'İktidar odakları telaş içinde'
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Deniz Feneri savcılarının görevden alınmasıyla ilgili olarak "İktidar odaklarının, Deniz Feneri'nin, o karakutunun açılma ihtimali karşısında bir telaş içinde olduklarını düşünüyorum. Çünkü soruşturmanın derinleşmesi ve bazı kişilere kadar ulaştığı konusındaki algı, iktidarda bir endişe yarattı" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Mecliste düzenlendiği basın toplantısında, yeni adli yılın başlaması dolayısıyla düzenlenen töreni değerlendirdi. ''Ülkede yeni vesayet oluşturulduğunu'' öne süren Tarhan, ''(Vesayet kaldırıldı) deniliyor ama yeni bir vesayetten söz edebiliriz artık. Yeni vesayetin sınıf arkadaşı olan bir yargı ile karşı karşıyayız. Birileri 'sınıf arkadaşı' olduğunu söylüyor'' diye konuştu.
''Adli yıl açılış töreninin bu kez mahkeme salonunda değil 'cafcaflı cübbellerle' bir borsalar salonunda yapıldığını'' ifade eden Tarhan, şöyle devam etti: ''Tören, polis bandosu eşliğinde yapıldı. Neredeyse topuk selamı çakılarak yapıldı bu tören. Tören açlıktan ölenleri, fazla yemekten hazımsızlık çekenlerin teselli etmesi gibi bir nafile törendi aslında. İçinde hukuk üretilmeyen 5 yıldızlı lüks otel benzeri yüksek yargı kurumlarına özlem vardı bu açılışta. Gösterişli adliye palaslara methiyeler ve ağyara dokunmayan hafif dokundurmalarla bu tören hükümsüzdü. Kimi muhatap alındığı bilinmeyen ortaya karışık ifadeler ve aşırı teşekkürlerle hafifletilmişti bu tören. Oysa adli yıl açılış törenlerinde adaletten bahsedilmeliydi. Haksızlıklara karşı çıkılmalı, yoksulların, güçsüzlerin adalete erişememesinin nedenleri üzerinde durulmalıydı. Aşırı yargı reformuna rağmen neden yoksul ve güçsüz için adalet yok bu ülkede? Uzun tutukluluk sürelerinin işkenceye dönüşmesinden, yargıda sendikalaşmanın yargı yoluyla önünün kesilmesinden, anonim yolsuzlukların, kirli paraların kaynağına isim veren savcılara yönelik baskı ve sindirme harekatından, dosyalarının ellerinden nasıl çekilerek alındığından söz edilmeliydi. Ülkemizin bir parti yargısı eliyle parti devletine dönüşmesine nasıl da sessiz kalındığından söz edilmeliydi.''
''Bilim adamı, üniversiteli, aydın ve gazeteciyi kendi sürgününe, cezaevine ya da mezarlara mahkum etmek isteyen yeni vesayet bütün bunları neyle yapıyor, neyi bir kılıç gibi kuşanarak yapıyor dersiniz?'' sorusunu yönelten Tarhan, ''Yeni vesayetin kendisini protesto edenleri hatta kendisine selam vermeyenleri sürek avına tabi tuttuğunu'' ileri sürdü. ''Yeni vesayet, yolsuzlukların üzerini neyi kullanarak örtmekte?'' diye soran Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Cezaevlerinde ölmeye yatırılan hastalar ve milletvekili tutuklularına hücre işkencesinde kimin yargısının imzası var? Canilere kaçma olanağı sağlayan, teslim olanları ise tutuklayan kimin yargısı sizce? Kendini seçen iradeden bağımsız karar veremeyen yargıç modelini, yüksek yargının yeni efsanesi 'blok oy' uygulamasını kim yaratmıştır? Kim kadın yargıcı yok saymıştır bu ülkede? 21. yüzyılın utancı gizli muhbirleri ve özel olarak görevlendirilmiş mahkemeleri bu toplumun üzerine kim salmıştır? Özel görevlendirilmiş savcılar yapınca soruşturmanın gizliliğini korumak olan eylemi, Deniz Feneri savcıları yapınca suça ve dosyanın ellerinden çekilerek alınması bahanesine kim dönüştürmüştür? Büyük balığa yaklaşınca özel yetkili savcıperverler birden bire neden savcı düşmanı olmuşlardır? İşini gördüğü, haddini bildiği, başbakan yardımcısının sınıf, adalet bakanının ev arkadaşı olduğu, 'verdikçe verdiği sürece' yargıya teşekkür edenler, haddini bilmeyip, sadece görevini yapınca parmak sallamaya başlamaktadırlar.''
'Godot'yu bekler gibi...'
Yargının bu derece itibarsız kılındığı bir dönemin yaşanmadığını öne süren Tarhan, ''Godot'yu bekler gibi 1 Ekim'de açılmasını beklediğimiz Meclis'te yapacağımızı düşündüğümüz Anayasa yerine artık yasaları tek başına Kanun Hükmünde Kararnameler yoluyla yapan, yasama organının yerine geçen ve parlamenter sistemin tasfiyesine hazırlanan bu canavarı kim beslemekte ve korumaktadır?'' diye konuştu. Tiranlıkların sadece tiranlardan ibaret olmadığını belirten Tarhan, tansiyon patlaması için gerekeni yapan sistemin diğer hizmetkarları olduğunu söyledi. Tarhan, ''Cellatları kutsayanlar, onların yaptıklarını savunan ya da sessiz kalarak onların suç ortağı olanlardır. Adalet gemisini yürütemiyoruz artık çünkü, denizde hiç su kalmadı ama hala handan bozma adliyelerde, tozlu dosyalar arasında hukuk üreten saygın yargıç, Cumhuriyet savcıları ve yargı emekçileri için yeni bir adli yıl başladı. Kutlu olsun'' dedi.
'Ergenekon savcılarına mübah olan...'
Tarhan, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''TBMM'de askerler için özel localar olmasına son verileceği, bu noktada bazı araştırmaların yapıldığı da ifade edildi. Nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna, ''Demokrasiyi biçimsel olarak algılayanlar, özde algılamayanlar, içselleştirmemiş olanlar sadece koltuklarla ve localarla uğraşırlar'' yanıtını verdi. ''Özel yetkili mahkemelerle ilgili yeni dönemde bir çalışma yapacak mısınız?'' sorusu üzerine Tarhan, partisinin bu mahkemelerin kaldırılması için daha önce bir çalışma yaptığını anımsattı. Tarhan, bu çalışmanın takipçisi olacaklarını söyledi.
Bir başka gazetecinin, ''Adalet Bakanı dünkü açıklamasında, Deniz Feneri savcılarının görevden alınmasıyla ilgili olarak, 'yanlış yaptılar, onun için görevden aldık' diyerek kararı savundu. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu açıklamayı?'' sorusuna şu yanıtı verdi: ''Bir telaş içerisinde olduğunu düşünüyorum. İktidar odaklarının, Deniz Feneri'nin, o karakutunun açılma ihtimali karşısında bir telaş içinde olduklarını düşünüyorum. Çünkü, soruşturmanın derinleşmesi ve bazı kişilere kadar ulaştığı konusundaki algı, iktidarda bir endişe yarattı. Başka dosyalar, özel yetkili savcılarının yaptığı işlemler, inceleme konusu yapılmaksızın geçiştirilirken, bu konuda Deniz Feneri savcılarının yaptığı işlemler, özellikle bu somut olayda... Üzeri kapatılarak verilen kararlar, soruşturmanın gizliliğini sağlamak bakımından yapıldığı Fikret Seçen tarafından da açıklandı. Ergenekon savcıları tarafından yapıldığında mübah görülen şey, Deniz Feneri savcıları tarafından yapıldığında bir suç olarak algılanıp, görevden alınma nedeni olarak kabul ediliyor. Büyük çelişki. Bunun endişe ve telaşın dışa vurumu olduğunu düşünüyorum.''
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı