Koronavirüs plazma tedavisi: Türkiye'de nasıl uygulanıyor, kimler bağışçı olabiliyor?

Türkiye'de koronavirüsle mücadelede "immün plazma tedavisi" uygulanan yöntemlerden biri. Plazma tedavisi nasıl uygulanıyor, kimler bağışta bulunabiliyor? Bu yöntem Covid-19'un tedavisinde kesin çözüm sağlıyor mu?

Koronavirüs plazma tedavisi: Türkiye'de nasıl uygulanıyor, kimler bağışçı olabiliyor?
Abone Ol google-news
BBC Türkçe
Yayınlanma: 23.04.2020 - 09:18

İsmail Kayar, Covid-19 nedeniyle hastane odasında yatarken eğer iyileşirse hastaneden çıkar çıkmaz hayata geçirmek üzere bir dizi karar aldı. Bunlardan biri de immün plazma tedavisi için bağışta bulunmaktı.

Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi olan Kayar, "Yatakta internet üzerinden bu tedaviyi okudum. 'Ne kaybederim, halsizken biraz kan vermiş olurum' dedim. Baştan kafaya koydum" diyor.

Türkiye'de koronavirüsle mücadelede "immün plazma tedavisi" ay başında uygulanmaya başlandı.

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi ve Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, Covid-19'a karşı plazmanın etkisinin halen araştırıldığının altını çiziyor, ancak başka kesin bir tedavi yöntemi olmadığı için ve hastaların fayda görebileceği düşüncesiyle uygulamaya geçildiğini anlatıyor.

"İMMÜN PLAZMA TEDAVİSİ" NEDİR?

Covid-19 geçiren bir kişinin bağışıklık sistemi koronavirüse saldıracak antikorlar geliştiriyor.

Glikoprotein yapısındaki moleküller olan antikorlar, kanın "plazma" adı verilen sıvısında oluşuyor.

Bu nedenle immün plazma tedavisinde Covid-19 tanısı konan ve tedavi sürecinin ardından iyileşen kişilerin kanından "plazma" adı verilen sıvı alınarak, hasta kişiye naklediliyor.

Bu antikorların, yoğun bakımdaki yüksek riskli hastaların iyileşmesine yardımcı olması umuluyor.

BBC Türkçe'ye konuşan Prof. Dr. Alpay Azap, "Beklentimiz, bunu (plazmayı) hastaya verdiğimizde antikorların virüsü etkisiz hale getirmesi" diyor.

PLAZMA TEDAVİSİ HANGİ HASTALARA UYGULANIYOR?

Dokuz gün hastanede yatan İsmail Kayar BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, yoğun bakımda tedavi görmediğini, yine de hastalığı çok ağır geçirdiğini anlattı:

"Hastaneye gittiğimde etlerim dökülecekmiş gibi eklemlerim ağrıyordu. Ne tarafa yatsan o tarafın acıyor. 5 gün süreyle ben ne bir şey yiyebildim, ne su içebildim. Nefes alıyorsun, yetmiyor. Lavaboya gidip geliyorsun sanki 5 kilometre koşmuşsun gibi yorgun hissediyorsun."

Kayar'a immün plazma tedavisi uygulanmamış, zira uygulanacak hastaların seçilmesinde belli kriterler aranıyor.

Prof. Dr. Azap yoğun bakımdaki ağır hastanın kanında bazı değerlerin düşük ya da yüksek olması ve hastanın oksijen desteğine ihtiyaç duyması gibi kriterlere bakıldığını söylüyor.

"Plazmayı hastalığın 7 ila 14'üncü günü arasında kullanmak gerekiyor, çünkü 14 gün geçtikten sonra çok fazla işe yaramıyor" diyor.

Sağlık Bakanlığı bünyesinde enfeksiyon, dahili, hematoloji, yoğun bakım ve transfüzyon tıbbı uzmanları bir araya gelerek immün plazmanın nasıl tedarik edileceğine ve tedavinin nasıl uygulanacağına dair bir rehber hazırladı.

Bu rehbere göre, "genel olarak çok güvenli" olduğu belirtilmekle birlikte plazma tedavisinin yan etkileri de bulunabiliyor. Rehberde "yüzde 1 oranında ateş, kaşıntı, kızarıklık ve diğer alerjik reaksiyonlar, on binde 1 ila beş yüz binde 1 arasında ise viral hepatit ve HIV görülebileceği" kaydediliyor.

İstanbul'daki bir hastanenin yoğun bakım ünitesi
Getty Images
İstanbul'daki bir hastanenin yoğun bakım ünitesi

Plazma immün tedavisi uygulanmasına hastayı tedavi eden ekip karar veriyor. Tedavi ekibi hastaya plazma gerektiğine karar verirse, Kızılay Kan Merkezi'ni arıyor. Kızılay da tüm Türkiye'yi kapsayan immün plazma bankasından hastanın kan grubuna uygun plazmayı tedarik ediyor ve hastaneye ulaştırıyor.

Prof. Dr. Azap, Kızılay'ın süreci yönetmesindeki amacın "hasta yakınlarını plazma bulmak zorunda bırakmamak" olduğunu söylüyor ve ekliyor:

"Bu iş suistimale de açık. Bazı hasta yakınları 'Ne gerekiyorsa yapalım. Ne kadar para istiyorsanız verelim' noktasına da geliyorlar haklı olarak. Bu tür durumları engellemek adına, 'Kan bağışı olsun ve Kızılay organize etsin' dendi."

Ancak buna rağmen sevdiklerinin hızla iyileşmesini uman hasta yakınları, sosyal medyadan ilanlarla bağışçı arıyor.

BAĞIŞ SÜRECİ NASIL İŞLİYOR?

Covid-19 hastası olduğu klinik testlerle kanıtlanmış ve tedavi sürecinin üzerinden 14 gün geçmiş kişiler bağışta bulunma başvurusunda bulunabiliyor.

Kızılay da tüm Türkiye çapında Covid-19 tetkiki istenen hastaların bilgilerinin girildiği halk sağlığı yönetim sistemi veri tabanına erişiyor. Bu listelerden iyileşen hastalar aranarak plazma bağışçısı olmak isteyip istemedikleri soruluyor.

Bağış yapılmadan önce söz konusu kişiye tekrar test yapılıyor.

Test sonucu negatif çıkanlar, Kızılay'ın plazma için belirlediği kan bağışı noktalarına gidiyor.

Ardından bağışçının onayı alınıyor ve kan vermesinde sakınca olup olmadığının tespiti için muayene ediliyor, kanına laboratuvar testleri uygulanıyor.

Test sonuçları uygun olan bağışçının kanında bulunan plazma, aferez cihazında ayrıştırılarak alınıyor, kandaki diğer bileşenler bağışçıya geri veriliyor.

İşlem 45-60 dakika sürüyor.

Prof. Dr. Azap, "Bağışçı olmanın herhangi bir zorluğu yok. Kan bağışçısı olmakla aynı şey. İşlem birebir aynı" diyor.

İsmail Kayar da 14 günlük karantina sürecinin ardından plazma bağışında bulunmadan bir gün önce hastaneye çağrıldığını anlatıyor:

"Detaylı kan tahlilleri ve koronavirüs testi yine yapıldı. Test sonucu tekrar negatif çıktı. Kanda antikor ürediği tespit edildi. Kan verebileceğim söylendi."

Hastalık, ameliyat geçmişi ve sigara kullanımı gibi soruların olduğu bir form doldurduktan sonra kan verdiğini anlatan Kayar, işlemi şöyle özetliyor:

"Bir makine var. Koldan damar yolu açıyorlar. İğneyle bağlanıyorsunuz makineye. İşlem yapılırken bir ağrı, sancı yok. Bazen 'elini sık, bırak' diyorlar. Makine kanı alıyor, ayrıştırıyor, sonra geri veriyor."

İmmün plazma bağışı, ilk bağışın yapıldığı tarihten itibaren 7-10 gün aralıklarla bir ayda en fazla 3 kez yapılabiliyor.

Kayar'ın plazmaları 3 kişide kullanılmış. "'Normalde donduruyoruz, ihtiyaç halinde veriyoruz, ama çok bekleyen var' dediler. 'Durumları da iyiye gidiyor' dendi ertesi gün."

Kayar, röportajın yapıldığı günün ertesi günü tekrar bağış yapmayı planlıyordu. Ondan bir hafta sonra da 3. kez bağış yapacağını söyledi.

KİMLER BAĞIŞTA BULUNABİLİR?

Bağışta bulunmak isteyen kişiye laboratuvar testiyle Covid-19 teşhisi konması ve bu kişinin iyileştiğinin klinik olarak 2 testle kanıtlanması gerekiyor.

Bunlar haricinde bağışçılarda şu kriterler aranıyor:

  • 18-60 yaş arası (19 yaşından gün almış, 61 yaşından gün almamış) olması
  • Kadın ise hiç hamile kalmamış olması
  • Hayatının hiçbir döneminde kendisine kan transfüzyonu yapılmamış olması

PLAZMA BAĞIŞININ BAĞIŞÇI İÇİN RİSKİ VAR MI?

plazma
Getty Images

Sağlık Bakanlığı, bu bağışın sağlık açısından bir risk taşımadığını kaydediyor.

Aferez işlemi esnasında kanın ayrıştırılması için kullanılan setlerin tek kullanımlık ve steril olduğunun altı çiziliyor.

Tedavinin ücretsiz olduğu ve masrafların Sağlık Bakanlığı tarafından karşılandığı belirtiliyor.

Prof. Dr. Azap, kanındaki antikorları bağışlamanın bağışçıyı koronavirüse karşı zayıf düşürmeyeceğini söylüyor:

"Antikorlar B-lenfosit dediğimiz bağışıklık hücrelerimiz tarafından sürekli sentezleniyorlar, dolayısıyla sizden aldığımız antikorlar sizi zayıflatmayacak."

PLAZMA TEDAVİSİ NE KADAR ETKİLİ?

Prof. Dr. Azap, immün plazma tedavisinin ne kadar etkili olduğunun bilimsel olarak tartışmalı olduğunu söylüyor:

"Viral hastalıkların kontrolü daha çok bağışıklık hücreleri sayesinde olur. Antikorların virüslerin kontrolünde katkısı var ama sınırlı. Virüsler hücre içine girip çoğalırlar, dolayısıyla antikorların etkisinden kaçabilecek mikroorganizmalardır."

Prof. Dr. Azap, hastalığı geçiren bazı kişilerde antikor oluşmadığını veya bazı kişilerde antikor kanda varken hâlâ solunum salgılarında virüs olabildiğini ya da negatif olan virüsün tekrar pozitifleşebildiğini anlatıyor, "Bunlar antikora dayalı bütün tedavilerin etkisiyle ilgili bilimsel ortamda ciddi soru işaretleri oluşmasına yol açıyor" diyor.

Ancak dünyada Covid-19'a karşı kesinleşmiş bir tedavi yöntemi ya da aşı olmadığı için diğer bazı ülkelerde de uygulanıyor.

Covid-19 tedavisinde immün plazma yöntemi ilk olarak Çin'de az sayıda kişi üzerinde yapılan deney niteliğindeki çalışmalarda uygulandı.

BBC bilim muhabiri Rebecca Morelle, ABD'de şu ana kadar 600 civarında hastaya plazma tedavisinin uygulandığını bildiriyor.

İngiltere de bu hafta bu yöntemi ulusal çapta deneyeceğini açıkladı. Denemeler başarılı olursa, iyileşmiş insandan alınan plazmanın Covid-19 hastasının iyileşme hızını ve hayatta kalma şansını artırıp artırmayacağı incelenecek.

Prof. Dr. Azap, Türkiye'de Covid-19 hastalarına pek çok destek ve ilaç tedavisi aynı anda uygulandığı için immün plazma tedavisinin etkisini şu an ölçmenin zor olduğunu söylüyor.

"Bu hastalar ağır seyrettiği için her şey deneniyor. Elimizden gelen her şeyi yapmak istiyoruz. Dolayısıyla bu hastalardan yanıt aldığınız zaman plazma tedavisi mi iyileştirdi söylemeniz zor, almadığınız zaman işe mi yaramadı, bunu da söylemeniz zor" diyor.

Plazmanın Covid-19 hastalarındaki etkisini ölçmek için "karşılaştırmalı kontrollü çalışmalara" ihtiyaç olduğunu söyleyen Azap, "Bu çalışmalar da hem dünyada hem bizim ülkemizde başlatılmış durumda şu an. Ama daha çok başındayız, kesin bir şey söyleme şansımız şimdilik yok" diyor.

DAHA ÖNCEKİ SALGINLARDA KULLANILDI MI?

İyileşen hastaların kanını tedavide kullanmak tıpta yeni bir fikir değil. 100 yıldan eskiye giden bir tarihi var.

Yakın zamanda yine koronavirüs kaynaklı Sars ve Mers'in yanı sıra Ebola ve domuz gribi salgınlarında da uygulandı.

Malatya'da 72 yaşındaki bir hasta Covid-19'u yenerek taburcu oldu
Getty Images
Malatya'da 72 yaşındaki bir hasta Covid-19'u yenerek taburcu oldu

Azap, daha önceki salgınlarda kullanımı sırasında bu yöntemin "kısmen" başarılı olduğunu söylüyor, "Zaten onlarda kesin bir başarısı olsaydı standart bir tedavi yöntemi olurdu bu" diyor ve ekliyor:

"Ama başka tedavisi de olmadığı için bu hastalığın ve hastaların fayda görebileceğini düşündüğümüz için, uygun hastalara uygulanması gerektiğini düşünüyoruz."

"Yoğun bakımda yatanların halini görse insanlar, gelir verir" diyen İsmail Kayar, plazma bağışında bulunmanın bir "vazife" olduğunu söylüyor:

"Bunu (antikor) boşuna taşımaktansa gidip vermek lazım. Hayat kurtarıyorsun. İnsanın yapabileceği bundan büyük iyilik olmaz. Bünyemiz bizden habersiz üretiyor bu kıymetli şeyi. Belki de bizim verdiğimiz 200 cc'lik kanla çıkacaklar yoğun bakımdan, hayatlarına geri dönecekler. Bu çok kıymetli. Bunu esirgememek lazım."



BBC Türkçe
Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon