'Hükümet dış politikada da başarısız'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen,  partisinin İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin Kıbrıs Türkleri'ne yönelik saldırıları durdurmak ve Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakını önlemek için 20 Temmuz 1974 tarihinde gerçekleştirdiği harekatın üzerinden 35 yıl geçtiğini anımsatarak, Kıbrıs Türk halkının o tarihten bu yana özgür, barış ve güvence içinde yaşadığını söyledi.

Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir barışın sağlanması amacıyla yürütülen çabaların henüz başarıya ulaşamadığına işaret eden Öymen, bunun sorumlusunun Kıbrıs Rum yönetimi olduğunu ifade etti.

Öymen, 3 Eylül 2008 tarihinden beri Kıbrıs'ta sürdürülen görüşmelerin içeriği hakkında TBMM'nin bilgi sahibi olmadığını öne sürerek, ''Bu milli bir davadır. Bu milli dava hepimizin davasıdır. Meclisten kaçırılarak, saklanarak yürütülen müzakereler bence doğru bir yöntem sayılamaz'' diye konuştu.

Sürdürülen müzakerelere, iktidara gelen KKTC hükümetinin hiçbir yetkilisinin katılamamasını büyük bir eksiklik olarak nitelendiren Öymen, Kıbrıs Rum lideri Hristofyas'ın çözüm konusunda ''Uluslararası toplumun ve AB'nin Türkiye'ye baskı yapması gerekir'' şeklindeki açıklamalarına hükümetten hiçbir tepki gelmediğini ileri sürdü.

Onur Öymen, CHP'nin Kıbrıs'ta ''Müzakereler yoluyla adil ve kalıcı bir barışa ulaşılması'' görüşünü savunduğunu belirterek, tam eşitlik sağlanmadan yapılacak bir barış anlaşmasının Kıbrıslı Türkler'i ikinci sınıf azınlık haline dönüştüreceği uyarısında bulundu.

KKTC üzerinde uygulanan ambargoların kaldırılmasına yönelik bugüne kadar yapılan çabaların hiçbir sonuç vermediğini iddia eden Öymen, Avrupa Adalet Divanı'nın Güney Kıbrıs'taki Rum mahkemelerinin gayrimenkuller ve ticari konularda aldığı kararların da son derece ciddi sorunlar yaratacağını söyledi.

Hükümetin 7 yıldır Kıbrıs sorununu çözüme kavuşturma yolunda bir ilerleme sağlayamadığını savunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen, şöyle devam etti:
''CHP, hükümetin diğer dış politikalarında olduğu gibi Kıbrıs konusunda sergilediği kararsız ve başarısız politikaları kınamaktadır. Türkiye olmadık konularda önüne gelene en üst perden bağırarak, çağırarak tepki gösteriyor ama en önemli konularda tepkisiz kalıyor. Başka konularda çıkıp 'one minute' demesini biliyorsunuz, ama Kıbrıs gibi bir milli davada bütün bu haksızlıklara karşı 'one second' bile diyemiyorsunuz. Maalesef başbakanın dramı da Türkiye'nin dramı da budur.''

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın bir süre önce Güney Kıbrıs'a yaptığı ziyarete de değinen Öymen, ''Türkiye'nin gayrimeşru saydığı bir ülkeyi, Türkiye'nin en çok desteklediği Filistin'in Devlet Başkanı acaba niçin ziyaret ediyor? Sakın bizim hükümetin Mahmud Abbas'tan ziyade Hamas'ı desteklemesine bir tepki olmasın?'' diye sordu.

Ergenekon davası

Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Öymen, Ergenekon soruşturması kapsamında görev yapan hakimlerden birinin ''Üzerimde kurum baskısı var'' diyerek çekilmesinin son derece ciddi bir durum olduğunu söyledi.

Öymen, ''Kurumsal baskı hangi kurumun baskısıdır? Herhalde Et ve Balık Kurumu değil. Belli ki devletin Adalet Bakanının baskısından şikayet ediyor. Bu görülmüş bir durum değil'' dedi.

''İktidarın yargıyı, basını, üniversiteleri ve sendikaları baskı altına aldığını'' öne süren CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen, ''Sayın Başbakan demokrasiyi bir tramvaya benzetmişti (Bir durakta binersiniz bir durakta inersin) demişti. Biz de şunu söylüyoruz; sayın Başbakan yanlış yoldasınız. Bu tramvayın yolu Türkiye'yi demokrasiye götürmez. Bu yolda ilk durağın adı faşizmdir'' diye konuştu.

Türkiye'nin sürekli zemin kaybettiğini savunan Öymen, CHP'nin demokrasinin ve hukuk devletinin direnç noktası olduğunu sözlerine ekledi.