İnsaf! (07.06.2012)

Antik eserlerin yanı sıra, sedir ve kızılçam ormanlarının bulunduğu bölgede bazalt madeni çıkarılması için İl Özel İdaresi hariç, devletin 15 kurumu olumlu yönde görüş bildirdi. Flora fauna yönünden son derece zengin olan bölgede endemik bitkilerden ‘kaya sümbülü’ soğanının toplanmasına bile 2 yıl hapis cezası öngörülüyor. Buna rağmen başta Antalya Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Müdürlüğü olmak üzere birçok kurum, bölgede maden arama faaliyetinin yapılmasında herhangi bir sakınca bulunmadığına dair görüş bildirmiş.

Kuruma Kurulu, İl Kültür Turizm Müdürlüğü ve Tarım İl Müdürlüğü’nün raporlarında bölgede kültür varlığına, tarım alanına rastlanılmadığı, bölgenin kültür turizm koruma gelişme bölgesi kapsamında bulunmadığı belirtiliyor.

Tek olumsuz görüş

Bölgeyle ilgili sadece İl Özel İdaresi’nin, olumsuz yönde görüşü bulunuyor. Kumluca’nın Gölcük Köyü sınırları içerisinde bulunan bölgenin 49 yıllık işletme tahsisini ilgili bakanlıktan alan Göknar Madencilik İnş. San. Tic. Ltd. Şirketi’nin, İl Özel İdaresi’ne iş yeri açma ruhsatı için yaptığı başvuruyu önceki gün görüşen İl Genel Meclisi, köylülerin tepkisi ve Maden Ocakları ve Ruhsatları İnceleme Komisyonu ile Turizm Komisyonu’nun hazırladıkları raporları da dikkate alarak oy birliğiyle reddetti.

Bunları gören yok mu?

Maden Ocakları ve Ruhsatları İnceleme Komisyonu Başkanı Bayram Dal, “Burada tarihi eser var, yaban hayatı var, sedir ağaçları var. Peki maden aranması için bu bölgede korunacak bir şey yok, diyen devletin ilgili kurumları bunları görmüyor mu?” şeklinde konuştu.

Taş ocakları lobisi

CHP’li Ali Erkan ise AKP iktidarı döneminde ortaya çıkan taş ocakları lobisinin yasa ve hukuk tanımaz şekilde güçlendiğini belirterek, “Taş ocakları kanayan yaramız. İbradı’da 30’a yakın taş ocağı ruhsatı var. Antalya, hak ettiğini alıyor mu? Hayır. Sesimizi beraber duyuralım. İktidarıyla muhalefetiyle hep beraber Ankara’ya gidelim. Kanunun değişmesi yönünde görüşelim” diye konuştu.

İl Genel Meclisi Başkanı Cavit Arı ise meclisin ilgili komisyonlarının hazırladığı rapor ile devletin ilgili kurumlarının verdiği ‘olur’ raporu arasındaki çelişkiye dikkat çekerek, “Gerçekten üzüntü verici bir çelişki yaşanıyor” diye konuştu.