Hırvatistan Zirvesi 2012 sona erdi
''Hırvatistan Zirvesi 2012'', tarihi Dubrovnik kentinde yapıldı.
Ev sahipliğini Hırvatistan Dışişleri Bakanı Vesna Pusiç'in yaptığı, teması "Devlet Kurma ve Avrupa Birliği Tecrübesi" olan ve bu yıl 7'incisi düzenlenen zirvede Türkiye'yi Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay temsil ediyor. Toplantıya, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi başdanışmanı ve AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan da katılıyor.
AB ile katılım müzakerelerini tamamlayan ve 2013 yılında Avrupa Birliği'nin resmen üyesi olacak Hırvatistan'ın AB'ye üye olma yolundaki tecrübelerinin paylaşılmasının da hedeflendiği zirvede, Avusturya Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger, AB'nin son iki yılda birçok değişiklik yaşadığını ifade ederek, son iki yıl boyunca Hırvatistan'ın katılım müzakerelerini tamamladığını, Karadağ'ın müzakerelere başladığını kaydetti.
AB'nin Kosova ve Bosna Hersek konusunda daha aktif olması gerektiğini vurgulayan Spindelegger, ''Son yıllarda ulaşılan unsurlarla memnun olmalıyız, ancak Batı Balkanlar bölgesinin daha çok yatırım ve daha çok dikkate ihtiyacı vardır'' dedi.
Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Zlatko Lagumciya, Bosna Hersek'in devlet inşa etme sürecinde olduğuna ilişkin açıklamalara katılmadığını, ülkesinin diğer ülkeler gibi gerekli yeniden yapılanma süreci içinde bulunduğunu dile getirdi. Lagumciya, NATO ve AB'ye üye olma süreçlerinin, Bosna Hersek'te yapılması gereken reformların gerçekleştirilmesi için önemli katkılar sağladığını kaydetti.
Srebrenitsa soykırımını küresel anlamında önemli bir sembol olduğunu hatırlatan Lagumciya, Sırbistan'ın yeni seçilen liderleri için Srebrenitsa'nın bir nevi sınav olacağını ifade etti. Lagumciya, ''Hem Srebrenitsa ziyareti hem de Kosova'daki sorunların çözülmesi, Sırbistan için önemli sınavlardır ve önümüzdeki 2 senenin bu bağlamda çok önemli olacağına, 2014 yılına kadar da bütün savaşları arkamızda bıraktığımızı göstereceğimize inanıyorum'' diye konuştu.
Bosna Hersek'in hem bölge hem de Arap Baharı'nı yaşayan ülkelere destek olabileceğini ve tecrübelerini paylaşabileceğini ifade eden Lagumciya, ülkesindeki devlet düzeyindeki hükümetin yeniden yapılanmasını bir ilerleme olarak nitelendirdi.
AB'nin Bosna Hersek'teki eski Yüksek Temsilcisi ve Slovakya Dışişleri Bakanı Miroslav Layçak, Batı Balkanlar'daki ülkelerin yeniden yapılanmaya ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, ''Bunun için de model gerekir ve en iyi modelin AB olduğunu düşünüyorum'' dedi.
AB'ye üye olan herhangi bir ülkenin iç sorunlarının tamamının çok yüksek dinamikle çözülmeyeceğini söyleyen Layçak, ''Ancak her sorunun çözümü için yeni modeller bulunabilir'' ifadesini kullandı.
Makedonya Dışişleri Bakanı Nikola Poposki ise AB ve NATO'ya üye olma kapsamında ilk düşünülen unsurun güvenlik olduğunu ifade etti. AB'ye üye olma sürecinin pozitif reform ve çok sayıdaki değerlerin paylaşımı olduğunu kaydeden Poposki, bazı sorunların bir ülkenin AB'ye entegre olmasına engel olmaması gerektiğini vurguladı.
Poposki, ülkesinde gerçekleşen reformların, sadece Brüksel'e verilen raporlar için değil, ülkede yaşayan insanların güvenliğinin, refahının ve daha iyi hayat standartlarının sağlanması için yapıldığını ifade etti.
Bu yılki teması "Devlet Kurma ve Avrupa Birliği Tecrübesi" olarak belirlenen zirveye, birçok ülkeden üst düzey liderin yanı sıra Avrupa, Kuzey Amerika ve Akdeniz ülkelerinden düşünce kuruluşlarının temsilcileri ve akademisyenler de katılıyor.
'AB'nin Türkiye'yi yeniden keşfedeceğini umuyoruz'
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, tarihi Dubrovnik kentinde bu yıl 7'ncisi düzenlenen "Hırvatistan Zirvesi 2012" kapsamında "Devlet Kurma ve Avrupa Birliği Tecrübesi" konulu oturumda yaptığı konuşmada, böylesi bir zirveyi gerçekleştiren Hırvatistan yetkililerine teşekkür ederek, Türkiye'nin Batı Balkan ülkelerinin AB ile bütünleşme sürecini desteklediğini vurguladı.
"AB, Türkiye ve Batı Balkan ülkeleri katılmadıkça tamamen bütünleşmiş olmayacaktır" diyen Atalay, bunun aynı zamanda bölgede barış, istikrar ve refahın tesisine de katkı sağlayacağını dile getirdi. AB genişleme politikasının, bu kıtada ve belki dünyada en başarılı bütünleşme projesi olduğunu kanıtlandığını ifade eden Atalay, bu istikrar ve refah bölgesinin genişlemesinden bütün AB ülkelerinin istifade ettiğini kaydetti.
AB üyeliğine aday veya adaylık statüsünü kazanma yolunda olan ülkeleri kapsayan geniş komşuluk alanında dinamik siyasi gelişmeler ve ekonomik sınamaların yaşandığını, bu dönemde genişlemenin paylaşılan faydalarının daha da büyük önem kazandığını anlatan Başbakan Yardımcısı Atalay, ''AB küresel sonuçları olabilecek kritik bir dönemden geçiyor ve bazı çevreler Avro bölgesi ve Schengen'i tartışırken, bir taraftan aşırı sağcı eğilimler ve yabancılara karşı olumsuz etkiler büyüyor. Fakat en önemlisi krizin AB'nin içinde kapatılmış olmaması ve bu krizin kimsenin menfaatine olmamasıdır'' diye konuştu.
Türkiye-AB ilişkileri
Atalay, Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin 1963 yılından bu yana çok yönlü olarak geliştiğine dikkati çekerek, ''İlişkilerimizi korumak ve ileriye taşımak ortak faydamıza olacaktır'' dedi. Türkiye'nin bu bağlamda AB üyesi olmak için stratejik bir karar aldığını ve bunun hem ülkesi hem de AB için bir fırsat olduğunu anlatan Atalay, ancak katılım müzakerelerinde sorun yaşadıklarını ve bu sorunların temelinde bazı siyasi yaklaşımların olduğunu bildiklerini kaydetti.
Kendisinin AKP yönetiminde 10 yıldır bakan olarak görev yaptığını hatırlatan Atalay, şöyle devam etti: ''AB sürecine desteğim büyüktür ve teknik olarak bu konudaki çalışmalarımızda hiçbir yavaşlama yoktur ve olmayacaktır. AB'nin Türkiye'yi yeniden keşfedeceğini umuyoruz. Özellikle Avrupa'nın ekonomik krizle mücadele ettiği bir dönemde Türkiye AB için bir risk değil, aksine kazanç ve güç kaynağıdır. AB'ye üye olma sürecinde karşılıklı güven önemlidir. Sadece bugünü düşünmeyi bırakıp ilişkileri tazelemeye ihtiyaç vardır''.
Bakan Atalay, ayrıca "Arap Baharı" konulu zirvenin üçüncü oturumunda da konuşma yapacak. Bu yılki teması "Devlet Kurma ve Avrupa Birliği Tecrübesi" olarak belirlenen zirveye, birçok ülkeden üst düzey liderin yanı sıra Avrupa, Kuzey Amerika ve Akdeniz ülkelerinden düşünce kuruluşlarının temsilcileri ve akademisyenler de katılıyor.
'Türkiye, artık ne söyleyeceği çok önemle beklenen bir ülke konumundadır'
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, "Bu aynı zamanda bir Avrupa Birliği platformudur. Bizim Balkan ülkeleri olan ilişkilerimiz her açıdan çok yoğundur. Üst düzeydeki bu ilişkilerimizden dolayı da buraya en yüksek seviyede katılmak istedik" diyen konuştu. Toplantının dünden beri çok verimli bir şekilde geçtiğini belirten Atalay, AB'nin geldiği yerin zirvede incelendiğini kaydetti. Zirvenin ilk oturumunun AB ile ilgili olduğunu ve kendisinin de bir konuşma yaptığını anımsatan Atalay, zirvede özellikle AB'nin genişlemesi, içinde bulunduğu ekonomik kriz gibi konuların ele alındığını dile getirdi.
Zirveye, Bosna-Hersek, Karadağ ve Kosova'nın büyük ilgisinin olduğunu anlatan Atalay, zirvede NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Hıravtistan Başbakanı Zoran Milanoviç ve diğer çok sayıda yetkilinin önemli konuşmaları olduğunu söyledi. Hem NATO hem de AB üyeliği konusunda zirvede önemli değerlendirmelerin yapıldığına işaret eden Atalay, "Türkiye'nin hem NATO üyeliği vardır hem de Avrupa Birliği sürecinde müzakere yapıyoruz şu anda. Zirvenin açılışındaki özellikle Polonya ve Bulgaristan Başbakanlarının konuşmalarını etkileyici buldum. Tabi Bulgaristan komşu olduğu için bize de atıfta bulunarak oradaki Türkler ve Müslümanlarla ilgili güzel mesajlar verdi" dedi.
Atalay, Avrupa Birliği'nde bir yandan ekonomik krizin olduğunu, bir yandan da Balkanlar'daki küçük ülkelerin AB'ye girmeye çalıştığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Avrupa Birliği biraz şaşkın bir ortam yaşıyor. Bir yandan genişleme sorunu var, bir yandan ekonomik kriz var, bir yandan da Avrupa'da ırkçılık, aşırı sağ akımlar gelişiyor, bunların da etkileri var ve bütün bunlar burada değerlendiriliyor, biz de Türkiye olarak konuşmamızda bütün bu unsurlara yer vermiş olduk. Müzakere sürecindeki Türkiye'ye AB'nin gösterdiği haksız tavrı da dile getirdik."
Atalay, zirvenin üçüncü oturumunda "Arap Baharı"nın konuşulacağını belirterek, Türkiye'nin rolünün fazla olduğu Arap Baharı ve Arap ülkelerindeki gelişmelerin konuşulduğu oturumda asıl konuşmacılardan birinin Türkiye olduğunu belirtti. Türkiye'nin bu tür platformlara aktif katılımının önemini vurgulayan Atalay, "Türkiye artık eskisi gibi değil buralarda ne söyleyeceği çok önemle beklenen, dinlenen bir ülke konumundadır. Buraya da katılmayı asla ihmal etmememiz gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Hırvatistan Zirvesi'nde 'tarihi tokalaşma'
Türkiye'nin Başbakan Yardımcısı Atalay'la temsil edildiği Dubrovnik'te yapılan "Hırvatistan Zirvesi"nde Sırbistan'ın eski Cumhurbaşkanı ve Demokrat Parti lideri Boris Tadiç, Kosova Başbakanı Haşim Taçi ile tokalaştı. Sırbistan'ın Kosova ile ilgili yetkililerin katıldığı her uluslararası programı ''boykot etme kuralına'' uymayan Tadiç, bugün öğleden sonra tarihi Dubrovnik kentinde bulunan ''Dubrovnik Palace'' otelindeki ''Devlet Kurma ve Avrupa Birliği Tecrübesi'' temalı ''Hırvatistan Zirvesi 2012'' toplantısına katıldı. Tadiç, toplantının son oturumunun ardından Kosova Başbakanı Haşim Taçi ile görüştü.
Yeni hükümetin kurulmasını beklendiği Sırbistan'daki teknik görev süresini devam ettiren hükümetin en büyük ortağı Demokrat Parti'nin de aynı zamanda lideri olan Başkanı Tadiç, görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Taçi ile tokalaşmanın siyasi geleceğini fazla etkileyeceğini düşünmediğini ifade ederek, kendisinin daha önce Srebrenitsa soykırım kurbanlarının toplu cenaze törenlerine ve Hırvatistan'ın Vukovar kentinde hayatını kaybeden Hırvat sivillerin anma törenlerine de katıldığını anımsatarak, bu bölgelerde işlenen savaş suçlarından dolayı bölgedeki halklardan özür dilediğini kaydetti.
Öte yandan, Tadiç'in ile Sırbistan'ın bağımsızlığını tanımadığı Kosova'nın Cumhurbaşkanı Taçi ile ''tarihi tokalaşmasını'' Hırvatistan'daki zirveyi takip eden çok sayıda medya arasında sadece Anadolu Ajansı (AA) görüntüledi.
Hırvatistan Zirvesi sona erdi
Türkiye'yi Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın temsil ettiği ''Hırvatistan Zirvesi 2012'' toplantısı sona erdi. Türkiye, Bosna Hersek, Kosova, Hırvatistan, Makedonya, Polonya, Bulgaristan, Kanada, ABD, Mısır, İtalya, Avusturya, İsveç, Tunus gibi ülkelerin Başbakan, Başbakan Yardımcısı, Bakan ve Bakan Yardımcısı düzeyinde temsil edildiği Hırvatistan Zirvesi 2012 ile ilgili sonuç bildirgesini Hırvatistan Başbakanı Zoran Milanoviç açıkladı.
Milaonviç, zirvenin ardından düzenlediği basın toplantısında, iki gündür devam eden zirvede önemli konuların değerlendirildiği ve Hırvatistan'ın yanı sıra, AB üyesi olan diğer ülkelerin Avrupa Birliği'ne üye olma yolundaki tecrübelerini paylaşmalarının önemini vurguladı. Milanoviç, zirvenin sadece oturumlar değil, Avrupa ve dünyadan gelen liderlerin ikili görüşmelerine de fırsat açtığını söyledi.
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!