'Hukukta ulemanın görüşüne yer var mı?'
CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevi'nde yatan bir yurttaşın bir Alevi dedesi ile görüşme talebi üzerine savcıkla, Kocaeli Müftülüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında yapılan yazışma sonucunda "Alevilik sosyo-kültürel bir tasavvufi yapı" olarak tanımlandığını ve talebin reddedildiğini bildirdi.
Yazılı bir açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, "Kocaeli 1 Nolu F Tipi Hapishanesi'nde yatmakta olan bir yurttaşımız, inancının ve din ve vicdan özgürlüğünün gereği olarak bir Alevi dedesi ile görüşmek istemiştir. Savcılıkla, Kocaeli Müftülüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında yapılan yazışma sonucunda 'Alevilik sosyo-kültürel bir tasavvufi yapı' olarak tanımlanmış ve yurttaşımızın talebi reddedilmiştir" dedi.
Mevzuatta açık hükümler bulunmasına rağmen, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Kocaeli Müftülüğü'nden görüş talep edilmesi ve konunun Diyanet İşleri Başkanlığı'na intikal ettirilmesinin manidar olduğunu ifade eden Özgündüz, şöyle dedi:
"Karşılıklı yazışmalar sonucunda, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'ndan gelen yanıt ise farklı tartışmaların önünü açmaktadır. İlgili yanıta göre; 'Alevilik sosyo-kültürel bir tasavvufi yapı' olarak tanımlanmış ve savcılık bu karara dayanarak yurttaşımızın talebini reddetmiştir.
Her şeyden önce, hakkında yasa hükmü olan bir konu için neden Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan görüş istenmiştir? Burada net bir yasal düzenleme var. Laik bir rejimde, açık bir yasa hükmü olan konuda Diyanet'ten görüş istemeyi Sayın Başbakan'ın siyaseten yeri geldiğinde söylediği 'ulemaya danışma' olarak mı algılamalıyız? Ayrıca inançları doğrultusunda din görevlisi ile görüşmesine yasal hiçbir engel bulunmayan bir durumda bu görüşme neden ve nasıl engellenir?"
Meclis'e taşıdı
Konuyu Meclis'e taşıyan Özgündüz, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Özgündüz, şu soruları yöneltti:
"Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 70/2. maddesi gereği kişinin bu görüşmeyi yapmasında sakınca olmadığı halde, neden böyle bir engelleme yapılmıştır? Hukuken açık hükümler bulunan bir konuda, laik bir ülkede savcılığın Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan görüş almasının nedenleri nelerdir? Yapılan işlem din ve vicdan özgürlüğü kapsamında ve taraf olduğumuz uluslararası insan hakları belgeleri açısından nasıl değerlendirilmelidir?"
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Sette kavga çıkmıştı: Siyah Kalp dizisinde flaş ayrılık