KCK'de tahliye yok (18.10.2010)

PKK'nın gizli şehir yapılanması KCK'ya yönelik operasyonlarda gözaltına alınan 103'ü tutuklu toplam 151 sanık, bugün hakim karşısına çıktı. İlk gün tahliye çıkmazken duruşma yarına ertelendi.

KCK'de tahliye yok (18.10.2010)
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.10.2010 - 07:04

PKK'nin gizli şehir yapılanması Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi'ne (KCK/TM) davası ilk duruşması Diyarbakır Adliyesi'nde görüldü.

Duruşmada 103 tutuklu sanık ile aralarında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş'ın da bulunduğu tutuksuz 48 sanıktan 19'u hazır bulundu. Yurdun çeşitli bölgelerindeki barolara kayıtlı 260 avukat da duruşmaya katıldı.

Mahkeme heyeti, ilk önce duruşma salonunda bulunan sanıkların tespiti için yoklama yaptı. Adı okunan tutuklu sanıklar, Kürtçe olarak salonda bulunduklarını belirttiler. Sanıklar Kürtçe savunma yapmak istediklerini mahkemeye bildirdiler.

Dicle: Ana dilde savunma bir haktır

Sanıklar adına söz alan tutuklu sanık kapatılan DEP'in eski milletvekili Hatip Dicle, demokratik bir ülkede bir halkın temsilcilerinin legal siyaset yaptıkları için yargılanmaması gerektiğini savundu.

Dicle, şöyle konuştu: “Anadilde savunma doğal bir haktır. Bu hak adil yargılanmanın bir parçasıdır. İnsanlar en iyi şekilde ana dilinde kendilerini ifade edebilir. Biz bunu kesinlikle mahkemeye dayatmıyoruz.

Bu ülkenin resmi dili Türkçe'dir. Biz bunu benimsemişiz. Kardeş Türk halkının dilini benimsemişiz. Adil yargılama ilkesine göre mahkemenin de bize anlayış göstermesini istiyoruz."


Sanık Dicle, Lozan Antlaşmasının bazı maddelerini de mahkemeye örnek olarak gösterdi.

Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi içinde hazırlanan özel odada, özel yetkili cumhuriyet savcısı tarafından 7 ayda hazırlanan 7 1500 sayfalık iddianamede, kapatılan DTP'nin 28 yöneticisi, ‘Silahlı örgüte üye olmak’, ‘Gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet’ ve ‘Örgüt propagandası yapmak’la suçlanıyor.
 

Ne cezalar isteniyor?

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı BDP'li Osman Baydemir ile birlikte aralarında 12 BDP'li Belediye Başkanı, 2 İl Genel Meclisi Başkanı ve 2 belediye meclis üyesi için, ‘Örgüt üyesi ve yöneticisi olmak’, ‘Terör örgütüne yardım ve yataklık etmek’ suçlamasıyla 36.5 yıla kadar; 11 sanık hakkında, ‘Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak’ suçlamasıyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis diğer 124 sanık için de 5- 15'er yıl arasında değişen hapis cezaları istendi.

Diyarbakır’daki büyük dava için polis sıkı güvenlik önlemi aldı. Sabahın ilk ışıklarından itibaren adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Dava için kentte 1600 polis görevlendirilirken, adiye çevresinde bulunan Mobil Kavşağı, Dr. Selahattin Yazıcıoğlu Caddesi, araç trafiğine kapatıldı. Bazı caddeler üzerinde araç park yasağı getirilirken, yüksek binalara keskin nişancılar yerleştirildi.

Adliye binasının çevresi ve trafiğine kapatılan yollara barikatlar kuruldu. davaya izlemeye gelen milletvekilleri ayrı, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen delegasyonlar ayrı kapıdan alındı. Adliye bahçesine önce avukatlar ve davanın tutuksuz yargılanan sanıklar alındı. Adliyeye girenler kimlik kontrolü ve sıkı aramadan geçilirken, içeriye cep telefonu sokulmasına izin verilmedi.

Saat 11.20'de başlayan dava nedeniyle özel olarak yapılan salona yerli ve yabancı gazeteciler ile izleyiciler için 96 sandalye konuldu. Duruşmayı sadece 10 gazetecinin izlemesine izin verildi.

Sanıklar sıkı önlemle getirildi

Davanın tutuklu kadın ve erkek sanıkları, salona ayrı ayrı getirildi. Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde tutulan erkek sanıklar saat 08.35'te cezaevi araçlarıyla adliyeye getirilirken, bunlara polis ve jandarma araçları eşlik etti. Tutuklu sanıkların adliye önüne geldiğinde araçların camlarından zafer işareti yaptıkları dikkat çekti. Bu sırada adliye önünde toplanan sanık yakınları yaklaşık 50 kişilik grup zılgıtlar çekerek alkışladı. E Tipi Cezaevi'nde tutulan kadın sanıklar ise saat 09.00 sıralarında yine sıkı güvenlik önlemi altında adliyeye getirilip, arka kapıdan içeriye alındı.
 

BDP'liler tam kadro

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yardımcısı Gültan Kışanak, milletvekilleri, belediye başkanları, partinin yöneticileri adliye önüne geldi. Demirtaş, gazetecilere yaptığı açıklamada, 103 arkadaşlarının 18 ay sonra ilk kez hakim karşısına çıktığını belirterek, şöyle dedi:
“Buna sevinelim mi, üzülelim mi bilmiyoruz. Arkadaşlarımız 18 aydır sorgusuz sualsiz cezaevinde tutuluyor. Bizim için özgürlüğün 1 saniyesi bile değerlidir. 18 ayın ardından inşallah dava sonucunda hepsi beraat edecektir. Ama bu 18 ayın hesabını kim verecektir, merak ediyoruz. Geçiken adaletin gerçekleşmesini istiyoruz. Desteğe gelen herkese teşekkür ediyoruz. Haksızlık ve hukuksuzluk, inşallah son bulur.”

BDP Grup Başkan Vekili ve Batman Miletvekili Bengi Yıldız da, yargılamanın siyasi olduğunu başından beri söylediklerini belirtti. Yıldız, “İnşallah bugünden sonra hukuk gerçek mecrasına oturur. 18 aylık tutukluluk ceza olmuştur. Başbakan’ın konuşması bu davaya gölge düşürmüştür” diye konuştu.

BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, yaraları sarma dönemine gelindiğini, artık insanların birbirlerini affetme sürecini girdiklerini söyledi. Sakık, “Neredeyse 2 yıldır ilk kez mahkeme karşısına çıkıyorlar. Geçmişte bizim yargılandığımız DEP davası da böyle olmuştu. O da büyük fiyaskoyla sonuçlanmıştı. İnşallah bu da DEP davası gibi fiyaskoyla sonuçlanır” dedi.
 

Ahmet Türk: Barış için önemli mihenk taşı

Demokratik Toplum Kongresi Genel Başkanı Ahmet Türk, adliye önünde gazetecilere açıklama yaparken bu davayı ‘iradeyi kırmaya yönelik' olarak değerlendirdiklerini söyledi. Türk, şöyle konuştu:

“Barışı aradığımız bu süreçte, sırf düşüncelerinden dolayı arkadaşlarımızın 18 ay tutuklu bulunmaları kabul edilebilir bir durum değil. Bunlar sürekli siyasetin içerisinde olan arkadaşlarımızdır. Üzerlerinde tek çakı daha bulunamamıştır. Darbeleri hazırlayan, Ergenekoncular, Balyozcular, bütün belge ve bulgulara rağmen tek tek dışarıya çıkmaya başladı. Ama sırf farklı düşündükleri ve bu düşünçelerini topluma dile getirdikleri için arkadaşlarımız 18 aydır içeridedir. Barış özlemi duyuyoruz. Duruşmanın seyri önümüzdeki barış süreci için önemli mihenk taşıdır. Umut ediyoruz, barış için önemli bir sonuç çıkacaktır.”


BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile yardımcısı Gültan Kışanak, DTK Genel Başkanı Ahmet Türk, yardımcısı Aysel Tuğluk ile DEP eski Milletvekili Leyla Zana'nın duruşmanın tamamını izleyeceği, milletvekillerinin yer darlığı nedeniyle dönüşümlü olarak takip edeceklerini belirtildi.

İtalyanlar 'çav bella' söyledi

Davayı izlemek üzere İtalya’dan gelen ‘Rete Italiana Di Solidarieta’ adlı insan hakları örgütü İtalyanca, Türkçe, Kürtçe ve İngilizce ‘Hepinize özgürlük' pankartı açarak ‘Çav Bella’ adlı şarkıyı söyledi. Grup pankartı daha sonra BDP otobüsü üzerinde açarak toplananlara zafer işaretleri yaptı. İtalya’dan gelen insan hakları grubu üyeleri ile kendilerini adliye binasının önünü terk etmeleri yönünde uyarıda bulunan polisler arasında zaman zaman tartışma yaşandı.

Adliye binası ve bitişiğindeki Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı binası önünde toplana bir grup, ‘Vur gerilla vur Kürdistan'ı kur’, ‘Yaşasın başkan Apo’, ‘Yaşasın PKK’, ‘Baskılar bizi yıldıramaz’, ‘Selam selam İmralıya bin selam’, ‘Gençlik Apo’nun fedaisidir’ sloganları attı. PKK marşları söyleyen grup, uzaktan önlem alan polisleri yuhaladı.

Adliye binası önündeki yolun kapanması nedeniyle BDP otobüsünden sık sık anons yapılarak, caddeden ambulanslar dışında araçların geçişine izin verilmemesi istendi.

Gerginlik

Büyükşehir Belediye Başkanlığı önünde toplanan yaklaşık 5 bin kişi, Elazığ Caddesi'ni trafiğe kapatınca, önlem alan çevik kuvvet ekipleri müdahale etmek için harekete geçti. Bu sırada İtalya'dan gelen ‘Rete Italıana Dı Solıdarıeta' adlı insan hakları örgütü üyeleleri ellerindeki pankartla polislerin önünü kapattı.

BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel de devreye girip polis amirleriyle tartıştı. Tartışma sırasında emniyet müdürlerinin verdiği talimatla çevik kuvvet ekipleri çekildi. Grup, caddeyi trafiğe kapatırken, polisler de bir yandan uzun kuyruk oluşturan araç sürüçülerinin caddeden geçmesi için çaba harcarken, polisle araç sürücüleri arasında tartışmalar oldu.

‘KCK/TM soruşturması'

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 2007 yılında teslim olan bazı terör örgütü üyelerinin verdiği ifadelerin yanı sıra isimsiz ihbar mektupları üzerine başlattığı teknik takip sonucu, terör örgütü PKK'nın şehir eylemleri ile örgütsel çalışmalarını planlayan, yönlendiren ve düzenleyen bir yapılanma tespit etti.

İki yıl süren takip ardından ilk operasyon, geçen yıl yapılan yerel seçimlerin ardından 14 Nisan 2009 tarihinde, KCK/TM'nin yönetici kadrosu olduğu ileri sürülen isimlere yönelik gerçekleştirildi. Bu operasyonda gözaltına alınan 72 kişiden, aralarında 3’ü kapatılan DTP’nin genel başkan yardımcılarının bulunduğu 52'si tutuklandı. Yaklaşık 2 ay sonra 11 ve 17 Haziran’da ikinci bir operasyon gerçekleştirildi ve DTP’li yöneticiler ve il genel meclisi üyelerinin aralaranı da bulunduğu 18 kişi tutuklandı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı ile gerçekleşen 3 operasyonun ardından, KCK/TM’nin yeniden yapılanmaya gittiği ihbarı alınması ardından, 4'üncü ve en etkili operasyon için geçen yıl 25 Aralık'ta harekete geçildi. Kapsamlı araştırma ve teknik takip sonunda Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube ekipleri, Diyarbakır başta olmak üzere İstanbul, Ankara, Siirt, Van, Şırnak, Batman, Şanlıurfa, Mardin olmak üzere 9 ilde eş zamanlı operasyonlar düzenledi. Operasyonlarda, teknik takipte KCK/TM’den emir aldıkları ileri sürülen ve halen görevde bulunan 10'u belediye başkanı, 76 kişi gözaltına alındı. Son dalga operasyonda halen görevde bulunan 7’si belediye başkanı 23 kişi tutuklandı.


KCK nedir?

KCK, terör örgütü PKK’nın en üst organı olarak, 2005 yılında Irak'ın Kandil Dağı’nda ‘PKK’nın yeniden inşası’ başlıklı sözde ‘3’üncü Genel Kurul’ toplantısında kuruldu. PKK sorumlularından Mustafa Karasu başkanlığında sözde Kürdistan Demokratik Konfederalizmi/ Türkiye Koordinasyonu adı altında yeni bir yapılanmaya oluşturuldu. 2006 yılı Nisan ayında yine Kandil'deki PKK kamplarında yapılan toplantıda ‘Türkiye Koordinasyonu’ adı, ‘Türkiye Meclisi’ olarak değiştirildi. Bu yapının başına da, daha önce PKK’nın cezaevi sorumluluğunu yapmış, Abdullah Öcalan’ın en yakınındaki isimler arasında gösterilen ve yurt dışında yaşayan Sabri Ok getirildi.

KCK, altındaki tüm yapılanmaları bir devlet sistemi gibi örgütlendirmeyi amaçlayıp, PKK ile BDP ve geleneğinden gelen tüm partilerin üyelerini yargılayabilen, özellikle belediyeler üzerinde söz sahibi olan bir yapıya dönüştü. İdeolojik alan, siyası alan, sosyal alan, halk savunma alanı ve ekonomik alan başlıkları altında örgütlenen KCK/TM, konfederal bir sistemi esas alıyor. Türkiye’deki tüm çalışmaları yürüten ve planlayan, başkanlığını Sabri Ok’un yaptığı 30 kişilik bir ‘Kordinasyon’ olarak adlandırılan birim bulunuyor.

Tutuklu belediye başkanları

BATMAN Belediye Başkanı Necdet Atalay, Diyarbakır merkez Kayapınar İlçesi Belediye Başkanı Zülküf Karatekin, Şırnak’ın Cizre İlçesi Belediye Başkanı Aydın Budak, Şanlıurfa’nın Viranşehir Belediye Başkanı Leyla Güven, Suruç Belediye Başkanı Ethem Şahin, Mardin’in Kızıltepe İlçesi Belediye Başkanı Ferhan Türk,

Diğer tutuklular

Kamuran Yüksek, Nadir Yıldırım, Mehmet Taş, Ünal Ahmet Çelen, Herdem Kızılkaya, Hüseyin Yılmaz, Ramazan Morkoç, Salih Alpdoğan, Ümran Genç, Mehmet Abbasoğlu, Selanik Öner, Kemal Aktaş, Çimen Işık, Zöhre Bozacı, Mehmet Nimet Sevim, Lütfü Dağ, Bayram Altun, Alican Önlü, Ahmet Birsin, Mehmet Akın, Ali Oruç, Hasan Hüseyin Ebem, Ercan Akyol, Ercan Sezgin, Temer Tanrıkulu, Kutbettin Kurt, Mehmet Tari, Hasan Üner, Hasan İraz, Şinasi Tur, Ebru Günay, Siracettin Irmak, Ahmet Makas, Abbas Çelik, Mazlum Tekdağ, Bahri Çeken, Hasan İnatçı, Rahmi Özmen, Mükail Karakuş, Celal Yoldaş, Ahmet Ertak, Ali Şimşek, Fırat Anlı, Hüseyin Kalkan, Nadir Bingöl, Emrullah Cin, Gül Cihan Şimşek, Hüseyin Bayrak, Hacı Erdemir, Heval Erdemli, Sebahattin Dinç, Abdullah Akengin, Kazım Kurt, Garip Kandemir, Şeyhmus Bayhan, Cebrahil Kurt, Yaşar Sarı, Ahmet Zirek, Arslan Özdemir, Engin Kotay, Roza Erdede, Mehmet Hatip Dicle, Kerem Duruk, Leyla Deniz, Nihayet Taşdemir, Dirayet Taşdemir, Pınar Işık, Esma Güler, Besime Konca, Fadile Bayram, Elif Kaya, Olcay Kanlıbaş, Pelgüzar Kaygısız, Pero Dündar, Sara Aktaş, Selma Irmak, Sevi Demir, Zahide Besin, Zeynep Boğa, Hacire Özdemir, Takibe Turgay, Alaattin Aktaş, Tuncay Korkmaz, Ramazan Debe, Fethi Suvari, Musa Farisoğulları, Muharrem Erbey, Mahmut Okkan, Nizamettin Onar, Zeynel Mat, Abdurrahim Tanrıverdi, Adnan Bayram, İhsan Sevitek, Mustafa Ocaklık, Osman Ocaklık, Seyithan Şen, Veysi Akar.

Tutuksuz sanıklar

Demir Çelik, Servet Özen, Yaşar Çelik, Ahmet Yıldırım, Osman Baydemir (Yurtdışına çıkış yasağı var), Selim Sadak, Songül Erol Abdil, Fikret Kaya, Şükran Aydın, Nuran Atlı, Ahmet Cengiz, İhsan Uğur, Selahattin Elçi, Abdullah Demirbaş, (6 aylık tutukluluk süresini ardından sağlık sorunları nedeniyle tahliye edildi), Yurdusev Özsökmenler, Yüksel Baran, Özlem Yasak, Rojda Balkaş, Bedriye Aydın, Mesut Çetin, Adil Erkek, Mehmet Deviren, Beyhan Sakin, Veysel Yıldırım, Hanifi Yöntem, Mehmet Nesih Çağlar, Önal İsmail Öner, Seyithan Haran, Türki Gültekin.

Hakkında yakalama kararı bulunan firari sanıklar

Sabri Ok, Nesrin Deniz, Nurettin Demirtaş, Mustafa Sarıkaya, Hüseyin Zorlu, Ümit Aydın, Seda Akbaş Can, Ahmet Erden, Fikriye Aktaş, Müzeyyen Güneş, Nadire Nergiz, Ramazan Ödemiş, Neside Şahin, Kenan Ayas, Remzi Kartal, Gulabi Dere, Özlem Tanrıkulu, Hamit Arslan, Nazim Çağlak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler