Hegel Kongresi bugün sona eriyor
Uluslararası Hegel Derneği (Berlin) ve Boğaziçi Üniversitesi'nin ortak çalışması, Beşiktaş Belediyesi'nin evsahipliği ve katkılarıyla İstanbul'da ilk kez düzenlenen 29.Uluslararası Hegel Kongresi, 3-6 Ekim günleri arasında, dünyanın her yerinden gelen 234 Hegel uzmanı ve araştırmacının katılımıyla İstanbul'da gerçekleşti.
Dört ana oturum ve sekiz mekânda çalışacan paralel oturumlardan oluşan kongre,"Hegel Hegel'e Karşı" başlığı altında G.W.F. Hegel’in birbirine karşıt birçok yoruma yol açan büyük felsefi sistemi çeşitli yönleriyle ve bugünün problemlerine de göndermeler yaparak mercek altına alındı. Hegel Hegel’e Karşı – XXIX. Uluslararası Hegel Kongresi’nin açılışında konuşan Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal, BÜ. Felsefe Bölüm Başkanı Berna Kılınç, Uluslararası Hegel Derneği Başkanı Andreas Arndt ve Yerel Organizsayon Komitesi Başkanı Önay Sözer bu kongrenin İstanbul'da olmasının önemini ve gereğinin altını çizdiler, katkıda bulunan kişi ve kurumlara teşekkür ettiler.
Sözer; "Arndt'in Bosna'daki 28. Kongre'de; 'Bu kongre İstanbul'da yapılmalıdır çünkü gerçekten orada yapılabilir' sözü ve Hegel'in çağdaşı Beethoven'in Quatuor Op.'taki "Es muss sein / olmalı mı olmamalı mı? sözlerinden gelen esin, bu gönüllü organizasyonun oluşmasının başlıca etkisi oldu. Çünkü bu sözler Hegel felsefesine çok yakındı, Hegel insanlık tarihi sürecinde insan aklının ve özgürlüğünün gerçekleşmesiyle doruk noktasına çıkan bir zorunluluk görmekteydi. Bütün arkadaşlarım benimsediler, birlikte yalnız kendi özgün akıl ve iradelerine dayanarak çalıştılar" sözleriyle kongre öncesini özetledi. Sözer; "Kongrenin başlığı ve Hegel'in çok yönlü ele alınması uluslararası düzeyde çok ilgi gördü" diyerek bildirilerin yayınlanacağını da ekledi. Çok az bir felsefe, sanat ve edebiyat birikimiyle üniversiteye gelen öğrenciler için de Sözer; "Bu atmosferde bulunmakla bile önemli bir deneyim kazanacaklardır" diyerek bu açıdan da kongrenin önemini vurguladı.
Albert Long Hall'de başlayan Akatlar Kültür Merkezi'nde devam eden, İlber Ortaylı, Wilfried Ver Eecke, Brady Bowman, Theodore Geraets, Violetta Waibel, Claudia Bickmann, Maria del Carmen Paredes-Martin, Eva Bockenheimer, Alper Türken, Ryosuke Ohashi, Erzsébet Rózsa, Birgit Sandkaulen, Walter Jaeschke'nin ana konuşmacı olduğu kongrenin ilk ana bildirileri arasında; “Hegel bugün yaşasaydı Doğu ve İslam uygarlığı ile Batı Uygarlığı arasındaki ilişkiyi yine diyalektik bir ilerleme uyarınca doğuyu Batı'ya tabi kılmak suretiyle mi değerlendirirdi?”, “Tinin kökeninde bilinçlerin karşılıklı birbirini tanımaları varsa, bu olayda dilin rolü nedir, dil nasıl işler?”, “Olumsuzluğun dilde ortaya çıkışı ve eleştirel deneyimin ben ile biz ilişkisinin kuruluşuna katkısı.”, “Hegel söylendiği gibi totaliter ve otoriter bir düşünür mü? Onu Cumhuriyetçi ve hümanist bir devleti anlatan bir siyaset filozofu olarak okuyabilir miyiz?”, “Gadamer'in hermeneutiği ile Hegel'in idealizmi arasinda nasıl bir ilişki kurulabilir?” gibi belirleyici sorular dikkat çekti.
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!
- ABD basınından Esad iddiası