"Kağıt parçasını hazırlayanı bulun"

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' olduğu iddia edilen belgenin "bir kağıt parçası" olduğunu belirtti. Bazı grupların TSK'yi yıpratmak amacıyla sistemli olarak hareket ettiğini ifade eden Başbuğ, "TSK'nin üzerinden elinizi çekin" dedi. Başbuğ, "Kağıt parçasını hazırlayı bulun" diyerek sert çıktı.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.06.2009 - 07:59

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Taraf gazetesi tarafından yayınlanan ve TSK tarafından hazırlandığı iddia edilen belgeyi "kağıt parçası" olarak tanımladı. Orgeneral Başbuğ, "Hukuk açısından yaşadığımız olayda bugün gelinen noktada, iddia edilen belgenin bir kağıt parçası olduğu, yani bir belge olmadığı Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından ortaya konulmuştur" dedi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı'nda yaptığı basın toplantısında sert açıklamalarda bulundu. Konuşmasına dünyadaki, bölgedeki gelişmeleri anımsatarak balatan Orgeneral Başbuğ, şöyle dedi:

"Türkiye'de etrafımızda ve dünyada cereyan etmekte olan gerçek olaylara bakarsak ciddi birçok sorunun bulunduğunu ve yaşandığını görürüz. Dünya ülkelerinin hemen hemen hepsi küresel ekonomik kriz ve bu krizin doğurduğu ekonomik ve sosyal sorunlarla boğulan Türkiye, terör ve bölücü terörle uğraşmaya devam etmektedir. Çevremizde, İran, Afganistan ve Pakistan'da ciddi olaylar yaşanmaktadır. Kıbrıs görüşmeleri de bir taraftan sürmektedir."
 

"Kağıt parçası"

"Türkiye neredeyse iki haftadır Genelkurmay Askeri Savcılığı'nın elinde bulunan topladığı ve talep ettiği bütün bilgiler çerçevesinde yürüttüğü hazırlık soruşturması neticesinde ulaşmış olduğu kararla ortaya çıkan bir kağıt parçası etrafında gereğinden fazla enerjisini tüketmiş, harcamıştır. Ayrıca yargı sürecini sabırla ve sükunetle bekleme basireti de gösterememiştir. Her şeyden önce bunlardan dolayı biz TSK olarak üzgünüz. Şu anda elimizde olan hukuki anlamda bir kağıt parçasıdır. Yargıtay içtihadına göre belge hukuki hüküm ifade eden bir hakkın doğmasına ve bir olayın kanıtlanmasına yarayan bir yazıdır. 12 Haziran günü belge olduğu iddia edilenin bir gazetede yer alması yazılanların ciddi olması ve TSK'nin hedef alındığının görülmesi üzerine hiç zaman kaybedilmeden belge olduğu iddia edilenin gerçekten belge olup olmadığının hukuk ve yargı yoluyla ortaya çıkarılması için Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından soruşturmaya başlanmıştır. Bu durumda bizim tarafımızdan yapılması gereken tek ve doğru hareket tarzı budur. Soruşturma aynen adli yargı teşkilatı içerisindeki Cumhuriyet Başsavcılığı gibi anayasal teminatlar altında bağımsız bir şekilde yargısal faaliyetlerde bulunan Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından yürütülmüştür. Karar da yine bu makama aittir."


TSK yıpratılıyor

"Askeri Savcılık kanunlar çerçevesinde incelenmesi gereken tüm hususları mevcut bilimsel ve teknik imkanlarını kullanarak bu karara ulaşmıştır. Askeri savcılığın verdiği kararı beğenebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz. Ancak bu karara karşı saygısız ve küçümseyici tavırlar içine giremezsiniz. Bu tür davranışlar askeri yargıyı küçültmez, bu tür davrananları küçültür. Son dönemde örgütlü olarak gerçekleştirildiği değerlendirilen kurgulanmış bazı olaylar TSK'yi yıpratma ve karalama kampanyasına dönüştürülmektedir."

Başbuğ, TSK tarafından hazırlandığı iddia edilen "İrticayla Mücadele ile Eylem Planı" başlıklı belgenin, Türk Silahlı Kuvvetlerini "yıpratma ve karalama" amacı ile düzenlediğini söyledi. "Kağıt parçası" olarak tanımladı belgenin, kimler tarafından, ne amaçla hazırlandığının orta çıkarılması görevinin ise devletin istihbarat organları ile ilgili yargı organlarına düştüğünü ifade ederek, bunun yerine getirilmesini istediğini belirten Orgeneral Başbuğ şöyle devam etti:

"Çünkü bu konunun önemli olduğunu düşünüyorum, çünkü bu ve buna benzer olayları devlet, millet ve ordu içinde fitne ve fesat çıkartma eylemleri olarak görüyoruz. Daha öncede ifade ettiğim gibi Türk Silahlı Kuvvetleri demokrasi ve Atatürk ilklerine bağlıdır ve saygılıdır. Herhalde bugüne kadar göstermiş olduğumuz tavır ve davranışlar da sözlerimizin doğruluğunu teyit etmektedir. Bu ilkelere aykırı düşünce içinde olan davranışlarda bulunan ve bulunabilecek personelini Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde barındırmaz. Bunu kim söylüyor? Bunu Anayasamızın 117. maddesine göre Türk Silahlı Kuvvetlerinin Komutanı olan Genelkurmay Başkanı olarak ben söylüyorum. Artık Türk Silahlı Kuvvetlerinin komutanı olan Genelkurmay Başkanının bu ifadesi en büyük teminattır daha bunun dışında başka şeyler aranmasının anlamını anlayamıyorum."

 

"TSK üzerinden kendiniz siyasi olarak tanımlamaktan vazgeçin"

"Bakın bütün bu söylemlere rağmen Türk Silahlı Kuvvetleriyle artık hiçbir haklı neden, haklı bir gerekçeye dayanmadan çeşitli nedenlerle ve çeşitli şekillerde darbe ve muhtıra söylemlerinde bulunanların iyi niyette olmadıklarını ve halkımızın da artık bu söylemlerden usanmış olduğunu düşünüyorum. Onun için Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komutanı olarak açıkça söylüyorum ki, artık Silahlı Kuvvetleri üzerinden elinizi çekiniz. Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinden kendinizi siyasi olarak tanımlama düşüncesinden ve gayretinden vazgeçiniz.

Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı medya üzerinden asimetrik bir psikolojik harekat yürütmeye son veriniz. Türk Silahlı Kuvvetleri tarihsel misyonu, kurumsal kültürü, devlet adamlığı ve tecrübesinin gereği olarak kendisine karşı asimetrik olarak medya üzerinden yürütülen psikolojik harekata, her zaman ve özellikle kamuoyu önünde cevap vermekten kaçınmaktadır."


Türk Silahlı Kuvvetleri olarak kendilerine askeri okullarda "akıllı insan her şeyin farkına varır. Akılsız insan ise her konuda fikrini söyler"in öğretildiğini ifade eden Başbuğ, "Bu nedenlerle bizlerin olayları takip etmediği, Anayasa çerçevesinde gereken yer ve zamanda rahatsızlıklarınızı diye getiremeyeceğimiz şeklindeki değerlendirme doğru değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri hiçbir gerçeğe dayanmayan hukuk dışı davranışlarla yıpratılması faaliyetlerinin devam ettirilmesi faaliyetlerine katlanamaz. TSK bütünlüğüne zarar veren her türlü dış tehdide maruz bırakılmasına seyirci kalamaz" dedi.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bütünlüğünün korunması ve haksız yere yıpratılmasını aynı zamanda ülkenin bir vefa borcu olarak gördüğünü dile getiren Başbuğ şunları dedi:
"Bu iyi anlaşılsın istiyorum. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bütünlüğünün korunması ve haksız yere yıpratılması sadece Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sorunu değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde oynanan ve oynanacak oyunlar bizim görev ve sorumluluklarımızı yerine getirme kararlılığımızı engelleyemez. Böyle bir beklenti içinde olunmasın, daha önce ifade ettiğimiz gibi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin güvenlik boyutunda ilgilenmek zorunda olduğu ülke konularına ilişkin görüş düşünce tekliflerimizin yasal çerçevede ilgili makamlarına iletmeye devam ediyoruz. Tahriklere kapılarak kamuoyu önünde tartışmalara girmeyi uygun bulmuyoruz. Bu çerçevede son yaşanan olayları da önümüzdeki hafta yapılacak MGK'ya getireceğiz. Benim başlangıç olarak sizlere söylemek istediğim hususlar bunlardır."
 

"Soruşturma tekrar açılabilir"

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanlığı'nda yaptığı basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gazetecilerin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Genelkurmay Başkanlığı'nın Taraf Gazetesi'nden yayınlanan irtica planına ilişkin bir çalışma yürüttüğüne inandığı yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Başbuğ, "TSK'de demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine aykırı düşünce içinde olan davranışta bulunan personel bulunmadığını TSK'nin komutanı olarak açıkça ifade ettim" yanıtını verdi. Bu tür bir şeyin olması durumunda Genelkurmay Başkanlığı'nın "gerekeni anında yerine" getireceğini söyleyen Başbuğ, "Başka yerlerden de işaret almaya da gerek yoktur" dedi.

"Askeri mahkemelerle ilgili söylenenler çok çirkin"

Bugüne kadar yaşanan süreçte neler oldu, neler yapıldı, bundan sonra neler olabileceğine yönelik soruların sorulduğuna işaret eden Orgeneral Başbuğ, konuyu doğru anlayabilmek için askeri mahkemelerin yetki ve sorumluluklarının ne olduğunun anlaşılması gerektiğin söyledi. Yapılan açıklamaların, "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi" olunduğunu ortaya koyduğunu savunan Orgeneral Başbuğ, Askeri Yargı Usul Kanunu'nun 9. maddesine göre askeri kişilerin, askeri suçların, askeri mahallerde, askerlik hizmetleri ile ilgiliyse buna bakacak olan yargı makamının askeri yargı olduğunu ifade etti. Orgeneral Başbuğ, şunları söyledi:

"Söz konusu iddia da nedir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdi askeri yargı. Genelkurmay karargahında işlendiği belirtiliyordu. Ama bu kadar açıkken, askeri mahkeme mi yoksa sivil mahkemede mi olacağını iştigal etmek, abesle iştigal etmektir. İkincisi askeri mahkemelerle ilgili olarak yanlış değerlendirmeler yapılıyor. Bazı akademik unvana sahip olan kişiler, artık dünyada Avrupa'da askeri mahkemelerin kalmadığını söyleyecek kadar cahilce beyanlarda bulunuyor. Askeri mahkemeler bugün geçerli. Avrupa ülkelerinde İngiltere, Belçika, İtalya, Lüksemburg, İspanya Yunanistan olan ülkeler. Türkiye'de askeri mahkemelerin olmasını yargının iki başlı olduğunu iddia eden ve kaldırılmasını isteyenler, kamuoyuna bunu söylerken, şunu da söylemeleri lazım. 'Ama AB'de şu ülkelerde askeri mahkeme var' demeliler. Bunu söylemiyorlar. Bunun dışında bakın. ABD'de de var, Rusya'da da var, İsrail'de de var. Olmayan bazı ülkeler yok mu, var. Ama burada önemli olan bu askeri mahkemelerin olup olmamasının o ülkenin ihtiyaçları tayin eder. 'Efendim, askeri mahkeme tarafsız mı değil midir' İddiaları çok çirkin, Bu devlete, anayasa ve hukukumuza saygısızlıktır. Bu askeri mahkemeler çatı mahkemeleri mi, anayasal mahkeme. Siz nasıl böyle tanımlarsınız."
 

"Savcının kararına saygı göstermek zorundasınız"

Askeri mahkemelerin bağımsız olduğunun altını çizen Orgeneral Başbuğ, şu anda askeri mahkemelerde hakim ve subayların bulunduğunu; bir süre önce Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nin askeri mahkemelerde subay bulunmasının anayasaya aykırı olduğu düşüncesinden anayasa mahkemesine dava açtığını anımsattı. Orgeneral Başbuğ, soruşturmanın askeri mahkemelere verilen emirle açıldığı yönündeki iddialara da dikkat çeken Başbuğ, söz konusu soruşturmanın ise olayın ortaya çıkmasından yarım saat sonra açıldığının altını çizdi. Orgeneral Başbuğ, "Onu da ifade edebilirim ki, artık soruşturmanın açılması kıta komutanını soruşturma emri vermesi ile olmaz. Savcı gerek görürse derhal açılır. Bu savcının verdiği kararı beğenmeyebilirsiniz ama saygı göstermek zorundasınız" dedi
 

"Hukuk için her şeye göğüs gerdik"

Söz konusu "gerçekler" bulunurken kere askeri mahkemelerin suçlanmasının gerçek dışı ve mantığa aykırı olduğunu söyleyen Orgeneral Başbuğ, "12 Haziran günü bu haberin ardından askeri savcılıkta soruşturma başlatıldı. Soruşturmaya başladığı andan itibaren bu belgenin bulunduğu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile işbirliği yapıldı. Benim nezdimde. Bizim amacımız bu belge doğru mu değil mi onu bulmaktı. Savcılığa ne dedik, elinizde ne kadar bilgi varsa bununla ilgili iş birliği koordinasyon yapıldı. Ve ne kadar sürdü soruşturma 12 gün sürdü. Bir taraftan diyeceksiniz ki; soruşturma yetersiz, bir taraftan da niye 12 gün sürdürdünüz diyeceksiniz. Bu kadar çelişki olur. Elbette Genelkurmay Askeri Savcılığı hukuk kuralları çerçevesinde yapması gereken her şeyi en ince noktasına kadar yapmıştır. Genelkurmay Başkanlığı karargahı da üzerine düşeni yapmıştır. Belki de, kamuoyunun bu konuya ilişkin sabırsızlıkla cevap beklemesine rağmen ve aleyhimizde bazı noktalara getirmesine karşın bunu göğüsledik. Ne için, hukuk için" dedi.
 

"Bu belgeyi kimler hazırladı, bulunmasını istiyoruz"

Orgeneral Başbuğ, söz konusu "kağıt parçasına" ilişkin askeri savcılığını kocuşturmaya gerek olmadığı kararı verdiğini söyleyerek şunları söyledi:

"Bu karar kesin değildir, hukuk devletiyiz. Önemli olan şudur. Bu belgenin doğru olma ihtimaline ilişkin yeni delil, bilgi, emare çıkarsa elbette bu kovuşturma tekrar açılabilir. Yargı makamı farklı olur. Altını çiziyorum; şartlarda değişiklik olmazsa elbette kovuşturmaya yer olmadığı kararı kesin olmadığı için elbette soruşturma açılır. TSK olarak bizim her şeyimiz açıktır, hukuka saygılıyız ve açığız. Hiçbir olayı örtbas etme gibi öyle bir durumumuz ne vardır ne de riayetimiz vardır. TSK olarak delil koklama üzerinde yetki ve sorumluluğumuz yoktur. Bu konu bu şekilde net olarak ifade ettiğimi sanıyorum. Özet olarak, şu ana kadar bize ulaşan bilgi, delil çerçevesinde gerek Genelkurmay, gerekse Genelkurmay Askeri Savcılığı olarak üzerimize düşen görevi yerine getirdik. Bizim istediğimiz şudur. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, belgenin gerçek olmadığı noktasından hareketle, bu kağıt parçası kimler tarafından, ne amaçla hazırlanmış bunu bulun. Bu açıdan Genelkurmay askeri Savcılıkta görevsizlik kararı vererek dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Bu belgenin kimler tarafından, ne maksatla hazırlandığının bulunmasını istiyoruz İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan. Yoksa, bu belge doğrumuydu, yanlış mı, noktasının açıklığa kavuşturulmasını şu anda istemiyoruz."

FOTO GALERİ İÇİN: http://www.cumhuriyet.com.tr/?im=galeri&kid=324&sn=1#sd


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon