Kamu Yararına Çalışan Dernekler

Kamu Yararına Çalışan Dernekler
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.01.2009 - 07:20

Anayasamızın 33. maddesine göre derneklerin kanunun öngördüğü hallerde hâkim kararıyla kapatılabileceği veya faaliyetten alıkonulacağı genel ilkeydi. Gecikmesinde sakınca bulunan özel durumlarda ise kanunla yetkili kılınan merci tarafından alınacak kararın yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulacağı, hâkimin kararını kırk sekiz saat içinde açıklayacağı, aksi halde bu idari kararın kendiliğinden yürürlükten kalkacağı öngörülmüştür.

Günümüzde demokratik bir sistem kurabilmek için toplumun değişik kesimlerinin örgütlenmesi bir zorunluluktur. Demokratik olmayı isteyen toplumlarda sivil toplum örgütlerinin varlığı kaçınılmazdır. Demokrasinin tüm kurallarıyla egemen olabilmesi, diğer şartlar yanında etkili ve başarılı sivil toplum örgütlerinin varlığına bağlıdır. İnsanlar yaşadıkları topluma karşı sosyal sorumluluklarını ancak örgütlenerek yerlerine getirebilirler.

Şimdi yürürlükten kaldırılmış bulunan 2908 sayılı Dernekler Kanunu; örgütlenme özgürlüğüne ve dernek kurma hakkına bir güvenlik sorunu olarak yaklaştığı için bu bakış açısı nedeniyle devlet ile sivil toplum kuruluşları arasında güvensiz bir ortam yaratmaktaydı. 2908 sayılı yasayı yürürlükten kaldıran ve halen yürürlükte bulunan 5253 sayılı Dernekler Kanunu, devlet ile sivil toplum kuruluşları arasında güven ortamının kurulması ve işbirliğinin geliştirilmesini öngörmekteydi.

Yani artık dernekler devlet tarafından sürekli olarak takip edilen kuruluşlar değil, destek gören ve güvenilmesi gereken, demokrasinin vazgeçilmez unsurları sayılacaktı. Ayrıca Avrupa Birliği genişleme sürecinde dernek kurma hakkının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesine uygun düzenlenmesi söz konusuydu.

Yukarıda yapılan özet açıklamalara karşın 5253 sayılı Dernekler Kanununun 27. maddesiyle iki yılda bir yapılan denetlemelerinde kamu yararına çalışan derneklerin organlarında görev alan üyeler veya ilgili personelin ağır hapis veya ağır para cezası verilmesini gerektiren suçları işlediğinin tespit edilmesi halinde geçici bir önlem olarak İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırılmaları düzenlenmiştir.

Maddenin son cümlesinde ise Görevden uzaklaştırılanların yerlerine kesin hükme kadar, öncelikle dernek üyelerinden olmak üzere görevlendirme yapılır denilmekteydi.

Anayasamızın 33. maddesine göre derneklerin kanunun öngördüğü hallerde hâkim kararıyla kapatılabileceği veya faaliyetten alıkonulacağı genel ilkeydi. Gecikmesinde sakınca bulunan özel durumlarda ise kanunla yetkili kılınan merci tarafından alınacak kararın yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulacağı, hâkimin kararını kırk sekiz saat içinde açıklayacağı, aksi halde bu idari kararın kendiliğinden yürürlükten kalkacağı öngörülmüştür.

Anayasamızın 13. maddesinde de temel hak ve özgürlüklerin özlerine dokunulmaksızın yalnızca anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen nedenlere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamanın anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeni ve laik cumhuriyetin gereklerine ve ölçülürlük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir.

Ayrıca 2553 sayılı Dernekler Kanununun 4. maddesinde de her derneğin bir tüzüğü olacağı ve bu tüzükte genel kurul, yönetim kurulu ile denetim kurulunun nasıl seçileceği, asil ve yedek üyelerin sayısının tüzükte belirleneceği açıklanmıştır.

Bakanlar Kurulu yetkili

İşte bu nedenlerle Anayasa Mahkemesi 2005/8 Esas, 2006/2 Karar sayılı hükmüyle, 5253 sayılı Dernekler Kanununun 27. maddesinin 3. fıkrasının son cümlesini anayasanın 13. ve 33. maddelerine aykırı bularak iptal etmişti. 5253 sayılı Dernekler Kanununun 27. maddesinin 4. fıkrasında Kamu yararına çalıştıklarına karar verilen dernekler, denetimler sonucunda bu niteliklerini kaybettikleri tespit edilirse 1. fıkrada öngörülen usulle haklarında alınan kamu yararına çalışan derneklerden sayılma kararı kaldırılırdenilmektedir. 27. maddenin 1. fıkrası, kamu yararına çalışan derneklerin ilgili bakanlıkların ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine İçişleri Bakanlığının teklifi ve Bakanlar Kurulu kararıyla tespit edileceğini öngördüğü için, kamu yararına çalışma niteliklerini yitirdiklerine ve kamu yararına sayılma kararını kaldırmaya Bakanlar Kurulu yetkili olmaktadır. İşte bu düzenleme de bize göre anayasanın 13. ve 33. maddelerine aykırıdır.

Kamu yararına sayılma kararının kaldırılmasının yargı kararı yerine Bakanlar Kurulu kararıyla olabilmesi, dernek kurma özgürlüğüne aykırıdır.

Bizim burada sonuç olarak üzerinde durmak istediğimiz husus, 5253 sayılı Dernekler Kanununun 27. maddesinin 3. fıkrasının iptal edilen son tümcesi yerine kabul edilen yeni düzenlemenin de anayasamıza aykırı oluşudur.

Dernekler Yasasına eklenen 5919 sayılı 08.06.2006 günlü yasanın 1. maddesi Dernek merkezinin bulunduğu ilin valisi, görevden uzaklaştırılma kararının derneğe bildirilmesiyle eş zamanlı olarak görevden uzaklaştırılan organların yerlerine; Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre dernek merkezinin bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesinden kayyum atanmasını ister. Mahkeme bir hafta içinde öncelikle dernek üyeleri arasından görevden uzaklaştırılanların sayısı kadar kayyum atanmasına karar verir ve bu kararda kayyumun görev ve yetkileri ile dernek tarafından kayyuma verilecek ücret de belirtilir. Kayyumun görevi dava sonucu verilen hüküm kesinleşinceye kadar devam eder. Çeşitli nedenlerle boşalan bu kayyumlukların yerine aynı usulle yeni kayyum atanır kuralını getirmiştir.

Buna göre kamu yararına çalışan derneklerin organlarında görev alan üyeler ve ilgili personelin ağır hapis veya ağır para cezası verilmesini gerektiren suçları işlediğinin tespit edilmesi halinde geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırıldıklarında, yerlerine önceki yasada kesin hükme kadar İçişleri Bakanlığınca görevlendirme yapılırken, şimdi bu görev dernek merkezinin bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesine verilmiştir. Gerek önceki düzenlemede ve gerekse Anayasa Mahkemesinin kararından sonra yeni kabul edilen ek fıkradaki kurala göre görevden uzaklaştırılanların yerlerine atananların görevlerinin, görevden uzaklaştırılanlar hakkında açılan davaların sonucunda verilecek hükmün kesinleşmesine kadar süreceği açıkça belirtilmiştir. Kendisi iki yıl için seçilen bir görevlinin bu süre sonunda sıfatı sona erse bile hakkında dava açılmışsa yerine atanan kayyumun süresi, açılan davaya ait kararın kesinleştiği tarihe kadar olacaktır”.

Bu düzenlemeyle uzun yıllar kendi iradesiyle, kendi tüzüğünde belirtilen yöntemlerle organlarında çalışacak üyelerini seçemeyen derneklerce anayasamızdaki dernek kurma özgürlüğünün özünün zedelendiği ve Dernekler Kanununun 4. maddesine göre kamu yararına çalışan derneklerin organlarının seçimlerini yapmalarının engellendiği kanısındayız.


İzzet DOĞAN İstanbul Hâkimi


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler