'İşsizliği sıfırlamak mümkün değil'

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ''Biz bunun (global kriz) etkisi altında kaldık, düşünün ki dışarda sağanak yağmur var ve siz de bu yağmurun altındasınız. Islanmamak mümkün değil. Hamdolsun alınan tedbirler çok akıllı, faydalı ve verimli sonuçlar meydana getirdi'' dedi.

'İşsizliği sıfırlamak mümkün değil'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.07.2010 - 12:47

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Manisa'daki programı kapsamında, KOSGEB ile Manisa Ticaret ve Sanayi Odası işbirliğiyle yapılan ''KOSGEB Destek Programları Bilgilendirme Toplantısı''na katıldı. Toplantıda yaptığı konuşmada Türkiye'nin geçmişte pek çok ekonomik krizle karşılaştığını, yaşı itibariyle bunların hepsini gördüğünü ifade eden Bakan Arınç, son 8 yıldan bu yana tek başına iktidarda bulunduklarını ve Türkiye için bu dönemin istikrarlı bir dönem olduğunu söyledi. Alınan ekonomik tedbirlere rağmen iç kaynaklı olmayan global bir krizle karşı karşıya gelindiğini anlatan Bakan Arınç, ABD kaynaklı bu krizden en çok ABD ve Avrupa'nın etkilendiğini, büyük şirketlerin iflas ettiğini, binlerce insanın işsiz kaldığını ve ekonomik daralma yaşandığını kaydetti.

Bakan Arınç, şöyle devam etti: ''Ülkeler bu ekonomik krizi çok güçlü bir şekilde hissettiler. Biz de bunun etkisi altında kaldık. Düşünün ki dışarda sağanak yağmur var ve siz de bu yağmurun altındasınız. Islanmamak mümkün değil. Ne kadar tedbir alınmalı ki bunun zararı çok az olabilsin. Hamdolsun alınan tedbirler çok akıllı, faydalı ve verimli sonuçlar meydana getirdi ve başkalarının battığı bir yerde biz çok şükür en az bu zararı hisseden ülke olduk. Bunu dünya görüyor ve biliyor. Buna vesile olanları kutluyorum.''

Türkiye ve Yunanistan'ın bu krizden etkilendiğini, ancak 2 ülkeyi mukayese etmenin mümkün olmadığını dile getiren Arınç, ''Yunanistan, 1 trilyon dolar civarında bir borç çıkardı. Yalvarıyor ve dileniyor. Ama Avrupa ülkeleri bundan çok farklı değil. Batmamak için dilinin ucuyla yardım vaat ediyorlar. Ama gerçekleşen hiçbir şey yok'' diye konuştu. Son 3 yıl içinde alınan tedbirlerle Türkiye'nin ayakta durmayı, hatta bazı konularda zoru fırsata ve imkana çevirmeyi başardığını belirten Bakan Arınç, ''Şu anda büyüme rakamları dünyanın çok dikkat ve gıpta ettiği bir rakam olarak açıklandı. Bunu biz yazıp birilerinin eline vermiyoruz'' dedi. Türkiye'nin yüzde 12'ye yaklaşan büyüme hızının G-20 ve OECD ülkeleri içinde ikinci büyük büyüme oranı olduğuna dikkati çeken Bakan Arınç, ''Çok şükür bu noktaya geldik'' diye konuştu.
 

KOBİ'lerin önemi

Konuşmasında KOBİ'lerin önemine de işaret eden Bakan Arınç, KOBİ'lerin ekonominin can damarları olduğunu ifade ederek, ''KOBİ'ler kılcal damarlar gibi bize hayat veren unsurlardır. Bu, Avrupa ve ABD için de böyledir'' dedi. Hükümetin küçük firmaları desteklemesi gerektiğini söyleyen Arınç, ''Biz ekonomik krize girdiğimiz günden bu yana 400 milyar liralık reel sektör desteğinde bulunduk'' diyerek, desteklerin devam edeceğini ifade etti. Arınç, toplantıda açıklanan KOSGEB'in 750 bin liraya kadar çıkan desteklerinin de çok önemli olduğunu düşündüğünü dile getirdi.

Arınç, reel sektöre yaptıkları desteğin birinci gayesinin bacaların tütmeye devam etmesi olduğunu vurguladı. Konuşmasında işsizlik konusuna da değinen Bakan Arınç, son aylarda açıklanan işsizlik oranlarında düşme görüldüğünü hatırlattı. Arınç, ''Bir puan da olsa işsizliğin düşmesi umut verici. İşsizliği sıfırlamak mümkün değil. Asgari seviyede tutabilirsek bu başarı olacaktır'' diyor konuştu. Bakan Arınç işsizliği önlemenin tek yolunun meslek edindirmek, kalifiye eleman yetiştirmek olduğunu belirterek, bir insanı iş sahibi yapmanın asgari maliyetinin 150 bin dolar olduğunu, bu rakamın bazen 600 bin dolara kadar çıktığını aktardı.
 

'Manisa, yatırım yapılabilecek en iyi Avrupa kentlerinden biri'

Bakan Arınç, Manisa'nın yatırım yapılabilecek en iyi Avrupa kentlerinden biri kabul edildiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Şimdi Manisa'ya inşallah otomotiv devlerinden bir tanesini getirebilirsek, bu konuda çalışmalarımız var. Bu konu bazı siyasetçiler tarafından maalesef istismar ediliyor. Davul zurna çalarak buraya gelin diyecek halimiz yok. Bunların temasları yapılır. Bunlarla irtibat kurulur. Herkesin böyle güle oynaya 'Aaaa ne kadar güzel, beni davet ettiniz geldim', diyecek hali yoktur.''

Yıllardan beri Akhisar'ın ve Manisa'nın üzerinde büyük bir yük olduğunu dile getiren Bakan Arınç, şunları kaydetti: ''Sigara fabrikası diye kurulmasına çalışılmış, ama sonradan bir heyyula gibi üstümüzde kalmış bin 500 dönümlük, kapalı alanları da bulunan ama şimdi ekonomiye büyük bir yük haline gelmiş başımızda bir iş var. Bütün gayretimizle 8 yıldan beri buraya müşteri arıyoruz. Bazen Hyundai'ye gidiyoruz, bazen başkalarını davet ediyoruz. En son Cherry otomotiv için İstanbul'da bazı kişilerle görüştük. Yani yeter ki orası ekonomiye katkı sağlayabilecek bir üretim alanına dönüşsün.''

 

'Terörle mücadele bir iç politika meselesi değildir'

Arınç, ilk yüklü tren seferinin ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin terörün bitirilmesi konusunda yapılan çalışmalar ve demokratik açılımla ilgili sorusu üzerine Arınç, demokratik açılımın son bir yıldır Türkiye'de başarıyla devam ettiğini, bundan sonra da devam edeceğini bildirdi. Bu konuda hükümetin yaptığı, parlamentonun yerine getirdiği pek çok görevler olduğunu, yasal düzenlemeler yaptıklarını, idari tedbirler aldıklarını, bundan sonra da gerekli bütün uygulamaları yapmaya devam edeceklerini vurgulayan Bakan Arınç, şöyle konuştu: ''Tabi bu konu sadece hükümetin, yasal düzenlemeler bakımından parlamentonun işi de değil. Her yurttaşımızın daha huzurlu, daha bütüncül, daha birlik ve bütünlük içinde yaşayabileceği bir Türkiye'nin, hepimizin gayretleriyle ancak olabileceği konusunda bir beraberliğimiz var. Son yaşadığımız terör olayları elbette hepimizi çok üzmüştür. Bu terör olaylarının niçin son zamanlarda artış gösterdiğini, niçin Türkiye'de daha fazla şehit verecek bir noktaya geldiğini hepimiz üzüntüyle izliyoruz. Terörün de minimize edilmesi, eylem yapamaz hale gelmesi, terörle mücadelenin bundan sonra da devam edeceğini göstermesi bakımından elbette hepimize düşen görevler var.''

Son zamanlarda sivil toplum kuruluşlarının bildiriler yayınlayarak, meslek kuruluşlarıyla birlikte PKK'nın silahını bırakması, eylem yapmaması, Türkiye'deki bütünlüğün korunması için el ele verilmesi gerektiği, parlamentonun öncülüğünde Türkiye'de terörü sona erdirecek eylemlerin daha güçlü hale gelmesi için çalışmaların yapıldığını dile getiren Arınç, şunları söyledi: ''Elbette bunlara da ihtiyacımız var. Çünkü topyekün mücadeledir terörle mücadele. Hatta bir ülkenin sadece kendisinin yapacağı bir şey değil, ortak bir mücadele alanıdır. Bu konuda Türkiye bugüne kadar örnek bir mücadele de vermiştir. Ama sonuca ulaşmamız bakımından hem milletimizin el ele, hem de terörle mücadele eden diğer ülkelerle de müştereken yapacağı çalışmalara ihtiyacımız var. Ben siyasi partileri de parlamento içinde ve dışında terörle mücadele konusunda ortak anlayışa sahip olduğuna inanıyorum. Bunun da gerçekleşmesi hükümetle de yasama organıyla da bu işbirliğinin yapılmasına bağlıdır. Terörle mücadele bir iç politika meselesi değildir. Türkiye'nin ana gündemidir ve bu ana gündemin, birlikte ancak başarıya ulaşması mümkündür diye düşünüyorum. Sivil toplum örgütleri meslek kuruluşları ve siyasi parti yöneticilerinin yaptığı açıklamaları bu anlamda olumlu olduğuna inanıyorum.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler