"Hâlâ anayasa değişikliği yapmadık"
Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, 1982 Anayasası'nın 1991 yılında değiştirilmesinin tartışılmaya başlandığını ancak aradan geçen 18 yılda değiştirilemediğini ifade ederek, ''1991'de doğan çocuklar anayasa hukuku eğitimi almaya başladı ama biz hâlen anayasa değişikliği yapamadık'' dedi.
Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi'nin düzenlediği ''Anayasa Kurultayı'', baronun Eğitim Kültür Merkezi'nde yapıldı.
Kurultayın açılışında konuşan Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, anayasaların genel olarak olağanüstü dönemlerde yapıldığına işaret ederek, nadir de olsa olağan dönemlerde anayasaların yapıldığını ya da değiştirildiğini belirtti.
Devletlerin anayasalarını zamanın değişen şartlarına uydurmak zorunda olduğunu ifade eden Kaboğlu, anayasaların genellikle geçmişle hesaplaşma şeklinde değiştirildiğini, Türkiye'de ise ''geçmiş olağanüstü dönemi yeni döneme bağlama iradesiyle'' değişikliklerin yapıldığını söyledi.
Kaboğlu, 1982 Anayasası'nın Türkiye'nin uzun yıllar 1980'li yıllardaki ortam ve koşullarda yaşayacak düşüncesiyle hazırlandığını ve 1991 yılında ilk kez anayasanın değiştirilmesi fikrinin tartışılmaya başlandığını ancak aradan geçen 18 yılda Anayasa'nın değiştirilemediğini anlattı.
''1982 Anayasası mutlaka değiştirilmeli''
Yabancı devletlerin 1982 Anayasası'na ''askeri rejim hazırladı, usulsüzlüklerin damgaladığı referandumla kabul edildi'' gözüyle baktıklarını ifade eden Kaboğlu, ''1982 Anayasası mutlaka değiştirilmedi. 1991'de doğan çocuklar anayasa hukuku eğitimi almaya başladı ama biz hâlen anayasa değişikliği yapamadık'' dedi.
Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suheyl Batum da ''laiklik'' konulu sunumunda, laiklik kavramının ''diğer bütün kavramlar gibi karmaşıklık ve sorunlarla karşı karşıya olduğunu'' savundu.
Yapılacak anayasanın başlangıç bölümünde laiklik ilkesinin tanımının yapılması gerektiğini ifade eden Batum, yapılacak tanımla türban sorununun çözüme kavuşturulacağını ileri sürdü.
Batum, laiklik konusunun Türkiye'ye özgü nedenlerden dolayı başka konularla bağlantılı olduğunu belirterek, ''Her ülkenin anayasal gelişimi kendi temel çatışma alanlarıyla bağlantılıdır. Türkiye'de de laiklik konusu, eğitim ve öğretim kapsamında din eğitimiyle bağlantılıdır'' diye konuştu.
''Anayasalı sokaklar düzenler''
Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can da ''anayasaları sokakların düzenlediğini'' ifade ederek, toplumun talepleri doğrultusunda hazırlanmayan metinlerin anayasa olamayacağını kaydetti.
Anayasalarda yer alacak temel hak ve özgürlüklere ilişkin hükümleri yaşama geçirecek kurumların tam bağımsız bir şekilde çalışması gerektiğine işaret eden Can, etkin olmayan ya da yarı etkin yasama, yürütme ve yargı organlarıyla bağımsız bir temel hak ve özgürlük tartışması yapılamayacağını söyledi.
Temel hak ve özgürlüklerin güvence alanı olarak görülüp, devlet kurumlarının da bu sistem üzerine kurulması gerektiğini vurgulayan Can, toplumsal taleplerin, özgürlük ekseninde ele alınarak, devlet organlarının da aktif rol alacağı bir sistemde temel hak ve özgürlük alanlarının oluşturulacağını belirtti.
''Anayasalarda vatandaşlığı değil Türklüğü tartışıyoruz''
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat Sancar da ''yurttaşlık tanımı'' konulu sunumunda, anayasalarda tanım yapmanın doğru olmadığını savundu.
Vatandaşlığın tanımının anayasalarda yapılmaması gerektiğine işaret eden Sancar, ''1960 yılından bugüne kadar Türkiye'de vatandaşlığın değil Türklüğün tartışıldığını'' söyledi.
Sancar, ''Türk'' kavramının 1924 Anayasası ile ön plana çıktığını ve bunun ''Türk milleti yaratma çabasının mahcup bir ifadesi'' olduğunu ifade ederek, ''1924 Anayasası'nın 88. maddesinde Türk tanımı yok, ad koyma çabası var. 88. madde tabulaştırılmış ve bir daha da tartışılmamıştır. Bu madde anayasa tekniği açısından doğru değildir. 'Türkiye'de yaşayan herkes Türk'tür' demenin vatandaşlık hukukuyla ilgisi yoktur'' dedi.
Mithat Sancar, ''yanlış bir hayat, doğru yaşanmaz'' sözünü anımsatarak, yanlış fikirlerin de doğru uygulanamayacağını, anayasalarda yurttaşlık tanımı yapılmaması gerektiğini kaydetti.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum