediği santrallerle yeni bir kara sayfa açmaktan ve dereleri de göllerin kaderine benzetmekten kesinlikle vazgeçmeye davet ediyoruz'' denildi.

TTKD tarafından 1997 yılında başlatılan ''Göllerimizi Geri İstiyoruz'' kampanyası çerçevesinde sorunu dile getirilen ve susuz kalan göller ile bunları bekleyen tehlikeler şöyle sıralandı:

Antalya: Avlan Gölü (suya kavuşan ilk göl), Karagöl, Girdev Gölü, Müren Gölü, Küçükgöl, Manay Gölü, Sarıgöl (Kırkpınar), Gölcük Gölü, Genceli Gölü, Keklicek Gölü, Yamansaz Gölü (yarısı susuz ve susuz bölümü hızla dev binalarla yapılaşmakta), Çakal Gölü (yüzde 50'si susuz), Karadayı-Boğazak sazlıkları, Boğazkent Kuş Cenneti.

Burdur: Burdur Gölü (dikkuyrukları ve suları tehlikede), Kestel gölü, Yazır Gölü, Akgöl, Yarışlı Gölü (yazları susuz), Mamak Gölü, Kurugöl, Beylerli Gölü, Karataş Gölü (suları ve balıkları tehlikede), Gölhisar Gölü (hızla kurutulmakta), Acıgöl (tuz stepleri tehlikede), Karaevli Gölü, Salda Gölü (kumları ve berraklığı tehlikede), Heybeli Gölü, Karaevli Gölü, Pınarbaşı Gölü.

Isparta: Eğirdir gölü (kerevitleri ve varlığı tehlikede), Kovada Gölü (suları tehlikede), Alparslan Gölü.

Konya: Beyşehir Gölü (suları tehlikede), Suğla Gölü, Arapçayırı Çumra Ovası, Güvenç Gölü, Yarma bataklığı, Hotamış sazlıkları, Samsam Gölü, Akşehir Gölü, Karapınar Ovası, Ereğli sazlıkları.

Mersin: Aynaz bataklığı, Regma bataklığı.

Hatay: Amik Gölü.

Afyonkarahisar: İscehisar Gölü (mermer tozu ve mermer kırıntılarından büyük risk altında).
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon