"İstediğimiz yargı bağımsızlığımızın zedelenmemesidir"
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Danıştay'a ilişkin söylediği "Ankara Büyükşehir Belediyesi'ni gelsin Danıştay yönetsin" sözlerine ilişkin "Biz söyleyeceklerimizi genel olarak söylüyoruz. İsteğimiz yargı bağımsızlığının geriye götürülmemesi ve zedelenmemesidir" dedi.
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, yasama, yürütme ve yargı organlarının birbirinin görev ve sorumluluklarına saygı duyması gerektiğinin altını çizerek, "Kuvvetler ayrılığı, yasama, yürütme ve yargıdan oluşan üç ana erkin birbirinden bağımsız olarak görev yapmasını öngören bir sistemdir. Bu sistemde yine Anayasamızın başlangıç kısmında belirtildiği gibi Anayasa'daki sıralama üstünlük sıralaması olmayıp, devletin işleyişinde bir işbirliğini gösteren bir sıralamadır" dedi.
Gerçeker, Ankara Barosu tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Spor Hukuku Kurultayı'nda yaptığı konuşmasına, spor hukukunun da Türk yargı sisteminin bir parçası olduğunu ifade ederek başladı ve yargı alanına ilişkin çeşitli değerlendirmelerde bulundu.
Temel hak ve özgürlüklerin en temel güvencesinin yargı bağımsızlığı olduğunu vurgulayan Gerçeker, yargı bağımsızlığının da en temel unsursunun tarafsızlık olduğunu kaydetti. Gerçeker, "Tarafsızlık olmadan bağımsızlık olması mümkün değildir. Bizim bütün çabamız yargı bağımsızlığını zedelenmemesidir. Yargı bağımsızlığının daha da ileri getirilmesidir. Bunun dışında bir düşüncemiz yoktur" şeklinde konuştu.
Gerçeker, "Türk demokrasisi çağdaş sistemlere paralel olarak gelişim göstererek, bugün demokratik laik sosyal devlet ilkesini benimsemiş, bu ilkelerin gereği olarakta kuvvetler ayrılığı ilkesini kabul etmiştir. Kuvvetler ayrılığı yasama, yürütme ve yargıdan oluşan 3 ana erkin birbirinden bağımsız olarak görev yapmasını öngören bir sistemdir. Bu sistemde yine Anayasamızın başlangıç kısmında belirtildiği gibi Anayasadaki sıralama üstünlük sıralaması olmayıp, devletin işleyişinde bir işbirliği gösteren bir sıralamadır" dedi.
Bina yapıldı ama personel yok
Türk yargısının bugün bir çok sorunla uğraştığını dile getiren Gerçeker, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yargının iş yükünü hafifletmek için çalıştıkları yönündeki açıklamalarına atıfta bulunarak şunları söyledi:
"Hakim savcı sayısı yetersizdir. İş yükü korkunç boyuta ulaşmıştır. Personel sayımız yetersizdir. Bir çok yerde güzel adliye binaları yapıldı. Ama bunlar yeterli olmadı. Bunlar geliştirilmelidir. Yanlış yapılan bazı şeyleri eleştirmemiz gerekir. Bunlar hiçbir zaman kurumların saygınlığını zedelememek için kullanılmamalıdır. Yargı bağımsızlığı zedelemek için kullanılmamalıdır. Anayasamızı temel ilkeleri her erkin diğer erkin Anayasa ile kendisine verilmiş olan görev ve sorumluluğuna saygı duyması gerekir. Bunları yapmazsak ülkemizi güzel günlere götüremeyiz. Hoşgörüsüz kavgalı bir topludan çıkmamız gerekiyor. Sporda da böyle olacaktır. Yargının her alanında böyle olacaktır. İdarenin bütün alanlarında böyle olacaktır."
"Spor toplumlararası iletişim aracıdır"
Gerçeker, sporun insanlık tarihi kadar eski bir olgu olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Spor, inanç ve kültür farklılıkları olan toplumları bir araya getirip, birlikteliklerini sağlayan evrensel bir unsur olup toplumlar arasında iletişim aracıdır. İnsanlık tarihin gelişmesiyle sporda da gelişmeler yaşanmıştır. Sağlıklı yaşamın gerçekleşmesi bakımından, spor önemlidir. Ayrıca spor ekonomi bir değer oluşturarak, endüstri haline gelmiştir. Spor yarışmalarının disiplinli bir şekilde yapılmasını sağlamak için spor hukuku da önemli gelişimler göstermiştir. Spor hukuku tüm sportif olayları ve bu olaylardan kaynaklanan ilişkileri düzenleyen bir bilim dalı olarak sporun belli kuralar çerçevesinde yapılıp yapılmadığını da inceler. Spor hukuku bu işlevi ile özel hukuku yanında ceza hukuku ile de ilişkilidir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 59. maddesi sporun kurumsal olarak devlet güvencesi altına almış olup, 3289 sayıl Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Teşkilatı ve Görevleri hakkında kanun temel yasa olarak spor teşkilatını düzenlemektedir. Bunun dışında bir çok yönetmelik ve talimatın yanında, Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri hakkında kanun, Spor Müsabakalarının Şiddet ve Düzensizliğin önlenmesine ilişkin kanun da bulunmakta ise de bunlar yeterli olmamakta spor alanında yasal düzenlemelere gereksinim duyulmaktadır. Rekabet ortamı içersinde gittikçe çoğaldığı gözlenen sporda şiddetin önlenebilmesi için daha fazla çalışılması gerekmektedir. Üniversitelerde spor hukukun bir bilim dalı olarak geliştirilmesi bu konuda yüksek lisans ve doktora programları oluşturulmalıdır. Bilindiği gibi ayrı bir yasa ile kurulmuş olan Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulunun yanında, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Teşkilatı ve Görevleri hakkında kanuna eklenen madde ile futbol dışındaki spor organizasyonlarının özerklik kazanması sağlanmış. Hemen hemen bütün federasyonlar özerklik kazanmıştır.
Tahkim Kurulu 7 asıl ve 7 yedek üyede oluşur. Üyelerin 5'i hukukçu 2'de sporda kariyer sahibi olması öngörülmüştür. Tüm spor camiasının itirazlarını inceler ve sonuçlandırır. Tahkim Kurulu itiraz üzerine Genel Müdürlük ile federasyon ile federasyonların birbirleri arasında çıkan ihtilafları inceleyerek, sonuçlandırır. Bugüne kadar Tahkim Kurulu çok nitelikli arkadaşlarımızdan oluşmuş ve tam bağımsızlık ilkesine bağlı olarak görevini yapmıştır. Ayrıca, spor hukuku uluslararası nitelikte taşımaktadır."
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı