'İşsizlik slogan atarak aşağıya çekilemez'

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, işsizliğin slogan atarak aşağıya çekilemeyeceğini söyledi. İşsizliğin köklü çözümüne borçlanma maliyetlerinin ve Türkiye'nin risk priminin en düşük seviyede tutmak ve istikrarı korumak olduğunu vurgulayan Şimşek, dolayısıyla bunun zedeleyecek vergi inisiyatiflerinin alınmasını düşünmediklerini açık şekilde ifade etti.

'İşsizlik slogan atarak aşağıya çekilemez'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.05.2010 - 10:31

Dünya Bankası'nın Maliye Bakanlığı Devlet Planlama Teşkilatı ve Hazine Müsteşarlığı ile beraber düzenlediği Kamu Kesiminde Performans Yönetimi konulu uluslararası konferansı bugün gerçekleştirildi. Konferansa katılan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek çıkışta basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Şimşek'e istihdam paketi hazırlıkları ve içeriği soruldu. Bu dönemde işsizliği azaltmanın istihdamı arttırmanın en büyük öncülüklerinden olduğun dile getiren Bakan Şimşek, bunun içinde aktif iş gücü politikaları uygulamaya devam edeceklerini kaydetti. Yeni paketin de bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Şimşek, yeni tedbirlerle ilgili hazırlıkların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı liderliğinde yapıldığın belirtti. Şimşek, paketin detaylarıyla ilgili bilgi vermesinin doğru olmayacağını söyledi. İşsizliğin slogan atarak aşağıya çekilemeyeceğini dile getiren Bakan Şimşek, işsizlikle mücadelede hükümetin 3 boyutlu planı olduğunu hatırlatarak bunlardan ilkinin uzun vadeli olduğunu aktardı.
 

'Ekonomideki hızlı toparlanma işgücü piyasasına yansıyacak'

Türkiye ekonomisinin hızlı toparlandığını vurgulayan Şimşek, Çin ve Kore ülkelerle birlikte en hızlı toparlanan ülkenin Türkiye olduğunu kaydetti. İl çeyrek performansının çok yüksek olmasının beklediklerini aktaran Şimşek, zamanla bunun işgücü piyasasına yansıyacağını dile getirdi. İşsizlik oranlarının aşağıya gelmeye başladığına dikkat çeken Şimşek, mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizliğin son verilere göre yüzde 12.6'ya gerilediğin bildirdi. Şimşek, "Öyle ümit ediyorum ki önümüzdeki dönemde bu rakamlar daha da aşağıya inecek" dedi. Bakan Şimşek, işsizlikle mücadelede hükümetin 3 boyutlu planı olduğunu hatırlatarak bunlardan ilkinin uzun vadeli olduğun söyledi. Eğitim boyutuna uzun vadeli baktıklarını belirten Şimşek, eğitimde kalite ve niteliğin arttığını kaydetti. Performans artışı içinde olduklarını aktaran Şimşek, önümüzdeki 30-40 yıl içerisinde bunun önemli geri dönüşü olacağını aktardı.

Türkiye'de işsizliğin bir boyutunun mesleksizlik olduğunu dile getiren Şimşek, işsizlerin yüzde 60'dan fazlasının lise altı eğitime sahip olduğunun altını çizdi. Şimşek, böyle bir beşeri sermaye noktasında dünya ile rekabet etmenin zor olduğun vurgulayarak, bu sorunun eğitime yapılan yatırımlarla çözdüklerini ifade etti. İşsizlikle mücadelede orta vadeli perspektif de, GAP, KOP gibi bütün bölgesel kalkınma projeleri çerçevesinde istihdamın birkaç yıl içinde çok hızlı artacağını tahmin ettiklerini kaydeden Şimşek "Mutlaka buda rakamlara yansıyacaktır sadece GAP'ın tamamlanmasıyla milyonlarca vatandaşa istihdam imkanı doğacaktır" dedi.
 

'İş ve aş üretenlerin önü açılarak işsizlik azaltılacak'

Geçen sene aktif işgücü politikası konusunda önemli bir kaynak tahsis ettiklerini anımsatan Şimşek, gençlerin ve işsizlerin kısa vadeli kurslara tabi tutulduğunu, meslek edinmelerinin sağlandığının vurguladı. Yeni paketle bunun kapsamının daha genişletmek gerektiğini söyleyen Şimşek, teşvik sisteminde de değişikliğe gidildiğin bunun ekonomideki toparlanmayla birlikte istihdamın olumlu yansıyacağını dile getirdi. Ekonomide performansın yükselmesiyle işsizliğin azalacağına inandığın söyleyen Şimşek, iş ve aş üretenlerin önünün açılarak ancak işsizliğin azaltılacağını kaydetti. Kamunun yapacaklarının sınırlı olduğuna değinen Şimşek, mutlaka özel sektörle el ele, kol kola hareket edeceklerin kaydetti. Pakette vergi ve pirim indirimlerinin olup olmadığına yönelik bir soru üzerine Şimşek, pakette daha çok aktif işgücü politikaları çerçevesinde bakmak gerekiyor.

'İşsizliğin çözümü borçlanma maliyetlerini en düşük düzeyde tutmaktır'

Şimşek, "Tabi ki faizleri tek hanede tutarak Türkiye'deki ekonomik istikrar ve büyümeye katkıda bulunuyoruz. İşsizliğin köklü çözümü budur. Borçlanma maliyetleri en düşük seviyede tutmak istikrarı koruyabilmektir. Dolayısıyla bunun zedeleyecek vergi inisiyatiflerini almayı düşünmüyoruz. Bunun açık şekilde ifade edeyim. Atacağımız bir adımın ne getirip ne götüreceğini iyi hesaplamalıyız. Bizim önceliğimiz ekonomik ve mali istikrarın sağlanması faizlerin tek haneli seviyede tutulması özel sektör liderliğinde birçok yatırım yapılması. Tüketimin artırılması ve ekonominin kalkınmasıdır" diye konuştu. Şimşek, önümüzdeki yıllarda bütçe imkanı olursa yine istihdamın üzerindeki yüklerin aşağıya çekilebileceğin kaydetti.

Şimşek, işsizlik oranlarının ekonomide performansla birlikte düşmeye başlayacağını tahmin ettiklerini söyledi. Genelde işsizliğin ekonomik maliyet düzeyini gecikmeli olarak takip ettiklerini dolayısıyla hemen birebir yansımasının beklemediklerini ifade eden Şimşek, önümüzdeki dönemde işsizlikte kriz nedeniyle ortaya çıkan artışta şu anda tekrar azalmanın söz konusu olduğunu anımsattı. Şimşek, bunun daha da devam edeceğine inandığın aktardı.

'Politika çerçevemiz mali disiplindir'

Başbakan'ın üç aylık dönemde işsizliğin ineceğine yönelik sözlerinin realist olup olmadığının sorulması üzerine "Biz işsizliği azaltmaya yönelik makro politikalar güderiz iş aş üretenlerin önünü açarız. Sonuçta rakam şu olur bu olur bence onunu üzerine odaklanmaktansa daha çok politika çerçevesinde incelememizde yarar görüyorum. Politika çerçevemiz mali disiplindir. Önemli olan nokta tahminleri değil trendlerdir. Trendler olumludur. Makro ekonominin tamamlarınsa bir performans iyileşmesi söz konusudur. Bu aslında kriz öncesi Türkiye'nin temellerinin sağlam olduğunun en güzel göstergesidir. İddia etmiyorum, sonuçlar itibariyle ortadadır."


'İyi bir kamu kesimi yönetimi herkesin amacıdır'

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, Swissotel'de düzenlenen ''Kamu Kesiminde Performans Yönetimi'' konulu uluslararası konferansta yaptığı konuşmada, iyi bir kamu kesimi yönetiminin herkesin amacı olduğunu söyledi. Kamu kesimindeki performansın vatandaşların hayatlarını kolaylaştırdığını kaydeden Zachau, kamudaki performans yönetimine biri gelişmiş, diğeri de yoksul olmak üzere 2 ülkeden örnek verdi. Zachau, şunları söyledi: ''ABD, Maryland Eyaleti körfezini temizlemeyi amaçlıyordu. Bu çerçevede 3 yıl önce bir performans kriteri belirlemişti. 2008 yılı itibariyle körfezdeki nitrojen oranını düşürmeyi amaçlıyordu. Geçen yılın sonunda hedefin ancak yarısına ulaşılabildi. Bu zengin ülkeden bir örnek. Diğer örnek ise milli gelirin çok düşük ve yolsuzluğun yüksek boyutlarda olduğu Kamboçya'da. Bu ülkede devlet okullara hibe vermeyi amaçlıyordu. Hibe programı çerçevesinde Kamboçya'daki okullaşma oranı 2 yıl içinde yüzde 15 oranında arttı.''

Zachau, Türkiye'den de bazı örnekler vererek, Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilk defa okullara doğrudan hibe programı başlatacağını, bu çerçevede okulların aldıkları hibenin harcama alanlarını kendilerinin belirleyeceğini bildirdi. Zachau, hibenin diğer amacının ise okullaşma oranını artırmak olduğunu ifade etti. Diğer bir örnek olarak devlet hastanelerini veren Zachau, Türkiye'deki devlet hastanelerinin özerklik ve etkinlik sağlayacak bir sistem uygulayacağını söyledi. Zachau, İş-Kur'un da performans sistemi uyguladığına değindi. Kamu yönetiminde performans izlemenin çok önemli olduğunu belirten Zachau, kamu performansında 3 hususun önemli olduğuna dikkati çekti ve bunları ''belirlenen politikaların uygulamalarla uygun olması, kaynakların doğru yere gitmesi ve izlemede denetimin gerçekleştirilmesi'' şeklinde sıraladı. Zachau, kamu sektörü performansına Dünya Bankası olarak katkı sağlamayı sürdüreceklerini de bildirdi.
 

Zachau, programın önemine dikkat çekti

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Ulrich Zachau programın önemine dikkat çekerek, şeffaflık ve iyi izleme üzerinde durduklarını kaydetti. Zachau, Türkiye de MEB'nın okul bölgelerindeki ilköğretim okullarını doğrudan hile yöntemiyle okullaşma oranının yüzde 15 oranında arttığını dile getirerek alınan hilenin en iyi şekilde denetimini kurumların kendisinin yapması gerektiğini belirtti. Türkiye'de Bakanlığa ait 850 hastanenin bütçesinin daha fazla özerkleşmesini belirten Zachau, tanı ve bakım hizmetlerinin özel sektörde de aktarılarak performans takribinin yapılacağı bu kapsam da İş Kur'un yaptığı projenin de amacının daha fazla etkinlik denetimi yaparak performans yönetiminin yaygınlaştırılması amacını taşıdığını vurguladı.

Zachau, kaynakların ve finansmanın netice odaklı aktarılmasının izleme ve denetimde kapasite geliştirilmesinin sağlayacağını bildirdi. Zachau, kamu performans denetiminde proje ve proje takibini sağlamanın süreci anlamak ve ne olup bittiğinin anlaşılması açısından önem taşıdığına dikkat çekti. Zachau her zaman partner olarak Türkiye'de çalışmaya hazır olduklarını belirterek bu çalışmaların ivme kazanarak devam edeceğine inandığını söyledi.

 

'Raporda yer verilen politikaların maliyetlendirilmesi önemli'

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Müsteşarı Kemal Madenoğlu, kamu kaynaklarını daha verimli kullanan, sonuçlara odaklanan bir mali yönetim sistemi kurmakta kararlı olduklarını söyledi.
DPT Müsteşarı Kemal Madenoğlu, Dünya Bankası'nın Maliye Bakanlığı, DPT ve Hazine Müsteşarlığı ile beraber düzenlediği "Kamu Kesiminde Performans Yönetimi" konulu uluslararası konferansta konuştu. Dünya Bankası'nın Kalkınma Uygulayıcıları İçin El Kitabı olarak bastırdığı "On Adımda Sonuç Odaklı İzleme ve Değerlendirme Sistemi" Raporu'nun Sonuç Odaklı İzleme ve Değerlendirme Sistemi kurma konusunda önemli katkılar sağlayacağını söyledi. 9'uncu Kalkınma Planı'ndaki 5 eksenden birinin kamu hizmetlerinde kalite ve etkinliğin artırılması olduğunu vurgulayan Kemal Madenoğlu, Dünya Bankası'nın yapmış olduğu çalışmanın, Plan'daki temel önceliğin sağlanması açısından önemli olduğunu düşündüklerini ifade etti.

Dünya Bankası'nın Raporu'nun bundan sonraki çalışmalara ışık tutacağını umduklarını söyleyen Madenoğlu, "Raporda yer verilen politikaların maliyetlendirilmesi önemli. Bu son yıllarda bizim güçlük çektiğimiz alanlardan biri, risk yönetimlerinin bütçelendirilmesi. Çok yıllı bütçe uygulamasının derinleştirilme ihtiyacı. Kayıtdışılığın azaltılması, iç kontrol ve iç denetimin etkin bir şekilde uygulanması, performans esaslı dış denetim, TBMM'nin gözetim ve denetimin etkinliği. Kamu yönetimi olarak farkında olduğumuz bu hususların, analitik bir bakış açısıyla yer verilmiş olması bize yol gösterici olacaktır. Biz bu noktaların geliştirilerek, kaynaklarını daha verimli kullanan, sonuçlara odaklanan bir mali yönetim sistemi kurmakta kararlıyız" dedi.
 

'Mali hesap verilebilirlik metodolojisi iyi tasarlanmış bir çerçeve'

Türkiye'nin son 10 yılda gerçekleştirdiği reformlarla kamu mali yönetim alanında önemli adımlar attığını ve kazanımlar sağladığını söyleyen Madenoğlu, Türkiye bunu yoğun bir reform gündemiyle yaptığının altını çizdi. Çok sayıda reformu bir arada yürütmeye çalışmanın önemli güçlükler çıkardığını vurgulayan Madenoğlu, bu reformların kendi başına izole yapıda olmamalarının, diğer kamu yönetimi alanıyla ilintili olmasının, birçok alanda faaliyet ve senkronize çalışmayı bir araya getirdiğini dile getirdi.

Buna paralel olarak da kamudaki kapasite sorununun ciddi bir engel olarak karşılarına çıktığını kaydeden Madenoğlu, bu noktaların analitik olarak tespit etme noktasında, Dünya Bankası'nın da desteğiyle yürütülen program bazlı kamu harcama gözleminin çıkmasının, bu kapsamda, tüm Kamu Mali Yönetimi Performansı Kıyaslama çalışmasının bu açıdan gerçekten değerli bilgileri içerdiğini aktardı.

Birçok ülkede uygulanan Kamu Harcamaları ve Mali Hesap Verilebilirlik Metodolojisi'nin bu açıdan iyi tasarlanmış analitik bir çerçeve sunduğunu bildiren Madenoğlu, bu metodolojiyle toplam mali disiplinin sağlanması, stratejik önceliklerine göre kaynak tahsisi, kamu yönetimi hizmet sunumunda etkinlik ve etkililik noktasında kamu mali yönetiminin performansının değerlendirildiğini kaydetti.



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler