İftar sofrasından Somali'ye 100 bin SMS
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu ile birlikte Somali'ye yardım için ''İftar sofrasından Somali'ye aynı anda 100 bin SMS'' kampanyasını mesaj atarak başlattı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AKP'nin 10. kuruluş yıl dönümü nedeniyle İstanbul İl Başkanlığınca Bayrampaşa Belediye Stadyumunda düzenlenen ve Somali için 100 bin yardım SMS'i atılması hedeflenen iftara katıldı. İftarda, Bülent Arınç, ''İftar sofrası başında bulunan 100 bine yakın kardeşimizle hayırlı bir iş yapıyoruz. Allah kabul etsin. Somali'deki kardeşlerimize birer SMS kanalıyla yardımda bulunuyoruz. 'Afrika' yazıp 5601'e gönderiyoruz. Hayırlı olsun, Allah kabul etsin'' diyerek ilk SMS'i Babuşçu, AKP İstanbul milletvekili Türkan Dağoğlu ve Bayrampaşa Belediye Başkanı Atilla Aydıner ile birlikte attı.
İftar öncesi konuşan AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu da, bugün burada hem oruç açılacağını, hem de orucunu açmak için dahi bir lokma ekmek bulamayan Somali'deki kardeşlerinin ekmek ve su bulmasına katkı sağlayacak bir kampanyayı gerçekleştireceklerini söyledi. Babuşçu, şunları kaydetti: ''Ramazanın rahmet iklimini, merhameti, bereketi paylaşırken, bu yıl Ramazan etkinliklerimizin ana teması olarak Afrika'yı, özelde de Somali'yi merkeze oturttuk ve bütün çalışmalarımızda Somali'ye katkıyı, desteği bir kampanya haline getirerek 'Yardım Eliniz Kıtaları Aşsın' sloganıyla, nerede bir aç varsa o bizim komşumuzdur anlayışıyla bir kampanya başlattık. Çünkü komşusu açken tok yatan güzel görülmemiş, kabul görmemiş. O zaman nerede aç insan varsa o bizim komşumuzdur anlayışı içinde bir yardım kampanyasını, başlayan yardım kampanyalarına destek olarak biz de başlattık. Bu rahmet ve bereket iklimini Kızılayımız, Diyanetimiz, Başbakanlığımız, TİKA aracılığıyla ve aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde, bu milletin medeniyetinin köklerinde taşıdığı yardımseverlik ve rahmet anlayışıyla bugün Somali'ye, Afrika'ya uzanıyoruz. Şu anda yardım konvoyları oralara ulaştı ulaşmaya da devam ediyor. Bu akşam bizler partimizin kuruluşunun 10. yıl dönümünde ülkeye yaptığımız devrim niteliğindeki hizmetleri ve başarı destanlarını yad ederken, aynı zamanda kuruluş yıl dönümünü de vesile ederek bu yardımlaşma ve dayanışma anlayışını bir kampanya şeklinde burada ve İstanbul'un her ilçesinde aynı iftar sofrası etrafından bir araya gelmiş kardeşlerimizle beraber yapacağız.'' Kampanyanın başlatıldığı iftara Ümraniye'den Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da canlı bağlantı ile bağlandı.
'Henüz teyit edilmiş bir bilgi yok'
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir gazetecinin terör örgütü elebaşlarından Murat Karayılan'ın yakalandığıyla ilgili haberleri sorması üzerine şöyle konuştu: ''Söylenecek birşey yok. Henüz teyit edilmediğini biliyorum. Bununla ilgili bir açıklama yok. Henüz teyit edilmiş bir bilgi yok. Bu konuda gelişme olursa açıklama yapılabilir. Benim söyleyebileceğim bu.''
'Çok bereketli, çok heyecanlı'
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, konuşmasında, Ramazan ayının neredeyse yarısına geldiklerini ifade ederek, ''Allah Ramazan'ın tamamına erdirsin. Önce 'merhaba' diye başlar, yarısından sonra 'elveda' diye devam eder. Bitişini de anlayamayız. Bu sevimli, güzel, bereketli günler sanki bir günmüş gibi geçip gidiverir. Sonra tekrar 11 ayın sultanı için 1 yıl hasretle bekleriz. Allah bu Ramazan ayında dualarımızı, oruçlarımızı, ibadetlerimizi kabul etsin'' diye konuştu. Ramazanın bütün ülkede çok güzel yaşandığını ifade eden Arınç, ''Çok bereketli, çok heyecanlı. Anadolu'nun neresine giderseniz böyle sofralarına konuk oluyoruz. Yardımlar zekatlar fitrelere her zamankinde daha çok oluyor'' dedi.
Ramazan'da toplumsal dayanışmanın, birlik beraberliğin çok daha güzel yaşandığını vurgulayan Arınç, ''Bu bizim inancımızdandır, geleneklerimizdendir, örf ve adetlerimizdendir, komşuluk hukukumuzdandır. Çorbanın suyunu biraz fazla koyup komşusunu gözetmek ancak bizim milletimize has bir duygudur. Bu güzel duygularla biz sosyal dayanışmayı da gayet güzel yapıyoruz. Birbirimizin sevincine, birbirimizin kederine ortak oluyoruz'' ifadelerini kullandı.
Bir kaç gün önce Kosova'yı ziyaret ettiğini anımsatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Kosova 500 yıl hemen hemen aynı bayrağın altında olduğumuz bir toprak parçasıdır. Aynı tarihin aynı medeniyetin çocuklarıyız. 800'den fazla camisi olan, hanları, kervan sarayları, köprüleri olan bir Osmanlı medeniyetinin varisi, evladı fatihanın topraklarındaydık. Oradaki bütün kardeşlerimizle güzel iftarlarda buluştuk. Türkiye'den giden imkanlarımızı Kosovalı kardeşlerimiz için tahsis ediyoruz. Onlar da çok mutlu oluyorlar. Ramazan başlamadan önce Bosna Hersek'e gitmiştim. Srebrenitsa katliamının yıl dönümünde hükümetimizi temsilen 600'den fazla cenazenin cenaze namazlarının kılındığı o cenaze gününde de bulunmuştum. Oradan da İstanbul'a, Anadoluya binlerce selam gönderildi. Biz dünyada inancımız tarihimiz, ortak kültürümüz nedeniyle yüz binlerce insanla da aynı duyguları paylaşıyoruz. Hamdolsun Ramazan da oralarda bereketli geçiyor. Onlar da Türkiye'yi hasretle özlüyorlar ve Türkiye için dua ediyorlar.''
AKP'nin 10. yılı
Bugün AKP'nin kuruluşunun 10. yılı olduğunu da hatırlatan Arınç, bu kadar büyük bir başarıyı Allah'ın AKP'ye nasip ettiğini söyledi. Arınç, şöyle devam etti: ''Düşünün ki, 9 yılda 3 dönem tek başına iktidar. Cumhuriyet tarihinde 3 dönem oylarını artırarak tek başına iktidar olmuş başka parti göremezsiniz. Ne Menderes dönemi, ne Demirel dönemi, ne Özal dönemi. Allah AK Parti'ye bunu nasip etti. 3 dönemdir merkezi hükümette ve en son yüzde 50 oyla tek başına iktidardayız. 2 dönemdir belediyelerde, 2004, 2009. Hamdolsun yine 16 büyükşehirin 12'si ve 81 ilin 57'si, 923 ilçenin 570'i, 2 binden fazla beldenin bin 470'inde AK Parti olarak, toplamda yüzde 70'i aşan ölçüde yerel yönetimlerde de iktidardayız. 3 dönem merkezde, 2 dönem yerel yönetimlerde, ama bitmedi. 9 seneye sığdırdığımız başarılar sadece bunlarla sınırlı değil. 2 tane de büyük referandum geçirdik. Allaha hamdolsun ki AK Partinin tek başına 'evet' dediği, evet kampanyası yürüttüğü referandumlarda 2007'de yüzde 67,5 ile 2010 yılının 12 Eylül'ünde de yüzde 58 oyla 'evet'ler AK Partinin başarı hanesine de yazıldı.''
'Dimdik ayakta kaldık'
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AKP'nin büyük başarılar elde ettiğini, bunun için Allah'a şükrettiklerini belirtti. Milletin AK Partiye her zaman güvendiğini, hizmetlerinden memnun olduğunu, AKP'nin önünü açtığını ifade eden Arınç, sözlerine şöyle devam etti: ''Neler yapmadılar ki, neler düşünmediler ki, hangi planları devreye sokmadılar ki AK Parti gitsin, eski düzen devam etsin, eski Türkiye devam etsin. 'Bizim borumuz öterdi, en iyisini biz bilirdik, git derdik giderlerdi, otur derdik otururlardı ama bu AK Parti öyle değil. Bu AK Parti milletten aldığı emanete sıkı sıkıya sahip, dik duruyor, ilkeli, kararlı cesur siyaset yapıyor. Bu bizim işimize gelmiyor' diyenler oldu. Çok şükür 9 yılın içinde belkide 90 tane hilenin, oyunun, planın tepetaklak olduğunu gördük. Biz inandık, cesaret gösterdik Allah da cesur olanı izzet sahibi yaptı, dimdik ayakta kaldık. Çok şükür AK Parti başarılarına hep başarılar ekledi. Bundan sonra da böyle gidecek. Çünkü millet yapılanları görüyor, millet kendinden olanı seviyor, millet elinden tutanı kalbine bastırıyor, ona güveniyor ve onunla yoluna devam ediyor. Yakın siyasi tarihimize baktığımız zaman bu kadar büyük bir başarıyı bu kadar büyük işlerle yürütmüş başka bir parti bulamazsınız.'' Arınç, 2001'de AK Partinin kurulmasıyla birlikte yeni bir Türkiye'nin var olduğunu belirterek, AK Partinin çalışmalarına hizmetle başladığını, şimdi de hizmetle devam ettiğini vurguladı.
'Türkiye Afrika'yla yarışır hale gelmişti'
AKP'ye kadar gelen bütün iktidarlar Türkiye'yi geri bıraktığını ifade eden Arınç, şöyle devam etti: ''Yol yok, su yok, hastane yok, eğitim kurumları, ulaşım, enerji yok. Evet, 'şu vardır' diye gösterebilirsiniz. Ama 20 senenin, 30 senenin gösterebildiğiniz tek eseri bir kaç taneden ibarettir. İnsanımız büyük bir perişanlığı görüyordu. 80'de ekonomik buhranlar, 90'da ekonomik buhranlar, 2000'ler, 2001'ler ekonomik buhran. Türkiye fakirleşiyor, yoksullaşıyordu. Türkiye'nin parasının değeri kalmamıştı, 6 tane sıfırla artık Afrika paralarıyla yarışır hale gelmişti. Koalisyonlar birbirini yemekle meşguldü, lider diye bir şey yoktu. Yolsuzluklar almış başını gitmişti. İnsanlar siyasete olan güvenini kaybetmişi. Siyaset kurumu yıpranmış, millet sandık başına gidemez hale gelmişti. Ümitler kesilmişti. Ve en son ekonomik buhranda bir gecede cebimizdeki paranın yarısı gitmiş. Bankalar batıyor, birkaç tane insan milyarlar kazanıyor ama 40 milyar dolarlık zarar milletin sırtına yükleniyordu.''
Arınç, siyasetin demokrasi için çok önemli olduğunu, milletin sorunlarının siyasetle çözülebileceğini, o yüzden siyaset kurumuna tekrar itibar ve güven kazandırdıklarını vurgulayarak, ''2001'in 14 Ağustosunda, bitmiş tükenmiş bir Türkiye'de büyük bir güneş doğuyor gibi AK Parti inançlı kadrolarla, ehliyetli kadrolarla kuruldu'' dedi. O dönemde iktidara koşan bir partinin genel başkanının ve liderinin milletvekilinin olmaz hale getirildiğini ifade eden Arınç, şunları söyledi: ''Ve kendi gazetelerinde sevinç çığlıklarıyla şu başlığı attılar, 'artık muhtar bile olamaz.' Muhtar bile olamaz dedikleri isim yoluna devam etti. Evet, milletvekili olamadı bir kaç ay gecikmeyle... Ama partisi tek başına iktidar kazandı. 'Tek başına iş başına' sözü milletimiz tarafından kabul edildi. 2 sene sonra mahalli seçimlere girdik, yüzde 40'ın üzerine çıktık. 2007'de genel seçimlere gittik. AK Parti'yi yıpratıyorlardı. Cumhurbaşkanını seçtirmediler. Yalanlar, hileler, 28 Şubat vari muhtıralar, bildiriler, AK Partinin yıpranması ve iktidardan uzaklaşması içindi. Ama hamdolsun milletimiz bütün oyunları bozdu.''
3. dönemin sırrı...
AKP'nin 3. dönem iş başında olduğunu aktaran Arınç, ''Bunun sırrı dürüst insanların, milletini, vatanını seven insanların iş başına gelmesidir, yolsuzluklarla, yasaklarla, yoklukla mücadele etmesidir. Ve hizmet eksenli siyaset anlayışının Türkiye'ye yerleşmesidir'' şeklinde konuştu.
Arınç, Türkiye'nin, dünyanın ekonomik buhrandan kıvrandığı zamanda IMF'yi yolcu ederek tek başına ayakta kaldığını, Amerika, Yunanistan ve İspanya'daki gazetelerin ''keşke bizim de bir Recep Tayyip Erdoğan'ımız olsa da bizi şu krizden çıkarsa'' diye başlık attığını vurguladı. Bütün dünyanın Türkiye'yi alkışladığını, bu duruma milletin desteğiyle geldiklerini anlatan Arınç, AKP'nin başarısının milletin başarısı olduğunu sözlerine ekledi.
'İnsanlar göz göre göre ölüyor'
İftara Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da Ümraniye'den canlı bağlantıyla katıldı. Bozdağ konuşmasında, Somali'de büyük bir insanlık dramı yaşandığını, bu dramın bütün dünyanın bir ayıbı olduğunu belirterek, şunları söyledi: ''Çünkü dünyanın neresinde olursa olsun gözyaşı, açlık, yokluk, kıtlık, şiddet var ise buna seyirci kalan ve bunu önlemek için parmağını kıpırdatmayan herkes sorumludur. Bir baba, bir anne düşünün, evladı kucağında susuzluktan, açlıktan, ilaçsızlıktan, doktor olmadığı veya yeterince sağlık imkanları olmadığı için tedavi edilememiş olmaktan can veriyor. O anneyi, o babayı veya bir kardeşi, eşi veya bir başkası... İnsanlar göz göre göre ölüyor ve çaresizlik içinde seyreden anneler, babalar, kardeşler ve insanlar... Biz Türkiye'de İstanbul'da (bundan bize ne?' diyemeyiz, 'orası bize uzak, bizimle alakası yok' diyemeyiz. Çünkü orası bizim yanıbaşımızda, adate yan komşumuz, üst komşumuz, alt komşumuz gibi bugünün küreselleşen dünyasında telakki etmek zorundayız. Nasıl 'komşusu açken, tok yatan bizden değildir' anlayışının temsilcisi isek, oradaki açlıktan bigane kalan da bu anlayışın samimi temsilcisi olamaz.''
Bozdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın oradaki kıtlığa, yokluğa karşı milletin hassasiyetini ortaya koymak, iyilik meleklerini oraya yönlendirmek, herkesin gönlünden kopan iyiliklerden, yardımlardan bir merhamet köprüsünü oraya İstanbul'dan Türkiye'den ulaştırmak için büyük bir kampanya başlattığını kaydetti. ''Bizler de o kampanyanın içinde sadece paramızla değil, yüreğimizle, işimizle, dostumuzla gücümüzün yettiğince samimiyetimizle orada olmak durumundayız. Ben sizlerin bu kampanyaya yürekten destek verdiğinize inanıyorum'' diyen Bozdağ, şunları kaydetti: ''Bugüne kadar Diyanet İşleri Başkanlığı, Kızılay, TİKA, sivil toplum örgütleri ve pekçok vatandaşımızın katkısıyla yürüyen kampanyada toplanan yardım yaklaşık 150 milyon TL'yi aşmış durumda. Ben inanıyorum ki, bu, devam eden kampanyalarla daha fazla olacaktır. İki kargo uçağı oraya ulaştırıldı. Bugün de İstanbul Ambarlı Limanından 7 bin 500 tonluk gemiyi yüklüyoruz. İnşallah yükleme bitince o da buradan yola çıkacak. Sağlık Bakanlığı da mobil hastaneler kuracak. Sayın Başbakanımız da eşi ile birlikte orada olacak, bütün dünyanın gözünü oraya çevirmek için. Bütün insanların o noktadaki yaşanan sıkıntıya hassasiyetini yardımını bir kez daha oraya toplamak için orada olacak, yapılan yardımları yerinden denetleyecektir.'' Bozdağ, bu kampanyayı İstanbul teşkilatlarına yaymak isteyen il yönetimine ve bütün teşkilatlarına, şimdiden yaptıkları ve yapacakları yardımlardan dolayı teşekkür ettiğini sözlerine ekledi.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi