Kunuri Savaşı'nın Yıldönümü
1950 yılının 29 Kasım’ında sisli bir şafak vakti... Amerikan 2’nci Tümeni’nin General Keiser’e bağlı 3 Piyade Alayı Changchon nehri boyunca sonsuz tepe ve vadilerde çarpışarak güneye doğru çekilirken Türk motorize konvoyu da Kunuri’nin 30 mil güneyindeki Sunchon’dan kuzeye doğru ilerliyordu. Çekilmekte olan Amerikan birliklerinin tam aksi yönde düşmana doğru ilerleyen Türk tugayına küçük bir koy olan Yanywon yakınlarının her iki tarafında bulunan dar boğazın tepelerinden yoğun ateş açıldı. Kuzeye giden bu konvoylar hedefine varamadı, konvoylar infilak ederek yol dışına devrildiler. Ağır saldırı altındaki konvoyun bir kısmı yol dışına çıktı.
Diğerleri de yanarak duruyor, şoför mahallinden fırlayan askerler yakın mesafeden atılan makineli tüfek mermileriyle biçiliyorlardı. Bazıları yol kenarındaki hendeklerde öldüler, bir kısmı yakındaki Amerikan 2. Tümeni’nin arka hatlarına koşarak veya sürünerek ulaştı.
Kurtulabilen az sayıdaki Türkler dil sorunu ve belki de o anda geçirdikleri şok etkisiyle olan biteni Amerikalılara doğru dürüst iletemediler.
İşin aslı şuydu: Amerikalıların tam aksi istikametinde ilerleyen Türk birlikleri düşmanın tam içine ilerliyor.
Bu bilgi o anda güneye çekilen Amerikan kuvvetlerinin üst makamlarına ulaşamamıştı.
Emir komuta zincirinin iletişimin bozulduğu Amerikan 2. Tümen birliklerinden birinin başındaki Yüzbaşı Sloand, üstlerine, kendilerinin hızla geriye çekilmeye çalıştıklarını, gerideki tepeleri temizlemek ve kendi çekilen birliklerinin arkasını korumak için iki Türk bölüğünün düşmanın bulunduğu tepelere taarruza başladığını ve kendi birliğinin artık savaş kuvveti olmaktan çıktığını, buldukları vasıtalarla hızla geriye çekilmekte olduklarını iletti.
- Bir başka birliğin başındaki Yüzbaşı Munoz’un o sıradaki ifadesi şudur: Uzun kaputlar giymiş, süngü takılı Amerikan tüfekleri taşıyan Türkler bizim birliklerimizi geride bırakarak yamaçlara hücuma geçtiler.
- Yine aynı birliklerdeki bir başka Yüzbaşı Mace, hızla tanklarla geri çekilirken çevreden gelen bir mermi ile tüfeğini elinden düşürdüğünü, tüfeğini almak için eğildiği sırada yanında yerde ümitsizce yaralı birisini gördüğünü söylüyor ve devam ediyor.
Yaralının boş matarasını kendine uzattığını “Me Türk, me Türk” diye soluk soluğa bir şeyler söylemeye çalıştığını ifade ediyor.
Hem karnından hem omuzundan vurulmuş Türk askerinin, yaraları nedeniyle çevresinin kan pıhtıları ile dolduğunu söylüyor.
Amerikan yüzbaşı çaresiz olarak, yaralı Türk’ü öyle orada bırakıp hızla geriye çekildiklerini anlatıyor. This Kind of War (Korean War History) kitabı (20. bölüm 216 sayfa)
28 - 29 Kasım günü yalnız başına bırakılan Türk tugayı adeta bir ölüm tuzağı haline gelen Kunuri Boğazı’nı binbir güçlükle aşıp düzlüğe çıkmıştı. İşte, geride kalan Kore tugayımız tek başına korkunç bir biçimde savaşmıştı ama neyi ne kadar yapabildiğini o kavga dövüş sırasında anlayabilmesi de mümkün olmamıştı.
- Hem de yakın kuvvetlerle bağlantı sağlayamadığı için, etrafında olup bitenleri ve bu noktada kendi pozisyonunu da değerlendirmesi olanaksızdı...
Ancak sonradan anlaşılacaktı ki tugay kendini kurtarırken 8. Amerikan Ordusu’nu da kurtarmıştı. Başta Türk Tugay Komutanı General Tahsin Yazıcı ve beraberindeki komutanların dirayetli uğraşıları sonucu çok ağır zayiata rağmen tugay Kuzey Kore’nin Pyongyang bölgesine ulaşmayı başarmıştır.
Ancak tugayın kaybı çok ağır olmuştur.
12 subay, 7 astsubay toplam 19 er şehit.
5 subay, 10 astsubay, 440 er, toplam 455 yaralı ve 7 subay, 2 astsubay, 85 er de kayıp.
- Daha sonraları bir harp muhabiri bu savaşla ilgili olarak şöyle yazacaktır:
Amerikan 9. Kolordusu geri çekilirken Kunuri’de Türk tugayı düşmanla kıyasıya muharebeye girişti, Çin birlikleri de Türklere yüklendiler.
- Uzun boylu, soluk benizli, bıyıklı, esmer Türkler geri çekilmediler, düşmanla çevrildikleri halde ölünceye kadar mücadele verdiler. Her şeyin bittiğinin sanıldığı anda süngü ile saldırdılar.
Türkler oraya dövüşmek için gelmişlerdi, dövüşmüşlerdi ve atalarının ismini tekrar savaş tarihine yazmışlardı...
Ruhları şad olsun...
Kaynaklar:
(1) This Kind of War, TR Fehrebach 1963.
(2) Kore Savaşlarında Mehmetçik, İbrahim Artuç, 1998.
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Sette kavga çıkmıştı: Siyah Kalp dizisinde flaş ayrılık