İlk 500 ve Türk Üniversiteleri/1
Üniversite sıralamalarının yapılmasının temel nedeni insanların sıralama yapmayı ve karşılaştırmalı düşünmeyi sevmeleridir. Sıralaması yapılabilecek her şeyin sıralamasını yaparız.
Çeşitli kuruluşlar tarafından her yıl dünya üniversite sıralamaları oluşturulmakta ve bu sıralamalar basınımızda da oldukça geniş bir şekilde yer bulmaktadırlar. Geçtiğimiz yıllarda bu tür sıralamalara Türk üniversitelerinin pek girememiş olması ülkemizde hayal kırıklığı yaratmış ve üniversitelerimizin kalitesi hakkında bazı soru işaretlerini de beraberinde getirmiştir bulunmaktadır. Bu yayının amacı, ilk 500 sıralamaları ve Türk üniversitelerinin bu tür sıralamalardaki yerleri üzerine ülkemizdeki bilgi eksikliğini gidermektir. Yayında şu ana başlıklara yer verilmektedir.
1. Neden üniversite sıralamaları yapılmaktadır?
2. Dünyada kaç tane global üniversite sıralaması mevcuttur, ve bu sıralamalarda kriterler nelerdir?
3. Bu sıralamalarda hangi ve ne tip üniversiteler önlerde yer almaktadır?
4. Bu sıralamalarda Türk üniversiteleri nerede yer almaktadırlar?
5. Türk üniversiteleri sıralamalarda ilk 100e girebilirler mi?
6. Türk üniversitelerin araştırma çıktılarını olumsuz yönde etkileyen faktörler nelerdir?
7. Ülkemizde üniversite sıralaması yapılmakta midir?
8. Üniversite sıralama sistemlerindeki sorunlar ve eksiklikler nelerdir?
9. Sonuçlar
1. Neden üniversite sıralamaları yapılmaktadır?
Üniversite sıralamalarının yapılmasının temel nedeni insanların sıralama yapmayı ve karşılaştırmalı düşünmeyi sevmeleridir. Sıralaması yapılabilecek her şeyin sıralamasını yaparız. Spor ligleri bir sıralamadır. Dünyanın en zengin 500 kişisi başka bir sıralamadır. En sevilen filimler, en çok satılan kitaplar, en çok okunan yazarlar, en çok indirilen müzikler, en popüler restoranlar, en iyi giyinen ünlüler…hepsi birer sıralamadır.
Üniversite sıralamaları ne işe yarar?
- Üniversite seçmeye çalışan öğrenci adaylarına ve ailelerine yardımcı olabilirler,
- Birden fazla üniversiteden iş teklifi alan öğretim üyelerinin tercih yapmasını kolaylaştırabilirler
- Yüzlerce değişik üniversiteden iş başvurusu alan şirketlerin aday belirlemelerine yardımcı olabilirler
- Bir ülkedeki üniversiteler ile öğrenci veya öğretim üyesi değişimi veya araştırma işbirliği konularında ortaklık yapmak isteyen yabancı üniversitelerin işini kolaylaştırabilirler
- Ülkede yüksek öğrenime destek vermek isteyebilecek hayırseverleri yönlendirebilirler
- Devletin üniversitelere başarıları oranında destek verdiği bir sistemde devlet desteğinin belirlenmesinde rol oynayabilirler
2. Dünyada kaç tane üniversite sıralaması mevcuttur, ve bu sıralamalarda kriterler nelerdir?
Bizim belirleyebildiğimiz kadarı ile dünyada 6 değişik üniversite sıralaması mevcuttur.
- Shanghai Jiao Tong Üniversitesi
- Times Higher Education QS
- Webometrics
- HEEACT
- Leiden
- Scimago
Bu sıralamalar ve kullandıkları kriterler hakkında özet bilgiler aşağıdadır.
2.1 Shanghai Jiao Tong (www.arwu.org)
Dünyadaki üniversitelerin ilk çok amaçlı sıralaması “Academic Ranking of Worldwide Universities” (Dünya Üniversitelerinin Akademik Sıralaması) adı altında Cin’de Şanghay şehrindeki Jiao Tong Üniversitesi tarafından gerçekleştirilmiştir. İlk amacı Çin üniversitelerinin dünya üniversiteleri arasındaki yerini belirlemek olan bu sıralama ilk defa 2003de yapılmış olup, tüm dünya üniversiteleri, hükümetleri, ve medyası tarafından ilgi ile karşılanmıştır. Binin üzerinde üniversiteyi sıralayan ve her sene yenilenen bu çalışmada şu kriterler kullanılmaktadır:
a) Mezunlar tarafından kazanılmış olan Nobel ödülleri ve Fields madalyaları (%10)
b) Öğretim üyeleri tarafından kazanılmış olan Nobel ödülleri ve Fields madalyaları (%20)
c) 21 değişik alanda yüksek sayıda atıf alan bilim insanları (%20)
d) Nature ve Science dergilerinde basılan makale sayıları (%20)
e) Science Citation Index ve Social Science Citation Index tarafından endekslenen dergilerde basılan makale sayıları (%20)
f) Yukarıdaki kriterlerin kişi başına ayarlanmış sayıları (%10)
Bu sıralama birçok ülkede yüksek öğrenim değerlendirilmesinde kullanılmış olup eğitim reformlarına katkıda bulunmuştur. Kriterlerden de anlaşılacağı gibi bu sıralama özellikle temel bilimlere odaklanan araştırma ağırlıklı bir sıralamadır. Jiao Tong sıralamasında, genel üniversite sıralamasının yanında, 5 bilim dalında (matematik, fizik, kimya, bilgisayar bilimleri, işletme/iktisat) ve 5 ayrı alanda (tabii bilimler ve matematik; mühendislik, teknoloji, ve bilgisayar bilimleri; yaşam ve tarım bilimleri; tıp ve eczacılık; sosyal bilimler) birer sıralama da yapılmaktadır.
2.2 THE-QS (http://www.topuniversities.com)
Times Higher Education-QS “En İyi 200 Dunya Üniversitesi“sıralaması Londra’da basılan bir yüksek öğrenim dergisi olan Times Higher Education ile ülke-dışı eğitim alanında uzmanlaşan ve dünyanın 9 şehrinde ofisleri bulunan Quacquarelli Symonds şirketinin ortaklaşa oluşturdukları bir sıralamadır. 600 üniversiteyi değerlendiren bu sıralama 2004 ile 2009 yılları arasında bu iki kuruluş tarafından birlikte yapılmıştır. Sıralamanın kriterleri şunlardır:
a) Akademisyen değerlendirmesi (%40): 10,000 civarında akademisyenin katıldığı bir tanınırlık anketi
b) İşveren anketi (%10): 3,000 civarında işverenin katıldığı bir tanınırlık anketi
c) Öğrenci-öğretim üyesi oranı (%20)
d) Son 5 yılda öğretim üyesi başına düşen atıf sayısı (%20)
e) Uluslararası öğretim üyesi oranı (%5)
f) Uluslararası öğrenci oranı (%5)
THE-QS kriterlerinin Jiao Tong kriterlerinden en önemli farkı, Jiao Tong kriterlerinin tümüyle araştırma çıktılarına yönelik olmasına karşın, THE-QS kriterlerinin daha kapsamlı (fakat daha sübjektif) olmasıdır. THE-QS sıralamasında, en iyi 200 üniversitenin yanısıra, 5 ayrı alanda (mühendislik, temel bilimler, yaşam bilimleri, sosyal bilimler, insani bilimler) dünyanın en iyi 50 üniversitesi de sıralanmaktadır.
2.3 Webometrics (www.webometrics.info)
Dünya Üniversitelerinin Webometrics Sıralaması, İspanya’nın en büyük araştırma kuruluşu olan, ve yüzün üzerinde merkez ve enstitüden oluşan Consejo Superior de Investigacıones Científicas‘a bağlı olan Cybermetrics Lab tarafından yapılmaktadır. 2004 yılından bu yana yılda iki defa yayınlanan bu sıralamanın en önemli özelliği dünyadaki 18,000 yüksek öğretim kurumunu değerlendirmesidir. Fakat bu değerlendirme sadece yüksek eğitim kurumlarının internet içerikleri kullanılarak yapılmaktadır. Bu değerlendirmede yüksek öğretim kurumunun web sitesi dört ana kriter etrafında değerlendirilmektedir
- başka sitelerden verilen link sayısı (%50)
- arama motorları tarafından bulunan sayfa sayısı (%20)
- sitedeki Adobe, Word, ve PowerPoint dosya sayısı (%15)
- Google Scholar tarafından sitede bulunan makale sayısı (%15)
Bu sıralamadaki temel varsayım, üniversitelerin kalite, etki, ve prestijleri ile internet siteleri üzerinden yaptıkları akademik yayınların arasında yakın bir bağlantı olduğudur. Bu sıralamanın dikkatle kullanılması gerekir çünkü bu varsayım sorunludur. Üst düzeyde araştırma yapan fakat bu araştırmaları kendi internet sitesi yerine dünyanın en önde gelen dergilerinde yayınlayan bir üniversite bu sıralamada aşağılarda yer alabileceği gibi, sitesinde çok sayıda araştırma ile alakası olmayan dosya bulunduran bir üniversite bu sıralamada yukarılarda yer alabilir.
2.4 HEEACT (http://ranking.heeact.edu.tw/en-us/2009/page/methodology)
“Higher Education Evaluation and Accreditation Council of Taiwan” (HEEACT) için kabaca “Taiwan’ın YÖK’ü” denebilir. Bu sıralama bibliometrik metodlar kullanarak dünyanın en iyi 500 üniversitesini, ve 6 alanda en iyi 300 üniversitesini değerlendirmektedir (tarım ve çevre bilimleri, tıp, mühendislik ve bilgisayar, yaşam bilimleri, tabii bilimler, ve sosyal bilimler). Değerlendirme tümüyle araştırma odaklı ve bilimsel makale bazlıdır. Kriterler şunlardır:
a) Araştırma üretkenliği
- Son 11 yılda yayınlanmış olan makale sayısı (%10)
- Son yılda yayınlanmış olan makale sayısı (%10)
b) Araştırma etkisi
- Son 11 yılda alınmış olan atıfların sayısı (%10)
- Son iki yılda alınmış olan atıfların sayısı (%10)
- Son 11 yılda alınmış olan ortalama atıf sayısı (%10)
c) Araştırma mükemmeliyeti
- Son 2 yıldaki H-indeksi (%20) (bu indeks atıf sayılarına bağlıdır)
- Son 11 yılda yayınlanan ve çok atıf alan (atıf sıralamasında en tepedeki %1e giren) makale sayısı (%15)
- Son yılda etki faktörü yüksek (en tepedeki %5e giren) dergilerde basılan makale sayısı (%15)
Bu sıralama sadece araştırma çıktılarına odaklanmış olduğundan eleştirilebilir, fakat bilimsel açıdan çok sağlam ve güvenilir bir sıralamadır. Üniversitelerin hem uzun hem de kısa vadedeki araştırma çıktılarını ve bu çıktıların etkisini değerlendirmekte ve araştırmada mükemmeliyeti öne çıkarmaktadır. Sıralamada kullanılan kriterlerin ikisi (ortalama atıf sayısı ve H-indeksi) küçük üniversitelerin dezavantajını kısmen ortadan kaldırmakta, ve son iki yıla verilen ağırlık (%55) yeni ve başarılı üniversitelerin sıralamada hızla yükselmesine olanak sağlamaktadır.
2.5 Leiden (http://www.cwts.nl/ranking/LeidenRankingWebSite.html)
Hollanda’daki Leiden Üniversitesinde bulunan The Centre for Science and Technology Studies (CWTS) 2008 yılında bibliometrik endikatörler kullanan bir sıralama sistemi geliştirmiş, ve yılda 700 ve daha fazla endeksli makale yayını yapan 1,000 civarında üniversitenin 2003-2007 araştırma performanslarını değerlendirmiştir. Dört değişik Leiden sıralaması mevcuttur:
- Yayın sayısı
- Yayın başına atıf sayısı
- Yayın sayısı çarpı alana göre normalize edilmiş ortalama etki
- Yayın başına atıf sayısı bölü alana göre ortalama etki
2.6 SCImago (http://www.scimagoir.com/)
SCImago tarafından 17,000 dergiyi tarayan Scopus veri tabanı kullanılarak yapılan bu sıralamada 2007 yılında en az 100 makale yayınlayan 2,000 araştırma kuruluşu sıralanmıştır. Kuruluşlar devlet, yüksek öğrenim, sağlık, özel sektör, ve diğerleri olarak 5 gurupta toplanmıştır. Sıralamada kullanılan kriterler şunlardır:
- Makale sayısı (2003-2007 döneminde)
- Makale başına atıf sayısı
- Uluslararası ortaklıklarla yazılmış makale oranı
- Makalenin yayınlanmış olduğu derginin normalize edilmiş etki değeri
- Atıf sayısının alana göre normalize edilmiş değeri
Üniversite sıralaması konusunda 2008 sonunda heyecan verici bir gelişme yaşanmıştır. Avrupa Birliği, var olan sıralamaları yetersiz bularak son derece kapsamlı bir üniversite sıralaması metodolojisinin geliştirilmesi için harekete geçmiştir. Bu sistem, tipik sıralama sistemlerinin kullandığı araştırma çıktısı ölçütlerinin ötesine gidecek, ve eğitim kalitesi ile topluma katkıyı da ölçmeye çalışacaktır. Bütçesi 1.1 Milyon Euro olan bu proje çerçevesinde 2009 yılı içinde paydaşlar ile birlikte çok boyutlu bir sıralama sistemi geliştirilmesi planlanmıştır. Buna ek olarak 2010 yılı içinde en az 150 üniversitenin mühendislik ve işletme bölümleri bu sistem ile değerlendirmeye alınacaktır. İlk sonuçların 2011 Mayıs sonunda yayınlanması beklenmektedir. Böyle etraflı ve detaylı bir çalışmanın üniversite sıralamalarına önemli bir katkısı olmasını bekliyoruz.
3. Bu sıralamalarda hangi ve ne tip üniversiteler en önlerde yer almaktadırlar?
Bir fikir vermesi açısından yukarıda sözü edilen sıralamalarda ilk ona giren üniversiteleri Tablo 1’de özetliyoruz. Bu özet için ARWU ve THE-QS genel sıralamaları, ve Leiden için toplam etki sıralaması (yayın sayısı çarpı alana göre normalize edilmiş ortalama etki) kullanılmıştır. SCImago için ise, sadece yüksek öğrenim kurumları sıralaması gözönüne alınmıştır.
ARWU | THE-QS | Webometrics | HEEACT | Leiden | SCImago | |
1 | Harvard | Harvard | Harvard | Harvard | Harvard | Harvard |
2 | Stanford | Cambridge | MIT | Johns Hopkins | Tokyo | Tokyo |
3 | Berkeley | Yale | Stanford | Stanford | Toronto | Toronto |
4 | Cambridge | UC London | Berkeley | Washington | UCLA | UCLA |
5 | MIT | IC London | Cornell | UCLA | Johns Hopkins | Michigan |
6 | CalTech | Oxford | Washington | Michigan | Michigan | Washington |
7 | Columbia | Chicago | Minnesota | MIT | Washington | Tsinghua |
8 | Princeton | Princeton | Johns Hopkins | Berkeley | Kyoto | Kyoto |
9 | Chicago | MIT | Michigan | Pennsylvania | UC London | Johns Hopkins |
10 | Oxford | CalTech | Wisconsin | Columbia | Stanford | Sao Paulo |
6 sıralamanın da üzerinde birleştiği tek üniversite tümünde birinci olan Harvard Üniversitesidir. Bunun dışında, Stanford, MIT, Johns Hopkins, Washington ve Michigan Üniversiteleri 6 sıralamanın 4 tanesinde ilk ona girmişler, UCLA ve Berkeley de 6 sıralamanın 3 tanesinde ilk ona girmişlerdir. 6 sıralamanın en az 3 tanesinde ilk ona giren bu 8 üniversitenin tümünün Amerikan üniversitesi olması dikkat çekicidir.
Hangi sıralamaya bakılırsa bakılsın en yukarılarda yer alan üniversitelerde şu ortak özellikler göze çarpmaktadır:
- Zengin ülke üniversitesi
- Eski üniversite
- Büyük üniversite
- Lisansüstü programlara ağırlık veren üniversite
Yukarıdaki tabloda yer alan 26 üniversitenin büyük çoğunluğunun bu özelliklere sahip olduğu bilinmektedir. Ülkemizde daha az bilinen birkaç ilk-100 üniversitesinin özelliklerini de Tablo 2’de özetleyelim.
Tablo 2: Bazı ilk 100 üniversitelerinin özellikleri
ARWU, THE-QS | Kuruluş yılı | Öğrenci sayısı | Lisansüstü öğrenci | Öğretim üyesi | Son yılda verilen PhD | ||
A. National | Avustralya | 59, 17 | 1946 | 16,500 | 6,900 | 1,582 | 318 |
Kyoto | Japonya | 24, 25 | 1897 | 22,446 | 9,191 | 3,759 | 910 |
Uppsala | Isvec | 76, 75 | 1477 | 28,196 | 6,789 | 2,347 | 375 |
Aarhus | Danimarka | 97, 63 | 1928 | 30,190 | 15,432 | 3,032 | 257 |
Jerusalem | Israil | 64, 102 | 1918 | 23,400 | 9,893 | 2,029 | 328 |
Görüldüğü gibi bu üniversitelerdeki öğrenci-öğretim üyesi oranları 6 ile 12 arasında, lisansüstü öğrenci oranı ise %24 ile %51 arasında değişmektedir. Bu rakamlar tipik "araştırma üniversitesi" istatistikleridir. Maalesef öğrenci/öğretim üyesi oranı Türk üniversitelerinde çok daha yüksek, lisansüstü öğrencisi oranı ise çok daha düşüktür.
4. Bu sıralamalarda Türk üniversiteleri nerelerde yer almaktadırlar?
ARWU 2009 ilk 500 sıralamasında sadece İstanbul Üniversitesi (424. sırada) bulunmaktadır. THE-QS 2009 sıralamasında Bilkent Üniversitesi 360. sırada, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, ve Koç Üniversitesi ise 401-500 aralığında gösterilmektedir. Webometrics sıralamasında Orta Doğu Teknik Üniversitesi 499. sıradadır, ve 45 ülkenin yer aldığı ülke sıralamasında Türkiye en son sırada bulunmaktadır. HEEACT sıralamasında hiçbir Türk üniversitesi ilk 500e girememiştir. Dört değişik Leiden sıralamasında da hiçbir Türk üniversitesi dünyada ilk 250ye girememiştir. SCImago yüksek öğrenim kurumları sıralamasına bakıldığında, Türkiye’den 6 üniversitenin ilk 500e girdiği gözlemlenebilir: Hacettepe 304., Ankara 363., Gazi 420., ODTÜ 465., Ege 491., ve İstanbul Üniversitesi 497. sıradadırlar. Değerlendirdiğimiz 6 çalışmanın birleştiği bir nokta hiçbir Türk üniversinin dünyada ilk 250’ye girememiş olmasıdır.
4.1 Ülke sıralaması analizi
Bu bölümde hem en popüler sıralama olması nedeniyle, hem de internet üzerinden en çok bilgiye ulaşılabilmesi nedeniyle ARWU çalışmasına odaklanıyoruz. Her ülkenin ARWU sıralamasına soktuğu üniversite sayısı tablosuna bakarak (http://www.arwu.org/ARWUStatistics2009.jsp) şu gözlemler yapılabilir:
- Ülke sıralamasında Amerika ezici bir üstünlüğe sahip durumdadır. Sıralamada en önde gelen 20 üniversitenin 17 tanesi (%85) Amerika’dadır.
- İlk 100e sadece 15 ülkeden üniversite girebilmektedir. Bu ülkelerin 10 tanesi Avrupa’dadır. Avrupa dışında olan 5 ülkenin 3 tanesi eski İngiliz sömürgeleri (veya Anglo-Sakson ülkeleri) olan Amerika, Kanada, ve Avustralya‘dır. Bunların dışında ilk 100e sadece Japonya’dan 5 ve İsrail’den 1 üniversite girebilmiştir.
- İlk 200e 25 ülke girebilmektedir. Bu gurupta Çin, Brezilya, Meksika gibi hızla gelişmekte olan ülkelerin yanısıra Güney Kore ve Singapur gibi yakın dönemde gelişmiş ülkelere rastlanmaktadır.
- İlk 500e toplam 39 ülke girebilmektedir. Bu listede ilk 500e bir tek üniversite sokabilerek sonuncu sırayı paylaşan ülkeler İran, Suudi Arabistan, Slovenya, ve Türkiye‘dir.
Dünya toplamına oranla ülkelerin ilk 500e giren üniversite sayısı, GSMH’sı, ve nüfusu tablosu da ARWU sitesinde (http://www.arwu.org/ARWUAnalysıs2009.jsp) verilmektedir. Bu tabloya gore orneğin Amerika’nın nüfusu dünya nüfusunun %4.5unu oluşturmakta iken, Amerikan GSMH’si gayri safi dünya hasılasının %23.6’sını oluşturmaktadır, ve Amerika ilk 500e giren üniversitelerin %30.3’üne sahiptir. Bir ülkenin nüfusunu ve GSMH’sını girdi, ilk 500e giren üniversite sayısını da çıktı varsayarak bu tablo üzerinden şu gözlemleri yapabiliriz:
- Üniversite/GSMH oranı bir ülkenin ekonomisinin büyüklüğü sayesinde ilk 500 üniversite sıralamasına soktuğu üniversite sayısının bir ölçüsüdür. En az GSMH ile en çok ilk-500 üniversitesi üreten ülkeler açık ara ile YeniZelanda ve İsrail‘dir. Üniversite/GSMH oranı en kötü olan ülkeler ise Meksika’dan hemen sonra Türkiye ve Rusya’dır.
- Üniversite/Nüfus oranı da ülkelerin nüfuslarına oranla ne kadar çok ilk 500 üniversitesi çıkarabildiklerinin bir göstergesidir. Bu oran sıralamasında açık ara ile önde olan ülke İsveç’tir. Dünya nüfusunun sadece %0.1‘ine sahip olan İsveç, dünyadaki ilk 500 üniversitenin %2.2’sine sahiptir. Bu oranın en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla Hindistan, Meksika, Türkiye, İran, ve Rusya’dır.
- Veriler analiz edildiğinde, ilk 500 üniversite sayısını belirlemede ülke GSMH’sinin, ülke nüfusuna kıyasla çok daha etkili bir girdi olduğu gözlemlenmektedir. GSMH ile üniversite sayısı arasındaki korelasyon 0.97’dir. GSMH oranları ile üniversite sayısı oranları arasındaki regresyon katsayısı 1.2’dir. Yani bu verilere göre ülkeler dünya ekonomik gücünün her %1’i karşılığında 6 tane (500x1.2/100) ilk-500 üniversitesi çıkarmaktadır. Bu hesapça Türkiye dünya ekonomik gücünün %1.3‘üne sahip olduğuna göre, Türkiye‘den çıkması gereken ilk-500 üniversite sayısı bir değil 8 olmalıdır.
Üniversite finansmanı açısından bakıldığında, GSMH’nın yanında GSMH’nın ne kadarının yükseköğretime ayrıldığı sorusu da önemlidir. Bu oran ülkelerin yükseköğrenime verdiği önemin bir göstergesi olarak algılanabilir. OECD verilerine göre bu oranlar arasında ciddi farklar vardır. Örneğin, ilk 500e en çok üniversite sokan Amerika, GSMH’sının %2.7sını yükseköğretime ayırırken, bu oran Türkiye için %1.1 olmuştur ve bu oran ile Türkiye OECD sıralamasında otuz ülke arasında sondan dördüncüdür. Kanımızca bu veri Türkiye’nin ilk 500 üniversite sıralamalarında geri kalmasının en bariz açıklamasıdır.
5. Türk üniversiteleri ARWU sıralamasında ilk 100e girebilirler mi?
Yukarıdaki basit analiz ile GSMH’sına dayanarak Türkiye’den bir yerine 8 üniversitenin ARWU sıralamasında ilk 500e girmesi gerektiği sonucuna vardık. Şimdi kriterlere geri dönelim ve bunun mümkün olup olmayacağını değerlendirelim.
Kriter 1 (Mezunlar tarafından kazanılmıs olan Nobel ödülleri ve Fields madalyaları):
Şimdiye dek 809 adet Nobel ödülü ve 48 Fields madalyası verilmiştir. Bilindiği gibi şimdiye kadar sadece bir Türk üniversite mezunu Nobel ödülü alabilmiştir. Kısa vadede bu sayının çok yükselmesini beklemek kanımızca hayalcilik olur.
Kriter 2 (Öğretim üyeleri tarafından kazanılmıs Nobel ödülleri ve Fields madalyaları):
Şimdiye kadar hiçbir Türk üniversitesi öğretim üyesi Nobel ödülü veya Fields madalyası kazanmamıştır. Kısa vadede kazanmasi da beklenmemektedir.
Kriter 3 (21 değişik alanda yuksek sayıda atıf alan bilim insanları):
Her bilim alanında en çok atıf alan 250 kişi ISI tarafından “yüksek sayıda atıf alan bilim insanı” olarak tanımlanmaktadır (http://www.isihighlycited.com/). Veri tabanında şu anda Türkiye’de görev yapan bilim insanı yoktur.
Bir ara özet yapmak gerekirse, İstanbul Üniversitesi dışındaki Türk üniversiteleri yarışa toplam ağırlığı %50 olan bu 3 kriterden “sıfır çekerek” başlamaktadırlar. ARWU sıralamasına bakıldığında, ilk 200e giren üniversitelerin hiç birisinin bu ilk 3 kriterden birden sıfır almadığı görülebilir.
Kriter 4 (Nature ve Science dergilerinde basılan makale sayıları):
2005-2009 yılları basılmış olan, ve yazarlarından en az bir tanesinin Türkiye adresli olduğu makale sayısı Nature için sadece 5, Science için ise sadece 9’dür. Bu kriterden de Türk üniversitelerinin çok fazla puan alması beklenemez.
Kriter 5 (Endekslenen dergilerde basılan makale sayıları):
Türk üniversitelerinin en çok bu kriterden puan almasi beklenmektedir.
Kriter 6 (Diger kriterlerin kişi başına ayarlanmış sayıları):
Amacı küçük üniversitelerin dezavantajını azaltmak olan bu kriterden puan alabilmek için önce diğer kriterlerden puan alabilmek gerekmektedir.
Kriterlere dikkatli bakıldığında Türk üniversitelerinin ilk 500e girmesi mümkün olsa da fazla yukarı tırmanabilmelerinin çok zor olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu çalışmada değerlendirilen tüm sıralama sistemlerinin ya tamamen ya da büyük ölçüde araştırma çıktılarından etkilendiği sonucuna varabiliriz. Üniversitenin temel işi araştırma olduğundan bu beklenen bir sonuçtur. Türk üniversiteleri dünya sıralamalarında yukarılara çıkmak istiyorlar ise, bunun yolu bellidir: araştırma çıktılarını yukarıya çekmek.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- 'Seküler müdür kalmadı'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!