"Hükümet, seçimlerde kısıtlanmamak için IMF'yle anlaşmadı"
MHP Küresel Finans Krizi İzleme ve Değerlendirme Komisyonu, hükümetin seçimlerde IMF kuralları ile kısıtlanmak istemediği için stand-by anlaşmasından vazgeçtiğini belirtti.
MHP'nin 2008 yılı Ekim ayı itibariyle çalışmalarına başlayan ve bu zamana kadar 7 defa görüş bildiren "Küresel Finans Krizi İzleme ve Değerlendirme Komisyonu'nu", iki yıla yakın bir süre devam eden müzakereler sonunda IMF ile bir stand-by anlaşmasının yapılamayacağının açıklandığı bugünlerde ekonomideki son durumu değerlendirdi.
Türkiye ekonomisinin kırılganlığının devam ettiği uyarısında bulunan Komisyon'un açıklamasında, "Hükümet iki yıla yaklaşan süre ile IMF ile müzakerelere devam ettikten sonra stand-by anlaşmasından vazgeçmiştir. Başbakan, 2010 yılı başında çok kısa süre içinde anlaşma imzalanacağını, ifade ederek piyasaları yanıltmıştır. İktidar yaklaşan seçimlerde IMF kuralları ile kısıtlanmak istememiş, 2008 yılında olduğu gibi seçim ekonomisi uygulama niyetinde olduğunu göstermiştir" denildi.
Açıklamada, krizin Türkiye'yi teğet geçmediğinin ve ağır hasar verdiğinin açıkça görüldüğü belirtilerek, Başbakan Erdoğan'ın temelsiz iddialarına karşın 2010 yılı Programı'nın, 2007 yılında ekonomide yavaşlama olduğunu, küresel krizden dış ticaret, finansman ve likidite yoluyla etkilenildiğini, üretimin ve ihracatın ithalata bağımlı hale geldiğini açıkça ortaya koyduğuna dikkat çekildi.
Ekonomik gelişmeler iyimse olmaya imkan vermiyor
Dünyadaki ekonomik gelişmelerin önümüzdeki dönem için iyimser olmaya imkan vermediğini vurgulanılarak, özellikle, AB üyesi olan ülkelerdeki sorunların Türkiye'nin dış ticaretin yarısını gerçekleştirdiği euro bölgesinde olumsuzluklarla karşı karşıya kalınabileceğini ortaya koyduğuna dikkat çekildi. Bu pazarlarda ihraç mallarına talebin düşmesinin, Avro-dolar paritesinin euro aleyhine değişmesinin devam etmesinin ihracatın (dolar cinsinden) düşmesine ve dış ticaret açığının büyümesine sebep olabileceği uyarısında bulunuldu.
İstihdam yaratamayan büyüme sorun
Türkiye ekonomisinin temel sorunlarına değinilen açıklamada, bu sorunlar istihdam yaratmayan ve vatandaşın refahına yansımayan büyüme, bozulan gelir dağılımı, kırılganlığı arttıran borç stoku, gerçekçi olmayan, üreticilerin rekabet şansını azaltan kur politikası, ithalata bağımlı üretim ve ihracat, giderek yabancılaşan bir finans sektörü, sıcak paraya ve dış borçlanmaya dayanan kırılgan yapı olarak sıralandı. Küresel finans krizinin etkilerinin hissedilmeye başladığı tarihten bu yana sorunları tanımladıklarını ve alınması gereken önlemler hakkında görüşlerini dile getirdiklerini anımsatan MHP, Başbakan'ı ve hükümet üyelerini başta ekonomi, bölücü terör, dış politika ve güvenlik sorunları olmak üzere, Türkiye'nin temel sorunlarının tartışılmaması için bilinçli bir gerginlik politikası izlemekle suçladı. Açıklamada hükümetin bu yaklaşımla Türkiye'ye zarar verdiği ve zaman kaybettirdiği vurgulandı.
"En iyi yol bu yıl seçime gitmek"
Türkiye için en iyi yolun bu yıl içinde seçime gidilerek bu iktidardan kurtulmak olduğunun vurgulandığı açıklamada, şu noktalara dikkat çekildi:
"MHP ekonomide yapısal reformları yaparak, üretim ve istihdam dostu politikalar uygulayarak, ekonominin rekabet gücünü artırmaya, geniş kitlelerin refah düzeyini yükseltmeye kararlıdır. Bu konudaki hazırlıklarını tamamlayan Partimiz görüşlerini millete ulaştırmak amacıyla yoğun bir çalışma yürütmektedir."
"Büyük fırsat heba edildi"
Ekonomideki son duruma değinilen açıklamada, dünyanın özellikle 2002-2007 yılları arasında kalkınma için çok uygun bir konjonktür yaşadığı vurgulanırken, Türkiye'nin bu dönemde mutlaka gerçekleştirmesi gereken yapısal reformları yapmayarak, yanlış ekonomik politikalar uygulayarak büyük bir fırsatı heba ettiğine dikkat çekildi. 2006 yılından itibaren ekonomimizde gittikçe artan yoğunlukta hissedilen sorunlar 2008 yılı son baharından itibaren küresel finans krizinin de etkisiyle çok ağırlaştığı vurgulanarak, "AKP iktidarı, başta başbakan olmak üzere ekonomimizde kendini ciddi şekilde hissettiren ekonomik sorunları algılayamamış, küresel finans krizinin etkilerini de küçümsemiştir. Bu sebeple birbiri ile uyumlu, bütüncül bir önlemler paketi oluşturamamış, önlem alınmasında çoğu zaman geç kalınmıştır" denildi.
"Bankacılık sektörü 57. Hükümet'in reformlarıyla sağlam"
Türkiye ekonomisinde 57. Hükümet döneminde finans ve bankacılık kesiminde yapılan köklü reformlar ve yeniden yapılandırma çalışmaları sonucunda bankacılık sisteminin krizden olumsuz etkilenmediğine, sağlam yapısını pekiştirdiğine dikkat çekilerek, ancak reel kesimin ciddi şekilde hasar gördüğü vurgulandı.
Kriz ağır hasar verdi
2009 yılı makro göstergeler incelendiğinde krizin Türkiye'yi teğet geçmediği, ağır hasar verdiğinin açıkça görüldüğüne işaret edilen açıklamada şu noktalara dikkat çekildi:
-Büyüme : 2009 yılı 3. çeyrek itibariyle yüzde 8.4 küçülme oldu. 2009 yılı tahmini yüzde 6 daralma civarındaydı. 2009 yılında dünya büyüme ortalaması ve gelişmekte olan ülkeler ortalaması pozitifti.
-Enflasyon : Hükümet 2010 yılı için yüzde 5.3'lük bir enflasyonu öngörmüştü. Şubat 2010 itibariyle yıllık enflasyon (TÜFE) yüzde 10.13 ile çift haneli rakama ulaştı.
-İşsizlik : AKP iktidarı büyüme ve kalkınma alanında Cumhuriyet tarihinin rekorlarının kırıldığını ısrarla söylemeye devam ederken 2002 yılında yüzde 10'larda aldığı işsizliği 2009 yılı içinde yüzde 16.1'e yükseltti. 2009 yılı işsizlik oranı yüzde 14 oldu. Tarım dışı işsizlik yüzde 17.4'e çıktı. 18-25 yaş arasındaki genç nüfusun işsizlik oranı yüzde 25.3'e ulaştı. Yalnız 2009 yılında işsiz sayısı 860 bin arttı.
-Borçlar : Türkiye'nin iç ve dış brüt borç toplamı 2002'de 221.2 milyar dolar iken, Eylül 2009 itibariyle 495.5 milyar dolara yükselerek 274.3 milyar dolar arttı. Hazine müsteşarlığının öngörülerine göre 2010 yılında yaklaşık 200 milyar TL borç ödenecek.
-Cari Açık ve Dış Finansman : Cari açık tahmini 2010 yılı için 18 milyar dolar. Bu hedefin tutturulduğunu varsayılsa bile toplam dış kaynak ihtiyacı 70 milyar doların üzerinde olacak.
-Bütçe ve Hazine Nakit Dengesi : 2010 yılında bütün makyajlara rağmen bütçe açığı 52.6 milyar TL oldu. Hazinenin nakit dengesi Ocak-Şubat aylarında toplam 9 milyar 238.1 milyon TL açık verdi.
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 6 asker şehit olmuştu
- ‘Bir an önce ilan etmelerini bekliyoruz’