Kaderin böbrek cilvesi... Fedakâr eşinin yardımıyla hayata döndü

Yıllarca böbrek hastalıklarıyla mücadele için eğitimler verip sahada çalışan Türk Böbrek Vakfı’nın (TBV) Mütevelli Heyet Üyesi ve Tekirdağ Diyaliz Merkezleri Koordinatörü Ali Arda (60) bir anda kendini işin hasta tarafında buldu. Böbrek yetmezliği teşhisi konulan Ali Arda eşi Ceyda Arda’dan nakledilen böbrekle tekrar yaşama bağlandı. Arda, “Yıllarımı böbrek hastalıklarıyla mücadele için adadım ama sonunda ben de böbrek hastası oldum. Eşimle bir ömrü paylaştık şimdi böbrekleri de paylaşıyoruz” dedi.

İlk sinyal: Tansiyon

Ali Arda, yıllar önce Suudi Arabistan’da geçirdiği trafik kazasından sonra yüksek tansiyonu olduğunu öğrendi. Hastalığının böbrek sağlığı üzerindeki etkisini bildiği için ilk başlarda bunu önemseyen Arda, günlük koşuşturmanın içinde doktor kontrollerini aksatmaya başladı. Baş ağrıları için doktora sormadan ilaç aldığını ve bunun bir alışkanlık haline geldiğini anlatan Arda, “Yüksek tansiyonumun olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım. Çünkü yüksek tansiyonun hiçbir etkisini hissetmedim. Belki de bundan dolayı ihmal ettim. Yıllar sonra kontrol için doktora gittiğimde idrarımda protein kaçağı belirlendi yani ben de artık böbrek hastasıydım” dedi.

‘Bir şey olmaz dedim’

Arda’ya 9 yıl önce böbrek biyopsisi yapılmasına karar verildi. Biyopsi sonucunda, sorunun yalnızca yüksek tansiyona bağlı olmadığı Arda’nın çocukluğunda ya da daha sonra farkına varmadan böbrek rahatsızlığı geçirdiği ortaya çıktı. Tansiyon ve kreatin değerleri takibe alınan Arda, diyet ve ilaç tedavisine başladı. “Bana bir şey olmaz” diye düşündüğünü anlatan Arda, kendisini iyi hissettiği için zaman zaman diyetinde ve ilaçların kullanılmasında kaçamaklar yaptığını söyledi.

‘Ayaklarım büyüdü’

Yapılan son tahlillerinde böbreklerindeki rahatsızlığın ilerlediği görülen Arda’ya doktorları diyaliz ya da böbrek nakli için hazırlıklı olmasını söyledi. Arda, şöyle devam etti: “Yıllarca böbrek hastalıklarına karşı çalıştım. Yüzlerce kez bu konuda eğitim verdim, diyaliz merkezimizdeki hastalarımızla aile gibiydik. Kendimi bir anda olayın hasta kısmında buldum. Böyle bir şey beklemiyordum. Her şey yolunda gidiyordu işim, meşguliyetlerim, ilgilenmem gereken şeyler vardı. Öte yandan vücudum alarm vermeye başladı. Sabah kalktığımda vücudumda ödem oluşmaya başladı, ayaklarım şişti. Kendimi sürekli yorgun ve halsiz hissediyordum. Ayakkabı numaram bile bir numara büyümüştü. Bu hastalığın ihmale gelmeyeceğini bildiğim halde, kontrolleri aksattım, tuzdan vazgeçmedim, en küçük bir ağrıda ağrı kesicileri bilinçsizce tükettim, günde 1-2 bardak suyu zorla içtim, aslında kaçınılmaz sonu kendi kendime hazırladım. Bu duruma gelen hasta için artık son iki çıkışa varmıştım. Diyaliz ya da organ nakli.”

Tereddütsüz

Eşi Ceyda Arda ise “Ali’nin diyaliz ya da böbrek nakli konusunda karar vermesi gerekiyordu. Benimle uzun uzun konuştu ama ben hiç tereddüt etmeden böbreğimi vermek istediğimi söyledim. Onun diyalize girmesini istemedim” dedi.

Bağış çok az

Ameliyatı gerçekleştiren Memorial Hizmet Hastanesi Üroloji ve Böbrek Nakli Uzmanı Op. Dr. Mert Altınel ve Op. Dr. Serkan Akıncı, şunları söyledi: “Türkiye’de ne yazık ki yeterli bağış olmadığı için kadavradan organ nakli çok az gerçekleşiyor. Nakiller daha çok akrabalar arasında canlıdan canlıya yapılıyor. Ceyda Hanım böbreğini vererek eşinin hayatını kurtardı. Böbrek yetmezliği bazen tipik belirtilerle bazen de sessizce gelebiliyor. En küçük işaretin bile dikkate alınması ve bu konuda uzman bir doktora başvurulması hayati önem taşıyor.”