Hatip Dicle: AKP hükümeti bir kez daha savaş kararı vermiştir

DTK bileşeni sivil toplum örgütleri, parti ve sendikalar Şanlıurfa'nın Suruç İlçesi'nde meydana gelen patlamanın ardından bugün olağanüstü çağrı ile bir toplantı gerçekleştirdi. Sabah saatlerinde yapılan toplantının ardından 95 kurumun imzaladığı ortak basın metin basın toplantısı ile açıklandı. DTK binası önünde yapılan kitlesel basın açıklamasına belediye başkanları ve bazı milletvekilleri de katıldı. Barış Anneleri İnsiyatifi üyesi kadınlar, başlarındaki beyaz tülbentin üstüne, yas anlamına gelen siyah bandaj takarak basın açıklamasına katıldı. Bu arada DTK binasına da, üzerinde kırmızı karanfillerin bulunduğu siyah bez asıldığı görüldü.

'AKP HÜKUMETİNİN IŞİD'E KARŞI TAVRI HERKESÇE BİLİNMEKTEDİR'

Türkçe ve Kürtçe olarak hazırlanan basın metnin Türkçesi'ni okuyan DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, hükümet temsilcilerince canlı bomba saldırısı olduğu belirtilen katliamda 30'u aşkın insanın hayatını kaybettiğini hatırlatarak, "Saldırının tecavüzcü, barbar, faşist IŞİD çeteleri tarafından yapıldığı ilk bilgiler arasındadır. Açıktır ki Rojava devrimi, Kürt halkı ve dostlarının Kobani'de büyük bir direnişle elde ettiği zafer ve başlayan yeniden inşa süreci, aynı zamanda elde edilen kazanımların Türkiye ve dünya halklarınca kabul görmesi bu vahşi ve insanlık dışı saldırı ile hedef alınmıştır. Tecavüzcü, barbar, faşist IŞİD çeteleri Kürt halkının kazanımlarına ve verilen eşitlik, özgürlük mücadelesinin yarattığı enternasyonalist ruha planlı ve organize saldırılarını sürdürmektedirler. Bu saldırılar daha önce Halkların Demokratik Partisi Adana ve Mersin İl Başkanlıkları'nda, Diyarbakır seçim mitinginde, Kobani'de, şimdi de Suruç'ta vücut bulmuştur. Patlamalar sırasında ülkeyi yöneten AKP hükümeti Adana, Mersin ve Diyarbakır'da faşist IŞİD saldırılarına karşı önlem almadığı gibi vatandaşlarının ölmesini kınamakla kalmıştır. Aslında AKP hükumetinin IŞİD'e karşı tavrı herkesçe bilinmektedir. Savcılık tarafından durdurulan MİT tırlarında yapılan arama ile Suriye'ye insani yardım adı altında silah gönderildiği de ayyuka çıkmıştır. AKP hükumetinin IŞİD'e karşı gösterdiği tutum karşısında ABD ve AB, Türkiye'ye uyarıda bulunmuş, IŞİD'e karşı net bir tavır alınması, araya mesafe konulması ve sınır güvenliğinin sağlanmasını istemiştir. Uyarılar ve Türkiye toplumunun her kesiminden yükselen itirazlarına rağmen bu tutum devam etmiştir" dedi.

'BASIN AÇIKLAMASINDA GÜVENLİK ÖNLEMİ ALINMAMASI SORGULANMALI'

Saldırıya uğrayan gençlerin Kobani'ye geçişlerine izin verilmediğini belirten Dicle, "Suruç'ta 1 gece konaklamak zorunda olan bu gençlerin 20 Temmuz'da geçişlerine izin verilmemesine ilgili basın açıklaması yaparken, bu vahşi saldırının hedefi olmaları başlı başına düşündürücüdür. Alışılmışın dışında yapılan basın açıklaması sırasında hiç bir güvenlik önleminin alınmaması sorgulanması gereken diğer bir husustur. Gerçekleşen bunca planlı saldırı karşısında vatandaşın can güvenliğini sağlamakla yükümlü hükümet tarafından benzer saldırıların olacağı öngörülmesine rağmen, gerekli tedbirler alınmamıştır. Bu saldırının ve yaşanan can kayıplarının sorumlusu en başta hükümettir. AKP hükümeti öncelikle IŞİD'e karşı tavrını netleştirmeli, bunu hem Türkiye hem dünyaya ilan etmelidir" diye konuştu.

'AKP HÜKÜMETİ BİR KEZ DAHA SAVAŞ KARARI VERMİŞTİR'

Basın açıklamasında son günlerde yaşanan gelişmelere de değinen Dicle, "Türkiye toplumunun İmralı adasında var olan kısmı diyalog sürecinin müzakereye dönüşmesini beklediği bir süreçte Sayın Öcalan'a uygulanan tecritte ısrar edilmesi, Kürdistan ve demokratik muhalefetin ortaya konduğu Türkiye illerinde uygulanan ve olağanüstü hali andıran güvenlik tedbirleri, toplu gözaltılar, ırkçı saldırılar, seçim öncesi başlayan ve devam eden bombalamalar, kontra güçlerin gerçekleştirdiği saldırılar, sınır ötesi hava operasyonları ve sınır içinde kara operasyonları göstermektedir ki; AKP hükümeti sonuçlarının ne olacağını bildiği halde bir kez daha savaş kararı vermiştir. Bilinmelidir ki; Kürdistan halkları, diğer kardeş halklar insanlığa karşı gerçekleştirilen bu kanlı oyunu boşa çıkaracak yüksek bir iradeye, sağduyuya, mücadele azmine, güç ve deneyimine sahiptir. Halklarımıza karşı bu vahşi katliamları yapanları, destekleyenleri ve sessiz kalanları şiddetle kınıyor ve protesto ediyoruz. Yaşanan katliama inat tüm dünya halklarını Kürt halkı ile seferberlik ruhuyla dayanışmaya çağırıyoruz. Ulusal ve uluslararası kamuoyuna özellikle belirtmek isteriz ki; ne pahasına olursa olsun halklarmızın bir arada, eşit, adil, özgür ve onurlu birlikteliğine ve geleceğine barbarca yapılan bu saldırılara karşı sessiz kalmayacak ve asla boyun eğmeyeceğiz" dedi.