"İktidar, alacağı bir vekil için Türkiye'yi krize sokmamalıdır"

CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, Diyarbakır'dan bağımsız milletvekili seçilen Hatip Dicle'nin mazbatasını aldıktan sonra milletvekilliğinin düşürülmesini hukuken ve siyaseten doğru bulmadıklarını belirtirken 2002'de hakkında kesin hüküm olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için yapılan yasal düzenlemenin, Hatip Dicle için de yapılması gerektiğini ifade etti.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 22.06.2011 - 14:23

CHP Merkez Yönetim Kurulu, (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Yaklaşık 5 saat süren toplantının ardından CHP Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Bihlun Tamaylıgil, toplantıya ilişkin bir basın toplantısı düzenledi. Tamaylıgil, sözlerine "Bugün ne yazık ki acı bir haber aldık. Tunceli Nazımiye'de iki polisimiz maalesef şehit oldular. Biz MYK olarak polislerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine, milletimize vepolis teşkilatımıza başsağlığı diliyoruz" diyerek başladı.

MYK toplantısında iç ve dış politikaya ilişkin değerlendirmelerde bulunulduğunu kaydeden Tamaylıgil, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) Diyarbakır'dan bağımsız milletvekili seçilen Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesi kararını değerlendirdi.

"Siyaseten doğru bulmuyoruz"


Türkiye'nin hızla hukuk devleti olmaktan çıktığını söyleyen Tamaylıgil, "Bir milletvekilinin mazbata aldıktan sonra düşürülmesini hukuken ve siyaseten doğru bulmuyoruz. Yüzde 10 barajını düşürmeyen, siyasi partiler yasasını, seçim yasasını demokratik hale getirmeyen AKP iktidarı bu sonuçları hazırlamıştır. Düşen milletvekilinin AKP'ye yazılmaması bakımından bu noktada iktidarı göreve çağırıyoruz. Adalet, millet adına karar verir. Ve milli iradenin ortaya koyduğu tercihi yok saymak mümkün değildir. Yargı, siyaseti dizayn etmemelidir" diye konuştu.

"Başbakan için yapılan düzenleme Dicle için de yapılmalı"

2002 yılında kesin hüküm giymiş olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için Meclis'in yasal düzenleme yaptığını anımsatan Tamaylıgil, aynı düzenlemelerin Hatip Dicle için de yapılmasını zorunlu gördüklerini vurguladı. AKP'ye bu konudaki görüşünü açıklama çağrısında bulunan Tamaylıgil, "İktidar, kendi alacağı bir milletvekili için Türkiye'yi krize sokmamalıdır" dedi.

"Hukuka uygun kararı bekliyoruz"

CHP'den milletvekili seçilen ve Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal hakkında İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı beklenirken Tamaylıgil, bu konuda CHP'nin görüşünü açıkladı. Tutukluluğun uzun süre devam etmesinin masumiyet karinesine aykırı olduğunu daha önce de açıkladıklarını belirten Tamaylıgil, "Şimdi ayrıca başka bir durum da geçerlidir. Halkın iradesiyle seçilenlerin tutuklu kalmaları, yemin edememeleri, kaçma şüphesi içinde olacakları, delilleri karartacakları şüphesiyle tahliye edilmemeleri halkın iradesine saygısızlık olacağı gibi yine hukuka ve evrensel hukuk ilkelerinden olan masumiyet karinesine aykırıdır" diye konuştu. Balbay ve Haberal'ın yargılamalarının devam edebileceğini ancak tahliye edilmelerinin, "hukukun ve siyasetin gereği" olduğunu ifade eden Tamaylıgil, "Mahkemelerden siyasallaşmamasını ve hukuka uygun kararı bekliyoruz" dedi.

Bir milletvekili adayının, aday olabilmeleri için savcılıklardan temiz kağıdı aldıklarını, YSK'nın da "Seçilmelerinde mani yoktur" şeklinde görüş bildirdiğini ve bunun ardından adayların halkın oylarıyla milletvekili seçildiğini anlatan Tamaylıgil, "Artık milletvekili olmaları için yemin etme zamanları gelmiştir, yemin edeceklerdir. Ancak nasıl olur da mahkeme ben bunların yemin etmelerini kabul etmiyorum diyebilir? Demokrasi ve evrensel hukukun gereği, yemin etmelerini sağlayacak serbest bırakılma sürecinin işlemesini bekliyoruz" dedi.

Toplantıda Suriye'deki gelişmelerin de değerlendirildiğini bildiren Tamaylıgil, halkın meşru isteklerinin şiddetle bastırılmasını kabul etmediklerini vurguladı. Suriye'deki olayları ve Hükümet'in tutumunu yakından takip ettiklerini kaydeden Tamaylıgil, CHP Parti Meclisi (PM) üyesi Nihat Matkap'ın bölgede ve Suriye'den gelen göçmenlerin bulunduğu kamplarda incelemelerde bulunacağını belirtti.

"Kapalı kapılar ardında İsrail'le pazarlıklar mı yapılıyor?"


Tamaylıgil, AKP'nin dış politikada "Komşularla sıfır sorun" hedefinin konulduğunu anımsatarak "Dönüp haritaya baktığımızda komşularımızla ilişkiler konusunda hangi noktaya vardığımız çok açık görülmektedir. Bırakın sıfır sorunu, sorunsuz bir komşuluk ilişkisi neredeyse kalmamak üzeredir" dedi. Türkiye'nin dış politikada "küresel güçlerin piyonu" haline dönüştüğünü savunan Tamaylıgil, Libya'da olaylar yaşanmaya başladığında AKP'den "NATO'nun Libya'da ne işi var" dediğini ancak daha sonra NATO'nun Libya'ya gittiğini ve Libya'nın bölünme sürecinin başladığını söyledi.

AKP'nin Mavi Marmara konusunu seçimlerde kullandığını ancak Mavi Marmara'nın yeni filoya katılmaktan son anda vazgeçtiğini anımsatan Tamaylıgil, "Kimin veya kimlerin talimatıyla bu yolculuk iptal edildi? Pekiyi ilk gidişte hayatlarını kaybeden 9 tane vatandaşın haklarına ne oldu? Ne oldu özür konusu, tazminat konusu? Hangi tutarlılık ya da kararlılık kendini göstermekte? Acaba kapalı kapılar ardında İsrail'le birtakım pazarlıklar mı yapılıyor?" diye sordu.

"CHP PM 4 Temmuz'da toplanacak"

Tamaylıgil, ekonomideki gelişmelerin de MYK toplantısında gündeme geldiğini bildirirken yükselen cari açık ve özel sektör borçlanması konusunda Hükümet'i uyardı ve kredi faizlerinde iki haneli rakamlara ulaşıldığına dikkat çekti.

Tamaylıgil, CHP Parti Meclisi'nin (PM) 4 Temmuz Pazartesi günü toplanmasının kararlaştırıldığını bildirdi.

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tamaylıgil, "Balbay ve Haberal tahliye edilmezse tavrınız ne olacak?" sorusu üzerine böyle bir kararın çıkacağını düşünmediklerini, bu durumda değerlendirmeyi daha sonra yapacaklarını söyledi.

"MYK'nın veya Genel Başkan'ın görüşü olarak değildir"

Tamaylıgil, "Partiye zarar verecek açıklamalar yapanlar hakkında disiplin süreci işleyecek mi?" sorusu üzerine de "Öncelikle bu açıklamaların nasıl olduğunu, hangi başlıklarda olduğunu incelemek üzere kayıtların değerlendirilmesi kararını aldık. Bu kayıtlar değerlendirildikten sonra gereken noktada gereken kararlar ortaya çıkar" dedi. Tamaylıgil, kayıtların bir komisyon tarafından mı yoksa MYK tarafından mı inceleneceğinin sorulması üzerine "MYK olarak inceleyeceğiz" yanıtını verdi.

Geçtiğimiz hafta yapılan CHP MYK toplantısında AKP'ye oy veren bazı seçmenler için yapılan "Stockholm sendromu" değerlendirmelerinin anımsatılması üzerine Tamaylıgil, bu kavramın çeşitli konular görüşülürken ortaya çıkan bir ifade olduğunu kaydederek "Ancak bu, MYK'nın veya Genel Başkan'ın görüşü olarak değildir" dedi. Tamaylıgil, diğer bir soru üzerine illerden istenen seçim sonuçlarının partiye ulaşmaya başladığını ancak raporların tamamlanmadığını bildirdi.

Tamaylıgil, Hatip Dicle kararından sonra BDP'nin olası bir Meclis'i boykot etme yönündeki bir kararını nasıl değerlendirdiklerinin sorulması üzerine "O tavır, BDP'nin tavrıdır. Başka bir siyasi partinin aldığı kararı doğru veya yanlış olarak değerlendirmek değil, biz kendi görüşümüzü dile getiriyoruz" dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler