Halepçe Katliamının üzerinden 33 yıl geçti: Saddam’a kimyasal silahları kim verdi?
16 Mart 1988 sabahı, Saddam Hüseyin komutasındaki Irak ordusu, tarihe, "sivil nüfusun yoğun olduğu bir bölgeye yapılan en büyük kimyasal saldırı" olarak geçen Halepçe katliamını tertipledi. Saddam’a, 33 yıl önce Halepçe’de kullandığı kimyasal silahları kimin verdiği, bugün adeta 'herkesçe bilinen bir sır...'
"Güzel bir bahar günüydü. Saat sabah 11:00 sularında evime yaklaşırken içimi garip bir his kapladı; bu his bana büyük bir felaketin eşikte olduğunu söylüyor gibiydi, kalbim sarsıldı. Dakikalar içinde her yanımızda top mermileri patlamaya başladı; koştuk ve saklandık... [O gün], yaşadığım sürece unutmayacağım şeyler gördüm. Koşarak evimize yaklaşan bir adam 'Gaz! Gaz!' diye bağırmaktaydı... Yerde yatan ve yeşil bir sıvı kusan insanlar vardı. Kimileri de yüksek sesle histerik kahkahalar atıyorlardı… Daha sonra elma kokusuna benzer bir koku aldım; sonrasında bilincimi kaybetmişim. Uyandığımda etrafa dağılmış yüzlerce ceset gördüm... Bu, tam bir yok oluştu... Arabası olanlar kasabayı terk etti, arabası olmayan ve omuzlarında taşıyamayacak kadar çok çocuğu olanlar ise kasabada kaldı ve gaza yenik düştü..."
Bu Sözler, 16 Mart 1988 sabahı, tarihe 'Kanlı Cuma' olarak geçen Halepçe Katliamının tanığı Kervan’a ait. Halepçe, ardında kimi kaynaklara göre 3 bin ila 5 bin arasında sivil kayıp ve 7 bin ila 10 bin arasında yaralı bırakarak geçip gitti. Geriye, “Daye behna sewa te” (Anne elma kokusu geliyor) diye bağıran çocukların tarihe nakşolan çığlıkları kaldı…
BM: HARDAL GAZI KULLANILDI
1980-88 yılları arasında 8 yıl süren ve 100 binden fazla sivilin ölümüyle sonuçlanan İran-Irak Savaşının son günleriydi. İran ordusu, ‘Zafer 7’ operasyonu çerçevesinde, Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ile Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) de desteğiyle, Irak'ın kuzeyinde (İran sınırının 15 km. batısında) yoğun bir Kürt nüfusa ev sahipliği yapan Halepçe’yi ele geçirdi. Saddam Hüseyin önderliğindeki Irak ordusu tarafından tertiplenen katliam, şehrin İran Ordusu tarafından ele geçirilmesinden tam 48 saat sonra gerçekleşti. Birleşmiş Milletler (BM), yapılan saha incelemeleri sonucu saldırıda tanımlanamayan sinir ajanları ile birlikte ‘hardal gazı’ kullanıldığını tespit etti.
KATLİAMIN SORUMLUSU ‘KİMYASAL ALİ’ İDAM EDİLDİ
Olay, tarihe, 'sivil nüfusun yoğun olduğu bir bölgeye yapılan en büyük kimyasal saldırı' olarak geçti. Saldırıdan etkilenen bölgede yapılan çalışmalardan elde edilen ilk sonuçlar, bölgede sonraki yıllarda, kanser ve doğum kusurlarının arttığını gösterdi. Katliam, 2010 yılında Irak Yüksek Ceza Mahkemesi tarafından, "Iraklı Kürtlere yönelik bir soykırım" olarak tanındı. Katliama neden olan 'Enfal Operasyonu'nu yöneten ve 'Kimyasal Ali' lakabıyla tanınan Iraklı general ve yüksek bürokrat Ali Hasan el Mecit saldırı emrini vermekten suçlu bulundu ve aynı yıl idam edildi.
"SİLAHLARI HANGİ ÜLKELERİN VERDİĞİ HALA BİR SIR"
Enfal Operasyonu çerçevesinde 4 bin 500 köy ve 30 ilçe yerle bir edildi; eğitim kurumları, ibadethaneler yıkıldı. "Operasyon sonrası bölgede özürlü doğan çocuk sayısının Hiroşima ve Nagazaki’de doğanlardan daha fazla olduğu kayıtlara geçti..."
Gazeteci Mustafa K. Erdemol’a göre, “İnsanlığın bu en büyük katliamının sorumluları, kendilerini kışkırtanların “adaleti” sonucu tarih sahnesinden çekildi. Ancak asıl sorulması gereken soru ile aranması gereken “bilgi” Saddam’a o silahları kimin verdiğiydi. Bu konuda şimdi Halepçe Katliamını kınama yarışına girenler kimin verdiğini ebette biliyorlar. 11 Eylül Saldırılarıyla ilgisi olmadığı daha sonra ABD istihbaratınca da kabul edilen ve buna rağmen kitlesel imha silahları var gerekçesiyle Irak’ı işgal edip, Saddam diktatörlüğünü yıkanlar Halepçe’de kullanılan silahların, kimyasal maddelerin hangi ülkeler tarafından Saddam’a verildiğini açıklamadılar…”
Erdemol’a göre, bu yıldönümünde de sorulması gereken soru budur:
“Saddam’a Halepçe Katliamı’nda kullandığı kimyasal silahları kim verdi?”
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Edirne'de korkunç kaza