'Kredi kartlarından makul bir aidat alınmalı'

Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş, kredi kartlarında yıllık kart ücretin kaldırılmasıyla ilgili olarak makul olmak kaydıyla belli maliyetlerin karşılanması zarureti olduğunu söyledi.

Kriz şartlarında kredi kartı ödenmeme oranının yüzde 10'ları bulduğunu hatırlatan Ateş, "Bu bankalar üzerinde bir maliyettir. Bunlar içinde bir takım taksitlendirme gibi paranın zaman değerini de işyerleri üstlenirler. O nedenle bunların belli bir karşılığı olarak belli bir tahsilat yapmalarını makul görmek lazım. Makul oranlarda. Örneğin 35 liradan söz edildi. Bu referans rakam gibi alınabilir. Tabiî ki makul oran da bankadan bankaya değişecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Ateş, İstanbul'da düzenlenen "Dünya Bankası'nın "Küresel Kalkınmanın Finansmanı" başlıklı raporunun, TÜSİAD işbirliğinde düzenlenen tanıtım seminerinde konuştu.
 

'Gelirin yaklaşık yüzde 8'i kredi kartından'

Seminerde gazetecilerin kredi kartı aidatlarının kaldırılması konusunu değerlendirdi. Bir gazetecinin, "Toplam gelirinizin ne kadarını kart ücretleri oluşturuyor" şeklindeki bir soruya Ateş, "Bankadan bankaya değişiyor. Kimi bankamızın yüzde 20'nin üzerinde piyasa payı var. Kimi bankamızın yüzde 1-2'ler seviyesinde. Dolayısı ile toplam hacmi içinde bu oran çok belirleyici. O nedenle bire bir rakam vermek mümkün değil. Ama bankacılık ortalaması itibariyle bakıldığında faiz gelirleri, komisyon gelirlerinin çok üzerindedir. O komisyon gelirleri içinde alınan kredi kartlı ücretleri de bu ücretlerin yüzde 8-9 hatta yüzde 10'undan fazlası değildir" dedi.
Kredi kartı borçlarının yapılandırılmasıyla ilgili Ali Babacan ve Bankalar Birliği'nin ortak bir çalışması olduğunu hatırlatan Ateş, "Borcunu ödeme niyetinde olan ancak kriz nedeni ile ödeme sıkıntısına düşmüş borçluları tekrar sisteme kazandırmaya yönelik. Çünkü ödememe hali oluştuğu zaman diğer bankaların o kişi veya kuruma bakış açıları değişiyor. Bu sadece şahıslar için değil, tarım, KOBİ, hatta BDDK mevzuatının da genişletilmesi ile büyük şirketler için de borçların yeniden yapılandırılmasına imkan tanındı. Krizden el ele çıkmanın bir yöntemi olsa gerek" dedi.
 

'Af çıkacak imajı yaratmamak lazım'

Bankalar olarak ödeme niyetinde olan borçluya yaklaşımcı olduklarını dile getiren Ateş, "Ancak bunu alışkanlık haline getirip, "nasıl olsa af çıkacak" imajını da kesinkes yaratmamak lazım. Bakan da bunu ifade etti. Aksi halde bu sefer ticaret hacmini daraltıyorsunuz. Alacaklılar alacağını alamadığı zaman, o mal ve hizmeti vermekten kaçınıyor. Her zaman hadi herkesi affedelim. İcra, iflas ertelemelerini hemen gündeme getirilim, Çek Yasası'ndan kimse zarar görmesin, borçlular kolayca kurtulabilirsin. Güzel de alacaklı olanların da başka borçluları var. Alacağını alamayan adam borcunu da ödeyemez. Bu riski çağırır" şeklinde görüşlerini dile getirdi. Ali Babacan'ın borçların yeniden yapılandırılmasına ilişkin açıklamasını olumlu bulduğunu dile getiren Ateş, "Bunun geri dönüşü ile ilgili istatistikler yok elimde. Ancak mutlak bir yaklaşım olacaktır" dedi.
 

'Kart ücreti belli miktarda ödenmeye devam eder'

TBMM'nin, kredi kartında yıllık aidat alınması uygulamasının yasadan çıkarılmasını yorumlayan Hakan Ateş, "Böyle bir lobinin bir tarafı olmadığım için hiçbir şey söyleyemeyeceğim. Karşı tarafta 35 milyon kredi kartı sahibi var. Kredi kartları ile 150 milyar harcandıysa, bunları karşı karşıya görmemek lazım" demekle yetindi.
Ancak kart ücretinin belirli miktarlarda ödenmeye devam edeceğinin göründüğünü söyleyen Ateş, "Kriz şartlarında kredi kartı ödenmeme oranının yüzde 10'ları bulduğu. Bu bankalar üzerinde bir maliyettir. Bunlar içinde bir takım taksitlendirme gibi paranın zaman değerini de işyerleri üstlenirler. O nedenle bunların belli bir karşılığı olarak belli bir tahsilat yapmalarını makul görmek lazım. Makul oranlarda. Örneğin 35 liradan söz edildi. Bu referans rakam gibi alınabilir. Tabiî ki makul oran da bankadan bankaya değişecektir" diye konuştu.