Kadınlardan Avrupa öyküleri

Kadın Öykülerinde İstanbul kitabıyla başlayan seçki dizisi, Kadın Öykülerinde Ankara, Kadın Öykülerinde Karadeniz ve Kadın Öykülerinde İzmir kitapları ile sürdü. Şimdi de Kadın Öykülerinde Avrupa'da bir araya gelen yirmi dört kadın yazar, öyküleriyle ilmek ilmek başka kentlere, başka dünyalara ait yeni izlenimler sunuyor.

Kadınlardan Avrupa öyküleri
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.06.2010 - 08:46

Bir kenti yalnızca yazılı metinler ve görsel belgeler anlatmaz. Edebiyatın etkisi kimi zaman bir fotoğraftan çok daha çarpıcıdır. Sessiz sakin caddelerin, yüzyıllar öncesine ait yapıların veya bir havalimanının anlatacağı daha çok şey vardır belki...

Gültekin Emre'nin hazırladığı ve uzun bir yolculuğun ardından ortaya çıktığı hemen belli olan Kadın Öykülerinde Avrupa'da, on öykü daha önce yayımlanmışlar arasından seçilmiş. 1960'lı ve 1970'li yıllarda başlayan göç olgusuyla Avrupa denildiğinde aklımıza gelen klasik dönemden, on dört yazar ise günümüzde, değişen ve gelişen bakışımızı yansıtan ve geniş bir coğrafyanın zenginliğini içeren yeni öyküleriyle katılmış. Aslında kitap hem Batı hem de Doğu; hem Anadolu hem de Avrupa.

Kronolojik olarak eskiden yeniye sıralanmış olan öykülerden bazılarının konularına göz atacak olursak: Leyla Erbil'in, 'Tanrı' adlı öyküsü, Avrupa'nın taşının toprağının altın olduğu düşünülen yıllardan geride kalanların trajedisini ele almış. Gülten Dayıoğlu, 'Geriye Dönenler'de dönenlerin sorunlarını öne çıkarmış. Yeni ülkeler, yeni mekânlar, yeni aşkları da doğurdu. 'Alte Liebe: Küçük Akşam Müziği'nde düşlere dalıp gidiyor Tomris Uyar karşısındakilere bakarken.

Tezer Özlü, belirgin çelişkileriyle Nis'teki 'Diskotek Brazil'in atmosferine davet ediyor bizi. Aysel Özakın, 'Berlin'de mi Yaşlanacağım?'da Büyükada'dan ve Berlin'den görüntülerle alışamamayı paylaşıyor bizlerle. Feride Çiçekoğlu Londra metrosunda günlük yaşamın anlarına yansıyan bir duygu akışı sergiliyor, öyküsünün adı 'Lap-top.' Buket Uzuner, Frau Adler ve Berlin Treni'nde karşısına oturan yolcunun öyküsünün içinde buluyor kendisini. Yaşlı Alman kadının ölen kocasının bıraktığı boşluğu doldurmasının coşkusuna tanık oluyoruz. Kitaba daha önce yayınlanmış öyküleriyle katılan diğer yazarlar ve öykülerinin adları ise: Suzan Samancı 'Kırılgan Kent', Erendiz Atasü 'Suyun Karanlık Çekimi' ve Yasemin Yazıcı 'Dev'in Kalbinde Sanrılar.'

Zeynep Avcı 'Kısa Öyküler- Gurbetin Çırakları', Semra Aktunç 'Bir Exeter Penceresinde Akşam', Feyza Hepçilingirler 'Stephan'ın Dükkânı', Işıl Özgentürk 'Hadi Cesaret Bu Hikâyeyi de Anlat!', Ayşe Kilimci 'Treni Beklerken', Nurhayat Bezgin 'Güzelim Memleketlim', Zerrin Koç, 'Peynir Varsa Yeterli', Handan Öztürk 'Kar ve Çöl Savrulmaları', Selma Sancı 'Bitmeyen', Mine Söğüt 'Vicdansız Bir Memlekette Öldüm Ben', Müge İplikçi 'Yolculuk', Hatice Meryem 'Londra'da Beş Parasız Beş Gün', Menekşe Toprak 'Fotoğraftaki Yüz' ve Karin Karakaşlı 'Şehir Matruşkaları' başlıklı öykülerini bu seçki için yazmış.

Rotalarını bu kez Avrupa'ya çeviren kadın yazarlar, yabancı bir ülkede karşılaşılan sıkıntılardan kaçak işçiliğe, şaşkınlıklardan her yeri saran ekonomik krize, İstanbul'da kalmak isteyen yabancıdan yıllar sonra karşılaşan sevgiliye, bitmeyen özlemlerden geriye uzanmalara, değişmediğini düşünüp değişenlerden mutsuz evliliklere, gurbet duygusundan ayakta kalma çabasına yeni gözlemler etrafında biçimlenen birer yerli öykü oluşturmuş.

Herbiri, öyküsüne kentlerin sosyal ve coğrafi rengini de katmış. Başta Berlin olmak üzere, Londra, Paris, Cenevre, Hollanda ve Viyana'da kültürler ve tarihler arasında geziniyoruz. Trenler, uçaklarla yolculuklara çıkıyoruz. Her birinde farklı bir kentin atmosferi ve yaşam biçimi etrafında kurgulanan öyküler doyumsuz bir okuma lezzeti sunuyor.

Kimi zaman ıssız kıyıların kül rengi örtüsünü kimi zaman metropollerin cangılını ele alan öyküler, kişiler, temalar ve onlara yaklaşma biçimiyle de kendine özgü. Kitabın en çekici özelliği, kadınların öykülerini duyarlılıklarından ve gündelik yaşamın ayrıntılarından süzülen, bir kültürün insanlarıyla duygularını harmanlayarak dillendirmesi.

Kitapta, düşle gerçek, hayıflanmalar ve ikilemler, savrulmalar ve pişmanlıklar, tedirginlik, aşk, belirsizlik ve hesaplaşmalarla öyküden öyküye farklı kültürler ve yaşamlarla yüzleşirken bildiğimiz ve bilmediğimiz Avrupa'yla karşılaşıyoruz.

Nehirleriyle, parklarıyla, sokaklarıyla, garları, havaalanlarıyla, mekân ve kişilere ait görüntülerle dokunaklı, hüznümüzü tetikleyen, kalabalıklar içinde nasıl ağır bir yalnızlığın omzumuza çökebileceğini bize hatırlatan, samimi diliyle kendini okutan öyküler hepsi.

Kadın Öykülerinde Avrupa, bu seçki için bir araya gelen yirmi dört yazarın üslubuyla tanışmak ya da yeniden buluşmak için bir fırsat.

Kadın Öykülerinde Avrupa/ Yayıma Hazırlayan: Gültekin Emre/ Sel Yayıncılık/ 200 s.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler