Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a yanıt (28.04.2012)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 28 Şubat sürecine ilişkin CHP'yi dik durmakmakla eleştirmesi üzerine, "Sayın Başbakan'a hatırlatmak isterim. Sen koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanısın. İlkokul mezunu öğrenci değilsin. Kişisel çıkarlarla uğraşacak şeyler yapmamalısın" karşılığını verdi.

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a yanıt (28.04.2012)
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.04.2012 - 10:23

CHP'nin ev sahipliğinde düzenlenen, "Değişen Mevsimler: Arap Halklarının Demokrasi ve Özgürlüğe Yürüyüşü" başlıklı konferansın açılışında konuşan Kılıçdaroğlu, bu konferansın, Cumhuriyet Halk Partisi olarak Arap coğrafyasının meydan ve sokaklarında demokrasi, özgürlük ve adalet için tarihi bir dönüşüm başlatan Arap halklarıyla dayanışmalarını, Türk Arap dostluğuna ve kardeşliğine verdikleri değerin bir ürünü olduğunu söyledi. Doğu'nun ve Batı'nın buluştuğu Türkiye'de Arap ülkelerinden esen değişim rüzgarlarını hissettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Tarihin bu dönüm noktasında Arap kardeşlerimizin özgür ve güvenli bir gelecek için attıkları cesur adımları destekliyoruz" dedi.

Kılıçdaroğlu, çağın özgürlük düşüncesinin çok hızlı bir şekilde yayıldığını ve toplumsal dönüşümlerin hızlandığını ifade ederek, şöyle devam etti:

"Tarih boyunca evrensel uygarlığa büyük katkılar yapan, köklü bir medeniyete sahip olan Arap halklarının bugün yeniden yürüyüşe geçmelerinin bize Ali Şeriati'nin sözlerini hatırlatıyor 'Ey özgürlük! Ben zulümden bıkkınım, esaretten bıkkınım. Zincirden bıkmışım.' Kuzey Afrika'nın batı kıyılarından Orta Doğu'daki körfez ülkelerine uzanan bir mevsim değişikliği yaşanıyor. Bu bahar, tıpkı Mustafa Kemal'in önderliğindeki Türkiye halkının 1919'da başlattığı mücadele gibi, dünyadaki özgürlük mücadeleleri için yürünecek yolu ve ödenen bedelleri gösteriyor, baskı ve zulüm altında yaşayan halklara umut veriyor. Diktatörlere ve baskı rejimlerine karşı ayağa kalkan Arap halkları Martin Luther King'in 'özgürlüğün ezilenler tarafından talep edilmesi zorunludur' sözünü bir kez daha doğruluyor" dedi.

"Özgürlük, hayatın nefesidir"

Bu noktada, Arap halklarının özgürlüklerine dış müdahalelerle değil kendi mücadeleleriyle ulaşmasının önem kazandığını, ekonomik sömürü için Arap halklarının özgürlük mücadelesini destekler gözükenlerin ve bölgedeki etkinlikleri için mezhep savaşlarını kışkırtanların, yıllardır diktatörlerle kol kola olduğunu hatırlatmak istediğinin dile getiren Kılıçdaroğlu, "Gandhi'nin sözlerindeki gibi, 'özgürlük hayatın nefesidir'! Bu nefes Arap coğrafyasına dayatma ve yönlendirmelerle değil Arap halklarının kendi mücadeleleriyle yayılacaktır" diye konuştu.

Arap halklarından taleplerinden birisinin de eşitlik olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, toplumun bir bütün olarak özgür olmasının, onu oluşturan parçaların eşitliğinden geçtiğini belirterek, "Mandela'nın dediği gibi 'kısmi özgürlük diye bir şey yoktur'. Arap coğrafyasında, asırlardır emperyalist güçlerle işbirliği yapanların ve onların çevresinde kümelenmiş güç odaklarının toplumsal eşitsizlikten beslenen düzenleri sona ermek üzeredir" değerlendirmesinde bulundu. Kılıçdaroğlu, farklı din, mezhep ve ulusal kimliklerden oluşan Arap halklarının baskıcı rejimleri sona erdirmek için hep birlikte mücadele etmelerinin eşit bir geleceğin işareti olduğunu söyledi. Bu bağlamda, cinsiyet eşitliği, toplumsal gelişmişliğin en önemli göstergesi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, Arap coğrafyasında kızların okullaşma oranının, son yıllarda gelişme gösterse de henüz istenen seviyede olmadığına dikkat çekti.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak kendilerinin, kızların okumasını, kadınların toplumsal hayatın her alanında eşit bireyler olarak var olmasını istediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, Arap coğrafyasında değişimin itici gücü olan kadın ve gençlik hareketlerini takdir ettiklerini vurgulayarak, "Amerikalı aktivist ve filozof Angela Davis'in sözlerinden hareketle hatırlatmak isterim ki, 'bir toplumun nasıl işlediğini anlamak için erkek ve kadınlar arasındaki ilişkiyi anlamak şarttır.'" dedi.

Birilerinin diğerlerinden daha özgür ve daha eşit olmamasının, Arap halklarının kendi coğrafyalarındaki kaynaklardan hakça yararlanmasının sosyal adaletle mümkün olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, değişim rüzgarlarıyla iştahı kabaran egemen güçlerin, zengin enerji kaynaklarına sahip olan Arap coğrafyasındaki halkların meşru arzu ve taleplerini yönlendirmeye ve kaynaklarını sömürmeye çalıştıklarını kaydetti. "Buna karşı çıkmalıyız" diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Diktatörün yerini bir diğer diktatör alırsa komşusu açken tok yatanların saltanatı devam eder. Oysa, fakirlik hiç bir toplumun kaderi değildir! Cehalet hiç bir toplumun yazgısı değildir! Bütün dünya doğal kaynakları ve bilimin nimetlerini paylaşmaya doğru ilerlerken Arap halkları bundan mahrum kalamaz! Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler Arap halklarının kaynakların hakça bölüşümüne ve bilimin ışığında fakirlikten kurtuluşa doğru attıkları adımların demokrasi ve özgürlük yürüyüşlerinin bir parçası olduğunu heyecanla görüyoruz. Ali Şeriati der ki, 'Fakirlik para ve altına sahip olamama da değildir. Fakirlik, sahafta satılmamış bir kitabın üzerindeki tozdur.' Bugün artık Arap halkları kitapların üzerindeki tozu kaldırmaya başlamışlardır."

"Arap emekçilerin yanındayız"


Arap coğrafyasındaki değişimlerin emeğin yüceliğini ve belirleyiciliğini bir kez daha gösterdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Sosyal demokrat bir parti olarak Arap emekçilerinin yanında olduğumuzu belirtmek isterim. Bu anlamda, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, seslerini yeni bir dünya kazanma arzusuyla yükseltenlerin yanındayız. Mısır'da Mübarek rejimine ve onunla işbirliği yapan güç odaklarının baskılarına boyun eğmeyen sendikaları, Arap dünyasının bir ülkesinden bir diğer ülkesine dayanışmayı taşıyan göçmen işçileri, Tunus'tan esmeye başlayan değişim esintilerini Mısır'da, Bahreyn'de, Yemen'de ve Suriye'de fırtınaya dönüştüren emekçi kitlelerini saygıyla selamlıyoruz" dedi.

"Yeni çatışma odakları yaratılmasına karşı çıkmalı"

Kılıçdaroğlu, Arap coğrafyasındaki değişim rüzgarlarının başarıya ulaşabilmesi için gerekli olan unsurlardan birinin de dayanışma olduğuna vurgu yaparak, yerel, demokratik, ilerici ve özgürlükçü güçlerin yalnız bırakılmaması, seslerinin dünya kamuoyuna duyurulması gerektiğini söyledi. Bu durumun dış güçler tarafından istismar edilerek yeni çatışma odakları yaratılması için kullanılmasına karşı çıkmak gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "Ne yazık ki egemen güçler, Arap halklarıyla dayanışma adı altında onların taleplerini kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirme ve bölgedeki taşeron ülkeler vasıtasıyla Arap coğrafyasını işgal etme gayreti içindeler. Böylesi tuzak ve oyunlara karşı çıkmanın yolu dünyanın bütün bölgelerindeki eşitlik ve özgürlük hareketleriyle dayanışmaktan geçer. 'Bütün insanların kalpleri benim kimliğimdir, öyleyse pasaportumu alın' diyen Filistinli şair Mahmud Derviş'in anlayışı, uluslar arası kamuoyunun demokrasi, özgürlük ve insanlık onuru için ayağa kalkan Arap halklarıyla dayanışmasının çıkış noktası olmalıdır" diye konuştu.

Suriyeli şair Adonis

Arap ülkelerindeki değişim sürecinin geleceğinin henüz netleşmediğini belirten Kılıçdaroğlu, her ülkenin sorunları ve değişim temposunun farklı olduğunu söyledi. Mevsimlerin değişmesi gibi geçiş dönemlerinin de zor olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Kıptilerin kendini ifade edemediği bir Mısır, Şiilerin eşit haklardan mahrum olduğu bir Bahreyn ve Türkmenlerin sorunlarını dile getiremediği bir Irak demokratik değildir. Arap halklarının mücadelesi insan haklarına saygılı, demokratik ve çoğulcu rejimlerle başarıya ulaşacak, özgür ve adil seçimlerle taçlanacaktır. Aksi takdirde, demokratik değerleri özümsememiş, çoğunlukçu anlayışlar yeni diktatörlükler ortaya çıkaracaktır. Bu noktada Suriyeli büyük şair Adonis'in 'dini diktatörlüklerle karşı karşıya bırakılmaktansa, kayıp olmak daha iyi' sözünü bir uyarı olarak hatırlatmak isterim" dedi.

Kılıçdaroğlu, on yıllardır baskı rejimleri ve diktatörler yönetimindeki Arap ülkelerinde, toplumsal barışın büyük yara aldığını, dini ve etnik gruplar arasındaki anlaşmazlıkların kemikleştiğini, Arap Baharı'nın getirdiği değişimlerin, toplumsal barışı ve istikrarı tesis etmek için yeni fırsatlar sunabileceğini söyledi. Bu fırsatlardan birinin, çoğulcu ve katılımcı demokrasi olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, bir diğer unsurun da hukukun üstünlüğü ilkesi ve vatandaşların hakkını koruyan hukuk sistemler olduğunun altını çizdi.

"Hukukun üstünlüğü ilkesi, diktatörlerin önünü kesecektir"

Arap halklarının özgürlük ve demokrasi arayışlarının, yapılacak yeni anayasalarda garanti altına alınması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, yapılacak anayasanın sadece vatandaşlarla devlet arasındaki ilişkilerin boyutunu değil, yeni düzenlerin geleceğini de belirleyeceğine dikkat çekerek, "Lübnan'lı düşünür Halil Cibran'ın dediği gibi 'kaynağı adalet olan bir dünya kaynağı merhamet olan bir dünyadan daha büyüktür.' Bu nedenle, hukukun üstünlüğü ilkesinin Arap coğrafyasına yerleşmesi yeni diktatörlüklerin önünü kesecektir" dedi.

"Arap halklarının yanındayız"

Kılıçdaroğlu, sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini benimsemiş, Cumhuriyet Halk Partisi'nin, geçmişte olduğu gibi bugün de demokrasi, özgürlük ve insanlık onuru için mücadele eden Arap halklarının yanında olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Tuzaklar, tehlikeler ve sapmalarla dolu bu uzun yolda Arap halklarının her birisi kendi özgün çizgilerini kendileri belirleyecekler ve hedeflerine mutlaka varacaklardır. Arap halklarının dış müdahaleler, işgal tehditleri, model ülke olma heveslileri ve dini rejim destekçileri karşısında dayatılanı kabul etmeyeceğini ve düşledikleri özgür ve eşit geleceği kuracaklarına olan inancımız tamdır. Dışarıdan müdahalelerle rejimleri değiştirme arzusunda olanlara uluslar arası hukuk ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin meşruiyet açısından önemi kadar Halil Cibran'ın bir sözünü de hatırlatmak isterim: 'Haritayı saklayabileceğin en güvenilir yerin yüreğindir.' Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz de ülkemizde gerçek demokrasi istiyoruz. İnsanlarımız hür olsunlar, geleceğe güvenle baksınlar ve adalete güvenebilsinler istiyoruz. Bu anlamda Arap halklarıyla aynı yolda yürüyor ve geleceğin sosyal demokraside olduğuna inanıyoruz. Halil Cibran'ın 'sırtını güneşe çevirirsen gölgenden gayrı bir şey göremezsin' sözünden hareketle Cumhuriyet Halk Partisi olarak yüzünü güneşe çeviren ve aydınlık geleceği gören Arap halklarının yanında olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isterim."

 

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a yanıt

Konferansın sonunda Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, bugün MÜSİAD'da konuşan Başbakan Erdoğan'ın 28 Şubat sürecinde, partisini dik durmadığı yönünde eleştirdiğinin hatırlatılması üzerine, şu karşılığı verdi:
"Çocukça şeyler. Biz neyle uğraşıyoruz. Başbakan ne ile uğraşıyor. Allah akıl fikir versin. Yani başka uğraşacak birşey yok mu? Gerçekten üzülüyorum. Gerçekten üzüntü duyuyorum. Bütün Arap ülkelerinden çok önemli isimleri çağırmışız. Nobel ödülü alan isimleri çağırmışız. Gelmişler burada Arap Baharı'nın demokrasiye özgürlüğünü tartışıyorlar. Sayın Başbakan ise 'yok 12 Eylül'de şunu yaptı', '28 Şubat'ta şu oldu.' Bunlar çocukça şeyler. Bunları bırakmak lazım."


Başbakan'a bir hatırlatma yapmak istediğini de belirten Kılıçdaroğlu, "Sayın Başbakana hatırlatmak isterim. Sen koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanısın. İlkokul mezunu bir öğrenci değilsin. Kişisel çıkarlarla uğraşacak şeyler yapmamalısın. Bunlar doğru değil. Bir Başbakana yakışmaz. Daha tepeden bakmalısın. Daha ciddi bakmalısın. 'O onu söyledi, 'bu bunu söyledi.' O zaman bıraksın başbakanlığı, git mahallede bak bakalım millet ne konuşuyor. Dinlersin o zaman onu. Gerçekten bir Başbakana yakışmayacak şeyler. Ben bunları söylemek istemiyorum ama bir Başbakan bunu söylerse, benim faklı birşey söylemem gerekiyor. Onun için kendisine yakışanı yapıyordur belki. Beni aşan şeyler. Ben dedikodu yapmak, üretmek istemem. Benim dedikodu ile işim yok. Ben birşeyde iddia edersem çıkarım, kapı gibi belgesini koyarım ve ondan sonra beklerim" açıklamasında bulundu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon