Masal gibi bir 'sirk'

Kanada’nın en büyük eyaleti Quebec’te, 1984 yılında, ülkenin Jacques Cartier tarafından keşfinin 450. yıl kutlamaları nedeniyle eğlenceyi tüm bölgeye taşıyacak bir gösteri aranıyormuş. O dönem 20 sokak sanatçısından oluşan bir topluluk, dans ve müzik eşliğinde “hokkabazlık” yaparak para kazanıyormuş. Bu renkli sokak grubu, ileride kurucuları olacak Guy Laliberté’nin bir hayli ilgisini çekmiş olacak ki Laliberté, toplulukla anlaşıp, organizatörleri, “Cirque du Soleil” (Güneş Sirki) adlı bir gösteri için ikna etmiş. İşte Cirque du Soleil, o günden beri, dünyayı gezerek, izleyenleri kendine hayran bırakıyor.

Topluluğun hikâyesi nasıl masal gibiyse, gösterileri de öyle. Türkiye’ye ilk kez gelen ve bu akşamdan itibaren, 4 Mart’a kadar Abdi İpekçi Arena’da en köklü gösterilerinden biri olan “Saltimbanco” ile izleyici karşısına çıkacak olan Cirque du Soleil’in provasındayız.

Nefesimizi tutup izlediğimiz provalarda, neredeyse olanaksız görünen denge, zıplama, dönme, bungees, trapez, jonglörlük ve akrobasi bisikleti hareketlerinin yanı sıra dünya çapında “ünlü” olmuş palyaçolar da önümüzden geçip gidiyor. Tüm o “Chinese Pole”lar, “Russian Swing”ler kusursuz denilebilecek performanslarla hayata geçiyor.

Teknik başarılarının yanı sıra modern dans, akrobasi, canlı müzik, aydınlatma, makyaj ve kostümleri bir araya getirip izleyeni böyle bir dünyanın ya da bir rüyanın gerçek olabileceğine inandırıyorlar. İzlemekten hiçbir zaman hoşlanmadığım, hayvanların birtakım “numaralar” sergilemeye zorlandıkları bölümlerse yok bu sirkte. Kimi zaman komik, kimi zamansa dramatik tonlara sahip Saltimbanco gösterisi; akrobasi, tiyatro, hayal gücü, dans, cesaret, hüner, zarafet ve çokkültürlülük gibi değerleri kendine temel alıyor. Cirque du Soleil topluluğu ve onların Saltimbanco adlı gösterisi ile ilgili en keyifli bilgiyiyse gösterinin artistik direktörü Neelanhi Vadivel veriyor:

‘Metropollerden ilham aldık’

- Cirque du Soleil, klasik bir sirk gösterisinden çok, modern dans performansı gibi görünüyor.

- Evet bu şekilde de bakılabilir, gösterimiz bütüncül bir performans. İçinde sirk, dans, orijinal müzik, akrobasi ve palyaçolar var. Buna yalnızca sirk ya da dans gösterisi demiyor, bütüncül bir algıyla bakıyoruz.

- Bildiğim kadarıyla Cirque du Soleil’in 20 adet gösterisi var. Her gösterinin kendine özgün bir konsepti var mı?

- Evet, elbette. İtalyancada “bankın üstünde zıplamak” anlamına gelen Saltimbanco, 19 yıl önce oluşturulmuş bir gösteri. Alanında tek olma özelliği taşıyor. Sokak performansından, insan enerjisi ilham alınarak kurgulandı. Özel efektler yok örneğin, biz burada insanın enerjisine övgümüzü dile getiriyoruz. Spontane, ani ve gerçekçi bir yaklaşımla hareket ediyoruz. 20 farklı ülkeden 50 sanatçının yer aldığı Saltimbanco’da, metropolde yaşayan insanlar, onların mizaçları, alışkanlıkları ve benzerlikleri, kalabalıklar ve caddelerin gürültüsü yansıtılıyor. Şehir hayatının kozmopolitliğinden ve orada yaşayan renkli kişiliklerden ilham alıyoruz.

- Topluluğun 20 adet gösterisi arasından sizin en beğendiğiniz hangisi?

- Tabii ki Saltimbanco, çünkü ben bu topluluğun artistik direktörüyüm. Ancak Cirque du Soleil’in henüz izleyemediğim başka gösterileri de var. Onları izlemeden yorum yapmam doğru olmayabilir.

- Cirque du Soleil’in bu kadar popüler bir hale gelmesini neye bağlıyorsunuz?

- Bence en önemli neden, gösterilerin içinde aradığınız her şeyi bulabilmeniz. Bu anlamda bir benzeri daha yok. Gösterinin kalitesi de oldukça yüksek standartta, takipçileri azınsanmayacak sayıda. Bir gösteriyi izleyen, diğer gösterileri de izlemek için sıraya giriyor.

- Sirkte çalışmanın en zor yanı nedir?

- Uykusuz geceleri bol bir işi var ama hayatımdan çok memnunum. Sirkte çalışmak yorucu ama güzel. Sosyal hayatımız yok sanmayın. Ekipte birçok evli çift var. Ben de eşimi burada tanıdım.