'İnsanların hakları için daha çok mücadele etmesi gerekiyor'
Amerikalı Düşünür ve Dil Bilimci Noam Chomsky, ''Türkiye'de son yıllarda düşünce özgürlüğü konularında kazançlar elde ediliyor, fakat insanların, hakları için daha çok mücadele etmesi gerekiyor'' dedi.
Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü'nde gerçekleştirilen programda, onur konuğu olarak konuşma yapan Düşünür ve Dil Bilimci Noam Chomsky, insan haklarının er ya da geç, her zaman kazandığını ve bu bağlamda ABD'nin örnek bir ülke teşkil ettiğini belirterek, ''Türkiye'de son yıllarda düşünce özgürlüğü konularında kazançlar elde ediliyor, fakat insanların, hakları için daha çok mücadele etmesi gerekiyor'' diye konuştu. Chomsky, ABD'nin düşünce özgürlüğü yolunda ilerlemek için ülkelere de iyi bir model sergilediğini savunarak, Türkiye'de ortaya çıkan baskıların nasıl yenileceğinin konuşulması gerektiğini ve bu yolda ilerlemenin püf noktasının yılmadan inanılan şeyler uğruna çaba göstermek olduğunu belirtti.
İfade özgürlüğünün savunulmasının ve geliştirilmesinin daha güvenli bir gelecek için vazgeçilmez olduğunu bildiren Chomsky, ''Ben de burada, daha yeni şeyler öğrenmek için bulunuyorum. Sadece Türkiye için değil, diğer ülkelerin de insan hakları ve düşünce özgürlüğü konusunda nerelerde olduğunu görmek, bu hakları geliştirerek, nasıl koruruz konusunda düşünce geliştirmek için buradayım'' dedi.
Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Turgut Tarhanlı ise yedincisi gerçekleştirilen ''İstanbul Buluşması''nın ana temasının ''düşünce ve ifade özgürlüğü'' olmasına karşın, bu yılki buluşmada sadece bugünü değil, düşünce ve ifade özgürlüğünün yarını ve geleceğinin de tartışılacağını anlattı. Tarhanlı, 1995 yılından beri, yasalarda yer alan düşünce ve ifade özgürlüklerini kısıtlayıcı tüm engellerin kaldırılması için faaliyette bulunan ''Düşünceye Özgürlük Girişimi''nin, 2001 yılından beri ''Bilgi İnsan Hakları Hukuku Araştırma Merkezi'' ile de iş birliği içinde olduğunu bildirdi.
Uluslararası Yazarlar Birliğinin (PEN) Uluslararası Sekreteri Eugene Schoulgin de ifade özgürlüğü için bütün ülkelerde mücadele edilmesi gerektiğini ifade ederek, ''Türkiye benim çok sevdiğim bir ülke. Burada insanlar ifade özgürlüğü için mücadele veriyor, bunu takdir ediyorum'' diye konuştu. Scholgin, birçok ülkede durumun daha kötü olduğunu, Meksika'da gazeteciliğin en tehlikeli mesleklerden birisi sayıldığını belirterek, bu yıl içerisinde 40'dan fazla gazetecinin öldürüldüğünü, Rusya'nın da benzer durumda bulunduğunu kaydetti. İnsan hakları hususunda en önemli noktanın güven olduğunu, Türkiye içinde güven ortamının oluşturulmasının çok önem taşıdığını söyleyen Scholgin, ''Kimse kimseye güvenmiyor, bireyler birbirlerine güvenmiyor, aynı şekilde devlete de güvenmiyor. Bu tüm ülkeler için önemli bir gerçektir'' dedi.
Toplantıya katılamayan ve görüşlerine video aracılığıyla yer verilen Birleşmiş Milletler Milenyum Kampanyası Direktörü ve Af Örgütü Genel Sekreteri Salil Shetty, 50 yıl önce düşüncelerini söyledikleri için hapse atılan, işkence gören ve öldürülen bir dünyada baş etmeye çalıştıklarını, bugün de durumların çok farklı olmadığını, bazı hükümetlerin hala düşünceleri kısıtladığını ifade etti. Shetty, özellikle gazetecilerin sadece görüşlerini ifade ettikleri için yıllarca hapis yattığını belirterek, Af Örgütünün, dünyanın birçok yerinde düşüncelerini söyledikleri için haksızlığa maruz kalan insanların davalarıyla ilgilendiklerini vurguladı.Fikirlerin dünyayı değiştirdiğini, bilginin güç verdiğini, inançlar üzerinde yüründüğünü ifade eden Shetty, bazı insanların tüm bunları engellemeye çalıştıklarını bildirdi.
Toplantıda video bağlantısı ile görüşlerine yer verilen, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Genel Sekreteri Kenneth Roth, Türkiye'yi yakından takip ettiğini ve düşünce özgürlüğü adına büyük gelişmeler yaşandığını fakat aynı zamanda bu düşünceleri provoke etmek isteyenlerin de bulunduğunu kaydetti. Roth, dünyanın her yerinde yaşayan insanların, gazete okumaya, internete ulaşmaya, düşüncelerini ifade etmeye haklarının olduğunu söyleyerek, özellikle Küba, İran, Suudi Arabistan gibi ülkelerde bu düşüncelerin daha çok gelişmesinin gerektiğini vurguladı.
Programda Hrant Dink'in hayatını kitap haline getiren gazeteci, yazar Tuba Çandar, Dink'in Türkiye'nin önde gelen aydınlarından birisi olduğunu, kendisini bizzat tanıdığını ve öldürülmesinin ardından hayatını anlatan bir kitap yazmaya karar verdiğini anlattı. Çandar, kitap hazırlıklarını sürdürürken daha fazla bilgi toplamak için Dink'in Agos gazetesindeki arşivinden bini aşkın yazı bulduğunu, bunların da atalarına ait sözler olduğunu dile getirerek, Dink'in Ermenistan ve Türkiye sınır kapılarının açılmasını ve Ermeni soykırımının kabulünü istediğini anımsattı. Hazırladığı kitabın Ermenilerin son yüz yılını kapsadığını ifade eden Çandar, bu bilgileri, Dink'in memleketi olan Malatya'ya giderek, orada yaşamakta olan yaşlı akrabalarıyla konuşarak elde ettiğini söyledi.
Hrant Dink'in hayatını anlatan bir diğer yazar, gazeteci Kemal Göktaş, Dink'in Agos gazetesinde Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen'i Ermeni yetimhanesinden evlat edindiğini yazdığı yazının Hürriyet gazetesinde yayınlanmasıyla tepkileri üzerine çektiğini ifade etti. Göktaş, 2000'li yılların başlarındaki siyasi ortamında Hrant Dink'in hedef haline gelmesine uygun bir zemin hazırladığını, aynı zamanda basında da bazı köşe yazarlarının birçok karşıt yazılar yazdıklarını söyledi. Medyanın, Hrant Dink'in katledilmesinde büyük rol oynadığını ileri süren Göktaş, kendisini anlatma çabalarına rağmen ''Türklüğü aşağıladığı için yargılanan Ermeni'' rolüyle dava edildiğinin kamuoyuna lanse edildiğini belirtti.
Toplantıda konuşan Avukat Fethiye Çetin, Hrant Dink davasının duruşmalarında bizzat kendisinin de yer aldığını söyleyerek, ''Hrant bir eylem planı içinde öldürüldü ve bunu son derece profesyonel bir ekip gerçekleştirdi'' dedi. ''Dink'in hayatının tehdit altında olduğu devlet tarafından da bilindiği halde, yaşamının neden korunmadığı'' sorusunun cevabının hala verilemediğini söyleyen Çetin, polis ve jandarmanın muhbirlerinin Dink'e düzenlenecek saldırıyı bildikleri için sanık koltuğunda olduğunu belirterek, saldırıyla ilgili birçok delilin ortadan kaldırıldığını öne sürdü.
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- 'Hukuki başvurular yapılacaktır'
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- Özgür Özel, Erdoğan'a seslendi
- Anlattığı anlar ortaya çıktı!
- Kayak merkezinde korkunç anlar... 17’si ağır 30 yaralı!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- Akaryakıt tankeri patladı!
- 'Daha sert adımlar atacağız'
- Kızılcık Şerbeti'nin 'Nilay'ı senaryoyu ifşa etti!