Le Journal Anadolu Yollarında

“Yol Hikayeleri” projesinin fikir babası ve aynı zamanda ajansın kurucuları arasında yer alan Emin Özmen; “Bugüne kadar Anadolu ve kültürü üzerine pek çok belgesel çalışma gerçekleştirildi, bizim şuan yapmaya çalıştığımız pek çok zenginliği içinde barından bu kültürü klişelerden uzak bir dil ile tekrar ele almak ve paylaşmak” şeklinde özetliyor bu macerayı. Temmuz ayı içerisinde Hatay'dan Ağrı'ya kadar uzanan 3500 km yolu katederek oluşturulan belgeselin ilk bölümü “Sınırlar” ismini taşıyor. “Yol” üzerine pek çok içeriği içinde barındıran belgeselde Le Journal üyeleri Volkswagen T4 model bir minibüs ve içerisine yerleştirilen kameralar ile hazırlanıyor. Yoldaki otostopçuları araç içine misafir ederek gerçekleştirilen röportajlar belgeselin ana hatlarını ortaya çıkarıyor. Özmen “Sınırlar” bölümünü görüntülerken yaşadıklarını; “Yol-a dair pek çok şey bizi heyecanlandırıyordu, kameralarımızı alıp Anadolu'nun yollarına düşmeye karar verdik. Genellikle bir yerlere ulaşmaya çalışan otostopçuları aracımıza konuk ederek röportajlar gerçekleştiriyoruz. Burada çok enteresan söyleşiler ortaya çıkıyor, mesela Uludere yakınlarında aracımıza konuk olan bir kişi sınırda mazot kaçaklığı yaptığını paylaştı bizlerle. Burada ilginç olan ve bizim aslında pekçoğumuzun bilmediği hikayeleri dinledik ve aslında pekte tanımadığımız ve önyargılarımız olan insanlar hakkında daha iyi fikir sahibi olmamızı sağlayacak şeylerdi bunlar. Röportajları bazen yolda dikkatimizi çeken yerlerde araçtan inerek gerçekleştiriyoruz. Van yakınlarında bir tır lokantasında röportajlar yaptık, Hakkari'nin oldukça yüksek bir dağının tepesinde 10 adet kovan ile arıcılık yapmaya çalışan bir kişi Hakkari'yi anlattı bize. Ağrı dağı yakınlarında dört küçük çocuğu ile tarlada çalışan bir babayı görüntüledik. İnsanların bu röportajlardan çıkaracağı önemli detalar olduğunu düşünüyorum. Gerçek ve samimi insan hikayeleri tanıştığımız şeyler, bizi heyecanlandıran kısmıda bu zaten” şeklinde özetliyor.  Le Journal belgesellerini televizyon izleyicisinden ziyade internet kullanıcıları ile paylaşıyor. ajansa ait vimeo kanalı üzerinden yapılan paylaşımlar geniş bir kitle tarafından hızlı bir şekilde internet üzerinden paylaşılıyor.

Avrupa, Balkanlar ve Orta Doğu coğrafyasında yaşananları dürüst ve tarafsız bir şekilde anlamaya ve aktarmaya çalışan fotoğraf, video, grafik başta olmak üzere farklı dsiplinlerden yaratıcı profesyonellerin bir araya gelmesiyle 2012 yılında İstanbul’da kurulan Agence Le Journal, bir fotoğraf ajansının ortaya koyacağı ürünlerin dışında daha çok çağın iletişim diline ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte tasarlanan bir yapı. Fotoğraf, icadından bu yana popülerliğini her devirde korumuştu. Hal böyle olunca hitap ettiği kitle ve bununla orantılı olarak fotoğrafa yapılan teknoloji yatırımları günden güne tahmin edemeyeceğimiz boyutlara ulaşmış oldu. Ve artık birkaç yıl öncesinde video kaydeden aparatlar fotoğraf makinemize kadar girmiş oldu. Hareketli görüntüler, saniyenin yüzde birini sabitlemeye odaklanmış olan zihnimizin bir kenarında yerini almaya başladı zamanla. Fotojurnalizm de bundan nasibini aldı, artık dünyanın birçok yerinde birçok röportaj fotoğrafçısı hikâyelerinin anlatımında videodan da faydalanır hale geldi. Mevzu eğer bir hikâyeyi daha iyi anlatmaksa bundan kaçınmamakta gerekir elbette, ancak yüz yıllık bir geleneğin nasıl ve neden form değiştirdiğini algılamak için teknolojinin fotoğrafçılara sunduğu olanakları görmemiz gerekiyor. Bu anlamda kendilerini bir fotoğraf ajansından daha çok bir multimedya ajans olarak tanımlıyor Le Journal üyeleri ve hikâyeyi daha anlatıcı hale getirmek için gerektiğinde video ve ses kayıtları da kullanarak aktarmaya çalışıyor.

Ajans çalışmaları ile kurulduğu günden bu yana uluslararası pek çok kurum ve festival tarafından ödüllendirilmişti. Suriye'de kaydedilen görüntüler ile 2013 yılında Time Dergisi tarfından yılın en iyi 10 fotoğrafı arasında yer almayı başaran Le Journal Gezi olayları esnasında yaşananları samimi ve dürüst bir şekilde ortaya koyan 'Gezi Tanıklığı' belgeseli öncelikle World Press Photo tarfından birincilik ile ödüllendirilmişti. Ardından İtalya'da Roma Uluslararası Film Festivali, Fransa'da Beyoux Calvados Festivali tarafından ödüller kazanan belgesel özellikle çatışmaların polis tarafından aktardığı tanıklıkları ile ilgi çekiyordu.

www.agencelejournal.com


http://vimeo.com/102954510