'Hitler'in aklına gelmeyen baskı Türkiye'de var'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. CHP lideri "Hitler deseler Mussolini deseler geçmişte kalmış. Onların aklına gelmeyenler AKP iktidarında var" dedi.

'Hitler'in aklına gelmeyen baskı Türkiye'de var'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.03.2011 - 10:54

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:

-Biz büyük alışveriş merkezleri olmasın demiyoruz, elbetteki olacak. Orada hayatın her alanıyla insanlar karşılşamış olacak. Ama sorun çalışma yönteminde. AB'de standartlar nasılsa bizde de öyle olsun. Esnaf da yaşasın. Onun için alışverişmerkezleriyle ilgili yasa taslağını yine biz hazırladık ancak karşı çıkan AKP'dir.

-Yine esnaf ve sanatkar temsilcisi arkadaşlata şunları söyledim; Çalışıyorsunuz, sabahları dükkanınızı açıyorsunuz, primlerinizi yatırıyorsunuz ve emekli oluyorsunuz. Ancak emekli maaşıyla geçinemiyorsunuz. Sonra da işinize devam edince AKP sizi cezalandırıyor. Hem emekli maaşı alıyorsunuz hem de işinize devam ediyorsunuz diyor.

-Kamyoncu esnafın derdini de biliyoruz. Deposuna aldığı mazotla taşıdığı yükü karşılamıyor. Mazot daha pahalı. E ne yapıyor. Deposunda yağ yakıyor maaliyeti karşılamak için. Böylece aracına zarar veriyor. Evine götüreceği ekmeğin derdine düşüyor. Bu konuda da ciddi bir sorunumuz var. Bu tablo AKP'nin tablosudur. Biz ülkesini seven ve çaba harcayan tüm esnaf kardeşlerimizi kucaklıyoruz. Unutmasınlar toplumda da adaleti sağlayacağız, esnafta da adaleti sağlayacağız. Bizim öngördüğümüz adalet HZ. Ömer'in adaletidir. Biz bu adaleti getireceğiz Türkiye'ye.

-Hafızamızı yenileyelim artık konuşurken cep telefonumuzun pilini mi çıkarsak artık vatandaş bunu düşünüyor.

-Bilim adamlarını tehdit, 'tarafsız olan bertaraf olurmuş' hatırlıyorsunuz değil mi? Yani yanıda olacaksın. Daha bunlar başlangıç.

-Basılmamış kitap nüshalarını imha etmek bu hükümetin demokrasi kültüründe olan bir şey. Gazeteleri basacaksınız . Efendim o kitap nasıl gönderilirmiş.

-12 Eylül'den sonra terör örgütü diye kitaplar yakıldı. Bunların yaptıklarıyla o dönemde yapılan arasında ne fark var. Buyrun erkekseniz konuşun bakalım. Bir iş adamı olarak çıkın hükümeti eleştirin.

-Batı da şaşkın anlayamıyorlar. Hitler deseler Mussolini deseler geçmişte kalmış. Onların aklına gelmeyenler AKP iktidarında var.

-'Ben baskı kurucam gerekçesini kendim hazırlayacağım evini de sabah basıp içeri atacağım' buna biz AKP iktidarı döneminde demokrasi diyoruz.

-6 Mart 2010'da 'Türkiye'de yasamada yürütmede yargı tarafından kuşatılmıştır' diyor. 'Çünkü bizim aldığımız kararları durduruyorlar' diyor.

-'Yargı karalarına saygı duymak gibi bi görevim yok' diyor. Böyle bir insanın kafasında toplu iğnenin ucu kadar demokrasi var mıdır?

-Yargıya ben saygı duymuyorum diyen bir Başbakan sadece Türkiye'de var. Ben başka yerde görmedim. Eyleme dönüşmemiş bir düşünceyi yargılayan tek yer Türkiye'dir.

-Başbakan eminim 'ben insanların düşüncelerine de saygı duymuyorum' der yakında. Çünkü düşünce düşmanı.

-AB'ye sesleniyorum. Düşünce özgürlüğünün kısıtlandığını gördüler. E günaydın nihayet gördüler. Siz değil miydiniz. 'Anayasa değişikliğine reformdur' diyen?

-Kim demokrasiden yana kim özgürlüklerin karşıtı. Darbe anayasası hemen çağrı yaptık gelin 12 Eylül'ün izlerini hemen silelim. Meclis Başkanına söyledik. Gelim görüşelim dediler. Ardından Başbakan açıklama yaptı hayır biz buna girmeyeceğiz. Malum parlamento bağımsız ya.

-Parlamento tatile girecek, 'ben kanun çıkaracağım', yasama organının yerini yürütme organı alacak, yasa çıkaracak, muhalefetsiz... Bir sabah uyanacağız yeni bir kanun çıkmış olacak. Bu çağdışı anlayış değilse hangi anlayış.

-Parlamentoda senin anayasayı değiştirecek milletvekilin var, kendi milletvekillerinden mi korkuyorsun, onlar da gelsinler, parlamentoyu tatil etmeyelim. Haziranın 1'ine kadar çalışalım, neyi getireceksen getir. KHK izni demek, parlamentoyu tasfiye anlayışının sonucudur, muhalefete tahammül edememenin bir sonucudur.

-Bu anlayışı kabul etmiyoruz. Bu, 'parlamentoyu bypass etmek' demektir. Böyle bir şey demokrasilerde, hele hele 9 yıllık bir iktidarda olmaz. Bu, baskıcı yönetimin, baskıcı anlayışın, demokrasiyi içine sindirememiş anlayışın sonucudur.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler