Kriz emekçiye yüklenemez
Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Çalışkan, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde işkolları ile oynanarak, genel hizmetler işkolunda olması gereken işçilerin taşımacılık işkoluna kaydırıldığını, Hak-İş’e bağlı sendikaların belediyede var olmasının sağlandığını belirtti.
DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, kıdem tazminatının kırmızı çizgileri olduğunu belirterek, fona dönüştürme girişimleri karşısında yanıtlarının “genel grev” olacağını söyledi. Ekonomideki krizin işçinin, emekçinin sırtından giderilmeye çalışıldığına dikkat çeken Çalışkan, “Buna asla müsaade etmeyiz” dedi. Çalışkan, belediyelerde seçim öncesinde yapılanlarla ilgili de dikkat çeken bilgiler verdi. Bazı belediyelerde işkolları ile oynama yapılarak bazı sendikaların var olmalarının sağlandığına dikkat çeken Çalışkan, yine yıllarca hakları görmezden gelinen işçilerin seçim öncesinde giderayak bazı sendikalara üye yapıldıklarını söyledi. Çalışkan, “2-3 yıllık sözleşmeler imzalanmış.işçilerin emeği ile oynanmış” diye konuştu.
Ağırlıklı olarak belediyelerde örgütlü bulunan Genel-İş Sendikası’nın Genel Başkanı Çalışkan’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
Seçimlerin ardından üye sayınızda artış oldu mu?
31 Mart seçimlerinin ardından sendikal alanda bir hareketlenme yaşandı. Sendikamıza 5 bine yakın yeni üye katıldı.
Bazı sendikaların işçilere sendikalarını değiştirmeleri yönünde baskı yapıldığı iddiaları var...
Evet, feryat figan bağıranlar var. Geçmişte yaşananları unutturmak onların derdi. 2002 yılında AKP iktidara geldiğinde daha önce ortada olmayanlar bir anda üye sayısını artırmaya başladı. İktidar desteği ile üye sayıları şişirildi. Şimdi de 31 Mart’tan sonra sesleri çıkmaya başladı. İşveren desteği ile üyelerini artırdıkları için bir anda üye kaybetme telaşına düştüler. Oysa işçiler özgürce sendika seçme olanağı yakaladı. Bundan rahatsız oldular.
İşçilerin özgürce sendikalarını seçebilmesi için neler yapılmalı?
Bunun için de işyerlerinde referandum öneriyoruz. Sandık koyalım. İşçiler sendikalarını özgürce seçsinler. Kimse karışmasın.
‘Dayanışma Fonu yasaklandı’
KHK’ler ile kaç üyeniz işten çıkarıldı?
Öncelikle biz demokrasi dışı yönelimlere her zaman karşı olduk. 15 Temmuz darbe girişiminin karşısında durduk. Hep birlikte karşı olmamız, demokrasinin yanında olmamız gerekiyor. Ancak bu fırsat olarak değerlendirildi. Haksız, hukuksuz olarak üyelerimiz ihraç edildi. Mahkeme kararı, soruşturma olmadan bunlar yapıldı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki belediyeler başta olmak üzere yerel yönetimlerde 3 bine yakın üyemiz ihraç edildi. Bu işçiler aileleri ile birlikte açlığa mahkûm edildiler. 20-25 yıldır çalışan işçiler mağdur edildi. Şu anda kamuya da giremiyorlar. Biz ihraç edilen üyelerimizin hiçbiri hakkında bir suç tespit edemedik. İhraç edilen üyelerimize maddi destek vermeye tüzüğümüz izin vermiyor. Bu nedenle Dayanışma Fonu kurmak istedik. Ancak İçişleri Bakanlığı ile valilikler yasakladı. Buna karşın hukuki yardımları eksiksiz yaptık.
‘Genel grev nedeni’
Kıdem tazminatını fona dönüştürme girişimi var. Değerlendirmeniz nedir?
Kıdem tazminatı bizim kırmızı çizgimizdir. Bu değişikliğin karşısında duracağız. Üretim olmayan, demokrasi, adalet olmayan ülkede, ekonomideki açık emekçinin sırtından giderilmeye çalışılıyor. Bütün mesele bu. Reform “faydalı yenilik” demektir. Ancak bu değişiklik işçiye yıkım getirecek. Hükümete, sermayeye faydalı, işçiye yıkım getiren bu değişikliği kabul etmiyoruz. Uzun vadede kıdem tazminatı tamamen kaldırılmak isteniyor. Kıdem tazminatı işçinin 13. ücretidir. Biriken para işçi için yaşam ve iş güvencesidir. Bu ortadan kaldırılırsa işveren istediği zaman işçiyi işten çıkarabilecektir. Biz bunu tartışmak bile istemiyoruz.
Hükümet tazminatta değişikliği Meclis’e getirirse tavrınız ne olacak?
Bu değişikliğin önünde işçiler öyle bir set örecek ki bu düşünce duvara çarpıp yerle bir olacak. Asla müsaade etmeyiz. Sendikalar bunu kabul etmeyecek. Türk-İş’in de genel kurul kararı var. DİSK bütün kurullarında bunu genel grev nedeni olarak kabul etti. Gündeme gelirse sendikalar olarak alanlarda oluruz. Bunu tartışmayız.
Pahalılık artıyor. Enflasyon yüzde 20’lerde. Ücretler üyelerinizin yaşam koşulları için yeterli mi?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adıyla yeni bir sisteme geçildi. Bu sistem ülkeyi geriye götürdü. Ortaya konulan toz pembe tablolar doğru değil. Enflasyondaki artış, ücretlerdeki düşme, hayat pahalılığı bizim üyelerimizi de derinden etkiliyor. Ücretler yarıya yarıya düştü. Biz ücretlerin enflasyondaki artış oranında güncellenmesini istiyoruz. İşçiler mağdur, sefalet çekiyor.
‘Haklar gaspedildi’
Belediyelerdeki işçiler belediye şirketlerine geçirilmişti. Sorunlar çözüldü mü?
Hayır. Biz öncelikle bu işçilerin kamu hizmeti gördüklerini, şirketlere değil, belediye kadrolarına geçirilmesini istiyoruz. Şu anda yapılan hak gaspıdır. 450 bin işçi kadro bekliyor. İşçilerin ücretleri 2020 yılına kadar 6 ayda bir yapılacak yüzde 4’lük zamlara mahkum edildi. Yaptığımız sözleşmelerle işçilerin mağduriyetlerini gidermeye çalışıyoruz. Örneğin giyim yardımı, fazla mesai, asgari ücret farkının ödenmesi, çalışma süreleri gibi uygulamalarla işçilerin ücretlerini artırmaya çalışıyoruz. Ancak bu işçilerin toplu sözleşme hakkı gaspedilmiştir. İşçilere şu anda 52 günlük ikramiyeleri verilmiyor. Enflasyon farkı alamıyorlar. Bu işçiler mutlaka belediye kadrolarına geçirilmeli. Sanki şirket işçilerine kadro verildi gibi duyuruldu. Asla doğru değil.
İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sendika olarak emek ve demokrasi mücadelesi veren bir sendikayız. Son yaşananlar demokrasi adına kabul edilebilecek şeyler değil. Kutuplaştıran, ötekileştiren politikalara hayır diyen bir sonuç çıktı. Ancak YSK iptal etti. Umut ediyoruz 23 Haziran’da halk demokratik iradesini ortaya koyacaktır. Sonrasında da ülkenin seçim gündeminden çıkarak ekonomik krize çözüme odaklanmasını bekliyoruz.
‘İşçilerin emeği ile oynanmış’ İşyerlerinde örgütlenmenin önünde ne tür engellerle karşılaşıyorsunuz? |
'Cumhuriyet yaşamalı'
Çalışkan, Cumhuriyet gazetesinin önemine dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu: “Cumhuriyet gazetesi ülke demokrasisi için çok önemli. Özgür basın adına önemi büyük. Basın özgürlüğünün olmadığı, zapturapt altına alındığı bir dönemde Cumhuriyet gazetesi yaşamalı. Bu Türkiye için de ihtiyaç. Özgür basın özgür toplum demektir.
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması