Harun Karadeniz için

“Mühendis kim için ve ne için çalıştığını bilerek emekçi halkın yararına üretim yapma olanaklarını yaratmalıdır.” diyordu.

Yayınlanma: 14.08.2015 - 22:05
Abone Ol google-news

İTÜ İnşaat Fakültesi’nde öğrenime aynı sınıfta (1962 Ekim) başladık. Özellikle 3 boyutlu düşünme yetisine dayanan “Tasarı Geometri” dersinde çok başarılıydı. Topoğrafya kampında posta başı olarak görev alıyor, tüm hocaların sevdiği öğrenci olarak sınıfta ön plana çıkıyordu.

Onu örgütçülüğünü daha da geliştirecek bir göreve seçtik elbirliği ile. İnşaat Fakültesi Talebe Cemiyeti başkanı yaptık. Kitapsız eğitim yıllarıydı. Daha önce notları derleyip, düzenleyip onları teksirle kitap haline getirerek öğrencilere dağıtılmasında başarılı çalışmalar yapıyordu. Öğrencilere burs verilmesi konusunda da dekanlık, yetkiyi talebe cemiyetine vermişti. Başvuran öğrencilerin durumlarını yönetim kurulunda iş bölümü yaparak müfettiş titizliği ile inceliyor ve ona göre burs veriyorlardı.

 

Özel okullar savaşımı

Onun da pek çok arkadaşımız gibi yıl kaybetmesine neden olan hoca özel üniversitede de Fizik dersi veriyordu. Oradaki sınavda ise ortaokul düzeyinde sorular sorduğunu Harun belgelerle ortaya çıkardı. Bu olay onu özel okullar konusunda daha da hassas yaptı. Özel Okullar sorunu ile örgütlü uğraşısı ve daha sonra düzenlenmesinde başını çektiği “Özel okullar devletleştirmelidir” yürüyüşü kamuoyunda büyük yankı buldu ve kapatılma sürecine girişi yarattı.

Bir yandan da köy okullarına yardım kampanyasının ve Zap’a köprü örgütlemesinin içinde yer alıyordu. Bu etkinlikler onun, ülkenin bağımsızlığı, insanca kalkınması ve halkının mutluluğu yolunda mücadeleye hazırladı.

Daha sonra eğitim reformu istekleriyle başlayan eylemler, üniversite işgallerine, ABD’nin altıncı filosunu protesto olaylarına uzandı. Bu etkinliklerde başı çeken isimlerden biri de oydu elbette. Bu arada İTÜ Öğrenci Birliği başkanlığına da seçilmişti. 1967’de onun da kaldığı İTÜ Gümüşsuyu Yurdu’na yapılan saldırının daha beteri 17 temmuz 1968’de polisler tarafından düzenlendi. O sırada yurtta ziyaretçi olarak bulunan Vedat Demircioğlu’nun pencereden atılarak komaya sokulması ve 24 temmuz’da ölümü çok etkilemişti Harun’u. Antiemperyalist mücadeleyi salt gençlik hareketi olarak yürütmek yerine, öğrenci eylemlerini canlanan işçi ve köylü direnişleriyle yani gerçek sahibi emekçilerle kaynaştırmak gerektiğini görüyordu. Onu artık elinde sigara paketi ile tütün soygununu anlattığı “Gerze Tütün Mitingi”nde ya da işçi birliklerini oluşturma çalışmaları için Kartal’da emekçi mahallelerinde, Kavel Grevi’nde görmek mümkündü.

12 Mart faşizminin koşulları nedeniyle oluşan baskılar ve hapisliklerden sonra ortam biraz yatışınca mezun oldu ama ilerleyen hastalığına karşın tedavisi için yurtdışına gönderilmiyordu hâlâ. Güç bela aldığı pasaportla yurtdışına çıkma olanağı bulduğunda amansız hastalık sağaltılamayacak noktaya gelmişti. İngiltere dönüşünde kesilen kolunun yerine takılan yapay kolun nasıl işlevsel olduğunu neşeyle anlatıyor, bu cesareti karşısında bize belli etmeden gözyaşlarımızı içimize akıtmak düşüyordu.

“Mühendis kim için ve ne için çalıştığını bilerek emekçi halkın yararına üretim yapma olanaklarını yaratmalıdır.” diyordu.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler