"Hakkari olayının failleri yargı önüne çıkarılmalı"

BDP Kadın Meclisi'nden yapılan açıklamada, Hakkari'nin merkeze bağlı Geçitli köyünde köylülerle ait bir minibüsün mayına çarpması nedeniyle yaşamını yitiren 9 kişinin ailelerine başsağlığı, yaralılara ise acil şifa dilendi.

PKK'nin yaptığı tek taraflı yapılan ateşkes süreçleri anımsatılan açıklamada 17 Mart 1993'te 25 günlük bir ateşkes ilan edildiği, dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın önerisiyle 16 Nisan'da ateşkesin süresiz olarak uzatıldığı, Özal'ın ise 17 Nisan günü "şüpheli" bir şekilde öldüğü, ateşkesin de 33 askerin şehit olduğu Bingöl eylemiyle sona erdiği anımsatılan açıklamada 15 Aralık 1995'te PKK'nın ikinci kez ilan ettiği ateşkesin Kuzey Irak'a operasyon düzenlenmesiyle sona erdiği hatırlatıldı.

1 Eylül 1998'de PKK'nin ilan ettiği ateşkesin 5 yıl sürdüğü, bu süreçte askeri operasyonların hız kesmediği ve ateşkesin 1 Haziran 2004'de bozulduğu ifade edilen açıklamada "Yine Şemdinli ve Güçlükonak'ta gerçekleştirilen provakatif eylemler hafızamızda tazeliğini korumaktadır. PKK'nin aldığı her ateşkes kararının ardından, silahların devreden çıkmasını istemeyenlerin gerçekleştirdiği karanlık olaylar olmuştur. Bugün Hakkari'de yaşanan olay da bunlardan bir tanesiydi" denildi.

2007'de yapılan ateşkes sürecinde sınır ötesi harekatı yapıldığı, 2009 yılının 13 Nisan'ında da yapılan ateşkes sonrası DTP'li belediye başkanları ve yöneticilerinin tutuklandığı kaydedilen açıklamada "Toplamda bu güne kadar yapılan tüm ateşkeslerde bu türlü provakatif eylemler dikkatimizi çekmektedir. PKK bir ay önce tek taraflı eylemsizlik kararı alarak barışın tesisi yönünde daha önce de defalarca olduğu gibi barışa bir kez daha katkı sunmuştur. Özellikle referandum sürecinde eylemsizlik kararı almakla pozitif bir ortamı sağlamış ancak operasyonlar devam etmiştir. Bayram arifesinde yapılan operasyonda 10 gerillanın yaşamını yitirmesi ve operasyonların hız kesmeden sürmesi, arkasından da Hakkari'deki sivil halka yönelik bu katliam devletin ve ona bağlı organların savaş isteğinin göstergesi değil midir?" ifadelerine yer verildi.
 

"Operasyonlar sona ermeli"

Hakkari'deki olaydan sonra devlet ve hükümet yetkililerinin yaptığı açıklamaların kaygı verici olduğu savunulan açıklamada "Henüz araştırma bile yapılmadan bu olayın PKK' ye mal edilmiş olması ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken bir meseledir. Bu saldırının, referandumda boykot oranı en yüksek çıkan ilimiz Hakkari'de olması ayrıca düşündürücü değil midir?" sorusuna yer verildi.

BDP Kadın Meclisi'nin, Hakkari'deki katliamın "karanlık güçler" tarafından gerçekleştirildiğine inandığı bildirilen açıklamada şu çağrıda bulunuldu:
"Failler bulunarak derhal yargı önüne çıkarılmalıdır. Bölgedeki askeri operasyonlara derhal son verilmelidir. Kürt halkının meşru demokratik talepleri kabul edilmeli. Kalıcı bir barışın tesis edilmesi için müzakereler derhal başlatılmalıdır. Gerekli adımlar atılmalıdır. Yaşadıklarımız hepimizin ortak acısı olarak kabul edilmelidir. Sorunun muhataplarıyla görüşülerek barışın ve çözümün önü açılmalıdır. Biz BDP'li kadınlar olarak, bu ülkede akan kanın durması, annelerin yürek acılarının son bulması, çocukların yetim kalmaması ve bu kirli savaşın son bulması için halkımızın yürüttüğü onurlu mücadelenin yanında olacağımızı ifade ediyor, bu topraklara onurlu bir barış yaratana dek mücadelemizi sürdüreceğiz bildiriyoruz. Halkımıza yönelik gerçekleştirilen bu katliamı şiddetle kınıyoruz."