Küçük adımlar ve anlık izler
“Anlık İzler” isimli ilk albümü henüz piyasaya çıkan alternatif müzik grubu Sapan küçük adımlarla zirveye çıkmayı amaçlayan bir grup.
Sapan Türkiye'deki alternatif müziğin yeni seslerinden. “Anlık İzler” isimli ilk albümü sıcak sıcak raflarda yerini alışken, grup üyeleri Baykal Ada ve Hikmet Altınyıldız'la konuştuk.
-Bugüne kadar genelde alternatif müzik yapan grupların ucundan bir yerlerinden Anadolu Rock tınılarını tutturdukları görmüştük. Bunu ticari kaygılarla yapanlar da vardı. Ancak son zamanlarda bu tarz eskisi kadar revaçta değil gibi. Türk alternatif müziğinde geleneksel tarz artık eskisi kadar revaçta değil mi?
Baykal Ada: Sounda ilişkin yaptığımız tercihin her ne kadar bir kısmı bilinçli olsa da, bir kısmı tamamen dinlediklerimizin etkisiyle oluşuyordur. Bildiğim kadarıyla dinlediğimiz müziklerin büyük bir kısmı Anadolu Rock tınıları barındırmamakta. Bu bir yerme değil elbette. Yalnızca ilgimiz o yönde değil. Genel pencereden bakacak olursak, Türk alternatif müziğinin kapsamı eskisine göre genişlemiş durumda. Çeşitlilik artıyor. Yurtdışında yapılan işlere erişim eskisine oranla çok daha kolay. Bu durumun da Türkiye’deki müzisyen veya grupların üretim süreçlerini doğrudan etkilemekte olduğunu düşünüyorum.
Hikmet Altınyıldız: Belki de yeni yapacağımız bir şarkı da bu bahsettiğimiz tınıları kullanabiliriz. Yine içimize sinen Sapan hali ile olacağı aşikar. Malum bu topraklar üstüne nefes alıp ve dinlediğimiz şeylerden duyduğumuz gördüğümüz yaşadığımız herhangi bi olaydan etkileniyoruz.
-Sapan nasıl biraraya geldi? İlk konserlerinizi nerelerde verdiniz? Kaç kişi dinliyordu sizi? Hayran sayınız bir anda mı arttı? İlk kalabalık konserinizde ne hissettiniz?
B. Ada: 2009'da gitarist olarak yer alabileceğim bir grup arayışındaydım. Bir sitede Hikmet'in o zamanki grubunun gitarist aradığına ilişkin ilanı görüp hemen mesaj attım. Gruba dahil olduktan sonra cover yerine beste çalışmalarına yoğunlaşma isteği arttı. Diğer grup üyelerinin gruptan ayrılmalarıyla birlikte daha önceden tanıdığım ve beraber de çaldığım Cihan ile iletişime geçtik. Tahsin aramıza geçen sene, bu dönemlerde katıldı. İlk konserlerimizi Peyote ve o zaman faal olan Dogzstar’da verdik. Bir dinleyici kitlesi oluşturacak adımlar daha atılmamıştı.Bir anda ivmelendiğimiz söylenemez. Hep küçük küçük adımlar attık. Miller Music Factory birinciliği veya Be the band ikinciliğinin de etkisi olmuştur, ama ayaklarımızı yerden kesen ani bir hayran sayısı artışına da tanık olmadık henüz. İlk kalabalık konserimiz herhalde Efes Pilsen One Love Festival’iydi.
-Oldukça içsel sözleriniz olduğunu düşünüyorum. Bu sözlerle kimleri yakalayabileceğinizi düşünüyorsunuz? “Böyle bir kaygımız yok”u cevap olarak kabul etmiyorum.
B. Ada: Sözler yazılırken kullanılan üslup çok doğrudan ve açık değil. Ne denmek istendiği belli elbette. Daha ziyade günlük konuşma dili ile edebî bir ifade biçiminin arasında olduğu söylenebilir sözlerde kullanılan üslubun. Özellikle bir kesimden insanları yakalaması gibi bir kaygımız yok. Herkesin kendinden bir şey bulabilmesi. Bu elbette dolaylı anlatımla yakalanması kolay bir şey değil. Ancak hepimizin yaşadığı hissiyatlar özünde az çok benzer.
H. Altınyıldız: Aslında şarkıların sözleri her ne kadar dolaylı da görünse, içlerinde doğrudan bir ifadeyle oluşturulan cümleler de var.Tabi bu neye hangi yönden bakmak istediğinizle de alakalı bir durum. Bir şarkı herkeste birbirinden farklı etkiler. Şarkının melodisi veya sözleri, Bir kişiyi mutlu bir hissiyata sokarken diğer yandan başkası tarafından çok karamsar bulunabiliyor. O yüzden de şarkıların hikayesine çok fazla değinerek kendiliğinden dinleyicinin içinde oluşabilecek bir duyguyu yönlendirmeyi tercih etmiyoruz.
-Sizin albümünüzün de yer aldığı Spotify ve Deezer gibi platformların müziğe ne kazandıracağını veya ne götüreceğini düşünüyorsunuz?
B. Ada: Müziğe erişilebilirliği kolaylaştırması, büyük bir müzik arşivi oluşturması açısından epeyce kullanışlı platformlar. Bu platformların sıkıntısı telife ilişkin. Zira bir plak şirketi vasıtasıyla kendine bu platformla yer bulan bir müzik grubunun dinlenme başına elde ettiği telif geliri oldukça komik. Buna mukabil, bu platformlar sayesinde müziğe yasal yollarla erişmenin yolları açılmış ve korsan tüketimin önüne de geçilmiş oluyor.
-İki de Fransızca şarkınız var.
B. Ada: Franzsıca söz yazımı benim yarı Fransız yarı Türk olmamla ilgili. Yani kısacası Fransızcanın ana dilimin olmasından kaynaklanıyor. Albümün son şarkısı ‘Perdu’ de sahnede icra ettiğimiz bir şarkımızdı. Bu yönümüzü biraz belirginleştirmek istedik herhalde. Albüme de katkı sağlayacığı fikriyle iki Fransızca şarkıyı dahil ettik.
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Araştırma: Olası bir savaşta Türkiye'nin kaybı ne olur?