Kulağına kim ne fısıldadı?

CHP lideri Kılıçdaroğlu, ‘Kumpası bozmak YSK’nin tarihsel sorumluluğu’ dedi. Akşener de “Millet iradesine saygıdan bahsedenler millet iradesi gaspıyla karşı karşıyadırlar” diye konuştu.

Kulağına kim ne fısıldadı?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.04.2019 - 21:53

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul seçimlerinin iptaline yönelik bir süreç yaşandığına işaret ederek Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) çağrı yaptılar. İki lider, YSK’nin vereceği kararın ya Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağına ya da kaosa sürükleyeceğine işaret etti.

CHP lideri Kılıçdaroğlu dün sürpriz bir şekilde İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’i kabul etti. Hafta başında bir araya gelen iki liderin YSK’de sürecin uzaması ve seçimin iptaline ilişkin senaryoların konuşulmaya başlaması üzerine ortak açıklama yapma kararı aldığı öğrenildi.
İYİ Parti lideri Akşener özetle şunu dile getirdi:

Ekonomiyi mi örtüyorsunuz: Sayın Erdoğan başta olmak üzere yetkililere bazı sorularım olacak. Ekonomi berbatken, kriz derinleşirken acaba İstanbul sorunu yaratarak ekonomideki gidişatı örtmek mi istiyorsunuz? Bu işi beceremiyorsanız biz Millet İttifakı’nda yer alan siyasi partilerin genel başkanları olarak size ekonomi konusunda yol göstermeye, yardımcı olmaya hazırız.

Bostan korkuluğu musunuz?: 17 yıldır devlet memurları tayinleri, işe alımları sizin elinizde. 17 yıldır seçim yapılıyor bu ülkede ve iddianız hep şu oldu: Türkiye’de sandık güvenliği muhteşem. AK Parti kazandığında sandık güvenliği muhteşem ama AK Parti karşısında bir başka siyasi partinin adayı kazandığında hile var. Temel problem şu; eğer sandık güvenliğini sağlamadıysanız suçlusu sizsiniz. Bostan korkuluğu musunuz? Büyükçekmece için konuşuyorum. Yasadaki üç ay ikamet etme zorunluluğunu kaldıran biz miyiz? Siz kaldırdınız. Eğer İstanbul seçimlerinde Sayın Binali Yıldırım, 15 bin, bin ya da 2 oyla kazanmış olsaydı bugün biz bunları konuşuyor olacak mıydık?

Seçim iptaline yönelik bir tavır var: Büyükçekmece’de okullara gidip 15 yaşındaki çocuklara ifade verdiren polis ve savcılar marifetiyle tek tek hane gezen, burada ifadeler alan bir seçim anlayışı olamaz. O sandıklarda hem görev alacak hem de oy kullanacak insanlarla ilgili gerekli itirazlar yapılmıştır. Kimisi kabul görmüştür, kimisi kabul edilmemiştir. Orada bir sonuçta sorun yoktur ve bugün İstanbul seçimlerinin iptal edilmesine yönelik bir tavrın ve bir durumun olduğuyla karşı karşıyayız. Millet iradesine saygıdan bahsedenler millet iradesi gaspıyla karşı karşıyadırlar. Türkiye’de böyle bir şey hiç görülmedi. Evren döneminde bile görülmedi.

Aynı zarftan çıkanı kabul etmiyor: Sayın Erdoğan’a sormak isterim, o zarflara hepimiz oy kullandık. Kendisi dedi ki, ‘24 ilçe aldık, belediye meclis üyelerinin de çoğunluğu bizde. Ne yapacak bu belediye başkanı.’ Peki aynı zarfın içinden çıkan belediye meclis üyesi onayını kabul ediyorsunuz, büyükşehir oylarını kabul etmiyorsunuz. Bu nasıl bir çifte standarttır, bu nasıl bir hukuk katliamıdır, bu nasıl bir milli iradeye saygısızlıktır? 31 Mart akşamı Sayın Erdoğan’ın hem İstanbul’da hem Ankara’da yaptığı konuşma mutedil ve sağduyulu bir konuşmaydı. Aradan geçen zaman içerisinde ne oldu, kim ve kimler kulağına fısıldadı ki, bugün bulunduğu noktaya geldik?

Tayin eden sizsiniz: Devlet memuru olan sandık görevlilerinin, sandık başkanlarının asker olduğuna dair bir şikâyet var Sayın Erdoğan’ın ağzından. Kocaelide köylerde imamlar görevlendirildi. Camiyi, namaz kıldırmayı bırakıp köylerde sandık başkanı olan imamlarımız var. Bunları tayin eden biz miyiz? Bunları tayin eden sizsiniz. Bunların tamamı devlet memuru. Daha önceki bütün seçimlerde öğretmen ve sivil devlet memurlarının görevli olduğu bir sistemi siz niye değiştirdiniz?
Bitmeyen bir FETÖ istinadı var sürekli. Yazıktır, günahtır 249 şehide. Sayın Erdoğan’ın partisinin kuruluşu benim evimde oldu. Sayın Erdoğan, o dönem o gruba uzaktı. Aradan geçen zamanda ne oldu? Sayın Erdoğan o grupla nasıl aynı masaya oturdu? Sayın Erdoğan o grubun en çok alkışlandığı dönemde bile o guruptan uzaktı. Siyasi ayağına dokunmadığın, Meral Akşener’i FETÖ’yü araştırma komisyonuna tanık olarak davet edilmesi kararı alındıktan sonra o kararı geri çektirip şahitliklerimi anlatmamın önüne geçiren irade nedir?

Ergen sinirini çıkarma: Türkiye’de 10 gün boyunca bir kaos yaşanmaktadır. İnsanların umutları, insanların heyecanı, neşesi, huzuru ortadan kalkmıştır ve eğer Sayın Erdoğan beceriksiz, kifayetsiz yöneticilerini mutlu etmek ve ergen triplerini ve ergen sinirini milletimiz üzerinden çıkarmak istiyorsa yanlıştır.

Kazanana kadar seçim: Şunu önerebilirim, bunu Sayın Kılıçdaroğlu ile konuşmadık, şahsi fikrimdir: AK Parti’nin adayları Türkiye genelinde kazanıncaya kadar Türkiye genelindeki seçimleri iptal edin kardeşim, kazanıncaya kadar seçim yapın. Bir kere daha söylüyorum;12 Eylül’de biz bunu yaşamadık.

Teklifi eyalet anlamında: Bu millete zillet, illet diyerek her türlü hakareti edenler, bizleri PKK’li ilan edenler - ilginçtir - beka meselesi diye yola çıkanlar seçimin tam orta yerinde beka diye bir mevzu olmadığı, meselenin beş harfliler olduğunu, beka dediğimiz o önemli meselenin içini boşaltarak alay konusu yapma tavrını sorgulamak gerekir. Ve Sayın Bahçeli’nin ‘Büyükşehirleri seçelim, gerisini kendileri atasın’ teklifinin de Türkiye’yi eyaletlere bölme anlamını taşıyan bir teklif olduğunu buradan sizlerle paylaşmak isterim.

Yıldırım’ı destekleyelim: Sayın Binali Yıldırım, siz bu ülkede bakanlık yaptınız, siz bu ülkede başbakanlık yaptınız, siz bu ülkede iktidar partisinin genel başkanlığını yaptınız, Meclis başkanlığı yaptınız ve aday oldunuz. Tarih sizi böyle yazmasın! Bu partinizin içindeki beceriksiz, kifayetsiz insanların ortaya koyduğu tavrın önüne geçin. Biz sizi mutedil bir devlet adamı olarak tanırız. Söyledik, istifa ettiniz. Buradan bir teklifte bulunmak istiyorum. Sayın Erdoğan, hemen Mustafa Şentop Beyefendiyi istifa ettirin, Meclis Başkanlığı’na Sayın Binali Yıldırım Beyefendiyi aday gösterin, İYİ Parti olarak kendisine oy vereceğiz.

Kılıçdaroğlun’dan 7 maddelik çağrı

CHP lideri Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada YSK’ye 7 maddeden oluşan bir çağrı yaptı. Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:

İptal ettirme arayışı var: Türkiye’nin çok yoğun ve ağır bir gündemi var. İç politikada, dış politikada, ekonomide, eğitimde bütün bu sorunlar dururken Türkiye, İstanbul seçimlerine kilitlenmiş durumda. İtirazlar yapıldı. İtirazların gereği yapıldı. Şimdi geriye dönüp biz bu seçimi nasıl iptal ettirebiliriz, bunun arayışı içindeler. Demokrasiden uzaklaşıyoruz. Demokrasi kültürünü katlediyoruz. Bir kişinin talebine göre devleti şekillendirmeye, seçimi sonuçlandırmaya ve sonuçlandırırken de onun beklentilerine uygun kararlar çıkarmaya çalışıyoruz. Bütün bir dünyanın izlediği vahim bir tablodur.

YSK’ye 7 maddelik çağrı: YSK, yasalara ve daha önce benzer olaylar karşısında aldığı kararlara uymak zorundadır. YSK, seçimde kaybedenlerin, devletin gücünü kullanarak ürettikleri, yasadışı gerekçeleri reddetmek zorundadır. YSK, iktidar sahiplerinin YSK üzerinden kurdukları baskılara boyun eğmemek zorundadır. YSK, “Demokrasi değil, seçimsiz bir Türkiye” isteyen iktidar sahiplerine dur demek zorundadır. YSK, “Hukukun üstünlüğü mü yoksa iktidar sahibi üstünlerin hukuku mu” buna açık ve net bir cevap vermek zorundadır. YSK’de hâkimler mi var, yoksa iktidar sahiplerinin taşeronlaştırmak istediği kişiler mi var? Bunu demokrasiden yana kararlarıyla göstermek zorundadır. Özetle, iktidar sahiplerinin güçlerini kullanarak, demokrasiye karşı kurulan kumpası, YSK bozmak zorundadır. Bu YSK’nin tarihsel sorumluluğudur.

Ya aydınlık ya kaos: YSK alacağı bir kararla ya Türkiye’yi aydınlığa çıkaracaktır veya Türkiye’yi kaosa sürükleyecektir. Biz aydınlıktan, beraberlikten, huzurdan yanayız, birlikte yaşamaktan, demokrasiden, hukukun üstünlüğünden yanayız. Üstünlerin hukukundan yana değiliz. Yüksek Seçim Kurulu’nun şu aşamada alacağı karar, Türkiye’de demokrasinin önünü açacaktır ve tarihsel bir sorumluluğu vardır. Bunu hatırlatmak da bizim görevimizdir. 

 

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler