Koleksiyoncu gözüyle Baykam
"Koleksiyonlardan Bedri Baykam" sergisi, her tür iletişim malzemesinden kendine pay çıkarabilen bir sanatçının on ayrı koleksiyoncu gözlüğüne nasıl yansıdığını gösteriyor.
Koleksiyoncu nasıl bakar sanatçıya ve yapıtına? Neyi tercih eder ya da etmez? Tercihinin altında yatan nedenler nedir? Dönemler karşısındaki tutumunu etkileyen faktörler nelerdir? Bütün bu ve benzeri başka soruların karşılıkları, koleksiyoncu tipinin henüz yeterince oturmadığı, sayısal açılımın yeterli olmadığı ülkemiz açısından daha da önemlidir. Değişimi -kendi deyimiyle “kabuk değiştirme”yi- sanatının temel ilkesi olarak benimsemiş sanatçıların prototip bir örneği sayabileceğimiz Bedri Baykam gibi bir sanatçı karşısında koleksiyoncu tavrını etüt etmek de ayrıca önem taşıyor.
Aslında 1970’lerden bu yana, Bedri Baykam’ın işleri topluca gözden geçirildiğinde, değişimin bir anlamda görünüşle ilgili olduğu, temel felsefenin ise dipte saklı kaldığı görülecektir: Bunu ister Yeni Dışavurumculuk, ister “sitüasyonizm” olarak isimlendirin, sonuç değişmeyecektir.
Mücadeleci tavır
Bedri Baykam’ın kimliğinde “Saydam Katmanlar”dan “Kuvayı Milliye Resimleri”ne, “68’li Yıllar”dan “İç Manzaralar”a ve “Gerçek Sahteler”e, oradan “Atlar ve İkonlar”a, nihayet “4 D” resimlerine kadar uzanan çeyrek yüzyıllık aşamalar bütünü, kanımca birçok çalışmasına kaligrafik unsur olarak girmiş olan “This has been done before” (Daha önce yapıldı bu) sloganının ironik göstergesinde odaklanmıştır. Bu slogan, Baykam’ın, Batı’nın kültür merkezlerinde çağdaş Türk sanatçısına yönelik haksız yargılar karşısında üstlendiği mücadeleci tavrı da simgelemektedir bir bakıma. Yargının yaygınlığı ve kolaylığı, çağdaş sanat açılımının küresel açılımı bağlamında anlamsızdır elbet.
Yeni Dışavurumculuğa yakın görünmesi, Baykam’ı doğrudan bağlayan bir katılımı ifade etmez bilinenin aksine. Onın sanat dışında başka alanlarla kurduğu iletişimsel bağlar ve bunun yarattığı çok yönlülük, belki de çağdaş sanatçı olmasının en belirgin göstergesidir. Genel ve bilinen eğilime uyarak bu çok yönlülüğü eleştirmek yerine, bugün artık bir hayli aşınmış olan “harika çocuk” etiketini de bir yana iterek konuya, bir Bedri Baykam olgusu gözüyle yaklaşmak daha doğru olacaktır. Dernekçilikten siyasetçiliğe, spor uzmanlığından yazarlığa uzanan farklı dallar, onun sanatını besleyen ve popüler yapan etkenlerdir. Kendini bu etkenlerin dışında tutmaması, Bedri Baykam portresinin de ana ekseni olabilmişse, bu, onun lehine kaydedilmesi gereken bir not olmalıdır.
“Koleksiyonlardan Bedri Baykam” sergisini, her tür iletişim malzemesinden kendine pay çıkarabilen bir sanatçının on ayrı koleksiyoncu gözlüğüne nasıl yansıdığı gerçeğine tanıklık edebilmek için, bir de bu gözle gezmenizi öneririm.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza