"Hiçbir demokrat ülkede bunlar yaşanmaz"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, ''Hiçbir demokratik ülkede bir Başbakan kalkıp da medya sahiplerine, 'Köşe yazarlarını zapturapta alın, onları gerektiğinde işten atın, yoksa sizi fena yaparız, ileride başınıza sıkıntı gelir' gibi sözler söylemez'' dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 27.02.2010 - 12:14

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, partisinin Bursa il teşkilatı tarafından düzenlenen, ''Krizin Gölgesinde Tarım Raporu''nun ele alındığı toplantı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, medya patronlarına ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine Öymen, gündemin en önemli konusunun bu olduğunu söyledi. Öymen, şöyle konuştu:

''Çünkü bu, çok açık bir şekilde hükümetin demokrasiye inanmadığının kanıtıdır. Hiçbir demokratik ülkede bir Başbakan kalkıp da medya sahiplerine, 'Köşe yazarlarını zapturapta alın, onları gerektiğinde işten atın, yoksa sizi fena yaparız, ileride başınıza sıkıntı gelir' gibi sözler söylemez. Bunu söylüyorsa bir Başbakan, bileceksiniz ki o ülkede demokrasi, gerçek demokrasi değildir.
Demokrasi ağır bir yara almıştır ve ben inanıyorum ki medya sahipleri de gazeteciler de köşe yazarları da bu baskıya karşı direnecek cesarete sahip olacaklardır. Bu, Türk demokrasisi adına utanç verici bir tablodur. Bunu gerçekten çok şiddetle kınıyoruz ve Başbakan'ı demokrasinin çizgisine dönmeye davet ediyoruz.''

Öymen, yargıya, basına, üniversitelere ve sendikalara baskı yapıldığını iddia ederek, ''İşte böyle yapa yapa Türk basınını, dünya ülkeleri arasında basın özgürlüğünü 106. sıraya indirdiler. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün sıralamasında ise 121. sırada Türk basını. Yani gerçekten yargıyı da basını da bu baskılarla perişan ettiler'' dedi.
 

''Demokrasi seçimden ibaret değil''

Başbakan'ın, demokrasiyi sadece seçim zannettiğini ileri süren Öymen, şunları söyledi:
''Dünyada totaliter ülkelerde de seçim var, ama onlara kimse demokrasi demiyor. Seçim gayet tabii ki önemli demokraside, ama demokrasi seçimden ibaret değil. Demokrasinin temel unsurları arasında yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü var. Başbakan, bütün bunları çiğneyerek, ülkeyi sadece seçime dayalı bir şekilde yürütmek istiyor. Peki sizin o zaman demokrasiyle yakından uzaktan alakası olmayan totaliter ülkelerden ne farkınız kalacak? Orada da seçimler var, orada da insanlar şöyle veya böyle 'Seçimle geldik' diyorlar. Ne farkınız olacak sizin onlardan?''

Öymen, demokratik ülkelerin diğerlerinden farkının, özgürlükler, insan hakları, kadın erkek eşitliği, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Yani öyle anlaşılıyor ki iktidarı kaybetmemek için Başbakan, her şeyi yapmaya hazırdır. Yeter ki iktidarını sürdürsün ve Türkiye'yi hedeflediği yere doğru götürsün, sürüklesin. Bunun için eleştiriye, bağımsız kurumlara tahammülü yoktur, kurumları birbirine düşürüyor, yani Türkiye gerçekten çok büyük bir sıkıntının içinden geçiyor. Yargıyı siyasallaştırıyorlar, basını bu şekilde baskı altına almaya çalışıyorlar, bir korku imparatorluğu yaratıyorlar. Vatandaşların telefonlarını dinleyerek insanların görüşlerini artık serbestçe söyleyemeyecekleri bir ortam yaratmak istiyorlar ve bütün bunları da dünyaya 'demokratikleşme' diye anlatıyorlar. İşin utanç verici tarafı budur. Dünyada bana bir tek örnek gösterin, bir Başbakan'ın bu şekilde konuştuğu bir ülke var mı demokratik ülkeler arasında? Gerçekten çok hazin bir tabloyla karşı karşıyayız.''
 

''Değişmesi gereken hükümettir"

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) bağımsız hareket etmesinden rahatsızlık duyulduğunu söyleyen Öymen, şu görüşleri dile getirdi:

''Değişmesi gereken bir kurum var Türkiye'de, değişmesi gereken kurum hükümettir, bunu da halk değiştirecektir. HSYK'nın bağımsız hareket etmesinden çok rahatsızlık duyuyorlar. AB, 3-4 yıl önce söyledi: 'HSYK'dan Adalet Bakanı, müsteşarı çıkmalıdır. Adalet Bakanlığı müfettişleri bu kurula bağlanmalıdır, Adalet Bakanlığı binasından ayrılmalıdır, kendi sekretaryası olmalıdır' dedi. Biz de aynı şeyleri söyledik. Kesinlikle kabul etmiyorlar. HSYK'nın içine elini sokmaktan vazgeçmiyor hükümet. İşin çok üzüntü verici tarafı burasıdır. İlla istiyorlar ki onlar yönlendirsin hakimlerin tayin ve terfisini. Böyle demokrasi olur mu? Gerçekten demokrasimiz çok ciddi bir krizden geçiyor. Bunu hepimizin çok iyi anlaması gerekiyor. Bütün vatandaşlara görev düşüyor, ama ilk seçimde ve tahmin ediyorum ki bu hükümet erken bir seçim yapmak zorunda da kalabilir. İlk seçimde halkımız bütün bunlara kalıcı bir çözüm getirecektir ve bu iktidarı layık olduğu yere, yani tarihin karanlık sayfalarına gönderecektir.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon