İşte Cumhuriyet okurunun Türkiye hayali
Cumhuriyet okurları "Nasıl bir Cumhuriyet, nasıl bir Türkiye?" hayallerini yazdı.
GÜLTEN YENİHAYAT: Benim istediğim cumhuriyet, herkesi aynı gözle görmeyi, kimse kimseye muhtaç olmayacağı özgür, verdiği emeğin karşılıgını alan, sınavsız istediği okulda okumak isteyen , adliyelerin , hapisanelerin olmadığı herkesin yüzünde mutluluk olan bir ülke istiyorum.
Hüseyin Ocak: Hiç şüphesiz ki;
29 Ekim 1923 günü yaşanan coşkuyu, birlikteliği ve millet sevgisini hayal ediyorum.
Ama benim asıl düşündüğüm,
Mustafa Kemal Atatürk 'ün o gün ki yüz ifadesi.
Çünkü biliyorum ki hiçbir ressam, hiçbir fotoğraf makinesi o günü bize bir daha yaşatamayacak.
Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimizi bu kutlu günü bize yaşattıkları için bir daha minnetle anıyoruz.
Şükran Bingöl: Cumhuriyet'in kuruluşunun 10. Yılı'nın, Atatürk Türkiye'sini istiyorum.?28.?10.?14
Mert Yayla: Yaşananların ve yaşatılanların kabus olmaktan çıktığı ama asla unutulmadığı,unutulmayan yaşanmışlıklarda yaşamış güzel insanların yaşatıldığı, yaşanılan en acı zamanlarda kurulan güzel hayallerin gerçeğe dönüştüğü,gerçeğin bir çocuğun gülümsemesi kadar gerçek olduğu bir Türkiye hayal ediyorum, gözlerim kapalı.
Songül Mazel: Sakin, huzurlu , yemyesil, aydin ozgur basi dik vatandaslarla dolu ,temiz vatansever politikacilarla yonetilen, sorunlarini çözmüş, cagi yakalamis bir ulke olarak gormek
istiyorum.
Arsevi Kurt: Merhaba Cumhuriyet ailesi,
29 Ekim ülkem gibi benimde doğum günüm. Konjonktür çok iç açıcı olmasa da benim hayalim, kaliteli bir eğitimin verildiği, cumhuriyetin tüm ücra köşelere ulaştığı, ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlandığı, düzenli bir çalışma piyasasının olduğu,eşit, yaşamı kolaylaştırıcı, "burası Türkiye!" demeyeceğimiz, hukukun guguk olmadığı bir ülke. Güzel ülkemizin kıymetini bilen ve yarınlara taşıyacak çağdaş, akıllı ve bilgili yöneticiler. Reçetemiz belli, Atamızın çizdiği yola geri dönmek.
Mert Ozcan: Biz ülkemizde demokratik eşitlikten yana ayrımcılığın olmadigi bir cumhuriyet istiyoruz
Ayşe Kızılışık: Bu gün neresi talan edilecek acaba diye düşünmeyeceğim, Herhangi bir hukuksuzluk karşısında hakkımı arayacağım, ve hızlıca yanıt alabileceğim, Paranın her şeyi (kurumları, gazeteleri, vb) satın alamayacağı, Ne için olursa olsun insanların vahşice öldürülmediği,Ya benimsin, ya kara toprağın denilerek kadınların öldürülmediği, Nitelikli eğitimin her alanda yaygınlaştığı ve parasız olduğu,Trafik terörünün olmadığı, trafikte doğru kuralların olduğu, kurallara uyulan ve birbirine saygılı sürücülerin olduğu, Öğrencilerin okulda, vatandaşın yerel yönetimlerde söz sahibi olduğu,Evet gökdelen de yapılsın, ama şehrin merkezine değilde şehir planlamacılarının uygun bulduğu yerlere yapıldığı, Barınma sorununun çözüldüğü, Aç kimsenin uyumadığı, Yeşil alanların korunduğu hatta sürekli geliştirildiği, Musluğundan akan suyu içebileceğim,
Belediyelerin mevsimlik çiçek ekmek yerine, altyapıları güçlendirdiği (Binaları, kanalizasyonu, yolu, su sistemini vs) Rüşvetin (açık ve gizli) asla ve asla olmadığı, Liderlerin padişah gibi koltuğundan kalkmadığı değil, yerine adaylar yetiştireceği, Hayvanların da yaşam haklarının korunduğu ve gözetildiği, Önleyici ve koruyucu sağlık sisteminin hayata geçirildiği, Dini inancın değil, ahlaki değerlerin toplumları yönlendirdiği, Gazetecilerin özgürce yazabildiği, sabah 5 de evlerinden alınmadığı, Yakınlarını arayan Cumartesi Annelerin acılarının bir nebze durdurulacağı, kayıpların gerçek suçlularının ortaya çıkacağı ve başka kayıpların olmayacağı,Küçücük kız çocuklarının evlendirilmeyip, okula gönderileceği,İnsanların para için ruhunu satmayacağı,Sanata ve gerçek sanatçılarımızı hak ettikleri değeri verebileceğimiz, Üniversitelerin özgür olduğu, Güvenle uyuyup, güne mutlulukla gözümüzü açacağımız bir Türkiye istiyorum.
Omca Cosarcan Kaya:
BİR RÜYA GÖRDÜM
Ben göçmen bir kuşum
Bir ülke arıyorum
Semalarında özgürce ucabildigim
Bulursam,
Belki de bir daha göçmem diyeceğim
Pırıl pırıl bir gökyüzü eşliğinde yemyeşil bir ulkedeyim. Ne yana baksam ağaç ne yana baksam renk renk cicek. Mis kokular geliyor burnuma.Parklar cıvıl cıvıl. Cocuklar var.Cocuklar mutlu. Cocuklar guluyor. Tutusmuslar elele oyun oynuyorlar. Kuzeyden güneye doğudan batıya. Bir cocuk güler dünya güler misali.
Sonra sokak kenarlarindaki kaplar çekiyor dikkatimi. Biri su biri yemek icin. Unutmamislar bizleri de. Severiz biz yaratılanı yaradandan ötürü.
Sokaklar cıvıl cıvıl. Tanidik tanımadık herkes Allah'ın selamını veriyor. Yasli bir
teyze ya da engelli bir genc gecmek istese yolun karşısına,yardım etmek icin
yaris halinde ahali.
Her evden değişik nagmeler geliyor. Degisik yemekler pişiyor kaplarda. Kar yağıyor, günes açıyor, yağmur yağıyor,rüzgar esiyor.
Ama sevinç ortak,üzüntü ortak
Türkiyem dedin mi,vatanım dedin mi akan sular duruyor ,milyonlar tek yürek olup birleşiyor ay yıldızlı bayrağımin altında
Kuzey bizim guney bizim dogu bizim batı bizim
Şehitlerimizin kanlariyla sulanmış bu vatan hepimizin
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun
Fırat Akyürek: Memleket isterim ; Kışın en çetin gününde dahi en uzak köyde ki hasta için ambulans ve doktor gönderebilen
Memleket isterim ; Maden ocaklarında hiç bir canının ihmal yüzünden ölmediği
Memleket isterim ; Öğretmen ve öğrencilerini Terör'ün en can yakıcı illerinde dahi eğitime ve öğretime devam ettirebilen
Memleket isterim ; Emekçilerin rezidans inşaatlarında 30 lu katlardan yerlere çakılmadığı
Memleket isterim ; Demokrasinin Hukukun Adaletin Üstünlüğe inanmış bir Türkiye
Memleket isterim ; Çocukların ekmek almaya çıkıp ölmediği
Memleket isterim ; Açlıkla sefalet ile çaresizlikle kalmış vatandaşlarına sahip çıkan.
Memleket isterim ; Parasızlıktan okuyamayan kimsenin kalmadığı
Memleket isterim ; Bir çok etnik grup bir çok din ile birlikte yaşayıp insanları sınıflara gruplara ayırmayan
Memleket isterim ; Kamu çalışanlarının adil seçildiği
Birlik beraberliğin adaletin demokrasinin Hukukun Saygı ve Sevginin olduğu Bir Türkiye Hayal ediyorum
Halime GÜL: Cumhuriyet aslında kelime anlamı itibariyle tüm hayalimizi karşılayacak nitelikte özelliklere sahip; fakat her geçen gün içi boşaltılmaya çalışılıyor ne yazık ki. İnanç,vicdan hürriyetinin olduğu,adaletin lafla değil icraatla yürütüldüğü ve Atatürk ilkelerinden taviz verilmediği bir ülke. Devletin vatandaşlarının gelir seviyesini alt seviyeye çekip onları eli mahkum bırakmak yerine,devletin halkının ekonomik ve eğitim seviyesini en üst seviyeye yükseltmeyi hedeflediği bir zihniyet hayal ediyoruz. Arap merakını bir kenara bırakıp ileriye doğru yürüyen bir ülke tüm hayalimiz... Yaşasın Cumhuriyet ve birlikten CUMHURİYET doğar...
Emir Alper BABUR: çok şey var aslında hayalimde ama insana saygı duyulan bir Türkiye de olsa yeter bize.
Halil Çetin: Halkının %95 gibi bir oranı Müslüman olan ülkede Rahatça DİNİMİ yaşamak ve baskılara maruz kalmamak. Atatürk Devrimleri elden gidiyor safsatalarını dinlememek siz nasıl rahat rahat tatil yapıp rakı içip şarabınızı yudumluyorsanız aynı oranda DİNİMİ yaşamak istiyorum.Biliyorum bu satırlar sizin zihniyetinize batacak ama BİZ VARIZ.
Selma Bartan: Herkesin kardeşçe, dostça yaşadığı bir Türkiye hayal ediyorum.
İnsanların hem birbirine, hem doğaya saygı ile davrandığı bir Türkiye hayal ediyorum.
Kimsenin başkasının yaşamına müdahale etmediği, inancına, ibadetine karışmadığı bir Türkiye hayal ediyorum.
Cumhurbaşkanından inşaat işçisine kadar herkesin kanun önünde eşit olduğu bir Türkiye hayal ediyorum.
Siyasilerin vatan ve millet için çalıştığı, dürüst olduğu, çalmadığı bir Türkiye hayal ediyorum.
İnsanların açıkça fikirlerini açıklayabildiği bir Türkiye hayal ediyorum.
Tüm insanların namuslu olduğu, namusun sadece kadınlara yüklenmiş bir yük olmadığı bir Türkiye hayal ediyorum.
Okuma yazma bilmeyeni kalmamış bir Türkiye hayal ediyorum.
Çocukların çocukluğunu yaşayabildiği, ufacık yaştan geçim kavgasıyla uğraşmadığı bir Türkiye hayal ediyorum.
Bayrağımı, Ata’mı, Vatanımı, Milletimi ve Milliyetimi sevmenin, onunla gurur duymanın kafatasçılık sayılmadığı bir Türkiye hayal ediyorum.
Küçücük çocuk yaşta kızların evlendirilmediği bir Türkiye hayal ediyorum.
Kocasından dayak yemeyen kadınların yaşadığı bir Türkiye hayal ediyorum.
Trafik kurallarına uyan şöförlerin araç sürdüğü bir Türkiye hayal ediyorum.
İnsan hayatının değer verildiği, bazı insanların umursamazlığından ötürü işçilerin ölmediği bir Türkiye hayal ediyorum.
Vatandaşların kendilerini korumakla mükellef polislerin elinde ölmediği bir Türkiye hayal ediyorum.
İnsanların yalan delillerle hapislerde çürütülmediği bir Türkiye hayal ediyorum.
Topraklarında herşeyi yetişebilecek kapasitesi kenara itilerek samana varıncaya kadar herşeyin ithal edilmediği bir Türkiye hayal ediyorum.
Sanata ve sanatçıya değer verilen bir Türkiye hayal ediyorum.
Tüm geleceği bir kişinin iki dudağından çıkacak tek kelimeye bağlı olmayan bir Türkiye hayal ediyorum.
Seçimlerinde %10 barajı olmayıp, tüm seçmenlerin oy verdiği partilerin temsilcisi ile dengelenmiş bir Türkiye hayal ediyorum.
Kızların okumasının önem taşıdığı bir Türkiye hayal ediyorum.
Yıllardır bir arada yaşayan vatandaşların birbirine kıymadığı bir Türkiye hayal ediyorum.
Vatandaşına hakaret etmeyen Başbakanı, bakanları, vekilleri olan bir Türkiye hayal ediyorum.
Hakkıyla ihaleler yapılan bir Türkiye hayal ediyorum.
Çocukların çocukluğunu, gençlerin gençliğini, yaşlıların yaşlılığını neşe ve huzur ile yaşadığı bir Türkiye hayal ediyorum.
İnsanların birbirine ‘bundan ne elde edebilirim’ diye bakmadığı bir Türkiye hayal ediyorum.
Cezaların suçlara uygun olduğu, hakimlere, savcılara kimsenin etki yapmadığı, görevlerini yapanların işlerinden olmadığı bir Türkiye hayal ediyorum.
Yemyeşil ovaları, dağları, tertemiz nehirleri, dereleri, gölleri, denizleri, sokakları, havası olan bir Türkiye hayal ediyorum.
Hayvanlara işkence edilmeyen, onların da yaşam hakkı olduğuna inanılan bir Türkiye hayal ediyorum.
Dinin saptırılmadığı ve çıkar için kullanılmadığı bir Türkiye hayal ediyorum.
Çocuklara okulda bilim öğretilen bir Türkiye hayal ediyorum.
Hiç kimsenin açlığı bilmediği bir Türkiye hayal ediyorum.
Milli bayramlarımı yasaksız, coşkuyla, istediğim gibi kutlayabileceğim bir Türkiye hayal ediyorum.
Çocukların, gençlerin velhasıl herkesin rahatlıkla görebileceği mutlu yarınların garanti edildiği bir Türkiye hayal ediyorum.
İlelebet laik bir Cumhuriyet olan bir Türkiye hayal ediyorum.
Cumhuriyet bayramı hepimize kutlu olsun, bu bayramın 1000’ci yıldönümünün de kutlanacağı bir Türkiye hayal ediyorum!!!
Gözde TUNA BİLGİLİ: Genellikle bu tip yazılar ya da paylaşımlar gördüğümde es geçerim veya önemsemem. Ama bu sefer dedim ki madem birilerinin okuma şansı olacak neden olmasın.
Bir Cumhuriyet çocuğuyum, ülkenin; kriz olsun, şampiyonluklar olsun, savaş olsun birçok zamanlarına denk geldim, yaşadım gördüm. Belki küçüktüm, belki birçok şeyi anlamıyordum yine de gördüm. İlkokul sıralarımızdan beri bu yaşadıklarımızla ilgili öğretilenler oldu, yanlış! ya da doğru…
Babam hep şöyle söylerdi, akşam ezanından sonra dışarıda durulmaz, eve gelinir. Biz de böyle alıştık. Abim ki kendisi benden altı yaş büyüktür, o bile geç geldiği her seferde babamdan uyarı alırdı. Babam işte 80 Olaylarını yaşayıp gördüğü için korkardı bizim için karanlıklardan. Oysa karanlığı aydınlatmak olmalıydı çabamız hiç bunu öğretmediler bize. 80’li yıllarda doğan her çocuğun(şimdinin yetişkini) kaderiydi bu aslında. “Olaylara karışma! Okulda siyaset yapılmaz, tü kaka!”
Keşke öğretselerdi, keşke o zamanlar neyin neden ortaya çıktığını makûs kaderim yüzünden hazırlandığım KPSS’ye hazırlanırken 30 yaşımda öğrenmeseydim. Keşke okullarda her şey objektif ve her yönlü olsa, ben Antalya ilinde kendimce iyi bir eğitim alırken yurdun diğer yanındaki okulun tavanı akmasa kaloriferi, sobası yansa. Ve bunun gibi örnekleri eğitim alanında çoğaltabiliriz…
Çoğaltmak ve çoğalmak bunlar birbirine yakın kelimeler gibi görünseler de benim için çok farklı anlamları var. Çoğaltmak için konuşmam gerekirse; elde olan malzemelerle bir şeyler meydana getirmek. İşte Türkiye artık bunu kendi kendine yapamıyor neden mi? Kendi adımıza üretim yapamıyoruz, kendi yetiştirdiğimiz pirincimiz bile yetmiyor… Çoğaltamıyoruz, azalıyoruz, azaltılıyoruz…
Diğer kelime olan; Çoğalmak: Biz ülke olarak bir olmayı unuttuk, ötekileştik, ötekileştirildik. Birimizin cenazesi oldu mu ondan mı bundan mı diye sorar olduk. Hatırlıyorum da mahallede biri vefat ettiğinde her evden yemek giderdi, vefat eden kişinin ailesine tüm mahalle taziyeye giderdi. Bir olurduk, bir olup bütün olur büyürdük çoğalırdık. Şimdi….. Yalnızız, tek başımızayız. Bir değiliz çoğalamıyoruz. Kimisi bunu gelişen teknolojiye kimisi hükümetin politikalarına bağlıyor, ama kimse bunu çözmek için çaba sarf etmiyor.
Her hükümetin iktidara geldiğinde doğru ve yanlış yaptığı icraatları elbette olmuştur. Sorun hep eleştiri, hep yıkmak dökmek değil, sorun bunu nasıl ortadan kaldırırız onu düşünmek. Bu sorunları ortadan kaldırırken de Cumhuriyet’e ve Türkiye’ye sahip çıkmak. Ülke’ye ihanet etmemek, dürüst ve ahlaklı davranmak.
Sormuşsunuz ya nasıl bir Türkiye istiyorsunuz? Diye;
Cevabım: Dürüst ve vatanına milletine bağlı insanlar tarafından yönetilen, objektif düşünebilen, düşündüğünden ötürü suçlanmayan tam bağımsız bir Türkiye istiyorum.
Bu şansı bana verdiğiniz için teşekkür ederim.
Fatih Arslan: Nerede biz olan,çocukluktan hatırladığım ülkem?
Hepimiz elimize almışız kırbaçları farklılıklarımızı kamçılayıp durmuşuz. Almışız elimize baltaları saygı duyduğumuz tarafımızı koparmışız, atmışız.
Dertlerimiz birken, herkesin derdini kendine iade etmişiz.
Dağlar gibi ortak noktalarımızı görmemiş, toz kadar farklılıklarımıza takılmışız.
Mahallelerimizin de üstüne cam binaları dikmişiz ya, çocuklarımızın sokak bulamayışına göz yummuş, Bakkal amcalarını göstermemişiz ya onlara...
İlla bir dürtme bekler benim ülkem bir olmak için komik bir şekilde. Dünya Kupası maçları da olmuyor artık. Herkesin kalp ritminin aynı anda attığı dakikalarda başlar benim ülkem...
Bazen diyorum ki birileri ağaç kesmeye kalksa da tekrar yaşlı teyzelerimiz üniversiteli gençlerimize hal hatır sorsa. Solcumuz düşünce ülkücümüz kaldırsa, ülkücümüz ağlayınca solcumuz silse gözyaşını; laikçi olanlarımız dindar olanlarımıza saygı gösterse, dindarlar da onları cehennemlik görmese;Kürt'ümüzle Atatürkçümüzü bir araya getirsek. Sonra hep beraber çıkarsak çekirdeklerimizi, çayımızı; Ahmet Kaya dinlesek...
Soner SAYIN: Benim Türkiye İçin hayalim...
Oturup düşününce aklıma eğer Ata'nın yolunda gidilseydi...
Belki de Dünya'nın Elle Gösterilir Medeniyetlerinden Olacaktık..
Belki de Dünya'ya ışık yayan Gençliğin Yarattığı Bilimsel Akımlar..
Düşünüyor İnsan Belki Diğer elle Gösterilir Medeniyetler Kadar Refah,Akılcı,Düşünce Özgürlüğü olan bir yer olabilirdik..
Ben Düşününce Olumlu Düşünen Bir İnsanım ama Bakarsak Gerçek Hayatla tamamen uzak..
Ama olsun O kadara da Karamsar Değilim..
Benim Hala Umudum Var...
Yemyeşil Ovalar,Dağlar,Denizler muhteşem bir Türkiye..
Çiftçisi Mutlu...
İşçisi Mutlu...
Memuru Mutlu...
Refah Bir Türkiye...
Kimsenin,kimse hakkında kötü düşüncelere sahip olmadığı bir Türkiye...
Üstelik Bilim adamları dünya'da başarılar elde etmiş bir Türkiye...
Elle gösterilir bir medeniyet Türkiye...
Korkunun olmadığı bir Türkiye...
Kadınının korkmadığı bir Türkiye...
Üniversiteleri harıl harıl bilimsel çalışmalar yürütüldüğü bir Türkiye...
Kardeşçesine,endişesinin olmadığı,yarınından korkusuz bir Türkiye...
Neden Böyle Türkiye Olmasın...
Türkan Bayülken: Kişilerin ÖZGÜRLÜK HAKLARININ KISITLANMADIĞI ve bireylerin de birbirlerine SEVGI ve SAYGI ile yaklaştığı ve GELECEĞE karanlık bir yüzle değil, AYDINLIK bir yüzle bakan bir Türkiye istiyorum…
Ümit Özsoy: Aslında cumhuriyet rejiminin amacı insanca yaşam hakkının yasalarla hayata geçirilmesidir.
İşte tamda bu bağlamda insanların insanca yaşadıkları eşit hak ve özgürlere dayalı kimsenin kimseyi ötekileştirmediği kimsenin dilinden dininden ve ırkından dolayı ayrımcılığa uğramadığı demokrasinin bütün kesimlerce hayat biçimi haline geldiği çağdaş medeni insanlarının uygar dünya insanlarıyla yarıştığı çevre duyarlılığı olan insan hak ve özgürlüklerini her şeyin üstünde gören çevreye ve doğaya duyarlı yöneticilerin yönettiği kimsenin aç uyumadığı çocukların sokaklarda değil okullarda olduğu kadınların öldürülmediği yine kadınların giyim tarzları bahane edilerek tecavüze uğramadığı insanları mutlu yarınlarından emin yaşayan bir cumhuriyet yönetimi istiyorum.
Onur Opak: hayal etmekten korkuyorum siz bunu köşe yazısına eklediğinizde benim kapıma polis bile dayanabilir çünkü özgürlük yok hayal etmek suç hayalim şu milletvekilleri ve cumhurbaşkanı ve başbakan askeri ücrte göre zam alsın öğretmenin maaşını geçmesin öğretmenler kadar çalışmıyor hiç biri sen lazsın sen kürtsün sen alevisin demeyen cumhurbaşkanı istiyorum açılımın olmadıgı bir ülke istiyorum daha önceden kimse sen kürtsün demedi bu ülkede biz kimseyi ayırt etmedik ama biri geldi ve açılım yaptı sen kürtsün dedi ve ayaklananlar bizim devlete açılım yapma zamanı geldide geçiyor iyice bölünmeden yeni bir türkiye olmadan eski türkiyeyi kurtarma vaktirdir
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
Songül Mazel: Sakin, huzurlu , yemyesil, aydin ozgur basi dik vatandaslarla dolu ,temiz vatansever politikacilarla yonetilen, sorunlarini çözmüş, cagi yakalamis bir ulke olarak gormek istiyorum.
Alper Kurt: Her şehrin merkezinde bir şehir ormanı olduğu,bütün otoyollarının kenarlarını çeşit çeşit ağaçların süslediği,doğayla ve hayvanlarla içiçe güzel bir yaşamın sürdürüldüğü yemyeşil bir Türkiye. Her yurttaşın kendini özgür ve güvende hissedip yaşayabildiği bir Cumhuriyet hayal ediyorum. Anıtkabir'in devleti yönetenler tarafından ulusal bayramlarda zorla ziyaret edilmediği bir Cumhuriyet hayal ediyorum. Atatürk'e hakettiği saygının gösterildiği , fikirlerinin anlaşılıp uygulanabildiği,özgür aklın ve bilimin egemen olduğu bir Cumhuriyet hayal ediyorum. Cumhuriyet,çağdaş dünyanın tersi yönde dönüştürülmeye çalışılırken yapılan bu kötülüğün "yeni" gibi aldatıcı sıfatlarla gizlenmediği bir Türkiye hayal ediyorum.
Muzeyyen Oğun:
Atatürk'ün koyduğu ilkeleri, özgürlüğü, demokrasiyi, adaleti, modern
Türkiye'yi, kadın haklarını, işçiye, emeğe, memura, emekliye yaşayabileceği
gelir dağıtımını uygulayabilecek devlet idarecilerini, anlıyacağınız,
memleketi yönetenlerin vicdanlı, kendileri için değil, milleti, memleketi
için çalışan, Allah ile insanları aldatmayan, diktatörlerin yönetmediği,
cumhuriyeti istiyorum.
Ne mutlu Türk'üm diyene.
Not: ben 32 senedir yurt dışında yaşıyorum, burası dünyanın en demokratik
devletlerinden birisi ama,
Memleketim, milletim için kaygılanıyorum, üzülüyorum.
Gökhan Özçamur: Cumhuriyetin elit sınıfında dağatmayla değil;halkın isteğiyle olduğu bir cumhuriyet istiyorum.
Bir cumhuriyet istiyorum gökteki dogmatik bilgiyle değil; akıl ve mantık ışığında
Bir cumuriyet istiyorum yönetin sınıfının faşistlik yolunda olmadığı
Bir cumhuriyet istiyorum halkın kendi kayığından ziyade büyük kayığı düşündüğü
Bir cumhuriyet istiyorum çıkarların olmadığı kardeşliğin, barışın hüküm sürdüğü.
Mert Esin: Laik, akla ve bilime önem veren; Avrupa ülkelerindeki gibi sosyal refah devleti olan; her çeşit dini, felsefi, ideolojik görüşten insanın demokratik bir şekilde kendilerini ifade edebildikleri bir Türkiye Cumhuriyeti hayal ediyorum.
Özkan Çelik: Gezi gibi bir Cumhuriyet hayal ediyorum.
Seyyar Sıhhı Tesisatçı Volkan Çıtlak: Ekmeksiz yaşarım ama Cumhuriyetsiz asla...
Her vatandaşın özgün bir biçimde ayrım gözetmeksizin eşit,saygı ve sevgi çerçevesi içersinde yaşaması,özgürlüklerin kısıtlanmaması her ferd dilediğince düşüncesini ifade edebilmeli.Adalet kişilere özgü değilde her ferde eşit bir şekilde uygulanan bir sistem haline gelebilmeli;İdarecilerin kendi çıkarmış olduğu kanun ve nizama ilk önce kendilerinin uyması ve vatandaşa örnek olacak bir biçimde hareket etmesi gerek.
Ülkemizin Demokrasiyi çağ açıp çağ kapayan bir demokrasi anlayışı içersinde yönetilmesi dileğiyle.
Cumhuriyet Bayramınız Kutlu olsun...
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı