"Milli irade üzerine irade olmaz"
İkinci Ergenekon davasında 3 yıla yakın bir süredir tutuklu bulunan CHP İzmir Milletvekili ve Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay, Eski Genelkurmay Başkan İlker Başbuğ’un nerede yargılanacağı tartışmalarına dikkat çekerek "Hukuk ikiye bölünür mü? Türkiye’de hukuk rayından çıkmış, karaya oturmuştur" dedi. Balbay, diğer sanıklarla birlikte kendisinin "ülkede kaos yaratmaya" çalışmakla suçlandığını belirterek "Kaos ortamını yargı yaratmıştır" diye konuştu. Balbay ve diğer tutuklu sanıkların, tutukluluklarının devamına karar veren mahkeme heyeti duruşmayı 30 Ocak gününe erteledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi yerleşkesi yanındaki küçük salonda görülen davanın 150. duruşması yapıldı. Mahkeme Başkanı Özese’nin talep ve beyanların alınacağını açıklaması üzerine Mustafa Balbay söz aldı. Balbay, sözlerine Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı (EFJ) Arne König’i ve tüm izleyicileri selamlayarak başladı. Balbay, König’e Almanca olarak “Tiyatroya hoş geldiniz” diye seslendi.
Balbay, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi’ye, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu’nun (FIJ) yenilenen Uluslararası Basın Kartı’nı kendisine ilettiği için teşekkür etti.Gazeteciliğin ülke ile nefes alıp vermek olduğunu, ülkesinin insanları için yatıp kalktığını daha önce vurguladığını söyleyen Balbay “Özgür olsaydım, gazetecilik mesleğine devam ediyor olsaydım, büyük olasılıkla MİT Müsteşarı’nın yaptığı görüşmede olurdum. Mesleğimi özgürce sürdürüyor olsaydım Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a, Genelkurmay Başkanı’na not bırakırdım. Biliyorsunuz Genelkurmay Başkanı 4 gazeteciyle röportaj yaptı. Burada benim gazetecilik mesleğini yaparken kullandığım belgelerden, kitaplarımdan, notlarımdan, görüşmelerimden ‘terör örgütü’ üretilmeye çalışılıyor” diye konuştu.4 yılı aşan bir süredir yürütülen Ergenekon soruşturmalarından “Terör örgütüne ulaşılamacağının” ortaya çıktığını ifade eden Balbay, “Sadece son birkaç güne baktığımda şu anda Türkiye'de gelinin nokta 'kaos ortamı'dır. Bir belirsizlik vardır, Yarın ne olacağını kimseni bilmesi mümkün değildir. Biz ‘kaos yaratmaya çalışmak’la suçlanıyoruz. Gelinen nokta kaos ortamının yargı yaratmıştır. Yargı, kaos ortamına neden olmuştur” diye konuştu.
Hukuk ikiye bölündü
Balbay’ın “yargının kaos ortamı” yarattığı sözleri üzerine Başkan Hasan Hüseyin Özese “Yargı görevini yapıyor. Yargının öyle bir amacı olamaz. Mahkemeyi töhmet altında bırakacak sözler sarf etmeyin” diye araya girdi.Balbay ise “2 ayda 15 dakika söz hakkımız var. Kesmemenizi talep ediyorum. Sınırsız suçlamaya karşı sınırlı savunma hakkımız var” diye yanıt verdi. “Ben durumun fotoğrafını çekmeye çalışıyorum” diyen Balbay “Şu anda Türkiye’de insanın nerede yargılanacağı, nerede tutulacağı tartışılıyor. Delilleri geçtik, nerede, nasıl yargılama yapılacağına dahi karar verilemiyor. Bunlar hukukun rayından çıkıp karaya oturduğunu göstermektedir” diye konuştu.Balbay mahkeme heyetine “Hukuk ikiye bölündü. Siz de hukuk eğitimi aldınız. Bu davalara bakıyorsunuz. Hukuk bölünür mü? Bir ülkede hukuk bölündüyse o ülkeyi yürütecek mekanizma kalkmıştır demektir.Hukuk zamana göre değişen bir araç değildir, prensipler bütünüdür. Bu bölüne ortamanı yaratıcısı sizlerin bu süreci gözden geçirmesi gerekir” diye seslendi.
Meclis kilitlendi
Balbay şöyle devam etti: “Yüce Meclis kilitlendiyse fiili olarak görev yapamaz hale geldiyse, ana muhafelet partisinin 134 milletvekiline Meclis dışında kalma tehlikesi hissettirildiyse hukuk karaya oturmuştur.”
Mahkeme heyetine “Tabii yasa maddelerine dayanmaktasınız” diye hitap eden Balbay şu örnekleri verdi:
“Türkiye Cumhuriyeti tarihinde siyasal yargılamalar var. Yassıada yargılamalarında sanıkların ‘Burada hukuksuz yargılanıyoruz’ diyen sanıklara Mahkeme Başkanı ‘Sizi buraya tıkan irade öyle istiyor’ dedi. 12 Eylül’de siyasi parti liderleri, Zincirbozan’da ‘zorunlu ikamet’ ettirildiler. Zincirbozan’da artık Çanakkale’deki 18 Mart Üniversitesi’ne bağlı Hukuk Fakültesi kuruluyor. Benim de hayalim Silivri’nin de Hukuk Fakültesi’ne dönüşmesi.” Başkan Özese, bir kez daha araya girerek “Mahkememizin Yassıada yargılamalarıyla en ufak benzerliği yok. Biz hiç kimseden talimat almıyoruz” diye uyardı. Balbay ise “Tabii ki en ufak benzerlik yok. Yassıada ile benzerlik zaten ufak değil” dedi.Türkiye’de şu andaki yargılamalar karşısında herkesin bir suç örgütüne dahil edilebileceği korkusu yarattığını savunan Balbay “Bu iklimi siz düşünün. İzmir'de her iki seçmenden birisi bana oy verdi ve Meclis’e taşıdı. Burada tutularak Meclis’te görev yapmam engelleniyor. Bu seçmenin tutuklanması demektir. Bu milli iradenin üzerindeki bir iradedir. Meclis'in eksik oluştuğunu iddia etmek abartı değildir” diye konuştu.
Talepte bulunmayacağım
“Gelinen noktada mahkemeden bir talepte bulunma ortamı kalmamıştır” diyen Balbay şöyle devam etti: “Heyetinizden bu yargılama ile oluşmuş ortamı gözden geçirmenizi talep ediyorum. Bir gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklediyseniz sonrakiler de yanlış olur, komik bir tablo ortaya çıkar. Bu davada ilk düğme yanlış iliklenmiştir. İddia makamı ve heyetinizin bugüne kadarki ezberini gözden geçirmesi gerekmektedir.Her tarafa açık hale getirilmiş olan iddianame ile adalet mümkün değildir. Şu anda Silivri uygulamalarından ortaya çıkan tabloda, ana muhalefet partisi liderinin kendisini ifade edemeyeceği bir iklime dönüştürülmüştür. Silivri Adliyesi’nin hazırladığı fez-leke ile mahkeminin ‘dokunulmazlığının oturtulmuş’ olduğu konusunda bir konsensüs olduğunu görmelisiniz”
Milletvekili kimliği
Gazeteci olarak ülke sorunlarının üzerine gittiğini ve tutuklandığını anlatan Balbay “Gazetece kimliğimi hücrede dahi üzerimden çıkarmadım. Bu dava siyasi bir davadır. Artık milletvekili kimliğim de oldu” dedi.Kendisini ziyaret eden milletvekili arkadaşlarının “Balbay beton ve nem kokuyordu” dediklerini anlatan Balbay “Beton benim milli irademdir, kararlılığımdır, nem de içimde yaşattığım toprağın bereket kokusudur, umutlarımdır” diye konuştu. Balbay mahkeme heyetine “Bu dava Uluslararası gözlemcilerin izlemek istediği bir dava haline gelmiştir. Kendi ezberlerinizle, bu iklimle bu davayı sürdüremezsiniz” dedi. Başkan Özese ise “Bu dava siyasi değil. Yargılama sürecini makul bir sürede bitirmek istiyoruz. Siz milletvekili iken tutuklanmadınız, tutuklu iken milletvekili seçildiniz” diye konuştu. Balbay ise “Milli irade üzerine irade olmaz. 550 bin seçmenin oyunu yok sayamazsınız” diye karşılık verdi.
Duruşmayı sanatçı Yıldız Kenter, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi, Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı Arne König, TGS eski Genel başkanlarından Ziya Sonay, TGC’nden Gülseren Güver, Uluslararası Basın Enstitüsü’nden (IPI) Yurdanur Atadan ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarından yurttaşlar izledi.
Büyük salonda Balyoz duruşmalarının yapılması nedeniyle 2.Ergenekon davasının küçük salona alınması davayı izlemek isteyen çok sayıda kişinin dışarıda kalmasına neden oldu. Bazı izleyiciler salonda yere oturarak ya da dış salondaki ekrandan duruşmayı takip etmeye çalıştı.
"Tutukluluklarının devamına..."
Balbay ve diğer sanıkların, tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti duruşmayı 30 Ocak gününe erteledi.
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!