Hammaddesi bizde
KONUK YAZAR | Murat Serdar Koç, Cumhuriyet'in Ege'si için yazdı...
Eskidendi diye başlamak istemiyorum bu yazıya. Yarınlar bizimdir diye başlamak istiyorum. Bir ülkenin yeniden, daha da büyüyerek gelişmesi için neler yapabiliriz gelin hep beraber düşünelim. Her konunun uzmanıyla yola devam etmeliyiz, işte o zaman daha kolay bir şekilde geleceği planlayabiliriz. Biz olmalıyız gerçekten her anlamda çok büyük bir söylem. Tek başına hiçken çoğaldıkça büyüyen, güzelleşen bir dünyayı hep birlikte var etmek için uğraş veriyoruz. Bunun yıkılmasına izin vermeyelim.
Toprak küser mi insana? Toprak hiç küser mi? Küser dostlarım, ilgilenmezsek doğru bir şekilde işlemezsek küser. Hatta çölleşir her şey ve tarım yok olur. Tarım yok olursa ki hızla ona doğru gidiyoruz dışa bağımlılık artar ve ekonomimiz çöker. Her şey ateş pahası olur. Asıl ben size bugün bambaşka bir konudan bahsetmek istiyorum. İçimi acıtan, halkımızın çok da bilmediği bazı şeylerde fikir sahibi olmasını istiyorum.
Hepimizin bildiği üzere birçok gıda maddesini ithal etmeye başladık. 2002-2014 yılları arasında o zamanki adıyla Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının üretmiş olduğu etin ucuzlaması için geliştirilen projeler ne yazık ki istenen verimi asla sağlayamadı. Neden mi cevabı çok basit. Lafla peynir gemisi yürümez. Kendi üretmediğimiz et nasıl olacak ki fiyatları düşürecek. Yerli hayvancılığı desteklemedikten sonra işin sonu hüsran olacaktır. 2021 geldiğimizde et fiyatları zaten bize bunu gösteriyor.
Bazı şeyleri analiz etmek için bazen rakamlara bakmak yeterli olacaktır. Bu rakamlar herkesin anlayacağı kadar basittir. Dünyanın en büyük ekonomisine de sahip olsak üretmeden, başka ülkelerin ürünlerini ithal ederek var olmak ilerde ekonomimizi yerle yeksan edecektir.
Peki biz problemi ortaya koyduk, çözüm nedir diye soruyorsunuz biliyorum? İki farklı yolu var bunun. Birincisi İFAD Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu; bu fon 1977’den beri Birleşmiş Milletlere bağlı olarak çalışmalarına birçok ülkede devam ediyor. Türkiye 1982 yılında üye olmuştur. Türkiye bugüne kadar 11 farklı projeye finans desteği almıştır ve almaya da devam etmektedir. Şu an hali hazırda devam eden Yüksek Kesimler İçin Kırsal Kalkınma Programı 2017-2022, Murat Nehri Havzası Rehebiltasyonu Projesi 2012-2021 ve son olarak da Göksu Taşeli Havzası Kalkınma Projesi 2015-2022 tarihleri arasında devam etmektedir.
IPARD, Avrupa Birliği (AB) tarafından aday ve potansiyel aday ülkelere destek olmak amacıyla oluşturulan, Katılım Öncesi Yardım Aracı’nın (Instrument for Pre-Accession Assistance-IPA) Kırsal Kalkınma bileşenidir. İPARD desteği büyük baş hayvan yetiştiriciliğinde 2. Sırayı alan İzmir internaldına hiç uğramadığı gibi, Tarım ile bağlantılı olarak yem fiyatlarının her gün artması büyük baş hayvancılığın yapılamaz hale getirmiştir. Buradaki kooperatifler, çiftçiler, hayvancılıkla uğraşanlar desteklenmeli ve projeler üretilmelidir. Bu sayede hayvancılıkta ciddi bir ilerleme söz konusu olacaktır. Tek başına yetemeyen çiftçimizi kredi kullandırarak daha da zor durumda bırakmamak adına farklı çalışma yöntemleri bulunmalıdır. Hayvancılık için yem, saman, ilaç ve veteriner hizmetleri alt altta toplandığında ciddi bir yekûn yapmakta. Çiftlikteki hayvanların kendini dahi bakamaz hale gelmekte olup verimli süt veren hayvanların kesime gönderilmesi yüreklerimizi sızlatmaktadır.
Buğday ekmeyen çiftçi, hayvancılıkla uğraşana saman veremez. O buğday, arpa, küspe (pancardan yapılan bir gıda) sonra yem olamaz ve her daim dışa bağımlı kalırız. Üretim maliyetleri artar sonrasında da et fiyatları artar hepsi birbiriyle doğru orantılıdır. Hayat kuralı gibi ne ekersen onu biçersin. Bizler tarım ve hayvancılığı entegre etmediğimiz sürece asla başarılı olma şansımız yoktur.
İkinci önemli konu ise; organizasyon. Ben buna şahsen çok önem veriyorum. Örneğin bir köyde 1000 adet büyükbaş hayvancılık yapan bir grup çiftçi kooperatifi kurdunuz. Civar köylere de hemen o hayvanları besinlerini ektirdiğiniz yol ve maliyet çok daha uygun hale gelecektir. Her şeyi lokal olarak çözmek ve sonrasında da pazarlama ağına dahil etmek gerekmektedir.
İklim akademisyenlerin son günlerde dile getirdikleri çok önemli konulardan bir tanesi Dünyamızın mini buzlanma dönemine girmesidir. Ortaya atılan iddialardan birisi İngiltere’ye kadar etkiliyecek olan mini buzlanma, ülkemizin önemini ortaya çıkarmaktadır. Ülkemiz ekvator çizgisine yakınlığı, ekilebilir topraklarımızın verimli olması, olası mini buzlanmada en büyük ihtiyacın gıda olması dolayısıyla ülkemizin önemi ortaya çıkmaktadır.
Hammaddesi ülkemizde olan Tarım ve Hayvancılığı birlikte düşünerek, yarının planları bu gün yapmazsak yarın çok geç olacak
Dışa bağımlılık sözde kalmaması için herkesin elinden gelenden fazlasını yapması gerekmektedir. Bunun başka bir izahı olamaz. Et fiyatları da ithal ederek düşme şansı asla yoktur. Ne zaman ki üretim iki ya da üç katına çıkar işte o zaman düşer. Daha güzel günlerde görüşmek üzere.
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!